Bomontiada yazlarımızı harika açık hava sinema ve konser etkinlikleriyle şenlendirmeye geliyor hatta geldi. Etkinliklerde ikinci hafta bitti bile. Yapıkredi Bomontiada her Çarşamba Başka Sinema ile filmleri izlemeye, hep Perşembe ise World Akustik sahnesinde alternatif isimleri dinlemeye bizleri davet ediyor. Bu iki etkinliğin de Eylül ayına kadar her hafta tekrarlanacağını ve ücretsiz olduğunu belirteyim.
Bu Perşembe World Akustik sahnesinin konuğu daha önce Nilipek Sevmek ve Can Kazaz - Sürsün Bahar gibi yazıları başta olmak üzere birçok şarkılarını kaç Abur Cubur yazısında önerdiğimi hatırlamadığım iki ismi arka arkaya dinlemek gerçekten güzel bir tesadüf oldu. Hele bir de mekan olarak güzel olunca tadından yenmedi tabi.
İlk önce sahneye Nilipek çıktı. Hatta şöyle bir güzellik oldu ki erken gittiğimizden provasının sonuna da denk gelip öncesinden bir doz aldık. Daha sonra saatler dokuzu geçe Nil Hanım sahnede arz-ı endam ederken biz de en önde yerimizi aldık. Nilipek sahnede pek bir işveli cilveli sanki evimize şarkı söylemeye gelmişçesine iki şarkı arasına güzel sohbetler eklemeyi ihmal etmedi. Gayet neşeli güzel ve dolu dolu bir konser geçirdik. Albümlerinden tatlı tatlı şarkılar söyledi. Dans etti ve hatta ettik. Güzel bir konser oldu.
Sonrasında sahneye Can Kazaz beyler geldi ki o ne gelmek. Albüm kaydı gibi şarkılar söylemeler, ıslık şovlar, seyirciyi de işin içine katıp bir coşmalar... Can Bey'in konser performansı da pek başarılıymış. Ben gerçekten çok sevdim. Birçok şarkıyı herkes ezbere bildiğinden daha da keyifli oldu. Daha ilk notalardan başlayan iç çekişler ve eşlikler çok güzeldi. Biraz daha konsere devam edip sonra elveda edeceğiz demesi biraz üzse de küçük bir ara olacağını ummayı seçiyorum.
Tabi beklenen Can Bey akustik gitarı eline aldığında gerçekleşti. Nil Hanım sahneye geldi ve "Kendi Halimde" düeti ile bizi çok mutlu ettiler.
Bomonti dinleyicisi de çok güzeldi gerçekten, birkaç gereksiz insan tipi dışında. Konser alanında bir kısım yerlere puflara yayılmışken bir kısım ayakta salına salına (mesela ben) şarkılara eşlik etti. Akustik konser değildi baya bildiğiniz ekipmanlı bir konserdi.
Sonuç olarak süper bir konser oldu. Siz de Bomontiada etkinliklerini Instagram hesaplarından takip edebilirsiniz. Görüşmek üzere, müzikle kalın <3.
Şu güzel kış günlerinde yolda yürürken yağmurlar yağarken dinleyebileceğiniz sakin hüzünlü sesiyle Can Kazaz'ın yeni albümü Sürsün Bahar'ı önereceğim.
Albüme adını veren "Sürsün Bahar" ile açılışı yapıp albümden ilk klibi gelen şarkı "Keşke Uyuyabilsem" ile devam edip albümden neler bekleyeceğimiz hakkında güçlü fikirler edinip harika bir giriş yapıyoruz. "Sürekli Dert" şarkısı başlarken Can'a katılmadan edemiyor biz de onunla sorguluyoruz başımıza üst üste gelen sayısız dertlerin kaynağını. "Değil mi?" ile bu sefer dertleri kabulleniyor gibi olsak da adaletsizlik karşısında yine sorgulamadan edemiyoruz. "Duyar Mısın?" ile düştüğümüz kuyulardan çıkmak için bir umut arıyor; "Leylek" ve "Güneş ve Rüzgar" ile ise doğa ile avunuyor, bol bol sabır diliyoruz. Biraz neşelenen ruhumuz "Sen Diye" ile tekrardan baharın bittiğini hatırlıyor. "Yirmi Yedi" ile yalnızlığımıza dertlerimize bir ağıt yakıyoruz yine kendi kendimize. Bizi en iyi yine biz anlıyor, herkesin derdi kendine biliyoruz o yüzden yine kendimizi iyileştirecek olan biziz, değil mi? Dertler hep içimizde şarkılar dilimizde avutuyoruz kendimizi.
Albüm bütün olarak dinlenildiğinde tek bir şarkı dinliyormuşuz hissi veriyor hem içerik hem müzik anlamında. Tüm şarkıların söz ve müziği Can Kazaz'a ait. Sakin sakin derdini anlatan hoş bir albüm olmuş. 9 şarkılık olan bu albümde eminim ısınamadığınız şarkı olmazken favoriniz çok olacak. Türkiye'de alternatif müziğin güzel seslerinden sadece Can Kazaz'ın bu albümü değil önceki albümlerini de dinlemenizi tavsiye eder, baharlarınızın hep sürmesini dilerim, müzikle kalın!
Son çıkanlardan bir liste yaptım. Tür konusunda cimri davranmadım :). Bazıları zaten dinlediklerimizin görseli, bazıları yeni çıkanlar, umarım siz de seversiniz :).
O kadar güzel gruplar keşfediyorum ki ağzım açık kalıyor. Hangisini dinlesem (full albümden bahsediyorum) şaşırmış bulunmaktayım. Tabi bu heyecan verici bir olay. O kadar güzel kayıtlar, sözler, müzikler ortaya çıkıyor ki birinden diğerine atlamamak imkansız. Bencil davranmayıp sizi de bu gruplardan mahrum bırakmayacağım. Bu indie, akustik, alternatif vs. türdeki gruplara, sanatçılara siz de bir göz atın.
1. Nilipek şu aralar en çok dinlediğim albüm herhalde. Öyle sakin öyle güzel anlatıyor ki derdini "Gömülür" ile başlayan bağımlılığım tüm albüme yayıldı. Tehlikeli yani ama çok güzel. Albüm incelemesi yapmak isterim yakın zamanda fırsat bulursam.
2. Ars Longa indie seven şu küçük grubumuza nasıl da iyi geldi. Ben çok umutlu ve mutlu oluyorum böyle müzikler yapan insanları dinleyince.
3. Dünyanın en tatlı şarkılarından biri olmasının yanı sıra bir de böyle bir tatlı klibi olmasını kaldıramayacağım. O yüzden susuyor ve "Sana demiştim dünya büküldü bana verdiğin tek şey hüzündü" diyorum, Nilipek ile olan diğer versiyonunu da buraya bırakıyorum. (Sofar sen ne güzel şeysin be).
4. Ve geç keşfim. Şarkı o kadar güzel ki kaç kere üst üste dinledim bilmiyorum. ListeList'ten video koyuyorum ki şarkının hikayesini de dinleyin :).
5. Ve bir diğer bu yıl en çok dinlediğim albüm herhalde "Silik Düşler" dir. Nasıl güzel nasıl naif. Tabi ki bir albüm incelemesi olacak ama şimdilik bir tanesini buraya koyuyorum.
6. Yeni yeni keşfim. Müziklerine ayrı adlarına ayrı bayıldım :).
7. Bu liste bu kadarla sınırlı kalmıyor ama yapacak bir şey yok. Yine bu yaz en çok dinlediğim albümlerden biri Burcu Tatlıses ablamıza ait. Nasıl sözler ama nasıl. Yürek dağlar. Tabi Cihan (Mürtezaoğlu) abimizin de bu şarkıya dokunuşunu hissetmemek imkansız.