all of us strangers etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
all of us strangers etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

21 Ekim 2023 Cumartesi

Film Ekimi, Bir Oyun ve Birkaç Kitap

Merhaba, arkadaşımın hatırlatması ile Film Ekiminde bu sene iki filme gitme fırsatı buldum. Üçüncüsünü de yarın izleyeceğim. Bu hafta içinde hastalıktan kırılsam da iki film ve bir oyuna gitmeyi ihmal etmedim. Şimdi biraz onlardan bahsedeceğim. Bahsetmeden önce iki sorum var. Bayadır kitap almıyorum, son zamanlarda en çok sipariş verdiğiniz ve güzel kampanyaları olan site hangisi? Ben genelde Amazon'dan sipariş veriyorum, tek tük aldığım kitaplarda toplu bir alışveriş yapabilirim alternatif bu aralar hangi siteler var merak ediyorum. Diğer sorum da arada eskiden katıldığım ama yazmadığım etkinlikleri okumak hoşunuza gider mi? Yorumlarda beni aydınlatın :D . 

All of Us Strangers - Andrew Haigh 


Başrol oyuncuları hot priestimiz Andrew Scott ve After Sun'ın daddysi Paul Mesal'i görünce yönetmen de çok sevdiğim  45 Years ve Weekend filmlerinin yönetmeni olunca beklentiler hayli yüksek salonun yolunu tuttuk lakin ne siz sorun ne ben söyleyeyim. Film çok kötüydü. Senaryo o kadar kötüydü ki kitabı okumasam anlamakta güçlük çekerdim. Kitabı da elimdeydi ve gitmeden bir hafta önce okudum ve kitaptaki fikri sevsem de beni çok şaşırtmadı, sonu da tatmin etmedi. Kitapta karakterlerin neyi niçin yaptığı çok net iken filmde karakter derinliği asla olmaması beni filmin içine baştan sona alamadı ve duygudan uzak kötü bir film izledim. Yer yer didaktik olması da beni rahatsız etti. Muhteşem oyuncu kadrosu maalesef kötü senaryoda kaybolmuş Claire Foy'a ayrı parantez açmak isterim zira kendisi endişeli anne rolünde diğerlerinin yanında parladı. Soundtrack de çok güzeldi, görüntüler de. Onun dışında maalesef benim filme puanım beş üzerinden 2 kitaba ise 3. 

Filmi ilk kez gitme fırsatı bulduğum Kadıköy Sineması'nda izledim. Koltukları aşırı rahatsız, belki de benim boyumun uzunluğundan kaynaklı sığamadım, bacağım ağrıdı. Kutsal Motor'dan Zeynep ve Kaan hatta bana kitap okumayı yeniden aşılayan Melikşah da bu seanstaydı. Sahi araları neden bozuldu, aşırı meraktayım.

Kitap: Yabancılarla Bir Yaz - Taiçi Yamada



Anatomy of a Fall - Justine Triet


Toni Erdmann filmine bayılan biri olarak Sandra Hüller'i bir saygı duruşu ile selamlayıp iki buçuk saatlik serüvenimize başladık. Filmde kocası çatıdan düşüp ölen bir kadının kocasının ölümünden suçlanmasıyla açılan davada iki görüşe de ortada duran ve kararı tamamen seyirciye bırakan bir film izliyoruz. Kadın gerçekten kocasını öldürdü mü yoksa bu bir kaza mıydı? Film baştan sona tutarlı ve iki fikre de eşit uzaklıkta olmasıyla takdire şayan olsa da Palme D'or alıyorsa da diğer filmler ne kadar kötüydü diye düşündürmedi değil. Benim puanım filme beş üzerinden 3.5. 

Filmi Atlas'ta izledik ve koltuklar nitekim daha rahattı :).

öneri makinesi



Güne Bakan Cam Kırıkları - Memet Baydur


Oyuncular: Almila Uluer ve Kerem Atabeyoğlu


Bir parkta tanışan iki yabancının sohbet/hikayelerinden oluşan yer yer güldüren ama yazım ve sonu bakımından pek de güçlü olmayan bir oyun. Minoa Pera'da her perşembe sahneleniyor bildiğim kadarıyla. İstanbul Modern Sanat'ın geçici yerini muhteşem bir yer yapmış Minoa, bayıldım. Buraya da birkaç fotoğrafını koyacağım. Zamanında Agnes Varda'nın Yersiz Yurtsuz'unu izlediğim salonda izledik bu oyunu. O salonu sahne yapmışlar iyi de yapmışlar umarım daha çok şey izleriz orada zira mekan o kadar güzel ki sık sık oraya gideceğim gibi duruyor. Kafesi açılsın, o bitkiler ve kitaplar arasında Christmas zamanı gitmek için sabırsızlanıyorum. 








Anais Nin - İçsel Kentler Serisi


Şimdi serinin üçüncü kitabına başlamış bulunmaktayım. Ateş Merdivenleri çok sevdiğim bir başlangıç kitabıydı Albatrosun Çocukları ise ilki kadar sevebildiğim beni içine alan bir kitap olmadı. Ateş Merdivenleri kadın olmak ve seçimleri ile ilgili o kadar düşündürücüydü ki bakış açısı ile özellikle yazıldığı dönem düşünülürse çarpıcı bir roman. Serisinin devam kitapları da elimde, sıra sıra okunmayı bekliyor. Benim metro kitaplarım oldu, kısa romanlar olmasına rağmen okuması çok da kısa sürmüyor akıcılık bakımından ondan kaynaklı olsa gerek metroda daha rahat okunuyor :D. 

Buse Cinayeti - Mehmet Murat Somer (Hop Çiki Yaya Serisi)


Bir dedektiflik serisinin ilk kitabı ama bazı kaynaklara göre Peygamber Cinayetleri ilk kitap. Emin olan varsa aydınlatsın. Gündüzleri website güvenliği ile uğraşan geceleri pay sahibi olduğu kulüpte çalışan karakterimiz kulüpte çalışan kızlardan biri öldürülünce merakına yenik düşerek cinayeti aydınlatmaya çalışır. Rengarenk karakterleri ile sonundan çok karakterin günlük yaşamını okumak daha çekici. Sonunu öğrenmek için değil karakterin tepkileri için okuyorum bir yerde ve polisiye olarak çok heyecanlandırmasa da klasik müziğe bayılan Rupaul hayranı Audrey Hepburn kostümleri giyen karakterimizin yaşamını okumak çok daha çekici. Bir de Hüseyin ile olan ilişkisi biterse üzüleceğim şu an net gibi lakin 7 kitap okuyacak kadar şans verir miyim izleyip görelim. Keşke dizisi olsa da izlesek diyeceğimiz bir roman. 


Sizin aralarında izleyip okuduklarınız var mı sizin puanlar nasıl? 
Devamını Oku »