hikayeler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
hikayeler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

12 Nisan 2017 Çarşamba

Hikayeler #5 (Jane Bowles + Sezgin Kaymaz)

Açık Havada Bir Gün - Jane Bowles



Bu kitap Eganba'dan yapmış olduğum alışverişten hediye geldi ve bence internetten alışverişin en güzel hediyesi kitap, sonra defter veya ajanda ve bilimum çeşitli kırtasiye malzemeleri :).. Çok sevdiğim ama indirim konusunda cimri bulduğum bir yayınevinden çıkan bu kitabı hediye etmeleri çok güzel. Çok teşekkür ediyorum. Sanırım artık kitap hediye etmiyorlar, ilk çıktıkları zaman her ay farklı bir kitap hediye ediyorlardı ama artık denk gelmiyorum, bilgisi olan varsa yazarsa sevinirim.

Bu kitaba gelecek olursak içinde anladığım sayılı öykü var ama sevdim :). Akıcı bir anlatımı var. Bir şey anlatmak istiyor mu yoksa anlatıyor da benim kapasitem mi yetmiyor diye düşünsem de genelde bu tarz yorumlar gördüm Goodreads'de. Onlara katılıyorum çok anladığımı söylemem ama çabuk da bitti böyle bir kendini de okutturdu. Güzeldi de aslında. Kendiniz okuyun bir karar verin ben de sizin yorumlarınız okuyayım eminim daha dişe dokunur yorumlar çıkacaktır :).

Bugün Bize Kim Geldi - Sezgin Kaymaz



D&R'ın indirim köşesinde ilk öyküsüne göz gezdirip aldığım kitap. İyi ki almışım, çok eğlendim aynı zamanda üzüldüm. Otobiyografik bir kitap, içinde bir adamın üç farklı döneminden biraz hüzünlü biraz komik (bazen çokkk komik) öyküleri. Ben severek bir çırpıda okudum. Yazarı ilk okuyuşum ama son olmayacak, romanlarını da merak ediyorum. Arkada kapakta yazar hakkında yazılanları okuduktan sonra otobiyografik olduğunu düşündüğüm kitap. O yazıdaki son cümle de beni çok etkiledi.

Hikayelerin çoğu uzun ama dediğim gibi çok akıcı. Hiç sıkılmadan okuyordunuz bir bakıyorsunuz öykü bitmiş. Özellikle birkaç öyküde, çocukluk yıllarını karakterin kahkahalarla okudum, o ne yaman ne bitirim bir çocuk inanamazsınız :). İlk öykü de aynı şekilde trajikomikti, yine gülerek okudum. Son öyküde daha doğrusu mektupta baya duygulandım. Bu arada yazarın "Bakele" kitabı da indirimde, onun da ilk öyküsünü okudum, güzeldi o kitap hala varsa belki alırım. Siz de almayı düşünürseniz, haberiniz olsun o da indirimde :).

Ben size bu kitabı öneririm, hazır indirimdeyken alın yazın güzel gider. Hafif, kahkahalı, güzel bir kitap.
Devamını Oku »

29 Ocak 2017 Pazar

Hikayeler #4

Merhabalar, nasılsınız? Nasıl geçiyor günler? Benim bu aralar çokça bolca şansa ihtiyacım var, bana şans dileyin, gönderin :). Ben bugün üşengeçliğimi kırmak istedim ve art arda yazıları yayınlıyorum. Birkaç gündür hazır yayınları bile yayınlamaya üşeniyordum bugün bir dur diyebildim neyse ki ve yine süper kitap önerileriyle karşınızdayım :). Bir de aşağıda ilk karşılaştığım bir sorun oldu nedenini bilmiyorum ve çözemedim son çare olarak da gri alt
Devamını Oku »

1 Ekim 2016 Cumartesi

Hikayeler #3

Merhaba sevgili okuyucularım(sanırsın çok okunan köşe yazarı, girişe bak girişe). Bugün sizlere daha önce de haberini verdiğim bir liste paylaşacağım. Son zamanlarda okuduğum yazarlardan ve öykülerinden bahsetmeye devam edeceğim. Ben bu türü çok seviyorum, ne kadar varsa nerede bulursam alıp okuyorum. Hikaye okumak da dinlemek de harika bir şey. Sizin bloglarınızdaki hikayelerinizi de okumayı çok seviyorum. Eğer sizin de yazdığınız hikayeler varsa linkini yorumlarda paylaşırsanız seve seve okurum :). Bugün iki isimden bahsedeceğim çünkü ilkinden o kadar çok alıntı var ki üç kitap yapmak istemedim fazla uzun bir yazı olmasın diye. Listede yeni keşfettiğim isimler var her ne kadar birinden emin olamasam da nedenini yazacağım :). Yine önerdiğiniz isimler, kitaplar varsa paylaşın ben de inceleyeyim ve listemiz başlasın :).



Esneyen Adam – Feryal Tilmaç


YKY’nin kitabevinde öykü bölümün keşfettiğim isimlerden biri. YKY gerçekten öykü yazarları bakımından bana çok güzel isimler keşfettiriyor. Yeni yazarları görmek ve okumak mümkün. Desteklemeleri ve yayınlamaları çok güzel. Genelde hepsini de beğeniyorum okuduklarımdan; Yalçın Tosun, Ömür İklim Demir burada da önerdiğim isimler. Feryal Tilmaç’a gelirsek bu kitap çok güzel başlayıp ortalarda zayıflayıp son öyküyle daha doğrusu kısa bir drama örneği var tekrar yükselen bir grafiğe sahip bir kitaptı bana göre. Yedi öykünün olduğu ince bir kitap. Genel olarak dikkatimi çeken öykülerde ve benim üst üste en azından aynı kitap içinde okumaktan hoşlanmadığım şey karakterlerin yazar olması ya da olmak istemesi durumu. Dört öyküde üst üste aynı tip karakter okumak benim için can sıkıcıydı. Aynı karakter dememin sebebi kısacık öykülerde sürekli başkarakterin yazı işleriyle alakalı olması durumu. Benim kişisel huysuzluğum da olabilir ama sürekli ya da üst üste yazar olmak isteyen, olan, hisseden ya da kalanları okumak bana hepsi aslında aynı karaktermiş hissini veriyor. Yekta Kopan’ın Aşk Mutfağında Yalnızlık Tarifleri öykü kitabını da sırf bu sebepten sevememiş olabilirim (içinde sevdiğim öyküler olmasına rağmen). Bu benim şahsi fikrim diyelim neyse onun dışında bir de çok fazla resim, film vesaire örneği vermesinden hoşlanmadım. Belki arada kullanılabilirdi ki ben severim öyle şeyleri ama ben çok olmasından ya da direkt olarak verilmesinden hoşlanmadım. Ruhi Mücerret’te de çok vardı bu olay belki de hoşlanmamın nedeni bu olabilir o kitaptan, fazlaca gözüme çarparsa bu alıntılar veya anlatım tarzıyla da alakalı olabilir sevmiyorum herhalde. Bu iki şeyden dolayı kitaba bayıldım diyemiyorum fakat kitabı sevdim aslında.

Bunların dışında, eleştirel bir yanı var yazarın, öykülerinde bunu hissetmek mümkün. Gerçekdışı hatta bilim kurgu öğeleri de görmek mümkün ki hikayeler güzelleşmiş. Son hikaye tek perdelik oyun diye geçiyor ama yazarın gözlem gücünün yüksek olmasından kaynaklı çok güzel bir yazı çıkmış ortaya. Sonu da sonsuz diye bitiyor zaten ki müthiş bir düşünce, okuyunca anlayacaksınız. Bir de bilerek yapılmış bu yazım hali çok hoşuma gitti; Ayselatun, hocanım … gibi. Okuyan Us’tan çıkan bir öykü kitabı var Tilmaç’ın, ben tanıtım yazısını çok beğendim ve onu da kesinlikle alıp okumak isterim.

“Düşünüyorum da beni en çok kasaba halkının yıkımı da aynı büyük heyecanla izlemesi yaraladı. Görünen oydu ki sanat, form, mükemmellik, aşkınlık, hakikat zaten sözü edilmeye değmez kavramlar, ağza alınmayan kelimelerdi.”

“Sanat ruhu yüceltmek için, daha iyi insanlar olabilmemiz için…”

“Ben üzülmedim sanki. Ama hayat bu. Şişelerin dibini bulduğumuzda gör sen. Mutlu bile oluruz.”

“Bu sefer de memnun musun diye soruyor. Sen hiç işinden memnun olan birini gördün mü Ayça?”

“Şimdi sana yazmaya karar verdiğime göre bütün bunları bir kenara bırakabilir, sadece seni düşünebilirim. Yaza yaza sen olabilirim, senle beni biz yapabilirim. Karışmasen.”

Öyle bir uzaklaş ki karda kalmasın izin… Seni düşünerek dinlediğim şarkılardan kaçıp geldi bu sözler. Buyursunlar!”

“Fazlasını anlamak hastalıktır dememiş miydi birisi?”

“Sevgiler, arkadaşlıklar, dostluklar değil de alıntılar mı biriktirmişim ne?”

“Korku tek dilini damağını mı kurutur adamın? Duyduğun sessiz dehşet ruhunu kurutuyor.”

“Bazen sevdiğiniz şeye gerçekten sahip olmanın tek yolu onları yok etmekten geçer.”

Kız – O.Henry


Kitabı tanıtmadan önce ben kitabın yapısından bahsetmek istiyorum :). Evet, baya bildiğiniz kitabın kapağı ve sayfalarından. Neden mi? Çünkü bayıldım. Böyle bir doku, sayfa ve kapak olamaz. O yumuşaklığı, esnekliği o elinizi değdirdiğinizde hissettirdikleri… Anlayamazsınız! Tamam, saçmaladım fakat gerçekten abartmıyorum ben böyle bir kitap okumadım. Harika yapılmış. Yayınevine böyle bir kitap çıkardıkları için teşekkür ediyorum zaten başka türlü incecik kitaba on beş lira istemelerinin açıklaması olamaz. Ama ben neyse ki D&R indiriminden 9.90’a almış bulunmaktayım. Bir de kapak tasarımı çok hoşuma gitti. Sonra inceledim tüm kitaplar öyleymiş, tarz meselesi anlayacağınız. Ben o üç rengin birleşimini çok sevmesem de kitapta hepsi doğru orantılıydı. Moda bloggerına döndüm kitapların stillerini inceliyorum, kendimi şaşırdım unuttum kültür sanat bloggerı olduğumu :). Ne oluyor anlamadım kitaptan kombin çıkardım hadi hayırlısı.

Kitaba geleyim artık o ilk kez okuduğumdan emin olamadığım ama sonradan kesinkes emin olduğum kitap bu kitaptı arkadaşlar. Ben kitap halinde değil ama içindeki en az üç öyküyü net biçimde okuduğumu hatırlıyorum. Zaten siz de okuduğunuzda eminim aşina gelecektir. Tarz olarak Maupassant’ı severler benim gibi bu öyküleri de sevecektir. Eğlenceli kısa öyküler ben sevdim kitabı. İçinde zayıf bulduğum, sevmediğim öyküler de var ama bu kitabı size kesinlikle öneririm çünkü çok güzel hikayeler var. Arka kapak yazısı beni çok etkiledi ayrıca, çevirmen Zeynep Avcı tarafından yazılan bu yazı kitabı almamda büyük etki. Alıntı paylaşmayacağım çünkü kitap o kadar güzeldi ki (bknz.üst paragraf) kıyamadım çizmeye :).



Devamını Oku »

25 Eylül 2016 Pazar

Hikayeler #2

Merhabalar :). Mutlu huzurlu günlerimiz olsun umarım.  Bugün sizlere daha önce de paylaştığım bir bölümü yazdım. Buradan ulaşabilirsiniz. Orada da dediğim gibi yine paylaşacağımı söylemiştim çünkü öykü okumayı en sevdiğim türdür. Yeni yazarlar keşfetmeyi ve yeni hikayeler okumayı çok severim. Bu sefer daha az isimlerden oluşan bir liste yapmaya özen göstereceğim sizi çok sıkmadan daha çok kitaplardan bahsedebilmek için. Bunun dışında sevdiğim yazarları okumak dışında yeni yazarlar keşfetmek de çok güzel bir duygu. Bu türe özel ilgim olduğundan kitap evlerindeki bu bölümde görmediğim özellikle ödül almış o kadar yeni yazar görüyorum ki bir de yetmezmiş gibi sevince yazmak şart oluyor. Tabi eski dostlarımızın da hakkını yemeyelim onlarda bu bölümde çokça olacak ki bu listede de var. Üçüncüsünü de yazmaya başladım böyle kısa olacağı için yakın zamanda onu da paylaşırım. Ben okurken ve yazarken çok keyif alıyorum umarım siz de seviyorsunuzdur. Siz de yeni yazarlar ve kitaplar önerebilirsiniz, çok memnun olurum. Hadi başlayalım.



İzmir Postasının Adamları – Ahmet Büke


Ahmet Büke’nin ilk kitabı. Yine denizden çıkmış öyküler :). Çok güzeldi. Başlarda acemilik değil de böyle yazarın diğer kitaplarında olan o deniz kokusu eksik gibi geldi ama sonradan aldı yürüdü. Kesinlikle diğer kitaplarda ki o çeşitliliğin, deniz kokusunun ve ustalığın bu kitaptan sonra beklenilmesi muhtemelmiş. İlk bu kitabını da okusam yine diğer öykülerini alır okurdum. O güzelliği bu kitapta almanız mümkün. Yine etkileyici hikayeler mevcut. Resmen bir yazar doğuyor diyen bir ilk kitap :). Okumadığım az öykü kitabı kaldı sanırım onları da elime geçtikçe okur yazarım. Bu kitapta altını çizdiğim yerleri bulamadım herhalde kalem olmadığı için yanımda çizmedim. Üşengeçlik malum zaten :).

Bir Delinin Hatıra Defteri – Gogol


Bu kitabı alıp okumamın sebebi totem yapmak istemem :). Tabi ki Gogol en merak ettiğim yazarlardan biriydi ama ben bunun Genco Erkallı tiyatro oyununa çok gitmek istemiştim ve okursam giderim diye düşündüm :) (bknz: Hayvan Çiftliği, bilet bulamazken alıp okuyayım belki giderim deyip bilet bulup gittim J) ama olmadı :)) Neyse ki ben bu güzel hikayeleri okuyup yanıma kar kalarak bu işten sıyrıldım. Gerçekten boşuna büyük yazar dememişler. Ben çok beğendim içindeki hikayeleri ama en sevdiklerim aynı adlı hikaye ve Palto oldu. En yakın zamanda diğer kitaplarını da okumak isterim. Zaten elimde Ölü Canlar var. Umarım en yakın zamanda okurum. Ya ben kendimden iki tane daha istiyorum mümkünse. Biri kitap okusun, diğeri film izlesin. Ben de ortalıkta öyle günlük işlerde dolaşayım akşam birleşip kültürlü kültürlü uyuyalım. Buradan yetkililere sesleniyorum. Bir tane benlik az en az iki tane eşantiyon istiyoruz. Teşekkürler.


Muhtelif Evhamlar Kitabı – Ömür İklim Demir


Bu kitaptan bahsetmeden önce size bu kitabı bulma hikayemi anlatmak istiyorum çünkü hikayeleri çok seviyorum hele ki yeni şeyler keşfetme hikayeleriyse yaşamaya anlamaya ve dinlemeye de bayılıyorum çünkü hikaye bizim işimiz :). Yine bir gün YKY’de gezerken Ankara Kızılay’dakine gidenler bilir orta kısımda yeni çıkan ya da önerilenler olur. Onları incelerken Ömür İklim abimiz gözüme çarptı. Kitap kapağı olsun adı olsun resmen beni çekti ve elime alıp incelemeye daha sonra alınacaklar listesine ekledim nitekim ikinci gidişimde de aldım. Bu sefer kasanın hemen yanındaydı yani özellikle önerilen kısımda ya da öyle bir şey :). Kısa sürede ikinci baskısını yapan bu kitap eminim ki uzun süre çok satanlardan olacak.

Gelelim kitabımıza, kısaca söyleyeyim; ba-yıl-dım. Bir solukta okudum demek isterdim ama kutlamam gereken bir doğum günü vardı <3, iki solukta okudum. Zaten öyle ki ilk hikayeyi bir çırpıda okuduktan hatta okurken o kadar heyecanlandım ki çok iyi kitap çok iyi kitap diye bir daha heyecanlandım. Anlatımı o kadar güzel ki elimden bırakamadım. Mizahı, dili, akıcılığı dört dörtlük bir hikaye kitabı. Hele bir de birbirine bağlı hikayeler vardı ki arada tadından yenmiyor. Hüzünlendirdi ama kahkaha da attırdı. İşte öyle bir kitap, kesinkes şiddetle Ömer İklim beyefendiyi okuyun, okutturun arkadaşlar. Pişman olmayacak bir de dua alacaksınız :). Ömer İklim Bey siz de lütfen daha çok yazın.

“Malumunuz, ölüler yokluklarıyla var olur, anılarla yaşar.”

“Kibrit kutularının sırtındaki kelimeyim ben: Vasat.”

“’Birçok insan, mutlu olduğunu bilmediği için mutsuzdur’ demiş Dostoyevski.”

“Bütün hatalarımı ve pişmanlıklarımı silecek, başıma gelen her şeyi, sanki ona varmak için yaşamışım gibi haklı gösterecek bir amaca ihtiyacım var.”

“Sevdiğin kadından nefret edecek hale gelince, çoraplar, gömlekler, kravatlar, danteller birer kurşun ağırlığa dönüşüp adamı dibe çekiyormuş. “

“’Nasıl hiçbir şey yahu?’ dedi çatallı sesiyle, ‘Herkesin bir şeyi vardır be. En azından derdi, tasası vardır’ dedikten sonra ….”

“Her yeni yıl, her doğum günü, her ayın biri ya da her pazartesi yeni bir insan olmak için uyanırdım. Hele güneşli bir günse, bütün dünyayı değiştirebileceğimi sanırdım.”

“Ne diyeyim, huzur tuhaf şey arkadaş, ancak kaybedecek bir şeyin kalmadığında gelip seni buluyor.”

“Hatta kimse seni tanımadığı için unutanın bile olmadı.”

“Duymuyorum seni anne, hayatla meşgulüm.”

Şimdilik bu kadar yakında sürprizlerle geleceğim J, kendinize iyi bakın, sanatla ve sevgiyle kalın.

Devamını Oku »

3 Nisan 2016 Pazar

Hikayeler #1

Merhabalar :). Uzun zamandır aklımda olan bir listeydi öykü kitapları listesi ama dünyanın en üşengeç insanı olmak, bu markayı korumak bilirsiniz ki öyle kolay olmuyor. O yüzden bugünlere kaldı. Bu listenin tek kalmasını istemediğim için orada vol1 yazısını görüyorsunuz. Benim sanırım en sevdiğim edebi tür öykü. Meşakkatli bir iştir, her yiğidin harcı da değildir öykü yazmak. Kısa deyip geçmemek lazım. Şimdilik yedi tane kitap önerisi yapacağım ama mutlaka devamı gelecektir. Hem yedi kitap benim beğendiğim öyküler için yetmez hem de yenilerini okudukça bu liste gelişecektir. Sizin de beğendikleriniz varsa yorum yapın, beraber okuyalım :). Ahh!! Tabi ki, fon müziksiz asla :).
(Bir güncelleme yaptım ve daha önce hazırladığım yol şarkıları listemi size fon müziği olarak koydum, keyif alın :))




1. Ömer Seyfettin - Yüksek Ökçeler


Ömer Seyfettin'in en sevdiğim kitabıdır herhalde. Bir kez okulda daha sonra kardeşimin eve okumak için getirip elinden alıp bir kez daha okumamla iki kez okudum kitabı. Getirin yine okurum. Aslında bu kitabı koyma sebebim iki öyküsüdür. Lokanta Esrarı ve Yüksek ökçeler Hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığını kanıtlayan bu öyküler nedense hep hoşuma gitmiştir :).

2. Yalçın Tosun - Anne, Baba ve Diğer Ölümlü Şeyler/ Peruk Gibi Hüzünlü


Zaten daha önce de Yalçın Tosun Sevmek adlı yazımda alıntılarıyla anlatmaya çalıştım. Son kitabı da dahil Tosun'un bütün kitaplarını, tarzını sevsem de bu iki kitabı ayrı seviyorum ama hepsi çok güzel alın okuyun :).

3. Ahmet Ümit - Aşk Köpekliktir


İlk Ahmet Ümit kitabım, polisiyeyi çok sevmeme rağmen yazarın bu kitabıyla başlamam da işin komik yanı. İyi ki başlamışım çünkü çok kısa bir sürede okudum. Akıcı ve çok güzeldi. Hala aklımda kalan, beni etkileyen öyküler vardı içinde. Ben baya olumsuz yorum da okudum kitap hakkında ama ben baya beğendim. 

4. Sevgi Soysal - Tante Rosa


Yani ne desem ne yazsam boş, çok ama çok güzeldi. Roman olarak geçiyor sanırım ama on dört kısa hikayenin birbirine bağlanmasıyla oluşan bir kitap o yüzden bu listede de olmasını istedim. Kısacık bir zamanda bitirdim elimden bırakamadım. Sanırım övmekten başka pek bir şey yazamayacağım o yüzden siz en iyisi alın okuyun.

5. Ahmet Büke - Çiğdem Külahı/ Kumrunun Gördüğü


Ahmet Büke çok ödüllü öykü yazarlarından :). Kendisinin "Rüzgarın Hatıraları" filminin senaryosunda da imzası var, oradan da hatırlayanınız olabilir izlediyseniz. İtiraf ediyorum kitaplarını D&R Can Yayınları kampanyası sırasında aldım :). Ama iyi ki almışım çünkü bu iki kitapta hemencecik bitti. Bir kitabı daha var elimde hala okumadığım o da sırasını bekliyor. Bu kitaplara gelecek olursak deniz tuzunun tadını alabileceğiniz çoğunlukla Ege'de geçen hikayeler. Şu an kitaplar yanımda olmadığı için hangisindeydi hatırlamıyorum ama bir hikayesi var ki tam kısa filmlik. Öyle ki hayallerimden biri o öyküyü kısa filme çekmek. Yani diyorum ki okuyun, okutturun mutlaka şans verin bu yazara :).

6. Yusuf Atılgan - Bütün Öyküleri


Aylak Adam'ın yazarı Yusuf Atılgan'dan bu öyküleri okumanızı tavsiye ediyorum. Eminim "Aylak Adam'ı" severler bu öyküleri de çok sevecektir. Zaten kısacık olan bu kitabı hemen tüketeceksiniz. 

7. Mine Söğüt - Deli Kadın Hikayeleri


Mine Söğüt benim çok çok sevdiğim bir yazar. "Beş Sevim Apartmanı"'da en sevdiğim kitabıdır. O roman diye geçiyor ama içinde (yanlış hatırlamıyorsam sayısı ondu) on kısa hikayeden oluşuyor da diyebiliriz. Bu kitabıda da çok güzel ve rahatsız edici :). Genel olarak kitaplarında rahatsız edicilik vardır ve kolay okunamayabilir. Bu arada madem burası şahsıma münhasır bir blog bir anımı da paylaşmak isterim :).

Mine Söğüt'ün geçmiş yıllarda burada hem söyleşi hem de imza günü oldu ben de aldım elime kitabını gittim koşa koşa :). Güzel bir söyleşiydi ve "Deli Kadın Hikayeleri" kitabıyla alakalı söylediği sözler hala aklımdadır. Eksik veya yanlışım varsa şimdiden affetsin :). Biliyorsunuz ki bu kitapta yazarın eşinin resimleri yer alır her hikayede ve sanki hikayeler için çizilmiştir o resimler. Bununla alakalı şöyle bir şey söylemişti. Planlı olarak o resimler bu hikayeler için çizilmedi. Birbirimizden habersiz aynı zamanlarda; o resimleri çizdi, ben bu hikayeleri yazdım ve o kadar uyumlu oldu ki aslında dertlerimizin, düşüncelerimizin ne kadar aynı olduğunu anladık.

Evet sevgili okur, işin özü bu :). Umarım sizin de aynı dertleri, mutlulukları, heyecanları paylaştığınız insanlar karşınıza çıkar da böyle mutlu olursunuz hep deyip güzel bir mesajla da bu yazıyı bitiriyorum, kendinize iyi bakın ve sevgiyle kalın :).

Devamını Oku »