Yüzbaşının Kızı - Aleksandr Puşkin
Sahaftan aldığım bir kitap, akıcı hızlı okunan kısa bir kitaptı. Başladığı gibi bitti. Romantizm akımının etkilerinin görüldüğü savaş ortamında bir aşk hikayesi. Fazlaca romantik ele alınan naif bir hikaye. Uzun zamandır da Rus Klasikleri okumuyordum, Andreyiçler, Andreyovskiler falan iyi geldi :). Çok hoşuma gidiyor bu tarz isimleri okumak :). Güzel bir klasik tavsiye olunur :).
Things to Come - Mia Hansen - Love (2016)
Bu aralar Isabelle Huppert'a takığım gibi, filmlerini izliyorum. Huppert; depresif bir anne, başkasına aşık olan bir eş ve çocukları arasında yaşayan bir öğretmeni canlandırıyor. Bir de öğretmen olan sevdiği bir öğrencisi var arada gelip giden. Filmi sevdim ama bir şeyler eksikti sanki, filme bayıldım diyemememin sebebi oydu herhalde. Çok iyi film, güzel ama bir şey eksik daha bulamadım :). Benim huysuzluğum da olabilir bilemiyorum :). Yoksa güzel film. En çok park, çimen, yeşil gördüğüme sevindim bir de çok sevdiğim Fransız evlerini, iç dizaynını. Kitaplar da filmde yan rolde ki okuduğu kitaplar benlik olmasa da kitapları her karede görmek güzeldi. Müzikler de güzeldi. Huppert'a laf söylemek olmaz zaten çok iyiydi hele ki birkaç yerde beni de ağlattı ve özellikle bir yerde vauv dedirtti :). Muzaffer'in önerdiği filmlerdendi ama gitti yine beni duygusallaştıran bir film seçti iyi gelecek diye :). Gelmesine geldi de yine bir burukluk bıraktı :). Teşekkür ediyorum kendisine, önerilere devam. Onun film yorumları paylaştığı güzel bloguna gitmek isterseniz de burada :).
Junky - William S. Burroughs
Ayy ne umutlar ve beklentilerle okudum da sonra bitsin diye dua ettim. Sevemedim, sevenlerinden özür dileyerek. Beat kuşağı severim ama bu kitap beni sıktı. Yazara kesinlikle bir şans daha vereceğim ama zaman geçtikten sonra ancak herhalde. Bu kitap bir eroinmanın günlüğü gibi. Arada bazı tespitler var beni etkiledi ama çok düz bir anlatıma sahip. Kolay okunan bir kitap.
Elle - Paul Verhoeven (2016)
Off off of ki ne of. Valla abartıldığı kadar var. Huppert'ten nefis bir oyunculuk, güçlü bir hikaye, gerilim dozu çok iyi. Yani ne kadar övgü varsa sıralayabilirim. Almodovar tadında bir gerilim filmi hissettim. Sonu biraz düşündürttü ama gayet güzel gerilim filmiydi. Film baştan sona rahatsızlık verici uyarmadı demeyin.
La Pianiste - Michael Haneke (2001)
Uzun zamandır psikolojimi bu kadar bozan bir film olmamıştı. "Elle" de etkiledi gerçi ama Haneke yine farkını konuşturmuş. Huppert annesiyle yaşayan orta yaşlarında annesinin baskı ve kontrolünde yaşayan bir kadını canlandırmış. İnsan taştan değil ya onun da bastırılmış duygularının dışa vurumunu yine rahatsız edici biçimde bizlere gösteren Haneke'nin önemli filmlerinden. Bu film bana belki okuyanınız vardır "The Beauty Queen of Leenane" oyununu oldukça anımsattı. O da çok güzel bir dramadır. Haneke'nin Huppertli son filmi yine beni heyecanlandıran filmlerden, çıksa da izlesek :).
Huppert'in bu üç filminde de çokça ortak özellikler var. Anne kız problemleri, anne sorunları hatta çokça ön planda. Bir şekilde birbirine benzeyen karakterler. Bir de sanki "Elle" ve "Things to Come"'daki karakterleri birleştirsek ortaya "Piyanist" filmindeki karakteri çıkar gibi :), ne diyorsunuz? Huppert bu rollerin altından ustaca kalkmış ama "Piyanist" ve "Elle"'deki karakterler gerçekten etkileyici özellikle ilkinde. Bana önerebileceğiniz başka Huppert filmi varsa önce onları izleyeyim :).
Siz bu aralar neler atıştırdınız? Yorumlarınızı merak ediyorum :).
benim de aklımda kalan bir kitap Yüzbaşının Kızı :) Bu aralar kitap okuyamıyorum ya Bizim veletlerin derdi bitmiyor valla :) Emeğine sağlık sevgiler :)
YanıtlaSilTeşekkür ederim :). Olsun okursun bir ara :).
SilGüzel bir toparlama olmuş.Ben de bu ara teknik kitaplar okuyorum.Duygu odaklı çift terapisi gibi mesela :)
YanıtlaSilTeşekkür ederim :). Aaa çok iyi konu ya, desene yakında o konuda güzel yazılarını okuyacağız diye. Merakla bekliyorum :).
SilAa süper o zaman :). Yüzbaşının Kızı klasiklere başlangıçlarda okunabilir gerçekten, özellikle klasik kitaplardan çekinenlere iyi bir tercih, akıcı ve kolay okunuyor dediğin gibi :). Ben de teşekkür ederim güzel yorumun için canım benim :).
YanıtlaSilGerilim yaratan ve psikolojiye balyoz gibi gelen filmlere bayiliyorum. Sanirim son iki film de oyle. İzleme listesine eklendi bile. :)
YanıtlaSilOo o zaman aynen Elle ve Piyanist tam sana göre 😄 Piyanist sinirlerimi güzel bozdu 😄
SilElle ve Pianist filmine başlayıp, bıraktım. Bu tür filmleri kışa bekletmemin daha iyi olacağı kanısındayım kendim için. Diğer filme bakarken bir çok filmini buldum. İki tanesi özellikle gözüme çarptı.
YanıtlaSilAmour (ödüllü), Valley of Love (Depardieu ile oynamış bu filmde), Souvenir (biyografi), Lacemaker, Asphalte, La Ceremonie (bu filmle Cesar en iyi kadın oyuncu ödülü almış). Bendeki liste bu kadar.. İyi izlemeler :))
Amour benim de listemde, onu izleyeceğim bir ara. Diğerlerine de bakayım. Çok güzel bir seçki yazmışsın teşekkür ederim, hepsine bakacağım şimdi :).Teşekkürler :).
SilYüzbaşının Kızı'nı ben de okuyacağım. Merak ettiğim kitaplardan.
YanıtlaSilBen bu aralar sürekli film izliyorum. Tercihim ya Oscar almış ya da IMDB'nin ilk 250'sinde olan filmler. Bazen de oyuncusunu sevdiğim filmleri izliyorum. En son Ewan Mcgregor ve Ryan Gosling için Stay'i izledim. Filmin sonunda ne olduğunu Ekşi'deki entrylerini okuyarak anladım :-) İzlemediysen tavsiye ederim. Biraz depresif bir film, uyarayım.
Bakayım o filme ben izlemedim, teşekkürler önerin için canım benim ☺️.
SilYüzbaşının Kızı kolay okunan incecik bir roman bir eline alsan zaten sen hemen bitirirsin 😊
Güzel öneriler, bakmak lazım :)
YanıtlaSilTeşekkürler :).
SilYüzbaşının Kızı ilk klasik Rus kitabım. Oldukça güzeldi :)
YanıtlaSilGerçekten başlangıç olarak okunabilinecek bir kitap :). Senin de başlaman bu kitapla iyi olmuş :).
Silheeey ben mia hansen love hastasıyım yaa. goodbye first love, izlesenee. huppert pek severim, pianist de ne film yaaa :) ay ne güzel şeyler yazıyon sen :)
YanıtlaSilİzlerim tabi ki, bu filmi de sevdim zaten :). Huppert'ı kim sevmez <3. Piyanist var ya off ki ne off filmde sinirden gülüyordum artık, psikolojim alt üst oldu :).
SilO senin güzel gören gözlerin <3
ya baksana, huppert'den seromoni, mersi pour la chocolat, villa amalia, kaçırmaaa :)
YanıtlaSilHemen bakayım :), aa çok sevindim filmi sevmene :).
Sildoll house izledim çook sevdiiim :)
YanıtlaSilthings to come. şimdi izledim. çok sevdim haliyle. hansen ve huppert yaa olcak o kadar. felsefe okumam diyon. adorno bak çok önemli yaa. müzik üstüne yazıyor. vardı filmde. bi de büssürü filozof işte. filmde eksiklik dediğin şey bence işte hayat gibi olması. hayattan bir kesit vardı. hayatta da hep eksiktir bişiler, tesadüfidir. hep eksik hisdsederiz ki zaten. heey sen seç ayıkla ben izleyim sevdim bu planı :)
YanıtlaSilFelsefe okumam değil de pek tercih etmem :). Adorno bilinmez mi bilinir tabi :). Biz de okuduk birkaç makalesini :). Bir de dikkat ettiysen hem Piyanist'te hem Things to Come'da Huppert Adorno'an bahsediyor :). Kişisel olarak da mı seviyor acaba :).
SilO tarz bir eksiklik değil benim dediğim ama sen de çok güzel yazmışsın :).
Yaa çok sevindim beğenmene :). Ne mutlu bana :). Çok teşekkür ederim güzel yorumun için, aşırı mutlu ettin :). Ben ayıklarım hep tabi :). Zevklerimiz de benziyor demek :).
Aaa Things to Come izlemişsin, yaşasın!! Ya çok mutlu oluyorum tavsiye ettiğim filmleri birilerinin izlediğini/beğendiğini görünce, bu reel hayatta da böyle :) Ben de teşekkür edeyim o yüzden sana vakit ayırıp izlediğin için. Filmde neyin eksik geldiğini anlayabiliyorum, zira ikinci izleyişimde bana da bir şeyler eksik geldi. Ama hiç dert etmiyorum. Çünkü çok güzel bir bağ kurdum başkarakteriyle. Tüm sıkıntısını, hevesini içselleştirdim, final sahnesinde onunla beraber ben de iyi-mutlu oldum, ferahladım. Dediğin gibi dağ, çimen, yeşil görmek bana da çok iyi geliyor bu arada :) 2016 film sezonunun en güzel armağanı bu filmdir benim için. Ve tabii Isabelle Huppert ile de tanıştırmasıdır ayrıca. Önceden de tanıyorduk kendisini tabii ama bu yıl kariyeri için mihenk taşı gibi bişey oldu sanırım. Röportajlarını, ödül konuşmalarını falan da seyrettikten sonra gözümdeki soğuk nevale Fransız aktris imajı silindi, yerine dünyalar tatlısı asalet timsali harika bir kadın geldi. Geçenlerde La Cérémonie isimli filmini izledim ben de, Huppert yine şahane ama filmi çok sevemedim :/ tavsiye etsem mi bilemiyorum.
YanıtlaSilPiyanist de Cache ve Funny Games ile birlikte en sevdiğim Haneke filmlerindendir, söylemeden geçmeyeyim. Bu diğer ikisini izlemediysen mutlaka izle bence, çok deli işi filmler. Ama Funny Games sinirlerini daha çok bozabilir, uyarayım :)
Sevgiler 🤗
Senin önerdiğin benim izleyip beğenmediğim yok herhalde daha, zevklerimiz benziyor sanırım😄 O yüzden önerilere devam 😄
SilGeçen sene Huppert'ın yılı oldu resmen, çok izleyip okuduk. Hak ediyor mu tabi ki. Her oyuncuya nasip olmaz böylesi.
Cache benim ilk izlediğim Haneke ve bayılıyorum o filme. Bu film de çok güzel. Funny Games'i biliyorum ama cesaret edemiyorum izlemeye aldığım birkaç duyumdan dolayı senin dediğin gibi 😄 Benim Haneke izlemeden önce kendimi önce psikolojik olarak hazırlamam gerekiyor ama o film için ekstra hazırlık yapmam gerekir gibi hissediyorum 😄 Şimdi ben Huppertlı son filmi bekliyorum, afişi çıkan fotoğraflar heyecanlandırdı 😄