30 Ocak 2017 Pazartesi

#17 Çelınc 14. Gün

14. Keşke arkadaşım olsa dediğim ünlü?

Ohhh çok güzel soru geldi :). Düşünsem aralarından seçemem belki ama bu soruyu okuduğumda aklıma bir isim geldi çünkü ben büyük takipçisi olduğumdan hep komşum olsa komşum olsa diye gezen biriyim :). Kim mi? Mabel Matiz :). Ondan müthiş bir arkadaş olurdu. Multi yetenek, iyi kalpli (en azından görüğümüz kadarıyla ), çok yönlü, sanatsever, beste yapar, söz yazar, şarkı söyler,
Devamını Oku »

29 Ocak 2017 Pazar

Hikayeler #4

Merhabalar, nasılsınız? Nasıl geçiyor günler? Benim bu aralar çokça bolca şansa ihtiyacım var, bana şans dileyin, gönderin :). Ben bugün üşengeçliğimi kırmak istedim ve art arda yazıları yayınlıyorum. Birkaç gündür hazır yayınları bile yayınlamaya üşeniyordum bugün bir dur diyebildim neyse ki ve yine süper kitap önerileriyle karşınızdayım :). Bir de aşağıda ilk karşılaştığım bir sorun oldu nedenini bilmiyorum ve çözemedim son çare olarak da gri alt
Devamını Oku »

#17 Çelınc 13. Gün

Hepinizin istediği, hayali gerçek olsun, benimki de :).

13. 10 yıl sonra nerede, nasıl yaşamak istiyorsun?

Sevdiğim insanlarla, sevdiğim bir yerde, bir sürü insan dışındaki canlıyla beraber, çeşitliliğin çok olduğu, toprakla iç içe, huzuru bulduğum, mutlu olduğum ve ettiğim evim diyebileceğim bir yerde :).


Devamını Oku »

#17 Çelınc 12. Gün

Ayyyhh, noldu bana nazar mı değdirdim kendime, bir iki gündür üşengeçliğim üstümde hazır yazıları bile yayınlayamadım, çelıncda nerede kaldık noldu kaçırdım ama yetişeceğim. Yeni yazıları hazırlıyorum, görüşmek üzere :).

12. Son 10 yılda hayatında neler değişti?

Her şey.


Mabel Matiz - Yaşım Çocuk

Devamını Oku »

26 Ocak 2017 Perşembe

#17 Çelınc 10 Gün

10. Asla unutmak istemediğin anın.

Hımmm, gün geçmiyor ki bir tane zor olmayan soru gelmesin :). Valla çok geniş bir soru ben daraltıyorum ve blogda unutamadığım bir anımı düşüneyim. Düşünüyorum. Sanırım beni aşırı aşırı mutlu eden yorumları unutmak istemem çünkü beni yazmaya teşvik ediyor, buraya verdiğim emeğin geri dönüşü olduğunu gösteriyor ve beni çok mutlu hissettiriyor. O yüzden blogla alakalı bu anımı unutmak istemem :).


Multitap - Battaniyem




Devamını Oku »

25 Ocak 2017 Çarşamba

#17 Çelınc 9. Gün

9.Göç etmek zorunda kalsan yaşamak için seçeceğin ülke?

Tabi zorunda olmasın isteyerek olsun. Hımm, valla seçmekte zorlanacağım bir soru daha çünkü ben her yerde yaşamak, kültürünü tanımak isterim. Aklıma birçok seçenek geliyor tek bir tane seçemem ama bir baştan başlayayım :). Eskiden beri neden bilmiyorum, İtalya'ya hiç gitmediğim halde içimde bir sıcaklık var oraya karşı ne zaman orası hakkında bir şey okusam görsem mutlu oluyorum, içimi bir sıcaklık kaplıyor. Mutfağını da çok seviyorum. Bir de diline de merakım var ders almışlığım da vardır, oraya gidip devamını getirmek isterdim, konuşmak çok güzel ve kulağıma hoş gelen bir dil. Bu nedenlerden ötürü ve en azından bu hissin kaynağını görmek güzel olurdu ama bunun dışında Avrupa'yı, Asyayı, Afrika'yı, Güney Amerika'yı, Avustralya'yı, Kuzey Amerika'yı kısaca tüm dünyayı merak ediyor, yaşamak, yaşamasam bile görmek bir süre kalmak isterim. Ülkeyi geçtim kıta kıta bahsediyorum farkındaysanız çünkü bir iki ülke yeterli cevap gelmiyor bana :).


Can Kazaz - Kırlangıçlar gibi


Devamını Oku »

24 Ocak 2017 Salı

#17 Çelınc 8.Gün

8. Bir dahaki hayatında kim olmak isterdin?

Şaka maka yapıyorum şu meydan okumayı düzenli olarak hem de neredeyse yarısını katettik yolun :). Bugünkü soruyu da hiç düşünmedim yazarken artık bir şeyler düşüneceğiz :)

Herhalde iyisiyle kötüsüyle sevabıyla günahıyla yine kendim olmak isterdim. Şimdi başkası uzaktan iyi hoş görünür bilmezsin derdini tasasını,davulun sesi uzaktan hoş gelir yani ve yine bilumum atasözleri :). Yine bir soruya atasözlerimizle cevap vermişim :). Neyse ben yine ben olmak isterdim herhalde ama farklı zamanlar ve mekanlar olsa fena olmaz hani :). O da madem bir daha geliyorum dünyaya yeni bir şeyler göreyim diye:). Hep aynı hep aynı :).


Athena - Kendi Yolumda


Devamını Oku »

23 Ocak 2017 Pazartesi

#17 Çelınc 7. Gün

7. Eğer bir hayvan olsaydın hangisi olurdun?


Nilipek - Senden Uzakta



Kesinlikle köpek olurdum. Zaten arada düşünmüyor değilim acaba önceki hayatımda köpek miydim diye, belki de çok sevdiğimden. Sadığım, sevdim mi severim, ilgiyi severim, boğazıma düşkünüm falan filan. Bir de burada da belirteyim yıllardır aşağıda koyacağım videolardan birinde başkarakter olmak istedim, hala arada açıp izliyorum, onlarla duygulanıp sevinip bir gün onlar gibi olmanın hayalini kurup ömrümün o anının gelmesini bekliyorum :) Bence artık olmalı :). Bu video sadece örnektir bu arada, daha çok izliyorum da :)




Köpek olmasaydım da bukalemun falan olurdum kaçmak yerine olduğu yerde kalıp renk değiştirerek hedef falan şaşırtırdım, varmış da yokmuş gibi görünüp canımın istediğiyle istediğim zaman muhattap olurdum. Süper kahraman gibi gücün var daha ne olsun bir de ağırkanlı hayvanlar, bir takım üşengeçlikler, renk değiştirmelerinden belli. Dilleri de çok çok hızlı yemek konuşunda hem olduğu yerde kalıyor hem doyuyor yok böyle bir hayat. Etrafta gördü mü yemek dil hooppp dışarı zaten hızlı. Zaten dedik ya ağırkanlı pek hızlı da değil, yattığı yerden yine bir diğer süper gücü diliyle hominide gırtlak gubidi gandi yan gel yat keyfim. Keskin gözlerinden biri bir yöne bakarken diğeri başka yöne bakabiliyormuş. Bir taşla iki kuş, iki bakışa gerek yok, yine bir rahatlık bir güzellik. Hala sırları tam olarak çözülemeyen karmaşık hayvanlar, zekiler zeki olmasalar bu kadar yan gel yat üniversitesi bitirmezlerdi herhalde, armut piş ağzıma düş kolay değil yani :). Ha bir de ağaçta yaşıyorlar başka bir güzellik. Tam benlik süper hayvanlar :). Bir de böyle gözleri patlak patlak çok tatlılar, ağır ağır pıt pıt yürüyorlar :).




Bu arada benim bukalemun görüp sevmişliğim var artık ne kadar sevilebilirse :). Baya ağaç oldum kolumda, bacağımda gezindi çok tatlı bir şey böyle pıt pıt pıt tırmanıyor. Bir de benim karşılaştığım gözlerini öyle yavaş açıp kapıyordu ki çok tatlıydı aynı ben, bir üşengeçlikler tembellikler falan :). Gerçi zavallıcığı düşürdüm de neyse ki kaçmadı ve NEYSE Kİ bir şey olmadı yine de baya alıştık birbirimize :).

İşte böyle benim cevaplarım, sizinkileri de merakla okuyacağım :).


Dipnot: Fotoğrafı aşağıdaki linkten aldım, bukalemunlar hakkında da bir makale okuyabilirsiniz :). İlginç hayvanlar :).

http://www.nationalgeographic.com.tr/makale/eylul_2015/renklerin-dili/2564

Devamını Oku »

22 Ocak 2017 Pazar

Yarım Bıraktığım 6 Kitap (Pazar 6'lısı)



Ve tam gaz bu seriye devam ediyorum, hani bana alkış :). Üşengeçliğimi koydum bir tarafa yazıyorum da yazıyorum :). Bu pazarın konusu yarım bıraktığımız kitaplar. Ben yarım kitap bırakmayı hiç sevmem, zaten belli bir zamana kadar zorlaya zorlaya da olsa, aylarca elimde de kalsa bir kitabı aldıysam bitirirdim fakat son yıllarda pek de zorlamıyorum kendimi. Diğer seveceğim kitaplara o zamanı ayırmak istiyorum. İçim acıya acıya yarım bırakıyorum. Doğru mu yapıyorum emin değilim çünkü düşük bir ihtimal de olsa o kitabı sevme olanağım var. Yaşlanıyorum herhalde bazen o kadar sıkılıyorum ki kendimi zorlamaktansa bırakmak daha iyi geliyor. Yani böyle pişmanlıklarla bazen kitapları yarım bırakıyorum. Hiç unutmuyorum Susanna Tamaro'nun "Sonsuza Kadar " kitabında baş karakterin ölen eşi yanına bir sürü kitap alıyor beğenmez ya da yararlı olmadığını düşünürse idi sanırım kitabı bırakıyordu. Bunun için açıklaması da o kitaba harcayacağı zaman yerine başka okuyacağı kitapların zamanını çaldığını düşünmesiydi. Bu sözden sonra yarım bıraktığım kitaplara bir nevi bahanem oldu diyebilirim. Ama asıl neden mantıklı olmasıydı. Tabi arada diğer düşünce de bana hakim olmuyor değil :). Yine bir kişilik bölünmesi ile karşınızdayım :). Yine de çok yarım bırakma taraftarı değilim. O yüzden bazı kitapları yarım bıraksam bile sonradan okumak için tutuyorum, bazılarına devam edip bitiriyorum bile :). O yüzden şimdi yarım bıraktıklarımdan altısına gelin bir bakalım, belki iyi bir çocuk olup bitiririm bile bu yazıdan sonra :).




1. Goriot Baba - Balzac



Klasik okumaya bayılırım, ortaokul dönemlerimde birçok dünya klasiği okudum fakat bu kitabı bir türlü bitiremedim. O kadar çok sıkıldım, o kadar sevmedim ki sanırım o dönemlerde bıraktığım tek kitap falandı. O kadar çekiniyorum ki bu kitaptan kesinlikle yanından geçmiyorum ama yanlış anlaşılmasın klasik okumayı çok seviyorum. Bundandır ki Balzac okumaya başka bir kitabıyla devam etmek isterim.


2. Şeker Portakalı - Jose Mauro De Vasconcelos



Çok şaşırdınız değil mi? Daha çok şaşıracaklarınız da olacak listede :) Bu kitap başlarında o kadar üzdü o kadar üzdü ki daha başından çok içim acıyıp ağladığımdan dayanamayacağım deyip bıraktığımı hatırlıyorum. Belki bir gün yine elime alırım ama çok aşırı duygu yüklü, pek emin değilim.


3.  Fiyasko - Imre Kertesz



Bu kitapta çok ama çok fazla betimleme ve tekrarlar var. Yarısına geldim de sanki, bitirsem bitirirdim lakin çok sıkıldım. Ciddi anlamda ve bıraktım.


4. Sophie'nin Dünyası - Jostein Gaarder



İşte felseye başlayacakken bunu oku diyen insanlar bana da dedi ama ben 20 30 sayfanın ötesine gidemedim :) Tabi o zaman ortaokul ya da lisedeydim şimdi elime alsam okur muyum bilmem ama nasıl bir fikir olmuşsa pek elime alasım gelmedi o zamandan beri :).



5. Kıyamet Gösterisi - Neil Gaiman/ Terry Pratchett



Bu kitabı resmen son 100 sayfası falan kala bıraktım niyeyse :). Neil Gaiman severim de beraber olmamış herhalde. Bir de kendimi okuyacağım diye zorladığım kitaplar çok uzun süre elimde kalıyor bu da hem başka kitap okuyamama hem de kitap okuma isteksizliği yaratıyor ben de o yüzden de kitaplara ara veriyorum veya elimde sürünüyor o kitap bazen bırakmak daha iyi geliyor.


6. Milena'ya Mektuplar - Franz Kafka



İşte asıl bombayı sona sakladım :). Ben bir türlü sevmedim bu kitabı yarısından az kala da bıraktım ama azimliyim bitireceğim :). Kafka'yla barışamadım bir türlü. Lise zamanımdaydı galiba Dönüşüm'ü okuduğumda güzel ama fazla abartılıyor diye düşündüm ama tekrar okumak istiyorum hala aynı mı düşüncem diye :).


Öneri Makinesi'ni sosyal medyada takip edin.

Twitter
Tumblr
Soundcloud
Devamını Oku »

21 Ocak 2017 Cumartesi

Atıştırmalık #3

Merhabalar, yine bir atıştırmalıkla sizlere iki film ve bir kitaptan bahsedeceğim. Bu arada ben de Kara Komedi listesi hazırlamaya devam ediyor bir de hikayeler (küçük bir güncelleme var orada bir bakın:)) serimin yeni listesini yazıyorum. Umarım ikisi de yakın zamanda blogda olacak :) Sizlerden de bazı öğretmen ve öğrenci arkadaşlarımın tatili başladı, umarım güzel planlarınız vardır. Güzelce dinlenin, okuyun, tanıyın, keşfedin, gezin tozun tadını çıkarın :). Ve en az bir yeni şey deneyin, yeni bir şeyler tadın, görün, okuyun, gezin size iyi gelecek :). Büyük bir şey olmasına gerek yok, sizin için yeni ilk olan herhangi bir şey yapın, hatta gelin bana da yorum olarak da yazın :).

La Piscine - Jacques Deray (1969)




Bu filmi de Sade ve Derin blogunda gördüm, merak ettim ve izlemeden önce tesadüf öğrendim ki A Bigger Splash filmi aslında bu filmin yeniden yapımı imiş. Tek bir şey söylemek istiyorum Alain Delon <3 :). Filme gelirsek de ortalama bir suç gerilim filmi, pek objektif olamıyorum dönemin modası beni benden alıyor gerçekten. Renkler, dekor, kıyafetler çok güzel.

A Woman Under Influence - John Cassavettes (1974)




Gena Rowlands'ın muhteşem bir performans sergilediği John Cassavettes filmi. Ben baya sıra sıra izliyorum Cassavettes filmlerini ama hiçbirini sevmiyorum Gloria kadar. Ama izliyorum yine de çünkü güzel filmler. Ama daha rastlamadım Gloria gibisine.

Kabuk Adam - Aslı Erdoğan 




Uzun zamandır okumak istediğim bir yazardı Aslı Erdoğan, birçok kitap yorumlarında okudum, gördüm ismini ve bu kitapla bir giriş yapmış oldum. Ara ara tekrar edilen yerler olsa da ben çok beğendim, su gibi aktı. Yazarın da ilk kitabı benim de okuduğum ilk kitabı. Sıra sıra tüm eserlerini okumam için sanırım bu kitap vesile olacak :). Bu arada kapağına ve rengine bayıldım. (Ayraç Eskişehir'den, selam olsun :))



Öneri Makinesi'ni sosyal medyada takip edin.

Twitter
Tumblr
Soundcloud
Devamını Oku »