sineksekiz etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
sineksekiz etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

5 Kasım 2017 Pazar

Sonbaharı Çağrıştıran 6 Kitap (Pazar 6'lısı)

Merhabalar :). Kahveler hazır mı çünkü pazar altılısı kısa bir aradan sonra geri döndü :). Bu kadar ara verilmesin benim de fikirlerim var diyorsanız, Periodic Library'ye bir mesaj atın gari :). İlk Kasım teması çok güzel :). Bana sonbaharı çağrıştıran kitaplardan çok bu aralar okumak istediğim kitaplardan liste yaptım. Bu kitapları bence kışa adapte etsek de olur :). Zaten Aralıkta bol bol kış temaları olur diye umuyorum pazar altılısında ben de hem okuyup hem okumak istediklerimi yazarım :). Şimdilik bu yazarlar son zamanlarda alışveriş listemde :). Malumunuz uzun zamandır kitap okuyamıyorum ve alışveriş de yapmıyorum. Şimdi elimdeki kitap bitmek üzere sonunda ve yeni kitaplara geçiş yapmayı canı gönülden arzu ediyorum. Bu isimler de alışveriş listeme giren kitaplardan :). Keyifli pazarlar :).

1. Ekoköyler - Jonathan Dawson




Sinek Sekiz Yayınlarını ne kadar sevdiğimi ve tükenen kitapları nasıl okumak istediğimi biliyorsunuz :). Bakınız buraya ve buraya olmadı bir de buraya tıklayın :). İrem Çağıl'ın instagramda sıkı takipçilerindenim ve o kitapların yeniden basımı üzerinde çalıştıklarını paylaştıkça ben havalara uçuyorum. Umarım bu kitap da yakın zamanda yeniden basılır ve ben de hemen alıp okurum :). Bu yayının tüm kitaplarını okumak amaçlarımdan biri :)

2. Berlinli Apartmanı - Yaprak Öz




Çok ama çok merak ettiğim kitaplardan biri. Deeptone Yarıyıl Reading Challenge için önermişti (sahi gençler o çelınç ne alemde??) ve ben de Instagram da sürekli görüyordum ki tükenen kitap yeniden basılmış :). Hemen alıp okumalı :).

3. Rüyalar Anlatılmaz - Nermin Yıldırım




Bu kitabı merak ediyorum ama yazarın diğer kitaplarını da merak ediyorum :). Bu kış yine yeni bir yazarla tanışmak için güzel bir mevsim :). Malum kasım yazısı ama kış kapıda :).

4. Antabus - Seray Şahiner




Yazarı ve bu kitabı zaten çok merak ediyordum bir de Şule'nin yazısını görünce kesin yakın zamanda okumalıyım deidm :).

5. Permakültür Bahçeleri - Toby Hemenway




Bu konulara zaten eğilimliyim bildiğiniz gibi :) Yeni İnsan Yayınları da bu alanda yayınlar yapan yeni keşfettiğim yayınevlerinden biri. Bu kitap ve birçoklarını yine okuyup daha çok bilgilenmek ve öğrenmek istiyorum :).

6. Şiirsel Sinema - Andrey Tarkovski




Bir sinema kitabı koymazsam eksik kalırdı :). Kapağıyla da sonbaharı çağrıştıran bir kitap sanki :). Uzun zamandır sinema kitapları okumuyorum, uzun zamandır kitap okumuyorum doğru ama Tarkovski röportajlarını okumak bana iyi gelecektir diye tahmin ediyorum, okuduktan sonra yine konuşuruz :). Listede elimde olan tek kitap :).

İşte benim sonbahar ile yarı alakalı listem :). Özlemiş miyiz pazar altılarını? Yorumlarınızı bekliyor, sizi sevgiyle kucaklıyorum :). Mutluluklar <3.
Devamını Oku »

30 Haziran 2017 Cuma

Okulsuz Büyümek - Ben Hewitt

Sinek Sekiz Yayınlarına kaldığım yerden devam ediyorum :). Bu yayınevini gerçekten çok seviyorum ve kitaplarını okudukça daha da çok sevgim artıyor. Okulsuz Büyümek kitabı şu ana kadar okuduğum yayınevinin üçüncü kitabı ve en akıcı olanı. Çok rahat bir şekilde okunan bu kitap yazarın çocuklarını okula göndermeyip evde okulsuz nasıl bir eğitim verdiğini kendi deneyimleriyle anlattığı tamamen öznel alternatif bir eğitim süreci.

Kitabın kapağında başlığın altında şöyle bir açıklama var ki kitap hakkında size yeterli özet bilgiyi veriyor;

"Okulsuz eğitim, kırsalda yaşamak, doğa ile bağ kurmak ve yaşarken öğrenmek hakkında sıradışı bir ebeveynlik macerası".

Ayrıyeten belirtmeliyim ki kağıt dokusu, kapakları okurken gerçekten sizi mest ediyor :). Bu kitabın zaten kapak rengi ve resmiyle ayrıca bir albenisi var :).






Ben Hewitt iki oğlu ve eşiyle köyde yaşayan çocuklarını okula göndermeyen evde eğitim veren bir aile. Bu okulsuz büyüme tecrübelerini aktarırken önemli ayrıntı şehirde değil bir kırsal yerleşim yerinde yaşamaları. Hewitt lisede okulu bırakmış akademik kariyerleri olan bir anne babanın oğlu, karısı Penny ise üniversite okumuş, sanırım sonradan terk etmiş. Yani aslında ikisi de okulda büyümüş insanlar. Bu kararı vermelerindeki etkende birinci elden bu tecrübeyi yaşayıp ne kadar mutsuz olduklarını keşfetmeleri ve asıl ilgi duydukları şeyler için harcayacak zamanı nasıl bu sıralarda kaybettiklerini keşfetmeleri. Kendi yaşadıkları bu tecrübeyle çocuklarını okula göndermeme kararı alıyorlar ve kırsalda kendi inşa ettikleri evde, ormanın içinde, güzel komşularıyla iletişim içinde, yardımlaşarak beraber yaşıyorlar.

Kitap benim aklımdaki birçok merak ettiğim soruyu cevapladı, çocukların nasıl okuma ve yazma öğrendikleri, nasıl zorluklarla karşılaştıkları veya bu konuda neler düşündükleri gibi. Kitabın biraz daha ayrıntılı ve örnekli olmasını daha iyi yaşamlarını anlamak amacıyla isterdim ama kitap yine de çok yüzeysel değil. Okurken aklıma sürekli "Kaptan Fantastik" filmi geldi. Birçok benzerlik olan bu kitap ve film acaba film bu kitaptan mı uyarlama diye düşündürttü bile :). Baktım böyle bir durum bulamadım :). Lakin yine de ikisi arasında birçok benzerlik var :).

Kitabı genel olarak çok sevdim. Benim gibi böyle alternatif eğitim fikirlerini merak ediyorsanız bu kitap güzel bir okuma olacaktır. Ben yazara her konuda katılmıyorum, bazı soru işaretlerim var bazı konularda lakin genel anlamda beni okurken bilgilendiren ve bu konuda merakımı biraz da olsa gideren bir kitap oldu. Okulsuz eğitimin sadece bir hayal olmadığını ve okulun öğrenmek için tek seçenek olmadığını yaşayan birinden okumak ve fikirlerini onun gözünden dünyaya bakacak şekilde görmek için güzel bir kitap.  Yazar gibi ben de okulun tamamen boş bir yer ve tamamen gereksiz bilgiler öğreten bir yer olarak görmüyorum ama alternatif seçenekler de ilgi çekici. Bu konuda meraklıysanız ve bir örnek okumak isterseniz bu kitabı sizlere öneririm :).

Kitabı ben hiçbir internet sitesinde bulamadım, tükenmişti. Bir kitapçıda buldum. Siz de eğer okumak isterseniz, Sinek Sekiz Yayınevi kitaplarını satan kitapçılara bakabilirsiniz. Belki hala satılmamış birini bulup okuyabilirsiniz :). İnternette okumadığım tek kitabı kaldı ve lütfen hemen yeni basımları yapılsın tükenen kitapların, bulmak çok zor :(.

Yine her zamanki gibi birçok yerin altını çizdim, hepsini yazamayacağım işte bazıları :). Alıntıların altında da ilgili linkler var bir bakın :).

Alıntılardan bazıları;

"Doğuştan gelen merakını ve öğrenme isteğini bastıramadı. Tıpkı yürümeyi, konuşmayı veya akıllarına koydukları herhangi bir şeyi öğrenmelerine engel olunamayacağı gibi.

İşte bu yüzden ben öğrenmenin, diğer bütün çocuklarda olduğu gibi, çocuklarımın doğasında olduğunu söylüyorum."

"Onlara yargılanma veya başarısızlık korkusu olmadan gerçek tutkularının peşinden gitme özgürlüğü, keşif ve ifade özgürlüğü verildiğinde neler öğrendiklerini gördüm ve bu resmi eğitimin onlara verebileceğinden çok daha fazla."

"Hayatımız mükemmel değil çünkü biz mükemmel olmayan bir dünyada yaşayan kusurlu insanlarız."

"Kendimi eğitim, zenginlik tutku veya başarı gibi kültürel beklentilerden ne kadar azat ettiysem o kadar özgürleştiğim gerçeği her geçen gün daha sık yüzüme çarpıyor."

"Bize emredilen eğitimin öz güvenimizi geliştirmek yerine tamamen yok edeceğini kimse fark edemedi."

"Ana akım ekonomi ve onun destekçileri bizim seçtiğimiz yaşam tarzını desteklemiyor bunun çok az getirisi olduğu zannediliyor."

"Önceleri bana fısıldanan hikayeleri duyamazdım. Çünkü kendimi diğerlerinden ve doğadan ayrı tutardım. Elbette ayrı değildim, hiçbirimiz değiliz. Hepimiz birbirimizle bağlantıdayız ve birbirimize ihtiyaç duyuyoruz. Bu yüzden biz sadece etrafımızdakileri zenginleştirdiğimiz kadar zenginiz. Ve ben bunu okuldan değil çocuklarımdan öğrendim."


Öneri Makinesi'nde yayınlanan Sinek Sekiz Yazıları için ilgili yazılara tıklamanız yeterli :).

Sinek Sekiz Yayınevi
Bizim Dünyamız
Petrol Değil Toprak

Öneri Makinesi Instagram Hesabı
Ben Hewitt Instagram Hesabı
Devamını Oku »

16 Mayıs 2017 Salı

Petrol Değil Toprak (İklim Krizi Döneminde Çevresel Adalet) - Vandana Shiva

Sinek Sekiz yayınevinin kitaplarına kaldığımız yerden devam ediyoruz. Malumunuz daha önce bir kitaplarını yine okuyup yazdım şurada, burada da okumak istediğim kitaplarından (yani hepsinden) bahsettim. Bu kitaba gelirsek genel anlamda bazen bazı şeyleri birçok kez tekrarlaması ve bir iki bölümü yüzeysel geçmesi dışında kitabı sevdim. Kapaklarına yayınevinin bayılıyorum zaten, bu da çok güzel. Biliyorsunuz ki kitaplarda geri dönüştürülemeyen hiçbir madde kullanılmıyor.


Sinek Sekiz'in bu kitabı yine bizlere iklim, gıda ve enerji yani petrol krizinin ne kadar yakın olduğunu ve aynı müsrif alışkanlıklarımıza devam edersek ne gibi sonuçlarla karşılaşağımızdan ve ne yapmamız gerektiğinden bahseden bir kitap. İklim değişiklikleri, küresel ısınma, endüstriyel gübreler, gıdadan yakıt üretimi, araba üretimi ve kullanımı, ambalajlı ürün tüketimi, hatta genel olarak tüketim kitapta bahsedilen konulardan bazıları. Genelde Hindistan'dan örnek verilerek kitap işlense de birçok farklı yerden istatistik okuma şansımız da var. 

İklim, gıda ve enerji aslında hepsi birbirine bağlı birbirini etkileyen üç konu. Petrolün tepe noktasına ulaşmasını öngören istatistik ve çeşitli verilere dayanarak çok da fazla zamanımızın kalmadığı ve petrol olmadığı zaman ne yapabileceğimiz hatta o noktaya gelmeden iklimimizi, soluduğumuz hava ve elde ettiğimiz gıdanın nasıl ve ne şekilde korumamız gerektiğini ekolojik yaşam, toprak üzerinden anlatan bir kitap. Küçük bir denklem yapalım daha iyi anlamak için; bir traktörün çalışması için enerjiye ihtiyacın var, bu enerjiyi de petrol olarak adlandıralım; fakat zaman gelecek petrol zor bulunacak hatta belki hiç. Şirketlerin de, araba satıp para kazanmak için senin araba kullanmana ihtiyacı var lakin petrol yok ya da pahalı, o yüzden bu para kaynağı kesilmesin diye bilimi, belki de hükümetleri kullanarak yeni alternatifler üretiyor. Bu alternatifler için yerel çiftliklerin topraklarını şirketler almak istiyor, doğal alanlar bu uğurda yer açmak için kesilip biçiliyor, gıdadan önce yakıt ihtiyacını karşılamak gelince de sadece yakıt üretilebilecek gıdalar üretiliyor. Gıda seçeneği azalırken, ormanlar, verimli topraklar da monokültüre yani tek tip gıda üretimine odaklandığı için gıda krizine yol açıyor. Ormanlar, verimli topraklar gider, yerine çalışan arabalar gelince temiz hava azalıyor, iklim değişiyor. Doğanın dengesiyle oynanıyor ve kötü havayı emen ağaç ya da toprak kalmıyor. İklim krizi, küresel ısınma kaçınılmaz oluyor. Senin arabanın çalışması için, gıdan ve temiz hava hakkın engelleniyor ve toprakların elinden alındığı gibi yoksul yine yoksul kalıp şirketler bu sonuçları düşünmeden parasına para katıyor. Tabi yakıt alternatifinden biri bu, diğer getirilen alternatifler de bundan daha az zararlı değil çevreye. Araçlara yol yapmak için katledilen ormanlar, ağaçlar da cabası.



İşte yazarın isyan ettiği nokta burası; petrol için bu kadar yıkıma gerek yok, onsuz da yaşayabiliriz hatta daha güzel yaşarız. Toprak bir ister beş verir. Kötü havayı azaltır, birçok doğal afeti önlerken, aynı zamanda sana çok çeşitli yani biyoçeşitliliği yüksek besin imkanı sağlar. Doğayla savaş halinde değil onunla beraber çalıştığında, insan veya hayvan gücü kullanarak toprağın daha verimli olmasını sağlarsın, ne çevreye ne de insanlığa zarar verirsin. Yazar işte bu yüzden de sürekli yerelliği savunuyor. Tüketimden veya hazır gıda yerine üretimi destekliyor. Gıdaları daha verimli yapmak için bilime gerek olmadığını çünkü zaten çeşitli bitkileri yetiştirdiğinizde hem daha sağlıklı hem daha lezzetli hem de daha bereketli olduğunu vurguluyor. Eğer yakıt için veya satmak için tek tür bitki üretilirse birçok açıdan çevremize ve bize zarar vereceğini söylüyor.

Aslında birkaç konuda aklıma takılan yer oldu, onlardan biri; GDO'lu ürünler. Bu konu hakkında detaya inilmemiş ve ben bu konuda bir sunum izledikten sonra bazı düşüncelerim sorgulandı. Bu kitapta o konuların cevabını bulmak isterdim ama bu konunun üzerinde pek durulmamış. GDO'nun yararlı ya da gerekli olduğunu düşündüğümden değil ama bazı şeylerin netlik kazanmasını isterdim belki başka kaynaklarda :). Bir de hayvanlar ile alakalı bir konuda tam olarak aydınlanamadım :).

Genel olarak bu üçlü kriz; gıda, iklim ve enerji üzerinden anlatılan bu kitabı şiddetle okumanızı tavsiye ediyorum. İlk başlarda fazlaca veri, rakam veya istatistik olsa da daha sonra petrol yerine neden toprak dediğini anlatan güzel makaleler var. Hepsi de verilere dayalı. Etkileyici, hatta çarpıcı bir kitap. Bugüne kadar belki de gıdanızın nereden geldiğini hiç düşünmediniz ya da trafikten arabalardan ve egzozdan şikayet ettiniz ama bir eylemde bulumadınuz. Bu kitaptan sonra bunların nedenleri hakkında daha da düşünme belki de bir adım atma isteği duyacaksınız. Endüstriyelleşme, gelişme ve ilerleme adı altında nasıl bazı şeylerin geri dönüştürülemez şekilde yok edildiğini okumak kolay olmayacaktır lakin bu kitap nasıl bunlara engel olabileceğiniz için size fırsat sunabilir; ufak bir değişiklik olsa bile.

Her zamanki gibi altını çizmediği yer kalmadı gibi; bu yüzden ben de bazılarını paylaşacağım.

Alıntılardan Bazıları;

"Daha önceleri büyük çaplı savaşlar, sömürgeci genişleme ve kölelik sonucu insanın kendi kendini perişan edip yıktığına şahit olduk. Fakat insanlığın bir kesiminin hareketlerinin bütün insan türünün varlığını tehdit ettiğine bugüne kadar hiç görmemiştik."

" Önerdikleri, nükleer enerji ve endüstriyel biyoyakıt gibi sürdürülemez enerji seçeneklerinin teşvik edilmesi, karbon "dengeleme", kirlilik ticaret ve pazarları ile umarsız teknolojik maceraperestlikten başka bir şey olmayan fikirler, örneğin gökyüzüne reflektör, okyanusa da metal dolgular yerleştirmek gibi karbondioksit miktarını azaltalım derken ekolojik süreçlere daha da zarar verecek projelerdir."

"Yenilenemez enerjiyle çalışan makineler yenilenebilir insan ve hayvan enerjisinin yerini alınca, atmosferin karbon dengesi bozulmaya başladı."

"Arabalar insanları yutuyor. ...... Arabalar toprağı ve ekosistemleri yutuyor. Atmosfer fosil yakıt emisyonlarınca yutuluyor."

"İnsanlar arabalara kurban edilir; onların geçim kaynaklarının, topraklarının ve soludukları havanın yok edilmesinde bir sakınca yoktur."

"Önümüzdeki üçlü kriz. yani iklim değişikliği, petrol arzının tepe noktasına ulaşılması ve gıda-tarım krizi, değişmemizi ve petrol ötesi bir çağa geçiş yapmamızı zorunlu kılıyor."
Devamını Oku »

31 Ocak 2017 Salı

Bizim Dünyamız - Thich Nhat Hanh

Bu ad bir yerden tanıdık geliyor mu? :) Evet evet pazar altılısı yazımda bahsettiğim Sinek Sekiz yayınevinden bir kitap. Yazıyı yazdıktan sonra kendimi resmen gaza getirip kitabı aldım, mutluyum :). Bu arada bazı okumak istediğim kitapların baskısı tükenmiş görünüyor sitelerde fakat İrem Çağıl yeniden basılacağı müjdesini vermiş :) Beklemedeyiz. Bu arada da ben baskısı olanları okumaya bir yandan başladım. İlk aldığım kitap da Bir Zen rahibinin barış ve ekoloji hakkındaki düşünceleri alt
Devamını Oku »

14 Ocak 2017 Cumartesi

Bir Yayınevi 6 Kitap (Pazar 6'lısı)



İlk pazar altılısını ben yazıcam, en önce ben, hep ben :):). Merhabalar, saat 00.00 oldu, pazara girdik, yine bu bölümle jet bir şekilde karşınızdayım. Resmen bekliyormuşum, pazar olsa da yayınlasam diye :). Bu haftanın konusu başlıktan anladığınız üzere bir yayınevi altı kitap. Lakin ben zaten kendi blogumda böyle bir bölüm yapıyorum şuradan ve şuradan örneklerine ulaşabilirsiniz. Bu bölümlerde bir yayınevi seçip o yayınevinden size beş yazar ve kitap öneriyorum o yüzden ben bu bölümde okuduklarım değil de okumak istediklerimi seçtim. Yani hiçbirini okumadım ama deli gibi okumak istiyorum. Peki ben hangi yayınevini seçtim? Belki bazılarınızın bildiği,çoktan okuduğu ya da instagram'da sevgili İrem Çağıl'ı takip edenler bilirler ve anladılar bile tabi ki Sinek Sekiz'den bahsediyorum. Bu konulara ilgim olduğundan, özellikle birkaç eğitimden, sunumdan ve bu yaşamı görüp az çok yaşadıktan sonra birkaç izlediğim filmi de sayarsak bu kitapları kesinlikle okumak istiyorum. Sizin de ilginiz varsa bir bakın ben de bu yayınevinin okumak istediğim kitaplarını bir bir sıralayayım :). Ama önce yayınevinden ve amaçlarından biraz bahsetmek istiyorum. Aslında onlar şurada çok güzel anlatmışlar ( http://www.sineksekiz.com/about/ ). Ben de biraz bahsedeyim, sürdürülebilir yaşam, permakültür, ekoloji, ekolojik yerleşkeler onların başlıca konuları olabilir. Bu uğurda kitap basımlarında kapaklarında plastik tabaka olmadan, doğal kağıtlar kullanıyorlar. Sitelerinden alışveriş yaparsanız ise size geri dönüşümlü kağıt ve ip kullanarak tek tek elde paketlenmiş kitaplar gönderiyorlar (başka yerlerden alım seçenekleri de var). Çok tatlılar değil mi? Ama onlar bunları tatlı olmak için değil bir amaç uğruna yapıyorlar ve bu çok güzel bir neden. Bu yüzdendir ki ben de yayınevinin sadece bahsettiğim altı kitabını değil tüm kitaplarını okumak isterim :). Bir de uygularsam ne ala :).

1. Şehirdekiler için Sürdürülebilir Yaşam Rehberi - Scott Kellog & Stanley Pettigrew





Adı bile ilginizi çekti değil mi :)? Ben de çok merak ediyorum, arka kapak yazısı da gerçekten bu ilgiyi daha çok attırıyor.

2. Okulsuz Büyümek - Ben Hewitt




Ben bu konuda daha önce de bazı kitaplar az çok okudum ve medyada da eminim görmüşsünüzdür bu tür haberler. Bizzat bu hayatı yaşayan ve çocuklarını okula göndermeyen bir babanın yaşamını okumak eminim çok yararlı olacaktır. Gerçekten öğrenmenin başka yolları olduğunu da öğrenmek ve okumak çok hoşuma gidiyor, bu kitap da güzel bir örnek olacaktır.

3. Bizim Dünyamız - Thich Nhat Hanh




Yine bu dünyayı yaşayan Nobel barış ödülü adayı bir Zen üstadının yazıları. Tanıtım yazısı benim merakımı daha çok arttıran bir etken oldu.

4. Permakülüre Giriş - Bill Mollison




Permakültür hakkında çok az bir bilgim var ve bunu kesinlikle arttırmak istiyorum. Bu konuda izlediğim videolar ve sunumlar bu konu hakkında fikir sahibi olmama sebep oldu ve bu kitapla daha çok bilgi sahibi olmak amacım :).

5. İnadına Canlı; Kadınlar, Ekoloji ve Hayatta Kalma - Vandana Shiva 




Kitabın başlığı, arka kapak yazısı yine bu kitabı merak ettiklerim listeme eklememi sağladı. Dünyada farklı yaşama şekilleri de var diyen bir kitap daha :).

6.  Ekoköyler; Sürdürülebilirliğin Yeni Ufukları - Jonathan Dawson




Yine başka yaşam şekilleri de var ya da yıkım yapmadan, doğayla savaşmadan onunla beraber yaşayabiliriz diyen bir kitap.

Son olarak; tekrardan belirtmek isterim yayınevinin sadece bu kitaplarını değil tüm kitaplarını okumak isterim. Hatta burada yazmadığım ama çokça okumak istediğim başka kitaplar da var. Bunun dışında kapakları çok ama çok güzel bu kitapların, özenilmiş ve kitapların temalarını da yansıtan kapaklar. Böyle bir yayınevinin Türkçe olarak bu konularda kitap yayınlaması belki de bir eksiği kapatıyor. O yüzden de ayrıca tebrik etmek gerekir. Peki siz bu yayınevini duydunuz mu? Hangi kitaplarını okudunuz, okumak istiyorsunuz lütfen yazın :). Bu haftanın pazar altılısını da zevkle yazdım, devamı da gelir umarım.

Öneri Makinesini Sosyal Medyada Takip Edin:

https://soundcloud.com/ms-m-5
https://www.tumblr.com/blog/mubblr
https://twitter.com/onerimakinesi

Dipnot: Fotoğrafların hepsi http://www.sineksekiz.com/ sitesinden alınmıştır.
Devamını Oku »