25 Aralık 2020 Cuma

Çekilişle Geldim!

Mutlu yıllar! Hepimiz için zor bir yıldı. Daha güzel günleri ummak ile beraber bu yıldan en azından daha kötüsünü yaşamadığımız bir yıl diliyorum. Karamsarlığım kendini bir kez daha gösterdi sanırım ama ben de yeni yıl gelince ya abi geçen yıldan daha kötü olmayacağını kim nerden biliyor, belki de en iyi günümüzü yaşadık diye düşünenlerdenim :). Pandemiye has değil maalesef bu düşüncem ki bu benim için üzücü sanki biraz, ne dersiniz :). 

Ben ve "umut dolu" yeni yıl dileklerim bittiğine göre güzel habere gelelim. Instagram'da bir çekiliş haberi ile geldim. İlginizi çeker diye düşündüm, buradan da yazayım dedim :). Sadece kırtasiye severlerin değil herkesin ilgisini bir çeken bir çekiliş olduğunu düşündüğümden siz canım bloggerdaşlarıma da duymadıysanız  haber etmek istedim. 

Link aşağıda efem, siz de aşağıya bir dilek bırakın ama bu sefer biraz egoist olun ki fazlasıyla hak ettik ve kendiniz için güzel bir dilek yazın, size özel olsun!

Tekrardan mutlu yıllar güzel insanlar! Seneye de bol önerili bir yıl diliyorum! 


Devamını Oku »

15 Kasım 2020 Pazar

Bir Pazar Klasiği: Feriköy Antika Pazarı

Feriköy Antika Pazarına komşu olmak hayatta aldığım nadir sürprizlerden biridir herhalde :D. Her pazar olmasa da mümkün olan zamanlarda ziyarete gider tüm efemera, kitap ve kartpostal satan amca ve teyzelerin tezgahlarını gezerim. Çoğunu tanır, gidenleri de fark eder oldum zaten. 

Benim ilgi alanım bu olduğu ve bütçem genelde bu tarz şeylere yettiğinden harika tabak çanaklara, antika eşyalara genelde uzaktan bakıp hayran olmakla yetiniyorum. 

En son gittiğimde bal mumu satan bir tezgah vardı. Nasıl güzel kokan bir mumdu öyle, mest oldum. Lakin instagram adresini sormama rağmen anlamadığım için takip edip sipariş veremedim. Denk gelirsem alırım bu sever bolca. El emeği oluyor mumlar ve tamamen doğal. Bulursanız deneyin, mis mis!

Malum günlerden pazar, Feriköy Antika Pazarı günü! Benim gibi bugün gidemiyorsanız sizi videoma beklerim. Bir pazar klasiğini bu sefer hep beraber yapalım!

Devamını Oku »

6 Kasım 2020 Cuma

Sonbaharı kahve ve elmalı turta ile kutlamaya var mısınız?

Öneri Makinesi ile kahve saati :). Sonbahar geldi, gidiyor bile. Gelin birlikte hoşçakal diyelim. Kahveye davetlisiniz, elmalı turta sever misiniz?

Öneri Makinesi



Devamını Oku »

1 Kasım 2020 Pazar

Sahaflar, Tükenmiş Kitaplar ve Yitik Bir Ben

İstanbul'da yaşamanın birçok zorluğu var. Yaklaşık iki yıldır tecrübe ettiğim bu deneyimde iyi kötü birçok şey öğrendim. Şanslıyım ki güzel insanlar tanıdım, gelmeden önce tanıdığım insanlarla daha da yakınlaştım. Yeni yerler görmeye çalıştım, istediğim kadar olmasa da gezdim. İstanbullu arkadaşlarıma yeni yerler önerecek kadar ilgi alanlarım dahilinde güzel yerler keşfettim, keşfetmeye de devam ediyorum. 

İstanbul'a hala özel bir bağım olduğunu hissetmesem de güzel anılarım var. Belirli yerlerden geçerken aklıma gelen düşüncelerim var. İster istemez bir tanıdıklıktan çok arkadaşlık var aramızda. Dostluğa evrilecek mi bilmiyorum. Eski bir arkadaş mı olacak onu da bilmiyorum ama şu an bu arkadaşlığın tatlı meyveleri var. Sahaflar ve kitabevleri gibi, benim gezmeyi en çok sevdiğim yerler. Ne güzel ki İstanbul'da birçok değerlisi bulunmakta. 

Bana Richard Brautigan'ı tanıtan sevdiren 6:45 Dükkan'a gittim mesela ilk kez. İlk tükenmiş kitabımı orada buldum. Filmini izlediniz biliyorum, Her Şeyi Bitirmeyi Düşünüyorum. İnternette bulamadığım ve başka kitap için gidip bulduğum. Bir de kitapçının önerdiği Kerouac kitabı ekledim listeme. Dönüşte hem kıyafet hem ikinci el İngilizce kitaplar satan bir yerde bir Agatha Christie buldum.

Öneri Makinesi

Kadıköy'de de sahaflar çarşısına ilk kez gittim. Okumak için değil ama defter sayfalarında ya da zarflarda dünyayı dolaşarak yeni hikayelere sahip olacak kitaplar ve kartlar aldım. Yolda bir kırtasiyede eski tip yılbaşı kartları buldum. Hani simlileri de olur, bildiniz siz.

Beyoğlu Sahaflar Çarşısı bunlardan en güzeli ve bana şimdilik en yakını. Hem efemera, kartpostallar ve ikinci el harika kitaplarla dolu olan bir cennet. Eli boş çıkmak imkansız gibi. Ne zaman gitsem yeni bir şey keşfederim. Mesela en son bir sürü Agatha Christie kitapları buldum. Orijinal dilinde ve Türkçesinden daha uygun fiyata. Bazısı tükenmiş hem de. 

Encore Kitabevi dünya tatlısı sahipleri ile benim favori kitapçım olmaya devam ediyor. Modern Sanat'a giderken mutlaka bir uğrayın. İkinci el kitapları bir karıştırın, yayınevinin kitaplarını inceleyin. İngilizce kitaplara bakın, eski kitaplarınızı verin. Sahibi ile sohbet edin. Çok tatlı insanlardır, size güzel kitaplar önerirler. En son Richard Brautigan'ın okumadığım ve tükenen son kitabı Hawkline Canavarı'nı orada bulmam tesadüf mü bu sevgimin karşılığı mı bilmiyorum mesela. 

Öneri Makinesi

Günlerden pazar, komşum Feriköy Antika pazarını ziyaret zamanı. Yine bir sürü güzel kartlar ve kitaplar aldım. Yine okumak için değil, dünyayı gezecek, yine varlıkları ile yeni hikaye yazacak kitaplar. Eski reklam kağıtları buldum.

Büyük Açlık - John Fante kitabı nerede denk geldim hatırlamıyorum (goodreads olabilir) ama ismi ile bana Burning filminde bahsedilen büyük açlığı anımsatmasından ve açıklamasını okuduğumda kesinlikle okumam gerek dediğim kitaplardan biri oldu. Nadir kitap araştırmalarımdan sonra Beyoğlu'nun yokuş aşağılarında bulduğum bir kitabevinde olduğunu öğrenip yola çıktım. Yolda Ankara'dan eski arkadaşım Homer'e denk geldim. Malum İngiliz Dili ve Edebiyatı okuyanların en az bir kere uğradığı bir yerdir Ankara'da. Meğersem oradaki arkadaş kurumsala dönmüş ve kapanmış. İstanbul'da hala bulabilirsiniz. Muhsin Kitabevi/Sahaf'a ulaştığımda aradığım kitabı hemen getirdiler. Mutlu oldum. Yine yokuş çıktım. Bu sefer John Fante ile. 

Öneri Makinesi

Bu konularda biraz şanslıyımdır. Çok istediğim bir film, kitap ya da çok aradığım bir şarkı beni bulur. Kendime haksızlık etmeyeyim ben de azimliyimdir, bırakmam kolayca peşini. Belki iki yıl sonra belki bir ay ama bulur. Buna inancım yüksek. Neden mi ileride yazacağım bir yazıda bir örneğini daha göreceksiniz. Yine ben ararken o beni iki sene sonra buldu. Keyifli kalın!

Devamını Oku »

21 Ekim 2020 Çarşamba

Mutfak Sırları - Anthony Bourdain

Öneri Makinesi

Merhabalar! Uzun zaman sonra kendi çektiğim kitap fotoğrafım ve incelemem ile buradayım. Birçoğunuzun televizyon serisinden tanıdığı benim ise sadece adını bildiğim ünlü şef Anthony Bourdain'in mutfak anılarını yemek sevdasının başladığı babasının memleketi bir tatil için gittiği Fransa'daki çocukluk anılarından başlayıp son dönemdeki gezi/yemek programlarına kadar bir şeften çok bir rockstarın hayatını okuduğum izlenimini veren anılarını anlattığı bu kitaba bayıldım. Anthony bey gerçekten meslek hayatında çok şey görüp geçirmiş ve rock'n roll hayatını dolu dolu iyisi ve kötüsüyle yaşamış bir de çekinmeden anlatmış. Kitaptaki bu samimi dil ve dürüstlük en çok sevdiğim şey oldu sanırım.

Arada evde aşçılık, restoranda neler ne zaman sipariş edilmeli gibi minik tüyolar da veren şefimiz bunun yanında inişli çıkışlı kariyerinden bahsediyor. Kitabı bir restorana gittiğinizde önünüze gelen servis sıralamasında yazması da ayrıca bir hoşluk çünkü bakınız benim bloğum :). Şarkıların adlarıyla başlıklar koyduğum canım bloğumla ve kendimle minik bir ortak bağ bulmak da keyifliydi. 

Ne yaşarsa yaşasın yazarımız yemek yemeyi ve yapmayı seviyor. Bu sevgisi ve yeteneği ile de büyük çöküşler yaşasa da çıkmayı başarabilmiş. Zaten kitabında da dediği gibi "Vücudunuz bir tapınak değil, eğlence parkı. Tadını çıkarın..." bu mottoyu benimsemiş ve öyle de yaşamış anladığım kadarıyla. Programlarını izlemedim ama izlesem daha donanımlı bir okuma yapabilirdim diye düşünüyorum. Bir ara kesinlikle bakmalıyım :). İlginç ve sıra dışı herkesi sevdiğim gibi Anthony beyi de çok sevdim. Kitabı okurken şunu düşündüm aşçı ya da terzi; mesleği ne olursa olsun böyle samimi bir anlatıma sahip meslek tecrübelerinin anlatıldığı kitaplar daha çok olmalı. Eğlenceli anlatıma sahip bir aşçılık kariyeri okumak ve restoran dünyasına dair fikir edinmek isterseniz aradığınız kitabı buldunuz demektir. Keyifli okumalar :).

Devamını Oku »

Almodovar Teoremi - Antoni Casas Ros

Öneri Makinesi

Kurgu ile gerçeğin iç içe geçtiği bir kitap ile karşınızdayım. Yazar Antoni Casas Ros'un kendi hayatını hayali ile beraber kurgulayarak anlattığı kitabı elime aldığım gibi bitiremedim :). Matematik ve fizik gibi konular ile edebiyat ve sinemanın birleşimini okumak beni yordu açıkcası. Çok detaylı değil ama ben matematiği ders olarak sevsem de akademik olarak sevmeyebilirim sanırım ama bunu net olarak hiçbir zaman öğrenemeyeceğiz matematik okumayacağım için. 

Antoni elim bir kaza sonucu hem kız arkadaşını hem de yüzünü kaybeder. Yüzünü kaybetmesi ile dünyadan kendini soyutlar ve matematikçi olma hayalinden vazgeçer. Geçimini online dersler vererek sağlayan Antoni sürekli yeni gideceği yerlerin hayali ile birçok yere taşınır ve birkaç Avrupa ülkesi arasında gezinir. En son taşındığı yerde Lisa ve Almodovar ile karşılaşması hayatını farklı bir yere götürecektir. 

Yazarın kitabı hayal ettiği gibi film olsa daha çok ilgimi çekerdi herhalde. Kitapta Almodovar ile yaptığı konuşmalarda Almodovar'ın bahsettiği film daha çok ilgimi çekti. Yaşam ile alakalı yorumları da ilginç. 2008'de İspanya'da en iyi roman seçilen Almodovar Teoremi'ni ben pek tutmadım ama eminim aranızda ilgilenenler olacaktır. Bir bakın, inceleyin derim. Yazarın diğer kitabı Enigma da elimde, umarım bu kitaptan daha akıcıdır ama ne zaman okurum bilinmez. Edebiyatla kalın!

Devamını Oku »

17 Ekim 2020 Cumartesi

İdefix Kitap Alışverişi

 

Yine seçtiğim kitaplar ile sizlerleyim :). Bu aralar kitap bloggerı oldum sanki ama hoşuma da gidiyor :). Bazen daha çok film bu aralar kitap, işte ruh halimin durumunu siz düşünün artık :).

Aylar sonra belki de yıllar ilk kitap alışverişim buydu ama diğeri daha önce geldi :). Bu siparişle beraber hediye çeki de geldi. Kasımda mecbur bir tane daha yapacağız, çünkü herkes bilir ki indirim çeklerine zaafım vardır :). 

Yeni çıkan 2 kitap alışverişin çıkış sebebi onlardan ilki çok sevdiğim Yalçın Tosun'un uzun zamandır beklediğim yeni öykü kitabı. İkincisi de Beni Adınla Çağır kitabının devamı Bul Beni. Geçen Goodreads AÇB yorumuma baktım ve ben cidden fal bakma mesleğini ciddi düşünmeliyim. Bakınız yorumun tamamını koyuyorum :). Tarihe dikkat!



Bir diğer yeni çıkan kitap ise ben ve blogumda özel bir yere sahip İsahag Uygar Eskiciyan'ın yeni öykü kitabı. Onu da ekledim sepete. Zift kitabını da takasla aldım. Sıra sıra bekleniyor hepsi okunmayı :).

Sevgili komşum Mina'nın önerilerinden de merak ettiğim iki kitabı sepete ekledim. Gecenin Dibi yeni kapak ile yeniden basılmış olacak ki o kitaptan dolayı alışverişin geciktiğini düşünüyorum. Merakla okumayı bekliyorum. Küçük Irmakları da nedense küçük bir kitap olarak beklerken dergi gibi geldi. Çizgi roman kültürüm yok ama bu kitabı yine çok merak ederek aldım. Fark ettim ki Sarah Anderson'ın çizgi romanını da çok sevip ikincisini hala okumamışım. Bir dahaki alışverişte almak üzere onu da not ettim. 

Polisiye okuyasım geldi. Öyle böyle değil. Ne okusam ne yapsam derken aşkım Agatha ne güne duruyor hemen okumadıklarım arasından birini seçeyim deyip birçok güzel yoruma sahip Roger Ackroyd'un Cinayeti kitabını da ekledim sepete. Hercule Poirot hayranı olarak yavaştan onun da tüm kitaplarını bitirmeye hazırım sanırım. Sonra da Miss Marple'a falan geçerim. Agathacığım bizleri neyse ki çok kitapla bırakmış ki hemen bitecek diye korkmuyorum. 

Son olarak da Caner Özyurtlu'nun sıkı takipçisi olarak kendisinin son önerdiklerinden ilgimi çeken iki kitabı ekledim sepete. Mutsuzluk Zamanlarında Mutluluk konusu ilgi çekici geldi, umarım kitap da akıcıdır. Ben bilmiyordum ama bu kitap zaten okumak istediğim bir yazarın başka bir kitabıymış. Yazarın bahsettiğim kitabı O Gün İçin Bir Şemsiye'yi de uzun zamandır merak ediyorum. Onu da takas ile aldım Zift ile beraber. Caner beyin bir diğer önerisi Gürültü Çağında Sessizlik'i de alıverdim. Norveç'te geçmesi de cezbetti :). Nedense Norveç'ten okuduğum kitapları genelde seviyorum. 

Benim son alışverişim bu şekildeydi. Şimdi onları okuma zamanı! Son bitirdiğim kitabın da yorumu hazır. Birkaç güne paylaşırım. Siz en son hangi kitapları aldınız? Bu kitaplar arasında okuduklarınız var mı? Yorumlarınızı bekliyorum. Edebiyatla kalın!

Devamını Oku »

15 Ekim 2020 Perşembe

Mini Kitap Alışverişi

Merhabalar! Keyifler nasıl? Ben havadan dolayı çok mutluyum. Güneşli ama neredeyse soğuk :). Sevdiğim yerleri hatırlatıyor. Özellikle evin içi soğuk, koyuyorum yeşil çayımı giyiyorum çoraplarımı hırkalarımı da çıkarırsam bu iş tamam :D. 

Bu aralar kitap okumaya başladım ilginç bir şekilde :). Yaklaşık iki yıldır doğru düzgün kitap okumadım. Şimdi durum biraz daha farklı :). Çok korkuyorum akıcı bir kitap gelmeyecek ve ben yine uzaklaşacağım diye. Sırf benden değil ama akmayan bir kitap olursa da uzaklaşıyorum. Aman yarım bırakmayayım, yeni kitaba o bitmeden başlamayayım duygusuyla bir iki ay okuyamıyorum. Kendi kendime şöyle bir karar aldım, baktım olmuyor sal gitsin :). Aman sonradan açılır ha gayret dişimi sıkayım yok! O sırada seveceğim kitapların ömründen çalıyorum. En iyisi akan kitaplarla yola devam etmek. En azından şimdiki ruh halim bunu destekliyor. 

İki kitap okudum diye bir depresifleşmeler, bir hallere girmeler, sanki kitaplığı bitirdim. Bir de uzun zamandır kitap alışverişi yapmak istiyordum ama okumadığım için yeltenmiyordum. Okumaya başlayınca işin zevkli kısımları yani kitap ve site seçimleri başladı. Aslında bundan önce İdefix'ten sipariş verdim ama uzun süre kargoya vermediler. Bir hevesle sipariş ettiğim alışverişim kaç gündür hazırlanma aşamasındaydı, en sonunda yazdım. Mesajı ilettiklerini söylediler. İki hafta oldu neredeyse yine yazdım ve bu sefer bu gece tam olarak 00:25'te faturası kesildi ve paketlendi mesajıyla cevap verdiler :). Şimdi kargoda :). Geç kargolasalar da hemen cevap vermeleri hoşuma gitti. Görmeyeli kitap siteleri de değişmiş. Mesela bu alışverişimi yaptığım Eganba artık ellerindeki stok sayılarını yazıyorlar kitapların altına. İdefix'ten yaptım sonra Eganba indirimine denk geldim bir de oradan alışveriş yaptım ama minik :D. İstediğim 4 kitabı indirimde görünce kaçırmayayım sonra tükeniyor diye ekledim sepete. Böyle de bir tedirginlik başladı bende. Okumak istediğim kitapların tükendiğini gördükçe hazır stokta varken alayım diyorum sonra üzülmemek için. 

Bu kitaplara gelirsek Marie Kondo izlediğimden beri katlama tarzım değişti. Küçük bir yerde kaldığım için de benim için pratik bilgilere sahip programından oldukça keyif aldım. Küçük ritüelleri de hoşuma gidiyor izlerken :). Artık kullanmayacağın eşyaları hunharca atmak yerine saygıyla katlayıp bugüne kadar sana destek olduğu için teşekkür etmeni önermesi ya da eve önce kendini tanıtıp dilek dilemesi gibi. Amerikalıların bu ritüellere tepkilerini izlemek de komik. Marie Doğu'nun temsili olarak batı yaşam tarzına getirdiği bu farklı kültür özellikleri ile ailelere bir kültür şoku yaratıyor. Kültür farklılıklarını görmek açısından da ilginç bir program. İçinde doddle olarak hangi ürün nasıl katlanmalı onu göstermişler.  

Masterchef izlemeyi seviyorum ama son zamanlarda bıraktım. Yemeklerden çok yarışmacıların kişisel olarak fazla yer almalarından ve fazla fazla uzun olmasını izlemekten sıkıldım. Bazen Survivor izliyor hissi geliyor bana, konseyler eleme yarışları falan fazla gereksiz ve sıkıcı geliyor. Ben bana yeni fikirler katan tarifleri sunumları görmeyi seviyorum. Nitekim mutfağa ilgim var ve bu kitap da merak ettiklerim arasındaydı. Önsözünü de okumaya başladım, şefimizin son düzenlemelerini ve el yazılarını da içeriyormuş. Kendisi biliyorsunuz ki 2018'de maalesef dünyadan ayrılmaya karar verdi :(. 

I'm Thinking Of Ending Things filmini yeni izledim. Kitap tükenmiş ve yayınevi yeniden basacak mı bilmiyorum. Sordum aslında ama cevap gelmedi. Belki yazarlar. Dürüst olayım filmi tam anlamıyla anladığımı düşünmediğimden eksik kısımları birkaç yorum okuyarak tamamladım ve üstünden kaç gün geçmesine rağmen hala aklımın bir köşesinde. Beni etkiledi ve etkilemeye devam ediyor. Karakterle bağ kurdum sanırım :). Kitabını da okumak istiyorum ama tükenmiş her güzel şey gibi :).


Son olarak da sevdiğim yönetmen Miranda July'nin çıktığından beri okumak istediğim öykülerini aldım. Kendisinin bir diğer romanı Birinci Adam'ı sevmedim ama yine de kendisine şans vermek istiyorum :). Onun farklı yerlerden bakmasını seviyorum en azından filmlerini :).

Devamını Oku »

9 Ekim 2020 Cuma

Bukalemunlar Kitabı - Jose Eduardo Agualusa

Coğrafya ve ülkelerin harita üzerindeki yerini bilme konusunda hiçbir zaman başarılı ve bilgi sahibi olmadığımdan kitabın geçtiği yer ve yazarın memleketi olan Angola'ya da internetten baktım. Portekizce'nin konuşulduğu ve Orta Afrika'da yer alan bir ülke olduğu dışında hala pek bir bilgi sahibi değilim fakat gerçekten tropik meyvelerin yendiği bu ülkeye dünyanın adını bildiğim bilmediğim herhangi bir yerine gitmek istediğim kadar gitmek istiyorum. 

Bukalemunlar Kitabı'nı bazen bir kertenkele, bukalemun ya da geko tanımlarıyla adlandırılan ve ev arkadaşının önerisi ile ile bu ada kavuşan Eulalio anlatıyor. Kitaplarla dolu bir evde ev sahibi albino ile yaşayan Eulalio kertenkele doğası gereği yaptığı görevler dışında gün içindeki hobisi Felix'in hayatını izlemek. Felix'in sıra dışı işi de bu işi daha zevkli kılıyor. Geçmiş satan Felix Ventura gelen müşterilerine istedikleri yönde bir şecere, hikaye satıyor. "Çocuğunuza daha iyi bir geçmiş verin" mottosu ile çeşitli meslek gruplarından müşterisi olan Felix'in kapısı bir gün gizemli bir yabancı tarafından çalınır. Kimliğinden bahsetmek istemeyen bu yabancı ve bu yabancı gibi aşk da kapısını çalınca Felix'in yaşamı bu kitabın temelini oluşturur. 

Bukalemun kitapta sadece bir karakter değil birçok şeyin sembolüdür. İnsanlar bazen görünmez olmayı bazen avına ulaşmak için bulunduğu ortamla uyum sağlayıp yokmuş gibi davranırken bukalemunlar gibi kamuflaja sığınır yani yalan söyler. Bu yalanlara gerçeklerden daha çok inanırlar çünkü "Gerçekler kusurlu ve acıdır"(sf.118). 

Rüyalar ve gerçekler, yalanlar ve gerçekler kitapta en çok irdelenen iki konu herhalde. Farklı yazarlardan alıntılanan sözlerle de sıkmadan desteklenince daha etkili bir anlatım olmuş. Bunun için de baş karakterlerin yani iki dost; bir bukalemun ve geçmiş satan adamın yalan ve gerçeğin birbirine karıştığı yaşamlarını anlatmak akıllıca! Edebiyatla kalın efem :).

Devamını Oku »

7 Ekim 2020 Çarşamba

Gönülsüz Köktendinci - Muhsin Hamid

Uzun zaman sonra bir kitap yorumu ile karşınızdayım. Belki aranızda eskilerden benim kitap yorumları, listeleri yaptığım zamanları hatırlayanlar vardır, ne güzel zamanlardı :D. 

öneri makinesi

Bir günde bitirdiğim Gönülsüz Köktendinci kitabından sizlere bahsedeceğim. Pakistan'ın Lahor şehrinde Cengiz adlı genç oraya ait olmadığı her halinden belli yabancı bir adamla sohbete başlar. Cengiz bu yabancı ile yemek öncesi ve sonrası içilen iki leziz çay arasında üniversiteye okumaya gittiği Amerika'daki anılarından bahseder. Monolog şeklinde ilerleyen kitapta yabancıya dair tüm fikirlerimiz Cengiz'in gözlemlerinden gelir. 

18 yaşında Amerika'nın en iyi üniversitelerinden biri Princeton'a kabul edilen ve mezun olur olmaz prestijli bir danışmanlık şirketinde yüksek maaşlı bir iş bulan Pakistanlı Cengiz, Amerikan rüyasını gerçekleştirir. Bundan bir süre memnuniyet de duyan Cengiz hem tavır hem de finansal anlamda da güçlü olunca çevresi tarafından hızlıca kabul görür. Kariyer ve sosyal statü basamaklarını hızla tırmanan Cengiz, hayatının akışına alışmış gibidir, ta ki 11 Eylül olayları olana kadar. Bunca zaman arada aklına gelen ama gerilere ittiği iç çatışması da işte tam burada ortaya çıkar. Bunca zaman alıştığı bu yeni kimliği gördüğü haberler ve yaşadığı tecrübeler ile sarsılmaya başlar. Bu yeni edindiği Amerikan kimliğini ve bakış açısını sorgulamaya başlar. 

Postkolonyal yaklaşıma sahip kitapta Cengiz "mimic man"(mukallit/taklitçi) tanımına cuk diye oturuyor. Cengiz'in kendinde bunu fark etmesiyle başlayan iç çatışma da kaçınılmaz tabi. Doğu ile batının çatışması temel çatışmalardan biri, bunun yanında semboller de dikkat çekici kitapta. Küçük ama çok şey anlatan detaylar var.

Cengiz güzel, varlıklı ve nitelikli bir çevresi olan Erica'ya aşık olur. İsminin Erica olması tesadüf değil tahmin edersiniz ki, bakınız "Am-Erica". Erica; Amerikan rüyasının, batının kanlı canlı bir tasviridir. Cengiz, Erica'nın kalbini kazanmak ister ama asla kendi olarak bunu başaramaz yani Doğu'nun temsili Cengiz Batı'yı fethedemez kitapta. Erica hayalinde mükemmel olan bir beyaz adama aşıktır. Gerisinin yorumu sizde :).

Bir de Cengiz isminin de tesadüf olmadığını düşünüyor ve cahil olmayıp biraz daha tarih bilgim olsa başka başka okumalar da çıkacağını düşünüyorum :).

Daha çok şeyler yazılır kitap ile alakalı çünkü burada pek de bahsetmediğim çarpıcı bir tarafı var. O yüzden bu kitabı öneriyor ve sizin de yorumlarınızı okumayı merakla bekliyorum :). Şu an tükenmiş olsa da belki bir yerlerde denk gelirseniz bir göz atın derim. 

Beni "reading slump"'tan kurtardı diyebilir miyiz zamanla göreceğiz ama bir gerçek var ki şimdi geçmişe üniversiteye ışınlanıp canım hocalarım ve arkadaşlarım ile bu kitabı tartışmak isterdim. 

Benim gibi olmayın, edebiyatla kalın :).

Devamını Oku »

3 Ekim 2020 Cumartesi

Anneanne Tarifi Zahter Salatası Yanında Bir Adet Mektup

Merhabalar, pek yazmıyorum çünkü ne okuyorum ne izliyorum :D. Bir tek Masterchef izliyorum ama onu da yazmayayım artık :D. 

öneri makinesi

Yemek yapmak her zaman hayatımın bir parçası olmuştur. Yeni tarifler denemeyi sevdiğim kadar bizim oraların yemeklerini yapmayı da yemeyi de çok severim. Youtube kanalımda da hem Antakya mutfağı hem de farklı mutfaklardan küçük küçük tarifler paylaşıyorum. Detayı detayına tarif vermiyorum ama kısa kısa hikayeler anlatıyorum. Belki ilginizi çeker. 

Doğduğunuz ve büyüdüğünüz yörenin yemeklerinden yapmayı ve yemeyi en sevdikleriniz hangileri? Mutfak kültürü insanın kişiliğini etkiler mi? Hadi biraz bunlardan konuşalım :).


Devamını Oku »

15 Eylül 2020 Salı

Atıştırmalık (Türk ve İtalyan Sinemasından Filmler)

Gözümün Nuru - Hakkı Kurtuluş, Melik Saraçoğlu 2013


Otobiyografik hikayesi olan net bir film. Ben sevdim. Hoşuma gitti. Yönetmen olmak isteyen ve Lyon'da sinema okumaya giden bir gencin aniden gözlerinin rahatsızlanması ve kör olma riski ile apar topar İstanbul'a dönmesini, ameliyat ve sonrasında geçen süreyi anlatıyor. Hayalleri ile gerçek arasında sıkışan genç yönetmen ailesinin desteği ile bu süreci geçiriyor. Trajikomik bu hikayede tadımlık yeşilçam melodramlarından sahneler yüzde tebessüm oluşturuyor. Mubi'de şu an gösterimde ve hala izleyebilirsiniz. Öneririm :).


La Dolce Vita - Federico Fellini (1960)


Fellini'nin en bilinen filmlerinden Tatlı Hayat geçen gün Mubi'ye gelince izleyeyim dedim. 3 saate yakın siyah beyaz çekilen bu film hoşuma gitse de favorilerim arasında değil. Çapkın gazeteci karakterini Marcello Mastroianni canlandırıyor. İşi gereği Roma sokaklarını karış karış gezen bir gazeteci Marcello (karakterin ismi de aynı) karakterinin peşinden biz de haber kovalıyoruz. Kitap yazmaya çalışırken para kazanmak için magazin haberleri yapıyor ve aslında bu iki farklı dünya da genel olarak Marcello'nun hayatının temel çatışmasını temsil ediyor. İki farklı dünya arasında gezinen Marcello ne istediğini tam olarak bilmiyor.

Bu sırada da birçok insan ile tanışan yakışıklı Marcello evde nişanlısı beklerken çapkınlıktan da geri kalmıyor. Birçok dost da edinen Marcello'nun evli ve iki çocuk babası arkadaşı ile olan ilişkisi dikkat çekiyor. Bu arkadaşın hikayesi ve  Marcello'nun hayatına etkisi, beni en çok etkileyen hikaye oldu. Bunun yanı sıra nişanlısı ile olan ilişkisi de bence etkileyiciydi.

Nedense filmin Marcello Mastroianni'nin özel hayatı ile benzerlikler olduğunu düşündüm. Biraz hayatına baktığımızda Marcello bey az can yakmamış. Son olarak da ekranda kendisini bayıla bayıla izlediğimi not düşmek isterim. Her filminde benim de canımı yakmayı ihmal etmiyor :). Gösterişli bir yaşam tarzlarının yanı sıra entelektüel bir çevresi de olan Marcello'nun kendisi dahil etrafındaki herkesin kostümleri de göze ayrıca hitap eden güzel bir detay.
Devamını Oku »

6 Eylül 2020 Pazar

İyi Filmler Beni Ağlatır

Bu aralar film izlemiyorum, izleyemiyorum. Yoğunluğa suç atabilirim ama ondan değil biliyorum. Yine de hep sevdiğim filmleri tekrar izliyorum. Güvenli sularda yüzüyorum. Ne hissettiğimi ve nasıl hissedeceğimi biliyorum. Bu bana güven veriyor, risk almıyorum. 

Jules et Jim, Burning en son Vivre Sa Vie, tekrar izledim. Hepsi rahatlıkla tüm zamanların en sevdiğim filmlerde başı çeker. Olayları, karakterleri, mekanları unutmuş oluyorum ama dedikleri doğru filmlerin bana hissettirdiklerini asla. 

Eski Fransız filmlerini çok seviyorum. Rohmer'ın filmlerinde yaşayan bir karakter olmak istiyorum mesela. Plaktan müzik dinlemek, sahaftan aldığım minicik kitabı okumak ve Jules et Jim'i sinemada görmek istiyorum. 

Anna Karina, ne büyük yetenek. O büyük gözleri ile sadece bakmıyor, konuşuyor. Karakteri anlıyor ve onunla yaşıyor, yaşatıyor. Duygu dolu. Bir insanın hayatını yaşamak istemesi ölümcül müdür? Ona giden her yol mübah mıdır? Biri gerçekten de çok konuştukça sözler anlamını yitirir mi? Konuşmadan anlaşmak mümkün mü? 

Sonra aklıma Catherine geldi. Bir anda kendini buz gibi sulara atışı, en sonunda da bile isteye ölüme gidişi. Sonra Shin Hae-mi'nin günbatımı dansı, açlığı. Mona 'nın yollara düşmesi... Kadınlar... Hayatını istediği gibi yaşamak için bile bir şeylerden vazgeçmek zorunda kalan insanlar. Güçlü ne istediğini bilen ama kazanırken kaybedenler, kaybederken bile kazananlar... Sonuna kadar korkusuzca yürüyenler... 

Güçlü kadınları izlemek beni mutlu ediyor. Onları sinemada izlemek ekstra keyif. Özellikle toplumun değer biçtiği rolü bir çırpıda silip atıp kendi yollarını ne pahasına olursa olsun kendi çizen kadınları izlemek her zaman ilham verici.

Oslo, 31 August, birçok açıdan alakasız ama tüm gün aklımda. Ne filmdi ama... İçim acıyor.

Bir filmi izledikten sonra başka filmler izlemek istiyorsam ve bende başka hisler bırakıyor; bir tohum gibi filizleniyor ve çoğalıyorsa fikirler işte o zaman anlıyorum iyi ve nasıl hissettiğimi unutmayacağım bir film izlediğimi. Saat 03:44 ve beni bu yazıyı yazmaya iten sadece bir film. Bazen sen sadece Harry değilsindir, bazen bir film sadece bir film değil. Onu unutabilirsin ama nasıl hissettirdiğini asla. 

Bahsi geçen ve önerilen filmler;

Jules et Jim

Burning

Vivre Sa Vie

Vagabond

Harry Potter Serisi

Devamını Oku »

18 Ağustos 2020 Salı

Aliexpress Kırtasiye Alışverişi ve Biraz Motivasyon Desteği

Vergiler, pullar, artan fiyatlar, yükselen dolar derken geçen ay bir bütçe ayarlayıp en sevdiğim alışverişlerden birini yaptım. Biraz da motivasyon konuşması, belki ilham olur. Sevgiler...

öneri makinesi

Devamını Oku »

14 Ağustos 2020 Cuma

Art Journal videosu ama daha çok yol hikayesi



Defter kullanımı, günlük yazmak benim geç edindiğim ama çok sevdiğim bir alışkanlık. Düzenli olarak her gün yazmasam da bazen ihtiyaç bazen masraf listesi, bazen günün özeti, bazen de blog ve youtube planlarımı yazdığım ama en çok yaratıcılık ile güzel desen ve renkteki kağıtlarla kolaj yapmak bu tertemiz sayfalara benim en büyük hobilerimden biri.



Bir postcrossing sitesinden nerelere :D. İşimin olmadığı boş boş dolandığım bir anımda bir çocukluk hayaline açılan bir site keşfettim. Uluslararası kart değiş tokuşu. Bilgilerini okuyup seveceği bir kart seçip süsleyip göndermem, daha sonra üç yıldır aşklarına mektuplar vesilesi ile şahit olduğum ve geçenlerde evlenen mektup arkadaşımın benim postcrossingde ilk aldığım dünya haritalı kartı göndermesi; ki hayalimdir gezmek, ile başlayıp duvar dolduran bir kart koleksiyonu; sonrasında Instagram ile mektup arkadaşlığına iyiden iyiye başlamam ve yetinmeyip büyüyen yeni bir sayfaya dönüşmesi; benim postcrossinge ara vermem pul fiyatlarından ötürü, iki hobiye de yetişemem ve bunun yanında büyüyen bir kırtasiye koleksiyonu. Bunların yanında gelen yeni hobiler ve onlardan biri defter merakı. Kağıt kalınlığının, yazdığın kalemin ve el yazısının önemini kavradığım bir döneme vesile olan bir art journal, günlük yazma merakı.



Günlük rutinini, alışveriş listeni ama en çok kendini yazarak farklı bakış açısı ile keşfetmenin keyfi. Tabi her zaman keyif olmuyor bazen uzun iç hesaplaşmaları ve kendini sorgulamalara sebep olduğu da bir gerçek. Yine de öğreniyorsun bu güzel :). Bazen de yazarak değil ama farklı desen ve dokudaki kağıtların farklı çeşitli malzemeler ile kolajlayıp istediğin hissi ruh halini kağıda dökmek çok rahatlatıcı güzel ve ayrıcalıklı. Bunun ilk videosu da aşağıda, devamı gelecek.


Devamını Oku »

12 Ağustos 2020 Çarşamba

StrangeLove Playlist

İddia ediyorum bugüne kadar yaptığım en güzel playlist! İçime her şarkısı sinen ve temasına uyan aşk dolu dram listesi. Hepsi birbirini tamamlayan defalarca dinlediğim ve hala değerini bende koruyan şarkılar. Siz de dinleyin, favorinizi söylemeyi unutmayın!


Dipnot: Listenin adı Depeche Mode şarkısından esinlenmekle birlikte ne grupla ne de şarkıyla başka bir ilgisi yoktur :D.

Dipnot 2: Pinterest'ten görsel şov demeyelim mi :)












Devamını Oku »

16 Haziran 2020 Salı

Kırtasiye Alışverişi (Alışveriş Bahane Sohbete Geldim)

Merhaba, nasılsınız? Ben yine istemediğim aralar verdim. Ne oldu bana böyle? İnanın hiçbir şey yapmıyorum. Dışarı çıktığım yok, zorunluluklar dışında. Üretimlerim de azaldı. Ne izliyorum, ne okuyorum. Bütün yaptığım şey çalışma dışında yatağa uzanıp Mürsel, köpek videoları ve Caner Özyurtlu'nun 90'lar radyo programlarını anımsatan dünya tatlısı Instagram canlı yayınlarını izlemek.

Tüm videolar çalma listesi!!!!!!!!

https://www.youtube.com/playlist?list=PLQvTr8DURAKDV20jygHALakv9Jte_QnsJ

Ve aralarından bir bölüm!


Kendisinin büyük hayranıyım ve nedense onun taşıdığı endişelerin çoğunu ben de taşıdığımdan kendime yakın hissediyorum. Bu yalnız değilim hissi fena arkadaşlar. Youtube işlerine girmesine de öyle memnunum ki zaten severdim, konuşmalarını dinledikçe daha da çok sevdim. İlk videosundan beri takipteyim. Loş sohbetin zaten hastasıydım ama "Bugün Var Yarın Yok" kayıtları inanın müthiş. Ünlüler ve dar gelirli izleyiciler, belirlenen konu üzerinden kendi hikayelerini anlatıyorlar. O kadar tatlı ve güzel ki yenilerinin gelmesini sabırsızlıkla bekliyorum. Kendisinin büyük takipçisiyim. Şimdi de yine kendisinin dahil olduğu Crossover Talks, bir diğer hayran olduğum Cenk Bey'in de içinde olduğu bir sohbet programı. Yeni takıntım olma yolunda ilerliyor.

Bu kısa süreli ayrılığımızı kırmak için bahane olarak iki hafta önceki son Youtube videomu paylaşayım dedim. Kırtasiye alışverişi izlemeyi benim gibi severler bir bakabilir bu kısacık videoya. İşin güzel yanı, hepsinin (4 -5 ay önce virüsün esamesi okunmazken geçen bir zamanda) İstanbul'daki kırtasiyelerden alınmış olması. Bilirsiniz ki buradaki kırtasiyelerde bu tarz şeyler bulmak zordur.


Asıl zamanımın büyük kısmını kaplayan şey ev bakmak. Buraya yazayım da belki bir yerden bir şey çıkar. 1+1 mümkünse balkon veya teraslı yüksek tavanlı rutubetsiz güvenilir bir mahallede depreme dayanıklı güneş alan geniş ve salona açılan mutfağı olan tatlı mı tatlı komşuları ile dünya iyisi ev sahibinden bir ev bakmaktayım canımıniçleri. Ahahaha, çok şey istiyorum gibi duruyor ama 10 şey istiyorsam genelde yarısına tav olup tutmak istiyorum, benim amacım evrene mesajımı iletmek :). Şu ana kadarki tecrübelerim o kadar kötü ki ev bakmaktan soğusam da daha yılmadım. O evi bulacağım <3.


Bu sene Covid yüzünden bir ilk yaşayacağım. Doğum günümü tamamen yalnız geçirmek de varmış. Evin tozunu almayacağım, Harry Potter gibi tozlardan kendime pasta yapıp üfleyeceğim. Belki Hogwarts mektubum günün sonunda gelir :D.


Sizden ne haber? Tabi yazılarınızı da okuyamıyorum hayırsız bir birey olarak. Ne deseniz haklısınız. Yakın zamanda yeniden aktif olmak dileğiyle diyelim. Sizi seviyorum<3<3.
Devamını Oku »

8 Mayıs 2020 Cuma

Avokadolu Hummus, Sen Hala Denemedin Mi?

Mektup hazırlığı öncesi kızarmış ekmek üzerine taze yapılmış avokadolu humus ve beyaz peynir! Harika bir hafta sonu atıştırmalığı, belki denersiniz. Şuraya bırakıyorum :). 



Devamını Oku »

19 Nisan 2020 Pazar

Güne Rahatlatıcı Bir Video Bırakalım (Lezzetli Ev Yapımı Çay İçerir)

Bugün Youtube kanalımda pazar gününe yaraşır rahatlatıcı bir video paylaştım. Bu sefer her zamankinden biraz farklı. Bir de meyve çayı yaptım, birçok farklı malzemeden oluşan. Vaktiniz varsa izlemenizi hatta denemenizi öneririm. Güzel günler :).

Öneri Makinesi



Devamını Oku »

5 Nisan 2020 Pazar

Hayatın Sillesini Yemesine Rağmen Umudunu Kaybetmeyenlerin Film Listesi

Merhabalar! Ben kişisel olarak hayatımda zor bir dönemden geçtiğimden böyle bir liste fikri çıktı ortaya ama anlaşılan dünyaca zaten 3 aydır hayatın sillesini hep beraber yiyoruz. Aşağıda beni sonu ile mutlu ve umutlu hissettiren filmleri seçtim. Filmlerin bazılarında neden bunu seçmiş diyebilirsiniz lakin sonunu görene kadar bekleyin :). Siz de size umut veren filmleri yorumlarda yazmayı unutmayın.

Şimdiden uyarayım büyük spoiler veriyorum, filmlerin hepsi umutlu bitiyor :).

1. It's A Wonderful Life - Frank Capra (1946)

Öneri Makinesi

Ailesi ve arkadaşları için kendi hayatından vazgeçen bir adamın bu da yetmez gibi haksız yere hapse girmesi söz konusu olunca ehh be dediği yere geliyor. İşte o zaman devreye bir melek girer ve umut yeniden onun ekmeği olur.

2. Ruhların Kaçışı - Hayao Miyazaki (2001)

Öneri Makinesi

Küçük kızımız ailesinden ayrı düşer ve bir hamamda mahsur kalır. Türlü haksızlığa maruz kalan kızımız, ailesine ulaşmak için birçok zorlu yoldan geçer. Oradan kaçmayı kendine görev edinen küçük Haku, bu yolda yalnız yürümeyecektir. Miyazaki'den iç ısıtan bir animasyon.

3. Drifting Clouds - Aki Kaurismaki (1996)


Öneri Makinesi

İşten çıkarılan ve art arda birçok dertle yüzleşmek zorunda kalan ailemizin son umudu restoranlarıdır. Neyse ki baştan umutlu son diye en büyük spoilerımızı verdik. Finlandiya sinemasının göz bebeklerinden Kaurismaki'nin Finlandiya Üçlemesinin de ilk filmi.

4. Frances Ha - Noah Baumbach (2012)

Öneri Makinesi

Yakın arkadaşı Sophie'nin taşınma kararı sonrası evsiz kalan Frances'in dans dolu siyah beyaz hikayesi. Eğer hala bu tatlı filmi izlemediyseniz şimdi tam zamanı.

5. İşe Yarar Bir Şey - Pelin Esmer (2017)

Öneri Makinesi

Bir trende genç bir hemşire ile karşılan yazar karakterimizin şiir gibi yolculuğu. Barış Bıçakçı ve Pelin Esmer'in beraber yazdığı bu harika filmi mutlaka izleyin. Başak Köklükaya'nın oyunculuğu göz doldururken, filmde yapılan alıntılar ile okuma listeniz kabaracak.

6. Marlina the Murderer in Four Acts - Mouly Surya (2017)

Öneri Makinesi

Kocası ölen ve ıssız bir kasabada yalnız yaşayan erkek şiddetine maruz kalan ve adalet arayan Marlina'nın hikayesi sert ama umut vadeden sonu ile de bu lisede olmayı hak eden bir film. Detaylı incelemesi içi buraya tıklayın.

7. Appropriate Behavior - Desiree Akhavan (2014)

Öneri Makinesi

Hayatın birçok zorluğu var; ihanet, hastalık, ölüm gibi gibi ama unutmayın aşk acısı da hafife alınacak ve öyle hiçbir şey olmamış gibi yolunuza devam edebileceğiniz bir konu değil. Eski sevgilisini unutmaya çalışan ve bu arada da ailesinden gerçek kimliğini saklayan bir kadının hikayesi. Akıcı, harika soundtrackli, çok tatlı bir film, bize hayatın acı ve tatlı bir şekilde her şeye rağmen devam ettiğini gösteren filmlerden.

8. The Incredible Jessica James - Jim Strouse (2017)

Öneri Makinesi

Jessica hayalini gerçekleştirmek için birçok başvuru yapsa da geri dönüş alamamaktadır. Bir de sevgilisinden ayrılınca işler onun için daha da zor olur. Unutmayın ki mutluluk en ummadığınız anda karşınıza çıkıp tekrardan ayaklarınızı yerden kesebilir. Yeter ki umudunuzu kaybetmeyin.

9. Children Of Men - Alfonso Cuaron (2006)


Dünyanın sonu filmlerinden, harika bir çekim ve güzel bir distopya. Her distopya umutsuz bitecek diye bir şey yok sonuçta :).  İnsan ırkının tükenmekte olduğu bir dönemde geçen akıcı aksiyon filmi, bence yönetmenin en iyi filmleri arasında.

10. Godot'yu Beklerken - Michael Lindsay-Hogg (2001)

Öneri Makinesi

Açık uçlu sonuyla acaba mı dedirtse de bence kesinlikle umutlu sonla biten harika bir Beckett eseri. Aslında bir tiyatro eseri olan bu film iki arkadaşın Godot'yu bir ağacın altında beklemesi ama Godot yerine sürpriz isimlerle karşılaşması ile devam eden bir film. Film ama daha çok kayda alınan bir tiyatro izliyoruz desek daha doğru olur. Çok güzel çok güzel. Godot belki bugün değil yarın da değil ama bir gün gelecek, yeter ki siz umudunuzu sıcak tutun :).

İlginizi çekebilecek diğer film listeleri:

Dört Mevsim Hikayeleri
Bu Sonbahar da Kasımda Aşk Başkadır İzlemeyin Diye Hazırlanmış Liste
Bu Soğuk Kış Günlerinde İçinizi Daha Da Üşütecek Film Listesi
Rahat Battı Biraz Diken Üstünde Oturayım Diyenler İçin Film Listesi
Devamını Oku »

4 Nisan 2020 Cumartesi

30 Gün Şarkı Meydan Okuması

Herkese merhabalar! Öncelikle meydan okumaya gösterdiğiniz ilgi için çok teşekkür ederim, güzel sözleriniz ve katılımınız beni aşırı mutlu etti. En çok da herkesin kendi tarzıyla listeleri oluşturma şeklini çok sevdim. Kiminiz günlük yazıyor kiminiz gruplar halinde. Kiminiz ise (benim gibi) ben bir yazıya sığdırırım dedi. Sonuç olarak herkes kendi tarzını yarattı. Yoğunluktan hepsini yakın zamanda dinleyemesem de tüm önerilerinize ara ara bakıp yorum yapmaya çalışacağım.

Katılanların listeleri burada! Eksik varsa ben yokum diye bana hemen atarlansın, yorum yazsın ben de hemen ekleyeyim :).

Öneri Makinesi

Yazılardan ve yorumlardan okuduğum kadarıyla en çok 6. ve 7. sorularda zorlanılmış. Sanırım bunun sebebi adında büyük veya küçük harfle yazılıp yazılmadığına dikkat etmemiz; o yüzden de bulmakta zorlandığınız bir bölüm oldu.Bana gelirsek bu maddeler için sevdiklerim arasından seçim yapmakta zorlandım. Hatta daha ilk meydan okumayı okurken birkaç şarkı aklıma geldi bile. Biraz listelerimize bu gözle baksak neler çıkar kim bilir. Yine de herkes zorlandıysa vardır bir bildiğiniz diyorum ve o maddeler için önerilerimi aşağıya koyuyorum. Belki hatırlatmanızda da yardımcı olmuş olurum.

Tekrardan beni kırmayıp katıldığınız için çok teşekkür ederim, şimdi Öneri Makinesi ile müzik keşfine hazırsanız başlıyoruz.

1. Bu ay keşfettiğin bir şarkı


Spencer. - Automatic

Son zamanlarda o kadar çok şarkı keşfettim ki hangisini seçsem diye Spotify'da geziniyorum. İlle bir şarkı seçmem gerekiyorsa Spencer. diyorum. Tam benim tarzımda şarkılar yapıyor, bayılıyorum. En çok Want U Back ve Automatic şarkılarını dinliyorum.

2. Seni tarif eden bir şarkı


Nina Simone - Ain't Got No

Öyle bir şarkı daha yapılmadı ama yaklaşanlar var :). Kendi yazdığım şarkılar var tabi ama onlar belki de hiç yayınlanmadan öyle kalacak o zamana kadar bir şarkı seçeyim :). Zaten Nina Simone olmadan yaptığım bir liste düşünemiyorum. Bu şarkı da hiçbir şeyim yok ama gülüşüm, yaşamım var diyor. Bundan daha güzel bir moral şarkısı olabilir mi? Çoğunlukla elimde bir şeylerin kalmamasıyla sınandığım için bu şarkıyı da moral olsun diye çok söyleyince mottom oluverdi :). O yüzden bu şarkıyı duyarsanız bir gün bir yerlerde bilin ki bir makine içine ağlamak yerine bağırarak bu şarkıyı söylüyor :).

3. İsminde yemek adı geçen bir şarkı


Frankie Cosmos - Korean Food

Bu maddeyi okuduğumda aklıma gelen ilk şarkı oldu. O yüzden onu koyayım, hem yemeyi hem de dinlemeyi seviyorum :).

4. Tüm sözlerini bildiğin bir şarkı


Carrapicho - Tic, Tic, Tac

Bu konuda özel bir yeteneğim olduğu için çoğu şarkıyı ezbere biliyor ve söyleyebiliyorum. O yüzden seçenek çok. Şimdi hava atma zamanı, Portekizce bilmememe rağmen bu şarkıyı korom için ezberledim. Zaten çocukluğumu hatırlatan bir şarkı olduğunda çok severim, onun dışında baştan sona söyleyebiliyorum :)

5. İyi bir zevkin olduğunu kanıtlayan bir şarkı


Morphine - The Saddest Song

Kanıtlar mı bilmiyorum ama bence fena olmadı :). The Morphine'i  bu türden farklı müzik dinleyen hiç ummadığım arkadaşlarımdan duydum, ben zaten severim. O yüzden bu maddeye yakışır diye düşündüm.

6. Adı küçük harflerden oluşan bir şarkı


123 - binalar

Geldik malum sorulardan ilkine :). 123, Lara Di Lara ile tanışma şarkım, bayılırım.

Söz verdiğim gibi size önerilerim aşağıda :).

Billie Eilish - bad guy, bellyache, oceaneyes, youshouldseemeinacrown, lovely
Stromae - tous les memes
Lauv,Anne Marie - fuck, i'm lonely
Nina Zilla- 50mila
Nekizm - ilk kez, sular akar, kaybolunca
123 - the owl, sun in the arms of love
Post Malone - rockstar
Flor - dancing around (tüm şarkıları)
iogi - magic trick,
Spencer. - bbybbybby, 2much

7. Adı büyük harflerden oluşan bir şarkı


Big Thief - UFOF

Aynı şekilde :). Bir de ben bu soruları baya eğlenceli buldum :). Bu şarkıyı da çok dinledim geçen sene, hala da dinliyorum. Dikkat ederseniz bu listede daha çok 2019 çok dinlenilen şarkılar var, önceki yazılarımla tekrara düşmemek için hep en son beğendiklerimi seçmeye çalıştığımdan ötürü :).

Büyük Ev Ablukada - FIRTINAYT (albüm komple)
Murda, Ezhel - AYA
Dua Lipa - IDGAF
Anne Marie - FRIENDS
Karen O, Michael Kiwanuka - YO! MY SAINT
Rihanna - S&M
Zayn - PILLOWTALK
Frank Ocean - DHL
Troya Sivan - BITE
Sam Evian - IDGAF
Litany -PS2
Jenny Wilson - LET MY SHOES LEAD ME FORWARD
Mac  Demarco - K
Katy Perry - E.T
Nick Hakim - JP

8. Hak ettiği değeri görmemiş bir şarkı


The Smithereens - In a Lonely Place

Nasıl hala unutulmaz aşk şarkıları 80'ler top ten'de değil anlamış değilim. Umarım ben denk gelmemişimdir ama en iyi açılış sözlerinden birine sahip şarkılardan biri. Bu şarkı çıktığı zaman arada kaynadı gibi hissediyorum.

Bir de Nekizm - ilk kez. Bence bu şarkının hakkı da çok yeniyor. Buraya yazıyorum bu şarkının patlaması bir dizi ya da filme bakar. O zaman gelecek ve ben bu notumu alıntılayıp tarihiyle beraber paylaşacağım. Etiketlere de bir tek bu grubu ekleyeceğim bulmak kolay olsun ileride, böyle de iddialı ve öngörülüyüm aaddasfsasvf :).

9. Adı 3 kelimeden oluşan bir şarkı


Jakuzi - Koca Bir Saçmalık

Gel de seç şimdi. Benim spotify listemde 4000 küsur şarkı var arkadaşlar. Ben sözde sınırsız Spotify'ın bana daha fazla şarkı kaydedemezsin dediğini bilirim. Neyse, madem 2019'dan gidiyoruz ben 2019'da onu bunu değil en çok Jakuzi'yi dinlemişim. Geçen sene bu zamanlar yeni albüm lansman konserine gittiğimde çok dinlediğimden listede başı çekti ama ondan sonra da çok dinledim. Seçtiğim şarkısı ilk albümden, Jakuzi denince akla gelen imza şarkılarından. Benim için ve birçok insan için eskimeyecek bir şarkıdır herhalde.

10. Dinlediğin son şarkı (dürüstlük arkadaşlar :))


Sarah P. - Athena

Bu şarkıyı daha geçen gün Instagram reklamlarında görüp aa neymiş deyip dinledim ve beni ele geçirdi. Baya hoşuma gitti. En çok Spotify reklamlarına baktığımdan bana hep sevdiğim türlerde müzik önerileri harika görsellerle geliyor bayılıyorum, en sevdiğim reklam :).

11. Aşk hakkında bir şarkı


Sam Evian - Next to you (feat. Kazu Makino)

Benim bir spotify listem var, işte şuraya konduruyorum. Hepsine de kefilim. Bu madde için seçtiğim şarkı da onlardan biri. Sam Evian'ın iki şarkısını da (diğeri IDGAF) işe giderken metroda sabahları az dinlemedim ki 2019'da benim listemde zirveye oturdu bu iki şarkı zaten.

12. Dinlemeye utandığın bir şarkı


Simge - Aşkın Olayım

Utanmıyorum ama her yerde söylemem :). 2019 yılında en çok dinlediğim şarkılardan biri. Sözlerini Onurr'un (Eski Sakin solisti) yazmasının etkisi olabilir. Sakin sonrası pop sanatçılarına verdiği şarkılardan en sevdiğim şarkı budur bir de İzel'e verdiği Göz Göre Göre ama kendilerinden dinlemeyi seviyorum, Sakin üyeleri back vokali ile o da burada. Keşke indieye geri dönse :(, ben upuzun bir yazı yazdım zamanında Sakin'in dağılmasına üzüldüğümde ve son şarkılarını dinlediğimde iç döktüğüm amayayınlamadım.

Bu arada böyle daha çok şarkı var, arada dinleyip bahsetmediğim, en hafifi bu sanırım :). Bu arada genel olarak Simge'nin sesini beğeniyorum, söyleme tarzını da.Onurr her şeye rağmen hala güzel sözler yazıyor.

13. Playlistinde karışık modda çalan ilk şarkı


Vashti Bunyan - Don't Believe

Güncel olarak 4216 şarkı içerisinden Spotify benim için bu şarkıyı seçti, teşekkür ederim. Bayadır dinlemiyordum. Sanatçının bu şarkının olduğu albüm kapağına bayılmak ile birlikte içindeki en sevdiğim şarkı "Train Song"'dur. Dinlemeniz önerilir.

14. Birinin bilmene vesile olduğu bir şarkı


Agar Agar - You're High

Son zamanlarda azımsanmayacak ölçüde arkadaşım dolayısıyla Techno dinlemeye başlayınca benim de o konuda az çok fikrim oldu. Agar Agar da o dönemden bana kalan güzel bir hediye oldu.

15. Film soundtrackinden bir şarkı


John Lurie - Eva Packing

Canım Jim Jarmusch ve John Lurie işbirliklerinin harika örneklerinden biri. Bu kategori için yılda ortalama 150-200 film izleyen biri olarak seçeneğim çoktu. Hele ki sevmediğim filmlerden bile güzel müzikler çıkınca liste kalabalıklaşıyor ama bu müzik benim tüm zaman enlerimden.

16. Adını sevdiğin bir şarkı


The Psychedelic Furs - Love my way

"It's a new road, I follow where my mind goes" diye de devam eder :).  Kendimi çok sevdiğimden değil ama kararlarımı kendim almayı sevdiğimden hoşuma gider herhalde bu şarkı :).

17. 17 yaşında olmak hakkında bir şarkı


The Smiths - Please please please let me get what I want

Ben bu soruyu keyfime göre yorumlayacağım. Ben 17 yaşında lise üçte dil bölümünde okumaktaydım ve alternatif başta olmak üzere arkadaşımın etkisiyle de metale göz kırpıyordum.  Birçok şarkı dinliyordum. Lisemi anlatan şarkılardan birini düşünecek olursam da aklıma ilk Emre Aydın gelir. Aşıktım :). Defterimde falan resminin çıktısı vardı :). Gerçi bu Lise 1 veya 2'ye denk geliyor olabilir çünkü albüm 2006'da çıkmış. Kırmızı çizgimdi, ahaha :). Forumuna falan üyeydim a dostlar, katıksız tam bir ergen almaz mıydınız :). Sonra ne mi oldu? Hatay'a konsere geldi, gidemedim diye çok üzüldüm. Üniversitedeyken şenliğe geldi, havadan ötürü iptal oldu yine üzüldüm. Sonra yine de şenliğe geldi, çok mutlu oldum :). Bu da böyle bir anımdır :). Afili Yalnızlık ve 6. Cadde albümleri dışında dinlemedim sonra, sevemedim ama Afili Yalnızlık güzel albümdü. O klipler ne olay oldu ama. Çıkış şarkısında şarkıcının kendisi yok diye de baya merak konusu oldu, kısa film gibiydi falan filan :). Çenem düştü, çal kemancı, anılarrr :).

Ben bu hikayeyi boşuna anlattım çünkü 17 değilim, 17'de ne dinliyordum acaba? Kesin Limewire'dan indirdiğim şarkıları dinliyordum :). MSN'de de durum açıklamama yazıyordum sözlerini :). Kendimi anılarını torunlarına anlatan nineler gibi hissetmeye başladım. Neyse buldum. Benim The Smiths ile tanışma senem bu zamana denk geliyor olabilir. Eğer 500 Days of Summer'ı (2009) çıktığı yıl ya da bir sene sonra izlediğimi varsayarsak benim Morrissey'in güzel sesi ve sözleriyle tanışma dönemlerime geliyor olabilir :). Ondan önce The Smiths dinliyor muydum hatırlamıyorum açıkçası. Kaç kere filmin sountrackini dinledim belli değil, bunlardan bazıları internet kafeleri içeriyor evet, offf :). Yine film soundtracklerinden Regina Spektor - Hero, Us falan da az dinlemedim :).

Bir de Radiohead çok dinliyordum, onu da ayrı bir yazıda anlatayım, isterseniz devamı gelsin anılı şarkı yazıları yorumlara yazıverin :). Anlaşılan melankolik ve zor bir ergenlik dönemim olmuş ama indienin temelleri de orada atılmış. Birçok tür dinleyip kendi tarzımı bulmam da bu dönemlere denk geliyor olsa gerek. Hala birçok tür dinlerim ama indie benim bebeğimdir :).

Şu sorunun cevabı bazı yazılarımdan uzun oldu, sonuna kadar okuyan benden MSN emojisi alacak :).

18. Sana birini hatırlatan bir şarkı


Hedonotopia - Maymun Kral

Bu şarkıyı seçmemin sebebi sadece bu listede Hedonotopia olmasını istediğimden :). Kendilerini çok severim, evimin dibinde ücretsiz konser verdiler, gidemedim hala çok üzülürüm ama bir gün gideceğim :). Bana birini değil One Love festivaline gittiğim arkadaşlarımı ve o güzel yaz kokusunu anmsatıyor. O gün yine Hedonotopia konserine gidemedim, ondan dolayı festivali ve arkadaşlarımı daha çok da kaçırdığım konseri hatırlatıyor :).

19. Öfkeli olmak hakkında bir şarkı


John Maus - Just Wait Till Next Year

Flyleaf'ten bir şarkı yazacaktım da yine hikaye yazmamak için vazgeçtim. Yorumlarda isterseniz bu tarz blogda yazılar yazacağım, lütfen isterseniz beni yorumlarınızla cesaretlendirin :).

John Maus 2019'un ve dünyamızın o son sağlıklı günlerinde keşfettiğim isimlerden biri oldu. Tarzına, sözlerine ve müziğine bayıldım. Çok sevdim. Bu şarkıyı gece gündüz demeden de sürekli dinledim. Aşkın öfkelisi tehlikeli arkadaşlar, sözleri dinleyince ne demek istediğimi anlayacaksınız  :).

20. Adı akronim olan bir şarkı (biraz araştırma isteyen bir bölüm :)


Her's - What Once Was (WoW)

Bu baya araştırma isteyen bölüm, ben en çok bunda zorlanırım diye düşünüyordum ama çok uğraşmadan buldum. Yine çok tatlı bir şarkı, tam indie film soundtrack şarkısı, al koy baş karakterin karmaşık melankolik hayatının ortasına :).

21. Gecenin 3'ünde dinlediğin bir şarkı


Mitski - Francis Forever (Blunt Mechanic - Thrown out at third)

Moduma göre her şarkıyı gece 3'te dinlerim bu arada(bknz. ikizler burcu). Lakin (hikaye geliyor hazırsanız), oyunculuğundan çok yönetmenliğini sevdiğim Josh Radnor namı diğer Ted Mosby'nin ilk filmi, Happythankyoumoreplease de çalan bu şarkıyı seçmemin sebebi ilk olarak filmi gerçekten gece yarısı izlemem; ikinci olarak, bu şarkıyı bulmak için film süresinden uzun aradığım için (no shazam time); son olarak daha da vahimi şarkı oyuncular konuşurken arkada barda çaldığı için bulması ekstra zordu. O zaman soundtrack listeleri var mıydı benim haberim var mıydı yine o şekilde mi buldum inanın hatırlamıyorum belki blogda daha önce bahsetmişimdir  (bu durum son zamanlarda çok yaşanınca yaşlandığımı hissediyorum, beyin bir süre sonra eski anıları yenileri gelince siliyor mu?)  ama bir şekilde buldum ve çok dinledim. Hala da severek dinlerim.

Yine de bu şarkıyı koyamadım, çünkü spotify'da hala yok :(. Yine bu başlığa uyan çok manalı çok sevdiğim şarkı seçtim. Mitski'yi zaten çok severim. Bu şarkıyı seçmemin sebebi Mitski'nin şarkısında bu sözleri üçte yazdığını iddia etmesi :).

22. Adı uzun olan bir şarkı


Hala - What is love? Tell me, is it easy?

Daha uzununu bulan var mı? 8 bence gayet iyi :). Çok tatlı bu şarkı ya, yeni keşfettim ama sevdim. Siz ne diyor? Catchy :).

23. Sahilde dinlenecek bir şarkı


Best Coast - Boyfriend

Yaa yine çok tatlı bir şarkı, benim biiç'imde bu çalsın. Adı da albüm kapağı da çok uyumlu zaten :). Bu başlık için yapılmış sanki :).

24. Bütün gün aklına takılan bir şarkı


Murda, Ezhel - Bir Sonraki Hayatımda Gel

Şarkılardan biri aslında. Bu aralar çok çirkin şarkılara maruz kalmak durumunda kalıyorum, kalacağım da gibi. Nedenini sormayın :). Bu maruz kaldığım en iyi şarkı ki Ezhel seviyorum zaten, ya kim ne derse desin. Müzikleri bana hitap ediyor. Ankara ile olan tatlı geçmişim de bunu etkiliyor :). Ne yapsa güzel geliyor, hepsini açıp dinliyorum. Free Ezhel dinleyenleri, bir rahat verin :).

25. Farklı bir dilde şarkı (hadi bunu İngilizce ve Türkçe dışı yapalım :)).


Kourosh Yaghmaei - Gole yakh

Bu şarkıya ba-yı-lı-yo-rum! Appropriate Behavior filminde çaldığında öğrendim ve aşık oldum.

26. Uyumana yardımcı olan bir şarkı


BADBADNOTBAD - Speaking Gently

Ben uyurken şarkı dinleyemem çünkü kendimi çok kaptırdığımdan olan uykum da kaçar. O yüzden uykumu getiren şarkı değil de uyuyana kadar kulağımda kalmasını istediğim ama en sonunda yine de kapattığım şarkılar vardır :). Bu da onlardan biri, çok seviyorum. Beni başka alemlere götürüyor :).

27. Şu an nasıl hissettiğini tarif eden bir şarkı


Belle and Sebastian - Get me away from here, I'm dying

Kaygılı bir dönemdeyim birçok sebepten ötürü, yine de umutlu olmaya çalışıyorum ama düşünceler ve varoluşsal sorunlar peşimi bırakmıyor. Bu şarkının adı da ruh halimi yansıtıyor tek başına. Bir de şarkıda da dediği gibi "I always cry at endings".

28. Eskiden nefret ettiğin ama artık sevdiğin bir şarkı


Büyük Ev Ablukada - EVREN BOZMASI

Ben kendilerini pek dinlemezdim ama bir yerde bir şey koptu ve FIRTINAYT albümü en sevdiğim albümlerden biri oldu. Blogda da kesin yazmışımdır, sevmiyorum diye ama bu albüme bayılıyorum. Evren Bozması'ını önceden sevmeme durumum yok, genel olarak grubu sevmiyordum. Bu şarkı da albümde en sevdiklerimden.

29. Romantik bir buluşmada çalınacak bir şarkı


Sibylle Baier - Tonight

Biri benim için bu şarkıyı açsa ciddi düşünürüm :). Aşkı ve sevgiyi bu kadar naif ve gündelik yaşadığımız anların güzelliği ile anlatan çok az şarkı vardır. Ben birine açarsam o da anlasın ki boş değilim :). Bir de Nick Cave - Into My Arms :).

30. Bizle paylaşmak istediğin bir şarkı


Altın Gün - Leyla

Bu şarkıyı bu yazıyı okuyan herkese hediye ediyorum. Canım Altın Gün, çok sevirem :). Hele bir dünya olarak iyileşelim, konserlerine gideceğim daha :).

Bonus Şarkı: Bu şarkıya madde bulamadım ama bence bu listede olmalı :). Playlistin sonunda dinleyebilirsiniz :). Çok güzeldir :).


Devamını Oku »

28 Mart 2020 Cumartesi

30 Gün Şarkı Meydan Okuma Listesi

Merhabalar! Neredesiniz biliyorum. Peki nasılsınız? Yani gerçekten nasılsınız? Nasıl hissediyorsunuz? Bu süreci nasıl geçiriyorsunuz? Ben kendimi daha birkaç hafta önce izlediğim Zombieland filminde gibi hissediyorum. Özellikle marketlerdeki boş rafları görünce bu duygum daha da artıyor.

Öneri Makinesi

Herkes evde çalışıyor ya da bir şekilde zaman geçiriyor. Evde zaman geçirirken günlük olarak bloğa uğramayı sevenler için güzel bir hatta iki meydan okuma buldum ve Türkçe'ye çevirdim. Meydan okumanın sahibi Eggtaurus adlı instagram hesabı. Kendisinden özel olarak izin aldım blogda yayınlamadan önce, orijinal şablonları Instagram hikayelerinde yapmak isterseniz hesabındaki öne çıkan hikayelerine göz atmanız yeterlidir.

Hatırlarsanız bundan yaklaşık iki sene önce bir mayıs ayında yine böyle bir etkinlik düzenledim ve çok güzel şarkılar keşfettik, dinledik her gün. Tekrara düşmemek için meydan okuma sahibinin iki listesinden de maddeler seçip bu meydan okumayı hazırladım. Bu sefer yine çok güzel şarkılar keşfedeceğimizi ve kendimizi biraz da olsa avutacağımızı umuyorum.

Hiçbir kural yok, ister benim gibi tek yayında isterseniz 30 gün boyunca isterseniz de belli soru grupları halinde şarkılarınızı bizle paylaşabilirsiniz. Tamamen size kalmış. Hepsi de güzel olur.

Tek şartımız aşağıya yorum yapmak olsun ki ben de katılanları yazının sonunda belirteyim, daha çok kişi gidip görebilsin. Meydan okuma bugün başladığına göre kendi kendine zaten yayıldıkça devam edecek yayılmazsa da yerinde sayacak olduğundan tamamen doğal akışına bırakmanın yararlı olacağını düşünüyorum.


1. Bu ay keşfettiğin bir şarkı

2. Seni tarif eden bir şarkı

3. İsminde yemek adı geçen bir şarkı

4. Tüm sözlerini bildiğin bir şarkı

5. İyi bir zevkin olduğunu kanıtlayan bir şarkı

6. Adı küçük harflerden oluşan bir şarkı

7. Adı büyük harflerden oluşan bir şarkı

8. Hak ettiği değeri görmemiş bir şarkı

9. Adı 3 kelimeden oluşan bir şarkı

10. Dinlediğin son şarkı (dürüstlük arkadaşlar :))

11. Aşk hakkında bir şarkı

12. Dinlemeye utandığın bir şarkı

13. Playlistinde karışık modda çalan ilk şarkı

14. Birinin bilmene vesile olduğu bir şarkı

15. Film soundtrackinden bir şarkı

16. Adını sevdiğin bir şarkı

17. 17 yaşında olmak hakkında bir şarkı

18. Sana birini hatırlatan bir şarkı

19. Öfkeli olmak hakkında bir şarkı

20. Adı akronim olan bir şarkı (biraz araştırma isteyen bir bölüm :)

21. Gecenin 3'ünde dinlediğin bir şarkı

22. Adı uzun olan bir şarkı

23. Sahilde dinlenecek bir şarkı

24. Bütün gün aklına takılan bir şarkı

25. Farklı bir dilde şarkı (hadi bunu İngilizce ve Türkçe dışı yapalım :)).

26. Uyumana yardımcı olan bir şarkı

27. Şu an nasıl hissettiğini tarif eden bir şarkı

28. Eskiden nefret ettiğin ama artık sevdiğin bir şarkı

29. Romantik bir buluşmada çalınacak bir şarkı

30. Bizle paylaşmak istediğin bir şarkı


Bu yazıyı okuyan herkes mimlidir ama ben aşağıdaki isimlerin kesinkes yapmasını umuyorum. Katılanlar yorum yapmayı unutmasın ki takip edebilelim. Siz de beni referans gösterirseniz yazılarınızda hem mutlu olurum hem de yeni yapacak arkadaşların meydan okumalarını takip etmelerini bu şekilde kolaylaştırırız diye düşünüyorum :).

Kağıttan Dünyam
Bonheur
Bir
Deeptone
Momentos
Belle'nin Kütüphanesi
Beyda'nın Kitaplığı
Fermina Daza
Pastelden
Kağıt Salıncak
Oytunla Hayat
Tanterosa
Zihnin Arka Sokakları
SoniPan
Sakura Mevsimi
İrem'in Yaşamından
Mor Düşler Kitaplığı
Kamusutopu
Saçaklının Not Defteri
Mindmills
1Günce
Gonca'nın Dünyasından
Mavi Kalemdekiler
Bir Kare Mavi
Mavi Gökyüzünün Elleri
Perili Evdeki Samara
Siyah Su Zambakları

ve bu yazıyı okuyan herkes :).

Bu sefer hem müzikle hem de evde kalın!

Devamını Oku »

18 Mart 2020 Çarşamba

Seni Seviyorum Rosa - Işıl Özgentürk (1992)

Öneri Makinesi

Sevgi Soysal'ın Tante Rosa romanının uyarlaması Seni Seviyorum Rosa; Rosa karakterinin gençlik, yetişkinlik ve yaşlılık dönemlerini Sumru Yavrucuk'un canlandırdığı hüzünlü bir film. Kadın olarak verilen rolü oynaman beklenirken Rosa'nın aşk arayan prenses olduğuna inanan çocuk kalbi de bu dünyada maalesef kırıklarla doludur. Buna rağmen o umutludur ve bu arayışından asla vazgeçmez.

Prenses hayalleriyle büyümüş Rosa, sevgi ve aşk arayışında olan bir kadın. Ne yazık ki ne ailesinden ne de özel ilişkilerinden sevgi göremeyen Rosa, bir de kadın olarak beklenilen rolü üstlenmeyince hayat onu daha da zorlar. Buna rağmen kendi yolundan ayrılmak istemez ve bu uğurda sonuna kadar savaşır. 

Öneri Makinesi

Sumru Yavrucuk'un oyunculuğu gerçekten muazzam, role çok yakışmış. Çocukluğu haricinde üç farklı dönemini canlandıran oyuncunun makyajını da ben çok başarılı buldum. Müzik ve kostümler de hikayeyi destekler biçimde. 

Ben filmi çok sevdim. Verilen rolü kabul etmeyen ve ne olursa olsun bildiği yoldan vazgeçmeyenlerin hikayelerini sonu mutlu ya da mutsuz bitse de ilham verici buluyorum. O yüzden ben bu filmi sevdim, sizlere de öneririm :).  Kadın filmleri etkinliği listemden bir film eksildi, sırada diğerleri var. Keyifli seyirler!
Devamını Oku »