Merhaba arkadaşlar nasılsınız? Ben fena sayılmam. Buralarda çok anlaşılmasa da, en çok film izliyorum. Ne dizi, ne kitap ne de müzik bu yaz en çok film izledim. Hala izlenecek o kadar çok film var ki hem klasik hem tür hem de sevdiğim yönetmenlerin filmleri derken liste uzadıkça uzuyor bir de bunlara yeni gelen filmler eklenince off mu ohh mu bilemedim. Bomba gibi bir Filmekimi geliyor fırsatı olanlar koşsun koşsun gitsin, twitter’da sürekli paylaşıyorum haberlerini aşina olanlar vardır. Bu sene maalesef ve maalesef gidemeyeceğim ve aşırı derecede üzgünüm. Her sene bir iki film bile olsa giderdim ki bakınız 2015’te istediklerimden, zamanı uyanlardan ve gelen filmlerden denk gelen 3 filme gidebildim (ders ekmem bile gerekmişti :)) ama bu sene gidemeyeceğim, hele ki geçen dönem hiçbir film festivalini kaçırmazken. Neyse hayallerimi ve kırıklarımı bir kenara bırakırsak bu yazıyı yazmadan önce blogumuzda yeni sezona girerken sizlerle yeni kararımı da paylaşayım. Artık daha çok film incelemesi, tanıtımı tek tek yapmaya karar verdim. Büyük çoğunlukla üşengeçlikten blogda çok ama çok az inceleme var. Listelerimiz zaten var, onlar devam edecek ama o listeler koyacağımız filmlerin tek tek tıkları olsa güzel olmaz mı? Bence mis gibi olur şöyle merak edenlere detaylı, spoilerlı/sız incelemeler paylaşsam. Yani listelere devam ama liste dışı/içi fark etmez incelemelere yoğunlaşma olacak. Yazdan başlayarak birçok yeni bölüm oldu blogda ve devamı gelecek başka alanlarla da. Şimdilik bu kadar. Eski konseptlere de devam ediyorum, merakta kalmayın sadece yeni fikirler, yeni eklemeler daha çok kişiye hitap etmeyi düşünüyorum. Umarım hoşunuza gider. Yeni sezona başlayan tv kanalları gibi oldum :). Jeneriğim eksik ama ondan da eksik kalmıyorum ve müziksiz asla sloganıma devam ederek bu yazıyı okurken dinlemeniz için müthiş bir şarkı koyuyorum buraya. Bu arada sakın korkmayın sevgili okuyucularım, her yazıda böyle çenem düşmeyecek, sadece inceleme olacak eskisi gibi, gerek yok bu kadar laubaliliklere sonuçta ciddi bir kültür sanat blogu burası (?), kendimize gelelim :). Hadi o zaman başlayalım.
Gençlik - Bir Yaşlılık Hikayesi
Her şeyin bir zıddı
vardır ve biri varlığını diğerine borçludur. İyi kötü olduğu için kendini
gösterir, çalışkan tembelin yanında belli olur ve gençlik yaşlılık olduğu için.
Biri diğerini var eder, tamamlar ve aslında zıddını da içinde barındırır.
Filmin adı belki de bu yüzden gençlik çünkü gençliğin olmadığı yerde yaşlılığı
anlatamazsın. Gençken her şey kolay, hata yapmak, sorumlulukları üstlenmemek,
keyfince düşünmeden yaşamak, endişelenmek ve tabi ki yaşlılığı, geleceği,
yaptıklarınızın sonucunu düşünmemek tabi bu durum ilerleyen yaşlarda değişiyor.
“ Düşüncesizlik
baştan çıkarıcıdır”
Festivallerin en çok
sevilen filmlerinden bir olmayı başaran Youth,
gençlikte önemi olan şeylerin artık önemli olmadığı ve önemli olmayan
dikkat edilmeyen şeylerin önemini, bu tezatlığı gösteren bir film. Fred, acı
çeken bir adam. Eski bir müzisyen, orkestra şefi. Kraliçeye konser vermektense hayalinde
ineklere şeflik yapmayı tercih ediyor. Arkadaşı yönetmen Mick, genç ekibiyle
vasiyetini yani son filmini yazıyor. İkisinin çocuklarının evliliği adamın
başka bir kadına aşık olmasıyla bitiyor. Kadın perişan, adam mutlu. Kadın şimdi
acı çekiyor. Bu acı önemli. Bir de yeni filmi için hazırlanan genç oyuncumuzun
geçmişte yaptığı düşüncesizlikleri var kendine göre. Dünya çapında birçok filmde oynayıp da sadece
yüzünün bile görünmediği robot filmiyle tanınması mesela. O da önemli. Ya
bundan yirmi yıl sonra?
“ Her biriniz
gözlerimi açtınız. Sayenizde korku saçmalığıyla vaktimi harcamamız gerektiğini
anladım.”
“Senin benim
arzularımdan bahsetmek istiyorum. Saf, imkansız ve edepsizler fakat bunların
önemi yok çünkü bizi insan kılan onlardır.”
Peki, önceden önemli
olup da şimdi önemli olmayan neydi? Anlık heveslerdi. Fred ve Mick’in aynı kıza
vurulmaları, günübirlik ilişkiler, çocuğunuza ayırmadığınız bir saat,
ön yargılar. Peki önceden önemli olmayıp da şimdi önemli olan neydi? Gün
içindeki ürin miktarı, küçük kaçamakların sonuçları, çocuk diye anlamaz
sandığınız yavrularınızın her şeyi bilmesi daha doğrusu hissetmesi, popülerlik.
Artık genç vücutlar asla ulaşılamayacak bir hayal, sigara içmek zararlı, saat
artık geç, tuvalete gitmek önemli ama arkadaşının senin beraber olmak için feda
edemeyeceğin kızla berber olup olmadığını hatırlayamaması bile önemli değil.
Gençken yaptığın şeyler önemli ama önemsenmeyecek kadar da önemsiz çünkü hepsi
düşüncesizliklerimizin, gençliğimizin, arzularımızın bir parçası, sonucu.
Düşünmeden atılan adımlar ilerde canınızı sıkabilir, pişman olmanıza neden
olabilir ama bizi insan yapan da bu değil mi? Her şeye rağmen devam etmek,
yaptıklarımızın iyi veya kötü sonuçlarına katlanmak, hepsi önemli. Genç
oyuncumuzun, robot olarak tanınmaktan dert yanarken yanına gelen küçük bir
hayranı belki de yaptığı her şeyi, o memnun olmadığı robot olmayı bile haklı
çıkarabilir, ona kendine farklı bir şekilde bakmasını sağlayabilir. Aslında o
kadar rolde oynadığı halde kendisini bir robot olarak görenin yine insanın
kendisi olduğunu gösterebilir. Geçmişte yaşadığın tüm düşüncesizlikleri
kabullenmek önemli. Filmde bu çatışmaları fiziksel ve zihinsel olarak göstermek
de önemli.
Peki, gençlikte ve
yaşlılıkta da değişmeyen ne? İkisinde de önemli olan ve hep aynı kalan ne? Bizi
biz yapan, hatalara sebep olduğu kadar dengi olmayan mutluluklara da sebep olan
o şey ne? Her olumsuzluğa, acıya, yaşadığın iyi kötü her şeye değen? Cevap
basit. Cevap aşk. Sevgiliye olan aşk, çocuğuna duyduğun aşk, müziğe olan aşk,
sanata olan aşk, yaptığın işe olan aşk, aşk aşk aşk. Sevmek önemli, sevilmek
önemli. Aşk önemli. Hafızan seni olaylar konusunda aldatabilir, yanıltabilir, en
ihtiyacın olduğu yerde seni yalnız bırakabilir ama hislerin asla.
“Tüm tükenmişliğe,
zorluklara ve acılara rağmen o zamanlar birlikte olduğumuzu bilmiyorlar. Melanie! Her şeye rağmen birbirimizi basit bir şarkı olarak
düşünmeyi sevdiğimizi bilmemeliler.”
Fotoğraflar benim tarafımdan hazırlanmıştır.
Fotoğraflar benim tarafımdan hazırlanmıştır.