ane brun etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
ane brun etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

28 Ekim 2017 Cumartesi

Son Zamanlarda Çıkan En Dinlenilesi (Sevilesi) Albümler

Mevsim geçişlerinden nasibini alan almayan herkese merhaba. Şahsen gribi iliklerimde hissetmiş biri olarak söylemeliyim ki geçmiş olsun. Şifayı kaptıysanız bol c vitamini, theraflu ve bilimum spreylerle çabuk iyileşmenizi diler, panik yapmadan verilen her sıcak içeceği içip sessizce uzanıp dinlenmenizi öneririm, geçecek. Geçmese de daha iyi günleriniz gelecek. Konumuza gelirsek;

Aman şu albümde çıksın aman bu albümde çıksın, dur şu yeni albümden şarkı yayınlamış onu da bekleyeyim derken yıl bitti. Biraz daha beklesem 2017'nin en iyileri yazısı çıkar ama yetherrr!!! Daha da çıkarsa sonra yazarız, yıl bitince yine yazarız; sanki tek yayın yapma zorunluluğu var. İşte hep söyleyip yazmadığım o 2017'de çıkan müthiş albümler ve dinlemeniz gereken öneri modlarıyla birlikte. Kesin unuttuğum kesin o da vardı, bak bunu kaçırmışım diyeceğim gruplar var (ki gerçekten var) ama bu yazı yazılacak o yüzden şimdilik bir giriş yapalım gerisi gelir :). Hadi keyifli dinlemeler :).

Mac Demarco - This Old Dog



Mac Demarco'nun müziği ve sesini seviyorsanız bu albüm müjde gibi. Ben bilmem, o kim ola ki diyorsanız ise başlangıcı bu albümle yapabilirsiniz. Gerisi gelecektir, sıkıntı yok. Sakin, dinlendirici, kış güneşinin çıktığı o nadir anlarda özellikle dinlemeniz önerilir :).

Beach Fossils - Sommersault



Harika bir albüm, harika bir indie band. Orada, burada her yerde klip çekiyormuşçasına kulaklıklarınızı takıp dünyadan kendinizi soyutlamak istediğiniz anlarda dinlemeniz önerilir.

Foster the People - Sacred Hearts Club



Çok güzel olmuş, çok sevdim. Soğuğun ruhunuza işlemediği enerjik günlerinizde eşlik etmelik şarkı aradığınızda dinlemeniz önerilir.

Grizzly Bear - Painted Ruins



Şu aralar özellikle en çok dinlediğim albüm. Adı bile ayrı güzel beee... Vackatimest'ten beri bence o tatta harika tekrar tekrar dinlenilesi çok iyi bir albüm yaptılar. Özlemiştik, iyi geldi. Tüm sonbahar ve kışta dinlemeniz önerilir, tylol hot'tan hallice ilaç gibidir, her derde deva olduğundan her zaman dinlemeniz önerilir.

Cherry Glazer - Apocalipstick



Asi grubumuzun 2017 çıkışlı albümü Apocalipstick bir harika. Solistin cesur sözleri ile rock birleşince ortaya güzel şarkılar çıkmış. Böyle isyan ettiğiniz, batsın bu dünya dediğiniz anlarda dinlemeniz önerilir.

Alvvays - Antisocialites



Kendi adlarını taşıyan başarılı bir ilk albümden sonra gelen Antisocialities ile yağmur sonrası çıkan gökkuşağı gibi bir albüm ile döndü Alvvays. Baharda, kışta, yazda her an biraz hüzün biraz neşe abartıya kaçmadan her şeyden biraz istediğinizde dinlemeniz önerilir.

Ane Brun - Leave Me Breathless



Norveçli Ane Brun'nun sesi kışa o kadar yakışıyor ki soğuk hava dalgalarına rağmen sesiyle içimizi ısıtıyor. Cover albümü ile dönen Ane Brun çok güzel iş çıkarmış. Soğuk kış günlerinde kahve ve depresyon hırkanızın yanına içinizi ısıtmak için bir doz alabilirsiniz.

Peach Pit - Being So Normal



Ayy o ne güzel albümdür o. Harika bir indie band daha. Severlere özellikle önerilir. Bir gün canlı dinlemek de mümkün olur umarım. Yolda, evde, işte, metroda ayy hemen ne açıp dinlesem de melankolimi yansıtsam diye düşündüğünüz tripli anlarınızda dinlemeniz önerilir.
Devamını Oku »

6 Ocak 2017 Cuma

Sevgili Güllük #18

These Days





Devamını Oku »

1 Aralık 2014 Pazartesi

Ane Brun #konser



Evett, her zaman  öneri yapacak değiliz biraz sohbet edelim. Yine bilmeyenler için öneri olacak ama bilenler için anı okumak gibi. Taa haftalar önce gittiğim canım cicim Ane Brun konser izlenimimi paylaşmak isterim. Ankara Nordik Müzik Festivali kapsamında gelen Ane bizi sesiyle büyüledi. Albüm kaydı gibi güçlü sesi ekstra hayran olmama yetti de arttı bile. Yalnız konserden önce de sonra da dilimden düşmeyen şarkı ve bence konserin tek eksiği "These Days" idi :'( :'(. Hala içimde yaradır. Onun dışında tek kişilik sahne performansı sergileyen Ane cesaretiyle de takdir edilesiydi. Gitarlar geldi gitti, piyano da çaldı. Arka fonu sürekli değiştiren (ışıkçı)  arkadaşın konser başlayınca ayakkabılarını çıkartıp konser bitince giymesi ayrı bir olaydı :).




Ama asıl bomba, provaları kaçak olarak izlememizdi herhalde :). Zaten bir işte ben varsam olaysız geçmez o gün, Anlatayım hemen. Biz erkenden ODTÜ'ye gittik, ben daha önce gitmediğim için bi görmek istiyordum ki çok güzel bir yer; çarşısı, kırtasiyesi, kitapçısı,yemekleri güzeldi :). Yere bakalım da biletleri alalım diye erkenden gittik salona. Bir bakalım mı içeri noluyor ne bitiyor derken arkadaşıma "Ya gel bi bakalım nolcak" deyip kapıyı açmamla Ane Brun'un provasını görmemiz bir oldu. Zaten sahne hariç her yer karanlık bari oturalım dedik :). Görevli bizi fark edene kadar oturduk izledik. Sonra adamın kaba bir şekilde "Sizi dışarı alabilir miyim" demesiyle gerçek dünyaya dönüp konser saatine kadar ODTÜ çarşının teras kısmında takıldık.Ama biz göreceğimizi gördük havalı arkadaşım :P. Kapı açılışı söylenilen saatten daha önce açıldığı için birazcık arkalarda olsak da Ane'in sesi ve sempatikliği bize ulaştı. Kendisi Türkçe konuşmayı da ihmal etmedi, Ordan da aldı gönlümüzü. Sonra başladı o güzel aşk şarkılarını söylemeye. Do You Remember, To Let Myself Go, Undertow, Words, This Voice, The Light from One ve daha hatırlamadığım bir çok şarkı. Şenlik gibi müthişti ya :) Seyirci de maşallah bir elit bir kaliteli, zaten birçok erasmus öğrencisi gelmişti. O eltlikten utanmasam bağıracaktım These Daysss diye zor tuttum kendimi :). Hala atlatamadım.





12 Aralık'ta  Küçükçiftlik Park konseri olacak kendisinin. Orada çalarsa bir video falan atarsınız artık. Sonuç itibariyle harika bir gündü. Buradan kendisine teşkkür ediyor bir daha These Days'i repertuvarına almasını o şarkı olmadan gelmemesini, vallahide billahi de darıldığımı söylüyorum. Daha canlı dinleyip ağlayacaktım ya :(. Neyse ilk etkinlik yazımın sonuna geldim. Başta kendime ve sizlere bol etkinlik dolu günler, öneri makinesi olmadan geçen gününüz olmasın der bu yazıyı da bitiririm. Birkaç fotoğraf atayım bari uzaktan uzaktan. (Fotoğraflar arkadaşım Anıl'a aittir, onun güzel blogunu ziyaret etmek isterseniz tıktık .)




Devamını Oku »

9 Kasım 2014 Pazar

Mild Tunes #vol2

Yeni listeler yapıyorum evet ama eskileri de unutmuyorum. Söz verdiğim gibi ara ara o listelere yeni şarkılar ekliyorum. Bugün de yeni yeni dinlediğim çok sevdiğim o şarkıları mild tunes listesine ekledim ama burada videolu olarak hep beraber dinleyelim :)


1. Ankara Nordik Festivali kapsamında gelen Ane Brun konserinde canlı dinleme şansına sahip olduğum To let myself go bu listede :).


2.Listemize yeni eklenen Alt-J şarkılarından ilki "Breezeblocks".


3.Bir diğer Alt-J şarkısı, ünlü savaş fotoğrafçısı Robert Capa'nın hikayesinin anlatıldığı ve aynı zamanda sevgilisinin şarkıya isminin verildiği "Taro" müzikalitesi yüksek güzel bir şarkı.



4. En popüler Daughter şarkısı olsa gerek.



5. Andy Warhol'un ricası üzerine Lou Reed'in yazdığı Edie Sedgwick'e ithaf edilen güzelim şarkı "Femme Fatale". (Soundcloudda orijinalini bulamadığım için bir o kadar güzel Beck coverını koydum :))




6. İlk kez dinlediğim bir grup ama müziğini de solistin söyleme şeklini de çok sevdim. Psychedelic rock olayı güzel bir şey zaten. Bence siz de bir şans verin :).




Devamını Oku »