21 Haziran 2019 Cuma

Nil İpek - Can Kazaz Konseri - World Akustik

Öneri Makinesi

Bomontiada yazlarımızı harika açık hava sinema ve konser etkinlikleriyle şenlendirmeye geliyor hatta geldi. Etkinliklerde ikinci hafta bitti bile. Yapıkredi Bomontiada her Çarşamba Başka Sinema ile filmleri izlemeye, hep Perşembe ise World Akustik sahnesinde alternatif isimleri dinlemeye bizleri davet ediyor. Bu iki etkinliğin de Eylül ayına kadar her hafta tekrarlanacağını ve ücretsiz olduğunu belirteyim.

Öneri Makinesi

Bu Perşembe World Akustik sahnesinin konuğu daha önce Nilipek Sevmek ve Can Kazaz - Sürsün Bahar gibi yazıları başta olmak üzere birçok şarkılarını kaç Abur Cubur yazısında önerdiğimi hatırlamadığım iki ismi arka arkaya dinlemek gerçekten güzel bir tesadüf oldu. Hele bir de mekan olarak güzel olunca tadından yenmedi tabi.

Öneri Makinesi

İlk önce sahneye Nilipek çıktı. Hatta şöyle bir güzellik oldu ki erken gittiğimizden provasının sonuna da denk gelip öncesinden bir doz aldık. Daha sonra saatler dokuzu geçe Nil Hanım sahnede arz-ı endam ederken biz de en önde yerimizi aldık. Nilipek sahnede pek bir işveli cilveli sanki evimize şarkı söylemeye gelmişçesine iki şarkı arasına güzel sohbetler eklemeyi ihmal etmedi. Gayet neşeli güzel ve dolu dolu bir konser geçirdik. Albümlerinden tatlı tatlı şarkılar söyledi. Dans etti ve hatta ettik. Güzel bir konser oldu.

Öneri Makinesi

Öneri Makinesi

Sonrasında sahneye Can Kazaz beyler geldi ki o ne gelmek. Albüm kaydı gibi şarkılar söylemeler, ıslık şovlar, seyirciyi de işin içine katıp bir coşmalar... Can Bey'in konser performansı da pek başarılıymış. Ben gerçekten çok sevdim. Birçok şarkıyı herkes ezbere bildiğinden daha da keyifli oldu. Daha ilk notalardan başlayan iç çekişler ve eşlikler çok güzeldi. Biraz daha konsere devam edip sonra elveda edeceğiz demesi biraz üzse de küçük bir ara olacağını ummayı seçiyorum.

Tabi beklenen Can Bey akustik gitarı eline aldığında gerçekleşti. Nil Hanım sahneye geldi ve "Kendi Halimde" düeti ile bizi çok mutlu ettiler.

Öneri Makinesi

Bomonti dinleyicisi de çok güzeldi gerçekten, birkaç gereksiz insan tipi dışında. Konser alanında bir kısım yerlere puflara yayılmışken bir kısım ayakta salına salına (mesela ben) şarkılara eşlik etti. Akustik konser değildi baya bildiğiniz ekipmanlı bir konserdi.

Sonuç olarak süper bir konser oldu. Siz de Bomontiada etkinliklerini Instagram hesaplarından takip edebilirsiniz. Görüşmek üzere, müzikle kalın <3.

Bomontiada Instagram
Devamını Oku »

18 Haziran 2019 Salı

Susanne Bier - Yönetmen Sineması

Meydan okumanın sonuna geldik geçtik bile. Araya bayram tatili girdiğinden yayın yapamadım lakin şimdi acısını çıkartalım beraber. Söz verdiğim gibi en çok film izleyen arkadaşıma kart atacağım ama sonuç paylaşan arkadaşımı görmedim henüz. O yüzden bu yayının altına kaç film izlediğinizi yazarsanız buradan belirleyelim en çok film izleyen kişiyi.

Son haftanın yönetmeni Susanne Bier'di. Ben o hafta sadece bir filmini izlesem de sonradan ikinci filmi izleyip meydan okumayı bitirdim.

İkinci Bir Şans (2014)



İlk filmde, ahlaki bir seçimin tam ortasına bırakılan bir adamın dramı mevcut. Senaryo şaşırtmasa da ince ince güzel işlenmiş ve kurgulanmış Danimarka'dan enfes görüntülerle iç geçirten bir film. Senaryoda Bier'in birçok filmde beraber çalıştığı Anders Thomas Jensen var.

Polis memuru Andreas, karısı ve yeni doğmuş bebeği ile yaşamaktadır. Bir gün ihbar aldıkları evde,  uyuşturucu bağımlısı ebeveynleri ve bakmadıkları bir bebekle karşılaşırlar. Sonrasında bu bebeklerden birinin ölümüyle iki ailenin de hayatı sonsuza kadar değişecektir.

Oyunculukların çok iyi olduğu, ahlaki sorularla baş başa kaldığımız güzel bir filmdi. Nikolaj Lie Kaas ve Maria Bonnevie (bu ikiliyi Reconstruction gibi harika bir filmden hatırlayabilirsiniz) karşılıklı rolleri bu sefer olmasa da bu filmde de yan rollerde başarılı performanslarıyla karşımıza çıkıyorlar. Senaryosu sizi şoka uğratmasa da güzel bir dram, öneririm.

Sadece Aşk (2012)



Susanna Bier'in filmografisine bakarsanız komedi pek karşılaştığınız bir tür olmaz. Mizahi bir yaklaşımla ve Danimarka'nın soğukluğunu tamamen kaybetmeden İtalya'da geçen tatlı mı tatlı bir romantik komediydi. Filmin başarısında ana karakter Ida'yı oynayan Trine Dyrholm büyük rolü olduğunu düşünüyorum.

Kanser tedavisini yeni bitirmiş iki çocuk annesi kuaför Ida, kocasıyla beraber mutlu bir hayat yaşadığını sanır. Ta ki kocasının aynı saygıyla ona davranmadığını fark edene kadar. Bu sırada kızı ani bir kararla İtalya'da evlenmeye karar verir ve tüm aile İtalya'daki limon ağaçlarıyla bezeli harika bir eve davet edilirler.

Yan karakterlere biraz da derine inilseydi daha da güzel olabilecek bir film olacağını düşünüyorum. İzlemeye alışık olduğumuz klasik romantik komediler kadar yüzeysel değil tabi ki, bu da filmi daha akıcı ve güzel yapıyor.

Meydan okumayı bitirdik. Bana katılan arkadaşlarıma çok teşekkür ediyorum. Belki yine bir ara tekrarını yaparız ama bu olmasa da başka bir sinema etkinliğiyle yine aranızda olacağım. Kendinize iyi bakın, sinemayla kalın :).
Devamını Oku »