Uzun uğraşlar sonu alabildiğim ve geçtiğimiz günlerde okuduğum bu kısacık öykü kitabı gerçekten uğraştığıma değdi. Hem yazarıyla tekrardan sohbet etme şansı yakaladım hem de güzel bir öykü kitabı okudum :). Yazarın ilk ve şimdilik tek kitabı Avcısını Taşıyan Ceylan, ne anlattığından çok nasıl anlattığı ile okuyucuyu etkisini alan kitaplardan. Tabi boş şeyler anlattığı izlenimi vermesin size aksine anlattığı şeyi o kadar güzel anlatıyor ki yazar, öyküler sizi sadece hikayesiyle değil anlatım şekliyle daha da çok etkiliyor.
Bu kitapta beni en çok etkileyen öyküler; Avcısını Taşıyan Ceylan, Esirgenen ve Annem Harikalar Diyarında oldu sanırım. Diğer öyküleri de çok sevdim ama bu bahsettiğim öyküler özellikle beni çok etkiledi. Aynı zamanda kitaba adını veren ilk öyküde bir insanın en temel ihtiyaçlarından olan beslenmenin bir çocuğun, yoksulluğa bir de annesinin çaresizliği eklenecek diye duyduğu utanca; göç sebebiyle "uzak"ta yaşayan babanın yokluğu eklenince öykünün sizi hüzünlendirmemesi elde değil. Yazar da bunu o kadar güzel anlatıyor ki öykü sizi alıp başka yerlere götürüyor.
Bu tadımlık özetten sonra size tabi ki bu kitabı önerir, özellikle öykü severlerin şiddetle bu kitabı okumasını tavsiye ederim. Benim gibi Alakarga'dan bulmanız zor olabilir ama Dedalus'tan yeniden yayınlandığını belirteyim. Edebiyatla kalın :).
20 Mayıs 2018 Pazar
16 Mayıs 2018 Çarşamba
500 Kitap Meydan Okuması
Kitap almaya bayılırım :). Son paramı kitaba verecek kadar çok severim :). Sahaflardan, kitapçılardan, internetten her yerden kitap alabilirim :). Takas da yapıyorum, kütüphaneyi de kullandığım oluyor :).
Sevgili Mutlu Anlar Koleksiyoncusu yeni bir meydan okuma başlattı. Kitap alma ile kitap okuma orantısızlığını gidermek için 500 kitap meydan okuması başlattı, ben de katıldım :). Muhtemelen aldığım tüm kitapları bitiremeyeceğim, 500 kitabı bitirmek de yıllarımı alacak, zaten kitap almayacağıma söz veremem daha yeni sipariş verdim ve hala almak istediğim birkaç liste var, haftada üç kitap da bitirmem zor.
Eee sen bu meydan okumaya niye neden katıldın diye sorarsanız da eğer daha çok okumak beraber okumak için bir meydan okuma varsa ben de varım demek için :). O yüzden sevgili arkadaşlarım 500 bizim hedefimiz, hayalimiz olsun biz yine bu yıl okuyabildiğimiz kadar çok okuyalım, paylaşalım :). Siz de bu meydan okumaya katılmak, almadan daha çok elden tüketmek isteyenlerdenseniz buyrunuz Mutlu Anlar Koleksiyoncunun yazısına :). Edebiyatla kalın.
13 Mayıs 2018 Pazar
Blog Muhasebesi #mim
Merhabalar :), nasılsınız görüşmeyeli :). Ben fena sayılmam. Merak eden arkadaşlarım oldu sağ olsunlar, bu hafta hastaneye gittim, buradan toplu bilgilendireyim sonuçlar iyi geldi :). Çok teşekkür ederim soran yardımcı olmak isteyen arkadaşlarıma, düşünmeniz yeter. İyi ki varsınız <3.
Yalnız çok ilginç bir şey anlatacağım bu temiz sonuçları aldıktan sonra yolda giderken trilyonda bir olacak bir şey başıma geldi ki böyle şeyler anca beni bulur zaten, beterinden korusun, bildiğiniz sonuçları aldım yolda gidiyorum ayağıma çivi battı! Evet, yolda ayakkabım varken, ayakkabıyı deldi!!! Ve ben bunu çok geç fark ettim, yuh yani. Ayağımda çiviyle yürümüşüm gezmişim bir süre. Dur bir bakayım da şu taşı çıkarayım dememle çevremde küçük nidalara sebep olmam bir oldu ben dahil, evet taş sandım. Ayakkabıya çivi çakılmış ve ayakkabı çorap ikilisini aşıp topuğumu vurmuş. Topuğumdan vuruldum, a dostlar. O çivinin dik durumda durmasını ve benim onu basmamı geçtim, geç fark etmem cabası oldu. Tahminime göre o önceden çiviye çakılmış ve ben bir şeye basınca fark ettim. Gevezeliği bırakırsam sonuç olarak yine soluğu acilde kendimi tetanoz aşısı olurken buldum :/. Yine de gelecek ay acile gitmediğim bir ay olmasını ve süpper bir doğum günü hediyesi almayı umuyorum ki o da uzun zamandır istediğim bir hayalim olur :).
Konumuz mimdi ben ne anlattım, hahaha :). Canım Her Telden Şef beni mimlemiş ki bilirsiniz mim hazırlamayı da yapmayı da çok severim :). Davete icabet etmek gerektiğinden çok kişisel olmaması kaydı ile her mime de katılmaya çalışırım, o yüzden canım arkadaşımı kıramazdım :), hemen yazdım :).
Şefin yazısı için tıktık.
Mimi başlatan Blogcu Sultan'ın yazısı için tıktık.
Şefin yazısı için tıktık.
Mimi başlatan Blogcu Sultan'ın yazısı için tıktık.
Blog alemine nasıl girdin?
Öyle kendi kendime :).
Hangi blog sana ilham oldu?
Bunu daha önce yine bir mimde anlattım ama yine bahsedeyim. Blog okuyucusuydum ve yazmadan önce de baya senelerdir blog açmayı düşünüyordum. Bir de blog açmayı düşünürken ad da düşünüyordum ve adı blogdan çok önce hazırdı :). Her zaman olduğu gibi bir anda karar verip açıverdim yıllarca istedikten sonra bir cesaret. En iyi hatırladığım, Kediler ve Kitaplar diye o zamanlar daha aktif harika bir blog var, her yazısını tekrar tekrar okuyor, çok zevk alıyor, keşke daha çok böyle olsa da okusam diyordum. Sonuç olarak benim de kendime özgü farklı bir kültür sanat blogum oldu :). Umarım bir kişi bile olsa blogumu tekrar tekrar okuyacak kadar seviyordur :).
Bloga yazdığın ilk yazı ile son yazı arasında fark var mı?
Oooooo, olmaz mı! Yalnız bir şey itiraf edeyim, hala ilk tanıtım yazımı okuyamam, çok utanırım. Güncellemek için bile okuyamıyorum ama okuyacağım :). Onun dışında arada eski yazılarıma yorum gelince ya da başka bir yazıda bahsetmem gerekirse tekrardan okuyor, güncelliyorum; ben de çevrem de değişmiş doğal olarak yazılar da. Değişim iyidir hele ki üstüne katılırsa, umarım ben de bir şeyler katarak ilerlemişimdir.
Yakın çevrendeki insanlar blogunu biliyor mu?
Benim ilk takipçilerim arkadaşlarımdı :). Okumasalar da takip ediyorlar :), lakin arada bazı yazıları diğer sosyal medya hesaplarımda da paylaşıyorum, herkes benim yazdığımı biliyor mu bilmem :).
Blog yazmak yaşantına ne kattı?
TDK :), şaka değil. Daha dikkatli düzgün yazmaya çalıştığımdan sürekli kelimelerimi TDK onaylı seçmeye çalışıyorum. (Ve tabi ki bir sürü şey ama kaçamak kısa cevap vermek bunu gerektirir, ha bir de üşengeçlik :))
Şu an bu mim ile birlikte blogda kaç yazın ve kaç sayfa görüntülenmen var?
Gerek yok, ama mesela bu yazı ile kaç blog tanıdım, tanıyacağım diye sorarsan bence sınırsız :). Mimler yeni bloglar keşfetmek ve bloggerları tanımak için çok güzel fırsatlardan biri. O yüzden ben bu tatlı keşifleri numaralandırmıyor hepinizi koccaman öpüyorum. Sevgiyle kalın <3.
Mimliyorum,
5 Mayıs 2018 Cumartesi
2. Hatay Kitap Fuarı Günlüğü
Bir fuar günlüğünden herkese merhabalar :). 20- 29 Nisan tarihleri arasında olan fuar genel anlamda hayal kırıklığı olsa da olan güzellikleri es geçmek olmaz. Bu fuarda bir ilk yaşadım ve çok mutlu olduğum anlar yaşadım. Onun dışında üç kere ziyaret ettiğim fuarda gün gün neler yaşadım hepsini aşağıda yazdım. Uzun bir yazıya uzun bir giriş olmasın, aşağıda görüşmek üzere :).
21.04
Merhabalar, hemen sıcağı sıcağına bir fuar yazısı yazmak istedim ama maalesef çok mutlu bir yazı olmayacak çünkü ne Alper Canıgüz geldi ne de fuar dolu dolu bol kitaplı indirimli bir fuardı. Fuara gittiğimde cumartesi olmasına rağmen kalabalık normaldi. Hafta içini düşünemiyorum. Yine de ben gideceğim bir kez daha. Geçen seneye göre hem yayınevi az hem de hiç sahaf yok :(. Geçen seferki sahaflar öyle memnun kalmamışlar ki tercihlerini sanırım diğer fuarlardan yana kullandılar, haklı olarak. Onun dışında yayınevleri de çok az ve indirimler %25'i geçmedi maalesef :(. Bu sefer kuzenim bana eşlik etti fuarda ve en çok onun için gezdik çünkü ben bir daha gideceğim ama yine de bir iki kitap aldım.
Fuardan hiç fotoğraf çekmedim, o yüzden sadece kitap fotoğraflarını paylaşacağım.
İş Bankası modern klasikler dizisinden merak ettiğim iki kitabı fuar vesilesiyle aldım. Özellikle Dr. Jekyll ve Mr. Hyde en merak ettiğim.
Doğan Kitap standında merak ettiğim bir diğer kitap Muhterem Nur'un kitabını da 10 lira standında görünce alıverdim. Bu tarz biyografi/anı kitapları okumayı seviyorum. Kitapta Muhterem Nur'un ağzından değil bir hikaye gibi hayatlarını Müslüm Gürses ile beraber okuyoruz. Bu kitabı da merak ediyordum, "Müslüm" filmini de merak ediyorum. Kitap 5. baskıyı yapmış. Dün okuyup bitirdim bile, çok akıcı bir kitaptı.
Fuarı ilk ziyaretimden aldığım kitaplar ve izlenimlerim bunlardı.
23.04
Fuardaki ikinci günümde bana arkadaşım eşlik etti. Beraber gezelim dedik ama dediğim gibi pek bir yayınevi ya da sahaf olmadığı, indirimler de pek iç açmadığından gezimiz yine kısa sürdü. Lakin bu sefer şöyle bir güzellik oldu.
Yanlış hatırlamıyorsam Ankara'daki bir fuarda Aylak Adam Yayınları genel yayın yönetmeni ve kurucularından Erkan Aslan ile dolaylı olarak tanışmıştık. Dolaylı olmasının sebebi ilk başta adının söylemeyişi daha sonra bana önerdiği kitaplardan biri Minimalist Öyküler'de öyküsünden adını keşfetmemdi :). Ben o kitabı okudum bitirdim, içindeki öyküsünü okudum ve yarım kalan o öyküyü ve diğer öyküleri okumak için yazarın kitabını sipariş ettim ki siz şu yazılardan (yazı 1, yazı 2, yazı 3) nasıl kitabı aldığımı biliyorsunuz :).
Peki bunları neden anlattım? Çünkü kendisi Hatay Kitap Fuarındaydı ve ben de kitabını alıp okumaya başladığımdan bahsettim ve çok mutlu oldu. Ben de mutlu oldum, sohbet ettik ve kendisi beş güzel öykü kitabı hediye etti <3. Hiç beklemiyordum o yüzden benim için güzel bir sürpriz oldu. Kitaplardan birine başladım bile tabi yazarın öykülerini de bitirdim. Fuar bitmeden bir kez daha gidip bu sefer kitabı imzalatacağım umarım :). Şurada söz verdiğim gibi size zaten kitabı inceleyeceğim.
Fuarın bu büyük sürprizi dışında İş Bankası'ndan uzun zamandır okumadığım Moliere'in Hastalık Hastası'nı (daha önce okumuşum ama yine okudum :)) da son zamanlarda özellikle okuduğun oyunlara bir yenisi eklemiş oldum. Eğer gelirse serinin okumadığım tek kitabı Oedipus Kolonus'tayı da bir daha ki sefere alacağım :).
Fuarda maalesef tatil olmasına rağmen talep çok azdı. Azalarak bitecek gibi bir hava var bu fuarda ve bu hiç hoşuma gitmiyor. Umarım bu hafta sonu gerçekten yoğun bir fuar olur. Ben bu güzel etkinliğin her sene bol katılımlı olmasını her iki taraftan da yürekten istiyorum.
29.04
Fuarın son günü de canım kardeşim ile oradaydık. Maalesef yukarıda bahsettiğim kitabı imzalattıramadım çünkü Erkan bey gitmişti :( ama burada söyleyeyim kitabı çok sevdim. İnceleme yazısını da yazdım zaten. Ben de yayınevinin beş ve on liralık bölümlerinden aşağıdaki kitapları aldım. Fuarda en eli yüzü düzgün indirimde tabi ki her zaman olduğu gibi Aylak Adam Yayınları'ndaydı bu arada. Ankara'da da indirimler düşükken, geçen sene Hatay'da da hep Aylak Adam en güzel indirimleri yapan yayınevi oluyor, not düşeyim.
Onun dışında hiç kitabını okumadığım ama okumak istediğim Doğu Yücel de fuardaydı ama maalesef bir kişi dışında kimse yoktu yazarla iletişime geçen. Keşke bir kitabını okusaydım da sohbet etseydim :(. Bir daha gelmez de kesin :(. Tabi asıl sıra benim hiç duymadığım yazarların önündeki o uzuunn sıralardı. O sıraları Doğu Yücel'in önünde görmek isterdim :/.
Yazarlardan kaynaklı çok kalabalık bir gündü ve herkes ufaktan toparlanma sürecindeydi. Bu ikisi beni gerdi ve hemen Aylak Adam'dan kitapları aldım, ikinci gidişimde aldığım ayraçlardan biraz daha almayı unutarak oradan çabucak ayrıldık. Çok ama çok sıcak bir gün olduğunu da belirteyim. Diğer günlerin aksine son gün baya kalabalıktı keşke hep böyle olsaydı.
Seneye sahafların katıldığı, insanların test kitaplarından çok okumak için kitap aldığı, birçok yazarın imzaya geldiği, çok çok yayınevinin katıldığı, bol indirimlerin olduğu ve her günün dolu dolu birçok okurla buluştuğu bir fuar olmasını dileyerek bu seneki fuar anılarımı bitiriyorum. Buraya kadar hala sıkılmadan okuyanlara teşekkür ediyor, en azından bir "selam" yazıp okuduğunu belirtmesini rica ediyorum :). Bol kitaplı çok okumalı günlere, edebiyatla kalın :).