Merhabalar, yine bir atıştırmalık ile karşınızdayım. Fark ettim ki filmleri izleyip yazmamaya alışmışım, yazmayınca da çabuk unutur olmuşum. O yüzden daha çok atıştırmalık ve film yorumları yazmak için kolları sıvadım (dedikten sonra bir sürü film izleyip yazmadı)
Bu liste yine Mubi'den. Mubi öğrencilere ücretsiz bilgisini de bırakayım, siz de konu komşudan öğrenci bulup her yerde bulamayacağınız bu filmleri yüksek kalite izleyebilirsiniz. Çok güzel seçkiler, listeler de oluyor. Gerçekten sevdiğim için ve sizin de yararlanmanız için yazıyorum. Yoksa valla reklam için para almadım ve sponsorum da değil :). Yıllık ücretini çatır çatır ödedim :).
Yakında atıştırmalık yerine Mubilik diye bir bölüm açarsam şaşmayın :). İsim benzerliği de sadece bir tesadüftür, benim adıma açılmamıştır her ne kadar bu düşünce beni mutlu etse de :).
Our Daily Bread - Mani Kaul (1970)
Hindistan yeni dalgası izlemedim demem ama desem de pek bir şey kaybetmezmişim. Yeni dalga en sevdiğim akım ama bu film baydı beni baydı, ayyhh! Yani kötü diyemem ama ben sevmedim.
Her gün otobüs şoförü kocasına ekmek hazırlayıp götüren ve kız kardeşinin desteğiyle ilişkilerini sorgulamaya başladığı bir hikaye.
Maggie - Yi Okseop (2018)
Güney Kore'den eksantrik bir film. Hikayenin bağlanmasındaki kopukluğuna rağmen filmi sevdim. Renkleri kullanmasını ve sıra dışı anlatış şeklini de. Güven üzerine kurulu hikayede karakterler arkadaşları ve sevdikleri tarafından sürekli sınanırlar. İnanmak ve şüphe etmek arasında seçim yapan karakterimiz bazen mutlu olur bazen ise yaptıkları seçimin hüznünü taşırlar. Bağımsız ya da şu listedeki filmleri sevenler baksın derim :).
The Bare Necessity - Erwan De Luc (2019)
Fransa'dan bir film. Sessiz sakin bir kasabaya bir gün hayatının her anını not eden bir kadının yolu düşer ve bir aile bundan tamamen etkilenir. Tatlı ve eksantrik bir romantik komedi daha. Renkler çok güzel filmde, mizah da az çok tatlı. Fena değil, denk gelirseniz bir bakın derim ama yine de bildiğiniz romantik komedilerden değil diyebilirim :).
Carnal Knowledge - Mike Nichols (1971)
Jack Nicholson ve Art Garfunkel (evet, Simon &Garfunkel ikilisinin Garfunkel'i) üniversiteden iki arkadaşın ilişkiye bakış açılarını tüm dönemlerinde izlediğimiz bir filmdi. Karakterlere sinir olmalık bir film. Önerir miyim, konusu ilgisini çekenler izlesin derim :).
A Couch In New York - Chantal Akerman (1996)
Juliette Binoche aşkımı belki bilirsiniz, çok severim. Burada da çok tatlıydı. Romantik bir komedi filmi. Fransa ve Amerika'da yaşayan iki insanın evlerini değiş tokuş etmeleriyle (The Holiday filmindeki gibi), gelişen olaylar. Çok tatlı bir film, kafa dağıtmak, mısır ve çay ile harika gidecek bir film. Öneririm.
The Plagiarists - Peter Parlow (2019)
Ya bağımsız filmleri seviyorum, çok iyi olmasa da seviyorum :).
Hani böyle karakterlerin film yapma ile ilişkili olduğu, amatör çekimli filmler olur ya, onlardan. Joe Swanberg'ün Silver Bullets'ı gibi bir filmdi. Bir şekilde rahatsız edici, düşündürücü ve amatör ruhla çekilen bir film. Gerçekten bağımsız film sevenlere öneririm, başka kimseye de önermem :). Bana önerilmesini isterdim. Öyle bir film çünkü :).
Yolda kalan bir çiftimiz yabancı bir adamın evinde bir gece konuk olurlar ve daha sonra adamın konuşmalarının orijinalliğinden şüpheye düştükleri an filmin adının anlamı ortaya çıkar :).
Burden Of Love - Yuzo Kawashima (1955)
Yönetmenin filmlerinin bir seçkisi var Mubi'de. Ben diğerlerini izlemedim, bu filmi de komedi diye tercih ettim. Güzel filmdi. Sağlık bakanının doğum kontrol üzerine verdiği demeçlerden sonra kendi ailesinde olan değişimler siyasi kişiliğini zor durumda bırakmak üzeredir.
Devamını Oku »
Bu liste yine Mubi'den. Mubi öğrencilere ücretsiz bilgisini de bırakayım, siz de konu komşudan öğrenci bulup her yerde bulamayacağınız bu filmleri yüksek kalite izleyebilirsiniz. Çok güzel seçkiler, listeler de oluyor. Gerçekten sevdiğim için ve sizin de yararlanmanız için yazıyorum. Yoksa valla reklam için para almadım ve sponsorum da değil :). Yıllık ücretini çatır çatır ödedim :).
Yakında atıştırmalık yerine Mubilik diye bir bölüm açarsam şaşmayın :). İsim benzerliği de sadece bir tesadüftür, benim adıma açılmamıştır her ne kadar bu düşünce beni mutlu etse de :).
Our Daily Bread - Mani Kaul (1970)
Hindistan yeni dalgası izlemedim demem ama desem de pek bir şey kaybetmezmişim. Yeni dalga en sevdiğim akım ama bu film baydı beni baydı, ayyhh! Yani kötü diyemem ama ben sevmedim.
Her gün otobüs şoförü kocasına ekmek hazırlayıp götüren ve kız kardeşinin desteğiyle ilişkilerini sorgulamaya başladığı bir hikaye.
Maggie - Yi Okseop (2018)
Güney Kore'den eksantrik bir film. Hikayenin bağlanmasındaki kopukluğuna rağmen filmi sevdim. Renkleri kullanmasını ve sıra dışı anlatış şeklini de. Güven üzerine kurulu hikayede karakterler arkadaşları ve sevdikleri tarafından sürekli sınanırlar. İnanmak ve şüphe etmek arasında seçim yapan karakterimiz bazen mutlu olur bazen ise yaptıkları seçimin hüznünü taşırlar. Bağımsız ya da şu listedeki filmleri sevenler baksın derim :).
The Bare Necessity - Erwan De Luc (2019)
Fransa'dan bir film. Sessiz sakin bir kasabaya bir gün hayatının her anını not eden bir kadının yolu düşer ve bir aile bundan tamamen etkilenir. Tatlı ve eksantrik bir romantik komedi daha. Renkler çok güzel filmde, mizah da az çok tatlı. Fena değil, denk gelirseniz bir bakın derim ama yine de bildiğiniz romantik komedilerden değil diyebilirim :).
Carnal Knowledge - Mike Nichols (1971)
Jack Nicholson ve Art Garfunkel (evet, Simon &Garfunkel ikilisinin Garfunkel'i) üniversiteden iki arkadaşın ilişkiye bakış açılarını tüm dönemlerinde izlediğimiz bir filmdi. Karakterlere sinir olmalık bir film. Önerir miyim, konusu ilgisini çekenler izlesin derim :).
A Couch In New York - Chantal Akerman (1996)
Juliette Binoche aşkımı belki bilirsiniz, çok severim. Burada da çok tatlıydı. Romantik bir komedi filmi. Fransa ve Amerika'da yaşayan iki insanın evlerini değiş tokuş etmeleriyle (The Holiday filmindeki gibi), gelişen olaylar. Çok tatlı bir film, kafa dağıtmak, mısır ve çay ile harika gidecek bir film. Öneririm.
The Plagiarists - Peter Parlow (2019)
Ya bağımsız filmleri seviyorum, çok iyi olmasa da seviyorum :).
Hani böyle karakterlerin film yapma ile ilişkili olduğu, amatör çekimli filmler olur ya, onlardan. Joe Swanberg'ün Silver Bullets'ı gibi bir filmdi. Bir şekilde rahatsız edici, düşündürücü ve amatör ruhla çekilen bir film. Gerçekten bağımsız film sevenlere öneririm, başka kimseye de önermem :). Bana önerilmesini isterdim. Öyle bir film çünkü :).
Yolda kalan bir çiftimiz yabancı bir adamın evinde bir gece konuk olurlar ve daha sonra adamın konuşmalarının orijinalliğinden şüpheye düştükleri an filmin adının anlamı ortaya çıkar :).
Burden Of Love - Yuzo Kawashima (1955)