Selamlar! Günümüze gelmeye başladım :D. Haziran ayında okuduklarımı kaçırdıysanız linki için burayı tıklayınız. Güncel okumalarım ve puanlarım için de Goodreads ve Tiktok'tan beni takip edebilirsiniz. Siz neler okuyorsunuz? Bu kitaplar arasından okuduklarınız ya da merak ettikleriniz var mı? Yorumlarda buluşalım <3.
Kaynak: Pinterest |
Vanya Dayı - Anton Çehov 5/5
Bu hayatta bir şey için hayatta olmaz diyorsanız bilin ki olacaktır, büyük konuşun :D. Çehov sevmiyorum diye ortalıkta dolaştıktan sonra çok ama çok sevdiğim bir kitabını okudum ve bayıldım. Kara mizah var, sistem eleştirisi var, okuması keyifli muhteşem karakterler ve diyaloglar var. Kısacası artık Çehov sevmiyorum derken iki kere düşünmem gerekecek. Genç karısı ile Profesör uzun zaman sonra eski karısının çiftliğine kızının ve kızının annesinin akrabalarının yanına dönünce yeni bir düzen oluşmuştur ama bu birliktelik fazla uzun sürmez. Çok keyifli ve güzel bir okumaydı benim için. Okumadıysanız şiddetle tavsiye ediyorum.
Kitap Kurtları - Emily Henry 4/5
Emily Henry'nin okuduğum üçüncü kitabı ve kısa aralıklarla okuyunca aradaki benzerlik bile değil aynılıklar okumanın zevkini düşürse de kitabın çıkış noktasını çok sevdim. Hani izlediğimiz o romantik komedilerdeki kasabada tanışıp aşık olup kendini ve hayat amacını bulduğu hikayelerdeki esas oğlan veya kız şehirdeki sevgilisini bırakır ve sonsuza kadar yeni evi ve yeni eşiyle mutlulukla yaşar ya, bu kitap da işte o geride bırakılan "duygusuz" kadını esas kadın yapıyor ve hayat tercihlerini değiştirmeden kendine uygun bir esas oğlan bulmasını okuyoruz. Fikir olarak bence çekici diğerinin hikayesini okumak ama şöyle bir şey var okuduğunuz kaçıncı Henry kitabı olduğuna bağlı kitabı okurken aldığınız zevk değişiyor. Benim üçüncü kitabım olduğundan ve Henry'nin formülünü bildiğimden işin sürprizi kaçıyor çünkü yazar çok satan formülünü bulmuş ve güzel işliyor. Yine kötü değil ben keyif aldım okurken ama biraz daha şaşırmam gerek artık yeni kitaplarını çok sevmem için sanırım, tekrara düşen kurgulardansa.
İspanyol Aşk Aldatmacası - Elena Armas 5/5
Kurgusal aşkım Aaron Blackford ile tanışmaya hazır olun :D. Sanırım gelmiş geçmiş en sevdiğim esas oğlan bu kitapta. Yine bir düşmanlıktan aşka evrilen bir aşk hikayesi okuyoruz, daha doğrusu tek taraflı olsa da bu şekilde tanımlayabiliriz. İspanya'daki ablasının düğününe yalnız giderek ailesinin daha da önemlisi yeni nişanlanan eski aşkının karşısına çıkmak istemeyen esas kızımız kendisine ilk iş gününden beri nefret ettiği iş arkadaşını yanında götürür. Esas kız Catalina, rahatsız edici şekilde ezberden bir şeylere inanan biri, çok açık olan durumlarda bile. Yazar anlamamazlığa gelmek yerine daha yaratıcı yöntemler bulabilirdi çünkü bu okurken inandırıcılığını ve karakteri sevmemi etkileyen bir şey oldu lakin onun dışında keyifli bir okumaydı. Özellikle Amerika'da geçen rom-comlardan sonra Avrupa'da geçen bir hikaye okumak daha da yakın hissettirdi.
Gece Göğünde Çıkış Yaraları -Ocean Vuong 2/5
Çeviri şiir sevmiyorum ve bu kitap da fikrimi değiştirmedi. Birkaç sevdiğim söz oldu ama genel olarak beğenmedim.
Tavşan - Mona Awad 1/5
Nefret ettim. Yani tek cümleyle nefret ettim. Anksiyetem tetiklendi sürekli tekrarlanan Bunny kelimesinden ve ritüeller sonucu ana karakterin yaşamak zorunda kaldığı olaylardan. Okumak istemediğim türde bir rahatsız edicilikten bahsediyorum bu arada. Cidden çok kötü bir deneyimdi ve zor bitirdim. Bitirdikten sonra kendime gelmek için bir sürü çizgi roman ve kısa kitaplar okudum, baya kötü etkilendim. Hatta bir süre tavşan kelimesinden o kadar soğudum ki kitaptan bağımsız nerede tavşan kelimesini görsem tekrar tetiklendim. Absürt diye geçiyor ama bu kitap absürt değil, kötü bir kitap. Yüksek öğrenim için yazar olarak özel bir üniversiteye kabul alan karakterin, sınıfta bir türlü dahil olamadığı ve sürekli kendilerine Bunny takma ismiyle hitap eden nefret ettiği sınıf arkadaşları tarafından yaratıcılıkları kadar madde bürünen bir ritüelin içine dahil edilmesi ile gittikçe sınırların zorlandığı bir gruba dahil olur. Goodreads yorumumu da buraya bakıyorum, teşekkürler.
Tavşan by Mona Awad
My rating: 1 of 5 stars
I hate it! It’s not a weird book! I love weird! it’s a bad book triggers you in a disturbing way. Let me summarize you in a nutshell; a schizophrenic girl is overwhelmed by the thesis topic for literature classes and finally battles with her imagery characters in a mental health care center. She has psychologist and psychiatrist as teachers and another master’s student friend struggling with drug addiction patient in the center.
They’re both saved! No worries! The only character I like is Jonah so sincere and good hearted
View all my reviews
Genç Adam - Annie Ernaux 5/5
Mükemmel bir kitap daha Annie Ernaux'dan. Kendisinden yaşça küçük bir öğrenci ile yaşadığı kısa bir ilişkiyi anlatıyor bu sefer Queen. O kadar güzel yorumları ve tespitleri var ki toplumda kadının ve erkeğin rolü üzerine ben yine çok ama çok severek okudum.
Küçük Irmaklar -Pascal Rabate 5/5
Uzun zamandır okumak istediğim bir kitaptı. Yanlış hatırlamıyorsam Fermina Daza nın blogunda ilk kez bu kitabı gördüm yıllar yıllar önce ve merak edip aldım. Kaç senedir kitaplığımda duruyordu. Bu kitabın bendeki yerinin şöyle bir özelliği var, o da hayatımda çizgi roman dönemini açması. Artık ben de çizgi romanları takip ediyorum. Sevdiğim çizerleri, hikayeleri keşfetmeye hatta kovalamaya başladım. Kitap baskısı ve çizimleri çok güzel. Hikayesi de çok güzel, yalnız yaşayan yaşlı bir adamın kendinden daha genç ama yine yaşlı bir arkadaşıyla olan sohbetinden esinlenerek kendi hayatındaki vazgeçmişlikten sıyrılıp yeni bir hayata başlaması anlatılıyor. Ben çok sevdim ve keyif aldım.
Babamı Kim Öldürdü - Eduard Louis 5/5
Bu sene okurken en çok etkilendiğim kitaplar listesine rahatlıkla gireceği kesin olan otokurmaca başka bir kitap ile devam ediyorum. Babasıyla olan gelgitli ilişkisini anlatan Eduard Louis'nin sözünü sakınmadan açıkça eleştirdiği geçmişten günümüze alınan hükümet kararlarının Fransa'da yaşayan özellikle emekçi sınıfa dahil tek bir insanın hayatını nasıl etkilediğine dair çarpıcı bir okumaydı. Yine duygularıma hakim olamadığım ve çok ağladığım ama herkese de tavsiye ettiğim bir kitap oldu.
Yine Öyle Hissettirdiğinde - Cem Güventürk 4/5
Cem Güventürk'ün Hope Alkazar'daki sergisi sayesinde tanıştım ve o sergiyi çok sevdim. Kitabını gördüğümde de hemen almalıyım dedim, kitapları olduğunu bilmiyordum. Kitap güzeldi genel olarak. İnsanın kendiyle derdini mizahi bir dil ile gündelik yaşamda çok da uzak olmadığımız olaylar üzerinden anlatıyor.
Rosalie Blum Serisi - Camille Jourdy 5/5
Üç kitaptan oluşan bu seriyi sevdim demek yetmez, aşık oldum. Çizimleri olsun, hikayesi olsun, karakterleri olsun ba-yıl-dım. Ara ara açıp çizimlerine bakmak, okumak istiyorum öyle içime işledi, sevdim. Son kitapta da Christmas çizimleri de vardı; ayrıca çok sevdim Christmas sevgimden ötürü. Sevgilisinden yeni ayrılmış annesiyle yaşayan bir adamın bir gün markette karşılaştığı bir kadını takip etmesi ile başlıyor. Kadını tanıdığını düşünür ve takıntı haline getirir. İkinci kitapta ise işler tersine döner ve başka açıdan hikayeyi okuruz. İlk kitaba dönüp çizimlerdeki ayrıntıları yakalamak o kadar keyifliydi ki ikinci kitabı okurken ilkini de yanımda tuttum. Son kitapta ise iki bakış açısı birleşir ve hikaye sonlanır. Ben yazarın çizimlerine bayıldım, tam benim tarzım. Kullandığı renkler o kadar güzel ki hayran olmamak elde değil! Bu senenin benim için favori kitaplarından biri kesinlikle bu seri.
Kardeşimin Kocası Serisi - Gengoroh Tagame 4/5- 5/5
Çok tatlı bir hikayeydi. Küçük kızı ile yaşayan yalnız bir babanın ikiz kardeşinin kocası gelince onun kaldığı süre boyunca kurdukları bağa ve aile olmalarına dair çok keyifli bir okumaydı. Babanın toplum tarafından farklı görülene karşı olan önyargıya sahip bakış açısına karşılık; küçük kızının önyargısız sadece gördüğü sevgiye verdiği karşılık arasındaki farkı okumak aslında büyüdükçe temel noktayı nasıl kaçırıp değiştiğimizi gösteriyor. İlk kitap iyiydi sadece biraz didaktikti ondan dolayı puan kırdım ama ikinci kitap öyle güzeldi ki hikaye çok duygusal bitti zaten. Çizimler de eğlenceliydi, hani animelerde olur ya komedi mimikleri, onlar çok iyiydi. Bir de Uzakdoğu yemekleri seviyorsanız bu kitap karnınızı acıktırabilir. Kitap yazarın istediği üzere tersten basılmış ve bizde 1-2 ve 3-4 olmak üzere iki cilt olarak yayınlanmış.
Amerikan Ev Arkadaşı Deneyi - Elena Armas 5/5
Bu kitapta İspanyol Aşk Aldatmacası'ndaki esas kızın en yakın arkadaşının hikayesi ile aynı evrende devam ediyoruz. Bu sefer iyi kazandığı kurumsal işinden istifa edip yazar olan Rosie ile platonik sanal aşkı Lucas'ın hikayesini okuyoruz. Burada Rosie yazar ve kitaptakine benzer bir hikaye yazıyor aslında bu da acaba otobiyografik bazı ögeler var mı diye düşündürüyor yazarın kendi hayatıyla benzer. Rosie çok satan romantik türdeki ilk kitabını yazdıktan sonra yazar tıkanması yaşıyor ve ikinci kitabı için ilk kitabındaki en yakın arkadaşın aşkı bulmasını konu alan bir kitap yazmak istiyor. Bu kitabın da konusu o zaten. Rosie, ilk kitaptaki Catalina'ya göre daha çok sevdiğim bir esas karakter oldu. Ayakları yere basan sorumluluk sahibi ve etrafındakilere özenle yaklaşan onları dinleyen bir karakter. Öyle ki sonunda da bir anda aydınlanan karakterler değil sorunun farkına varıp terapi desteği alan gerçeğe yakın kişiler okuyoruz. Tabi çok aşık her açıdan mükemmel erkek arkadaşları saymazsak (sahi var mı öyle tipler varsa en azından söyleyin bilelim :)). Bu kitap da keyifliydi, ilki gibi uzun olmasına rağmen ilk 100 sayfadan sonra özellikle akıp gidiyor.
Sophie'nin Baladı - Filipe Melo 5/5
Flaneur Kitapevi var Kadıköy'de gitmediyseniz gidin, çok tatlı küçük bir kitapçı ve müthiş kitaplar var orada. Bu kitabı da bana oranın sahibiydi sanırım, o önerdi ve bayıldım. Kendi yayınevlerinden çıkan bir çizgi roman. Hikaye içinde hikayenin olduğu geçmişten günümüze uzanan bir müzisyenin hayatının anlatıldığı çok ama çok tatlı bir çizgi romandı. Çizimler ayrıca çok güzel, sevdiğim tarzda. Okuması çok keyifliydi ve gözlerim dolu dolu değil baya ağlayarak okudum ve kapattım kitabı. Sonu tahmin ettiğim şekilde çıktı ama oraya giderken anlatılan hikayeler o kadar güzeldi ki çok keyifli bir tecrübeydi benim için. Hasta ve yaşlı bir müzisyenin kimseyle röportaj vermemesini söylemesine rağmen ısrarla onunla konuşmak için kapısında bekleyen bir gazetecinin ısrarlı bekleyişi sonrası basında yansıyan hikayesinin gerçeklerini öğrendiğimiz bir sohbet gerçekleşiyor. Müzisyenin çocukluğundan savaş yıllarına ve annesiyle ilişkisinden kariyerindeki dönüm noktalarına ve en sonunda neden yalnız bir şekilde inzivaya çekildiğini anlattığı günümüze kadar olan hikayesini okuyoruz. Sonunda da Sophie'nin Baladı'nı Spotify'dan dinleyebiliyorsunuz. Bence mutlaka bir göz atın bu kitaba.
İkinci İlk İzlenimler - Sally Thorne 3/5
Esas kızımızın tekrara düşen insan tasvirlerinden ve çok düz ilerleyen bir hikaye olmasından kaynaklı ben pek sevmedim. Ruthie, uzun zamandır konfor alanı olan zenginler için huzurevinde çalışıyor ve işine çok düşkün. Orada yaşıyor, tatil bile yapmıyor ve 7/24 kendini oradaki insanlara adamış.. Yöneticisi gidince geçici yönetici olmuş ve yanında çalışan asistanı ile işletmeyi idare ediyor. Ta ki bir gün asıl patronlarının değişmesi ve yeni gelen şirketin tesisi inceleme altına almaya başlayana kadar. Bu sırada da yeni patronlarının yaramaz oğulları dövme stüdyosu açmak için tesise çalışmaya gelir ve esas kızımızın komşusu olur. Şeytan tüylü Teddy kendini herkese sevdirir ve tabi ki; esas kızımızın elinden de aşık olmak dışında bir şey gelmez. Tesiste beraber kalan iki kadın var ve patronun oğlu onlar için asistanlık yapıyor ve ben en çok oradaki karakterleri sevdim sanırım. Biri namıdiğer Şeytan Marka Giyer'deki Meryl Streep; Renata. Kitabın en ilgi çekici okunulası yanı da onların hikayeleriydi.