ursula k. le guin etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
ursula k. le guin etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

1 Mayıs 2017 Pazartesi

Bir Yayınevi Beş Yazar/Kitap (Metis Yayınları)

Merhabalar efenim, uzun zaman sonra bu bölüme Metis'le dönüş yapıyorum. Öyle ki devamı için de hazırlıklara başladım fazla ara vermeden devam etmeyi düşünüyorum :). Tabi düşünüyorum bakalım üşengeç hallerim beni nasıl etkileyecek :). Başlıktan da anladığınız üzere bu seferki yayınevimiz, çok güzel ama çok güzel yazarları olan, birçok türde alanda kitabı olan, kapaklarıyla gönlümüzü hoş eden bir yayınevi Metis. Gerçekten en sevdiğim yayınevlerinden, bastığı kitaplar çok güzel.

Kaliteli bir yayınevi lakin gülün dikeni, Potter'ın Dolores'i, Makine'nin üşengeçliği olduğu gibi bu yayınevinin de bizi üzen bir yanı var. Şöyle ki kendileri indirim yapmada biraz da değil baya cimri bir yayınevi. Tabi her halükarda satan yazarları, kitapları var onlarda buna güveniyorlar sanırım %25'ten daha fazla indirim görmek çok nadir, hayal gibi oluyor. Şimdi demeden geçmeyeyim sitelerinde arada indirim yapıyorlar seçili kitaplarda ama sanal kitap fuarları veya normal kitap fuarlarında ekstra indirim görmek isterseniz çok beklersiniz, tecrübeyle sabit. Hele gittiğim fuarlarda standın yanından bile geçmiyorum, zira bazen %25 indirimi bile görmediğimiz oluyor. Almaya teşvik eden bir indirim söz konusu değil maalesef. Bunun tabi ki bir avantajı var yılın her dönemi indirimi beklemeden kitapları alabilirsiniz assdfffghdgdg :):):). Hiçbir yayıneviyle uğraşmadım seninle uğraştığım kadar :), ama itiraf et hakkettin Metis :).

İşte biraz cimri yayınevi olsa da yiğidi öldür hakkını yeme misali şimdi kitapları yazarları çok güzel :). Bilimkurgu serisi, akademik kitapları, kadın araştırmaları vb olsun çok donanımlı, dolu dolu bir yayınevi. Öyle böyle değil, o yüzden şimdilik beş tanesini yazdım ama ikincisini de yapacağım bir yayınevi olacağını rahatlıkla söyleyebilirim. Gelelim şimdi önereceğim beş kitaba (hele şükür dediğinizi duyar gibiyim :)).

Yazıyı bayadır bekletiyorum, kitapların fotoğraflarını kendim çekeyim diye ama bu seferlik mümkün olmadı :(. Bir dahaki sefere diyorum.

1. Pulbiber Mahallesi - Didem Madak




Didem Madak ile bitiremediğim 2015 meydan okumasından tanışıyoruz. "Grapon Kağıtları" favorim ama bu kitapta da çok güzel şiirler var, o kitaptan da şurada bahsetmiştim. Ben şiirden pek anlamayan biri olarak söylüyorum Madak'ın kitaplarına bakın. Çok önemli bir şair. En önemlisi güzel bir şair ;). Ben de Ah'lar Ağacı ile Didem Madak şiirlerini bitireceğim :).

2. Görme Biçimleri - John Berger




Yine John Berger'i kaybettikten sonra önerdiğim bir kitap ama bu vesileyle neden bir daha önermeyeyim :). Şuradan daha detaylı okuyabilirsiniz önceki yazımı. Yazarın "Bir Fotoğrafı Anlamak" kitabını da okudum o kitap buna göre daha akademik, makaleler var; ben çok sevdim. O kitabında kapağı çok güzeldir. Onu da ilgilenenlere bu konulara  öneririm ama bu kitabı ilgili ilgisiz herkes okumalı bence.

3. Ba - Birhan Keskin




Benim uzun zamandır okumak istediğim bir şairdi, sonunda okudum ve sevdim. Böyle bir yerden sizi yakalıyor. Kesinlikle diğer kitaplarını da okumak isterim. Bu kitap 47 sayfacık. Bir arkadaşınızı beklerken, metroda tek yöne gidişte, kahvenizi içerken bitirebileceğiniz çok güzel bir kitap. Etkileyici, kısa şiirleri ve altını çizeceğiniz çok güzel satırları var.

4. Dünyaya Orman Denir - Ursula K. Le Guin




Guin'in kitaplarını merak ettiğimi ve bu kitabı da daha önce yazıp önerdiğimi şuradan biliyorsunuz fakat yine yayınevinin önemli yazarlarındandır. Bu listede olması gerekiyordu. Yazarın daha bilindik kitapları var ben de merak ediyorum fakat bu kitapla başlangıç yaptım devamı gelsin. Bu kitapta beyaz adamın nasıl bir halkı değiştirdiği, silahla tanıştırdığı, kendini savunması gerektiğini ve cinayet kelimesini hayatlarına soktuğunu okuyoruz, etkileyici bir roman. Sizin için de yazarın kitaplarına bir başlangıç olabilir benim gibi zaten incecik.

5. Ekmek Arası - Charles Bukowski




Bukowski'nin ilk okuduğum kitabı, şöyle ki kitabı bir günde bitirdim ama yani en fazla 7- 8 saattir herhalde. Akıcı bir kitap. Ben severek okudum hala da yazarın diğer kitaplarını okumak istesem de bit türlü okuyamadım daha. Bu kitap otobiyografik ögeler içeren bir kitap. Belki de tamamı öyledir bilemiyoruz ama karakterin kendi ağzından yaşamının gençlik dönemlerini okuyoruz. Hiç sıkıcı değil, hatta çok akıcı. Yeraltı Edebiyatı denilince akla gelen isimlerden Bukowski, bu türe ilginiz varsa zaten seveceksiniz.

Fark ettiniz mi bilmiyorum ama kitaplardan üçü yeşil :), sanırım Metis yeşili seviyor elimde bir kitapları daha var o da yeşil. Kapakları da güzel yapıyorlar. Buradan idefixten sonra Metis'e sesleniyorum, sizi çok seviyorum ama bütçem her zaman yetmiyor ya indirimi arttırın ya da doğum günüm yaklaşıyor :). Siz yeter ki isteyin ben listemi hazırlar yollarım düşünmenize gerek yok :). (Yalnız ola ki bir milyonda bir ihtimal (cimri) Metis bu doğum günü mesajımı alırsa, asla cimri demeyeceğim bir daha buradan da söz veriyorum :'):'))

Sizin en sevdiğiniz Metis kitapları hangisi? Kitaplardan ilginizi çeken oldu mu? Yorumlarınızı merak ediyorum :). Edebiyatla kalın :).
Devamını Oku »

12 Mart 2017 Pazar

Dünya Kadınlar Gününe Özel (Pazar 6'lısı)

Merhabalar :), nasılsınız? Ben çok iyiyim çünkü bu haftaki temaya bayıldım, Şule'nin hatırlatmasıyla esseve rin arkadaşımız bu temayı koymuş çok da iyi etmiş :). Bir de sizinle mutlu anımı paylaşmak istiyorum, 8 Mart Dünya Kadınlar Gününe özel hazırladığım Kadın Yönetmenler yazımı nasıl oldu bilmiyorum ama Filli Boya sponsorluğunda çekilen güne özel kısa filmin yönetmeni sevgili Sinem Cezayirli facebook hesabında paylaşmış. Nasıl mutlu oldum, sevindim anlatamam :). Bir kez de buradan teşekkür etmek istiyorum.

Gelelim bu pazar altılısı yazısına. altı değil daha çok da yazılabilir seçmek kolay olmadı. Ben altı yazar altı kitap yapmaya karar verdim. Kitaplarını okuduğum yazarların en sevdiğim kitaplarıyla paylaşacağım. Sizin yazılarınızı da merakla bekliyorum.



1. Ursula K.Le Guin - Dünyaya Orman Denir


Guin'in okuduğum ilk kitabı devamını okumak çok istiyorum. Bu kitabı da çok önemli.

2. Mine Söğüt - Beş Sevim Apartmanı


Mine Söğüt ile beni tanıştıran kitap. Bir iki saatte bitirdim herhalde hiç unutmuyorum. Çok etkilenmiştim. Sonrasında iki kitabını daha okudum ama hala en sevdiğim kitabı budur. Söyleşisine de katılmıştım. Çok değerli kibar bir insan. Okumadığım kitaplarını da okumak istiyorum.

3. Mina Urgan - Bir Dinazorun Anıları


Bu kitap adından da anlaşılacağı gibi anı kitabı. Mina Urgan'ın otobiyografik bir kitabı. Devamı da var hala okuyamadığım. Bu kitap çok güzeldi.

4. Sevgi Soysal - Tante Rosa


Bu kitabı daha önce hikayeler bölümünde de önerdim. Çok özel bir kitap olduğunu düşünüyorum. Bu kitabı da yine aynı şekilde çok kısa bir zamanda bitirdim. Etkileyici bir kitap. Kesinlikle öneriyorum. Yanlış bilmiyorsam İzmir'de oyunu da vardı. Eğer İzmirlilerin öyle bir şansı varsa bir baksın derim.

5. Didem Madak - Gramafon Kağıtları


Didem Madak'la tanıştığım kitap. Çok güzel ve özel şiirlerin olduğu, yüreğinize dokunacak dizeler bunlar. Eğer hala onun şiirleri ile tanışmadıysanız bu kitap iyi bir başlangıç olacaktır.

6. Doris Lessing - Türkü Söylüyor Otlar


Çok güzel bir kitap. Klasik. Postkolonyalizmden cinsiyet eşitliğine birçok yere değinen birçok tema altında incelenebilinecek bir kitap. Doris Lessing aynı zamanda Nobel edebiyat ödülü sahibidir. Çok geç olmadan bu kitaba da göz atmanızda fayda var.

Dipnot:Gif bana aittir. 

Öneri Makinesini Sosyal Medyada Takip Edin:

https://soundcloud.com/ms-m-5
https://www.tumblr.com/blog/mubblr
https://twitter.com/onerimakinesi
Devamını Oku »

24 Aralık 2016 Cumartesi

Ursula K. Le Guin ve Haruki Murakami

Merhabalar, nasılsınız? Ben kendimi kitaplara vermiş bulunmaktayım ve hazır böyle bir okuma açlığı varken şu aralar bende bunu değerlendirmeye çalışıyorum. Bildiğiniz gibi bazen bir iştahsızlık, elinin kitaba gitmeme durumu oluyor. O yüzden böyle anlar gelince de kaçırmamak lazım.  Tabi okudum okudum da dünyaları mı okudum, yok okumadım fakat kısa sürede birkaç kitap bitirdim. Bu süre zarfında bitirdiğim iki kitabı sizlere hazır tazeyken anlatmak isterim çünkü iki kitabın da yazarı uzun süredir okumak istediğim ama bir türlü okumadığım yazarlardandı. Yani yılın son ayında iki yeni yazar daha haneme eklemiş oldum. Eminim bu iki yazar da sizin sevdiğiniz ve okumaktan zevk aldığınız yazarlar. Kimden bahsediyorum; Ursula K. Le Guin ve Haruki Murakami’den tabi ki. İkisini de uzun süredir okumak istedim ama bu son D&R indirimine kadar elimde kitapları bile yoktu. Twitter’dan duyurdum bu tüm Türkçe kitaplardaki %30luk indirimi, sizler de gidip aldınız mı kitaplar? Ben dört kitap aldım ve ikisi bunlardı. İkisini de beğendim, ikisine de bayıldım ama gelin biraz detaylı olarak aşağıda inceleyelim.

Dünyaya Orman Denir – Ursula K. Le Guin




Yazar gibi yazar adı ya bu insanlara anneleri babaları önceden biliyormuş gibi böyle cool cool isimler koymuşlar ya, pes, hayret! Bir kere de kitap yorumuyla başla, alakasız şeylerle değil dediğinizi duyar gibiyim ama yapacak bir şey yok J. Yine kitaptan önce kapağından bahsedeyim, müthiş. Bayıldım. Metis Yayınlarından çıkmış ve ben zaten severim bu yayınevini her ne kadar indirim konusunda cimri olsalar da J. Yazarlarına güvenen yayınevlerinden biri, her zaman çok satan kitaplara sahip bunun etkisi de büyüktür mutlaka. Neyse efenim velhasıl yazarın dünyasına adım attık bu kitapla çıkmaya da niyetim yok. Arka kapak yazısı olsun, ilk bölümleri olsun ne güzel kitap ya diyerek başladım. Zaten daha önce yazarı çok okumak istememe ve bazı kitaplarını bilmeme rağmen kitapçıda arka kapak yazısına güvenerek bu kitabı aldım, pişman da olmadım. Kapağı ve verdiği mesajla çok güzel olan bir kitap. Kısa ve öz, olaylar hemen gelişiyor. Bilim kurgu türünde ki ben çok severim bu da iyi bir örnek. Bir de alıntılar var ki beni çok etkiledi zaten kitaptaki Athshe halkının değişimi beni derinden yine etkiledi. Bu insanoğlunun kendini diğer varlıklardan üstün görmesi, diğer varlıklarla birlikte değil de onlarla savaşarak yaşaması çok güzel anlatılmış. Hele ki sonundaki diyalog vurucuydu. Askerin Athshe halkına cinayeti unutabilir tekrardan eski yaşamınıza dönebilirsiniz, biz gidiyoruz derken Selver’in cevabı ibretlik. Ama öyle olmuyor işte bir kere o sözcük girdi mi hayatına değişim başlıyor ve eskiye dönemiyorsun. Yine kitapta sözcüklerden yola çıkılarak bir halkın tanımının yapılması güzeldi. Adı da zaten oradan geliyor. Bu halkta dünya ile orman kelimelerinin eş olmasından. Daha çok yorum yapmak istiyorum ama çok da bahsedip her şeyden tadını kaçırmak istemiyorum; o yüzden alıntıları paylaşayım.

“Sen geyikler, ağaçlar ve fiberotu için endişeleniyorsun, çok güzel, senin bileceğin iş. Fakat ben olayları önem derecelerine göre görmek isterim, yukarıdan aşağıya, ve yukarıda şimdiye kadar hep insan oldu.”

“Geyikler avlanılacaktı, çünkü onların burada olma nedeni buydu.”

“Kazanan tarafta oynamak gerektiğini, aksi taktirde kaybedeceğini görmüyordu. Ve kazanan her zaman İnsanoğlu’ydu. Fatih.”

“İlkel ırklar gelişmiş olanlara yer açmalı her zaman. Ya da, onlara benzemeli.”

“Çokluk içindedir yaşam ve yaşamın olduğu yerde umut vardır.”

“Fakat, öldürmek için sebepleriniz olduğunu düşünmemelisiniz. Cinayetin sebebi yoktur.”

“Belki ben öldükten sonra, insanlar ben doğmadan ve sizler gelmeden önceki gibi olurlar. Yine de böyle olacağını pek sanmıyorum.”


İmkansızın Şarkısı – Haruki Murakami




İşte bir diğer çok okumak istediğim bir yazar. Dünyaya Orman Denir kitabından sonra hemen bu kitaba başladım. İyi ki de başlamışım, iyi geldi. Biraz aşk, biraz umut depoladım J. İlk bölümlerde okurken korktum çok fazla şarkı adı film adı olacak diye ama beklediğim gibi olmadı. İyi ki olmadı çünkü biraz kitabı benim için itici yapabilirdi fakat bu kitapta ayarında dozundaydı. Kitapta da bahsedilmiş ben nedense okurken Gönülçelen bir diğer adıyla Çavdar Tarlasında Çocuklar’ı okurken aldığım tadı aldım biraz. Ki bu kitapta favorilerim arasındadır. Bir de bana Wong Kar Wai filmlerini anımsattı daha sonra neden diye düşündüğümde Chungking Express geldi aklıma. İki kadın bir adam. Kadını unutamayan bir adam ve başka bir kadının adama aşkı. Belki de bu yüzden bir bağlantı yaptım, bilemedim. Biraz daha düşününce de belki hikayede zamanını doldurmuş bazı karakterlerin ya da sonunu etkilemeyecek karakterlerin sonunu arada bir paragrafta anlatıp normal hikaye akışına devam etmesi olabilir ki bu tekniğe bayılıyorum, çok güzel hele ki çarpıcı ise. Bir de betimlemelerde tekrara düşüldüğünü hissettim. Hatsumi ve Naoko karakterlerinin güzelliğinin tasviri ya da arkadaşlık ilişkileri bir de intiharların olması. Aslında intiharların olması tam tekrara girmeyebilir, betimleme tekrarı da olmuyor zaten ve hikayenin akışı ve anlatılışı bakımından sizi her zaman diyeyim bu hissi vermiyor yine yukarıdaki “teknik” ile anlatılan biri vardı ki beni çok etkiledi mesela. Bu detaylar dışında kitabı çok sevdim, öneriyorum. Sizin de yazara başlangıç kitabınız olabilir şahsen ben diğer kitaplarını daha çok okumak istiyorum artık. Biraz da korku var içimde aynı şeyleri okuyacağım, hepsi birbirine benzeyecek diye ama umudumuzu kaybetmeyelim öyle olsa bile belki severim J. Kendi kendimi strese sokup çıkarım karışmayın bana J.  Ha bir de sonu Wong Kar Wai etkisi verdi. Chunking Express desem daha doğru olur sanki. Ben bu kitapla o filmin karşılaştırmasını yapsam yaparmışım şu an fark ettim J. Kısa kısa o zamanın tarihine de göndermeler de yapılmış.

Normalde dikkat etmem ya da gözüme çarpmaz diyeyim ama bu kitapta yazım yanlışları, baskı hatalarına baya denk geldim, hoşuma gitmedi. Doğan kitap bir de bence bu kağıt için gereksiz bu kadar pahalı yapıyor kitapları. Tabi sebebi bu değildir ama olsun.

Kitabı neden sevdiğimi de birkaç cümlede açıklayayım; bir kere böyle topluma yabancılaşmış, toplumdan izole olmuş baş karakterlerin anlattığı hikayeleri daha önce de sevdiğimi söyledim liste bile yaptım, buyurun bakın J. Kitapta altını çizdiğim böyle afili, kapak fotoğraflarınızın altına yazacağınız sözlerin olması da beni çekti, her zaman işe yarar bir kitabı sevmemde J. Özellikle bir yer vardı ki karakterlerden Midori ve Watanabe'nin ilk konuşmaya başladığı bölüm  çok hoşuma gitti, samimi geldi. Gözümde canlandırıp, oynatabildim. Filmi yapılsa bu kitabın baya popüler olur, izlenir eminim. Bunların dışında, hikayeleri sevdim. Birden çok hikaye vardı kitapta ve hepsi de ilgi çekici. Yazar küçük oyunlarını oynayıp merak unsurlarını nerede ne zaman neyi söyleyeceğini bilerek ustalıkla yerleştirmiş. Güzel kitaptı, Gönülçelen ve Muhteşem Gatsby adı en çok geçen kitaplardı ve ben ikisini de severim. Karakterimiz de Fitzgerald hayranı. Yazar referansları kitapta bulabilirsiniz. Sizi çok sıkmadan aralara yerleştirilmiş. Bende fobi gibi oldu nedense çok önem vermeye başladım bu duruma J. Birkaç sevdiğim altını çizdiğim cümleleri de şurada paylaşayım. Sevdiklerinizin sizinle olması dileğiyle, hoşçakalın :).

"Eğer şu anda kendimi bırakacak olursam, paramparça olurum. Ben hep böyle yaşadım ve başka türlüsünü bilmiyorum. Eğer kendimi koyuverirsem, bir daha eskisi gibi olamam. Un ufak olurum ve sonunda da buharlaşırım."

"Ölüm yaşamın karşıtı olarak değil parçası olarak  vardır."

"Çağdaş edebiyata güvenim yok demiyorum. Ama değerli vaktimi de zamanın vaftiz etmediği eserleri okuyarak ziyan etmek istemem. Hayat yeterince kısa."

"Herkesle aynı şeyleri okuyunca, ister istemez herkes gibi düşünürsün. Bu, kaba ve zevksiz insanların dünyasıdır."

"Peki insanlar kalbini açınca ne oluyor?"

Devamını Oku »