21 Ekim 2020 Çarşamba

Mutfak Sırları - Anthony Bourdain

Öneri Makinesi

Merhabalar! Uzun zaman sonra kendi çektiğim kitap fotoğrafım ve incelemem ile buradayım. Birçoğunuzun televizyon serisinden tanıdığı benim ise sadece adını bildiğim ünlü şef Anthony Bourdain'in mutfak anılarını yemek sevdasının başladığı babasının memleketi bir tatil için gittiği Fransa'daki çocukluk anılarından başlayıp son dönemdeki gezi/yemek programlarına kadar bir şeften çok bir rockstarın hayatını okuduğum izlenimini veren anılarını anlattığı bu kitaba bayıldım. Anthony bey gerçekten meslek hayatında çok şey görüp geçirmiş ve rock'n roll hayatını dolu dolu iyisi ve kötüsüyle yaşamış bir de çekinmeden anlatmış. Kitaptaki bu samimi dil ve dürüstlük en çok sevdiğim şey oldu sanırım.

Arada evde aşçılık, restoranda neler ne zaman sipariş edilmeli gibi minik tüyolar da veren şefimiz bunun yanında inişli çıkışlı kariyerinden bahsediyor. Kitabı bir restorana gittiğinizde önünüze gelen servis sıralamasında yazması da ayrıca bir hoşluk çünkü bakınız benim bloğum :). Şarkıların adlarıyla başlıklar koyduğum canım bloğumla ve kendimle minik bir ortak bağ bulmak da keyifliydi. 

Ne yaşarsa yaşasın yazarımız yemek yemeyi ve yapmayı seviyor. Bu sevgisi ve yeteneği ile de büyük çöküşler yaşasa da çıkmayı başarabilmiş. Zaten kitabında da dediği gibi "Vücudunuz bir tapınak değil, eğlence parkı. Tadını çıkarın..." bu mottoyu benimsemiş ve öyle de yaşamış anladığım kadarıyla. Programlarını izlemedim ama izlesem daha donanımlı bir okuma yapabilirdim diye düşünüyorum. Bir ara kesinlikle bakmalıyım :). İlginç ve sıra dışı herkesi sevdiğim gibi Anthony beyi de çok sevdim. Kitabı okurken şunu düşündüm aşçı ya da terzi; mesleği ne olursa olsun böyle samimi bir anlatıma sahip meslek tecrübelerinin anlatıldığı kitaplar daha çok olmalı. Eğlenceli anlatıma sahip bir aşçılık kariyeri okumak ve restoran dünyasına dair fikir edinmek isterseniz aradığınız kitabı buldunuz demektir. Keyifli okumalar :).

Devamını Oku »

Almodovar Teoremi - Antoni Casas Ros

Öneri Makinesi

Kurgu ile gerçeğin iç içe geçtiği bir kitap ile karşınızdayım. Yazar Antoni Casas Ros'un kendi hayatını hayali ile beraber kurgulayarak anlattığı kitabı elime aldığım gibi bitiremedim :). Matematik ve fizik gibi konular ile edebiyat ve sinemanın birleşimini okumak beni yordu açıkcası. Çok detaylı değil ama ben matematiği ders olarak sevsem de akademik olarak sevmeyebilirim sanırım ama bunu net olarak hiçbir zaman öğrenemeyeceğiz matematik okumayacağım için. 

Antoni elim bir kaza sonucu hem kız arkadaşını hem de yüzünü kaybeder. Yüzünü kaybetmesi ile dünyadan kendini soyutlar ve matematikçi olma hayalinden vazgeçer. Geçimini online dersler vererek sağlayan Antoni sürekli yeni gideceği yerlerin hayali ile birçok yere taşınır ve birkaç Avrupa ülkesi arasında gezinir. En son taşındığı yerde Lisa ve Almodovar ile karşılaşması hayatını farklı bir yere götürecektir. 

Yazarın kitabı hayal ettiği gibi film olsa daha çok ilgimi çekerdi herhalde. Kitapta Almodovar ile yaptığı konuşmalarda Almodovar'ın bahsettiği film daha çok ilgimi çekti. Yaşam ile alakalı yorumları da ilginç. 2008'de İspanya'da en iyi roman seçilen Almodovar Teoremi'ni ben pek tutmadım ama eminim aranızda ilgilenenler olacaktır. Bir bakın, inceleyin derim. Yazarın diğer kitabı Enigma da elimde, umarım bu kitaptan daha akıcıdır ama ne zaman okurum bilinmez. Edebiyatla kalın!

Devamını Oku »

17 Ekim 2020 Cumartesi

İdefix Kitap Alışverişi

 

Yine seçtiğim kitaplar ile sizlerleyim :). Bu aralar kitap bloggerı oldum sanki ama hoşuma da gidiyor :). Bazen daha çok film bu aralar kitap, işte ruh halimin durumunu siz düşünün artık :).

Aylar sonra belki de yıllar ilk kitap alışverişim buydu ama diğeri daha önce geldi :). Bu siparişle beraber hediye çeki de geldi. Kasımda mecbur bir tane daha yapacağız, çünkü herkes bilir ki indirim çeklerine zaafım vardır :). 

Yeni çıkan 2 kitap alışverişin çıkış sebebi onlardan ilki çok sevdiğim Yalçın Tosun'un uzun zamandır beklediğim yeni öykü kitabı. İkincisi de Beni Adınla Çağır kitabının devamı Bul Beni. Geçen Goodreads AÇB yorumuma baktım ve ben cidden fal bakma mesleğini ciddi düşünmeliyim. Bakınız yorumun tamamını koyuyorum :). Tarihe dikkat!



Bir diğer yeni çıkan kitap ise ben ve blogumda özel bir yere sahip İsahag Uygar Eskiciyan'ın yeni öykü kitabı. Onu da ekledim sepete. Zift kitabını da takasla aldım. Sıra sıra bekleniyor hepsi okunmayı :).

Sevgili komşum Mina'nın önerilerinden de merak ettiğim iki kitabı sepete ekledim. Gecenin Dibi yeni kapak ile yeniden basılmış olacak ki o kitaptan dolayı alışverişin geciktiğini düşünüyorum. Merakla okumayı bekliyorum. Küçük Irmakları da nedense küçük bir kitap olarak beklerken dergi gibi geldi. Çizgi roman kültürüm yok ama bu kitabı yine çok merak ederek aldım. Fark ettim ki Sarah Anderson'ın çizgi romanını da çok sevip ikincisini hala okumamışım. Bir dahaki alışverişte almak üzere onu da not ettim. 

Polisiye okuyasım geldi. Öyle böyle değil. Ne okusam ne yapsam derken aşkım Agatha ne güne duruyor hemen okumadıklarım arasından birini seçeyim deyip birçok güzel yoruma sahip Roger Ackroyd'un Cinayeti kitabını da ekledim sepete. Hercule Poirot hayranı olarak yavaştan onun da tüm kitaplarını bitirmeye hazırım sanırım. Sonra da Miss Marple'a falan geçerim. Agathacığım bizleri neyse ki çok kitapla bırakmış ki hemen bitecek diye korkmuyorum. 

Son olarak da Caner Özyurtlu'nun sıkı takipçisi olarak kendisinin son önerdiklerinden ilgimi çeken iki kitabı ekledim sepete. Mutsuzluk Zamanlarında Mutluluk konusu ilgi çekici geldi, umarım kitap da akıcıdır. Ben bilmiyordum ama bu kitap zaten okumak istediğim bir yazarın başka bir kitabıymış. Yazarın bahsettiğim kitabı O Gün İçin Bir Şemsiye'yi de uzun zamandır merak ediyorum. Onu da takas ile aldım Zift ile beraber. Caner beyin bir diğer önerisi Gürültü Çağında Sessizlik'i de alıverdim. Norveç'te geçmesi de cezbetti :). Nedense Norveç'ten okuduğum kitapları genelde seviyorum. 

Benim son alışverişim bu şekildeydi. Şimdi onları okuma zamanı! Son bitirdiğim kitabın da yorumu hazır. Birkaç güne paylaşırım. Siz en son hangi kitapları aldınız? Bu kitaplar arasında okuduklarınız var mı? Yorumlarınızı bekliyorum. Edebiyatla kalın!

Devamını Oku »

15 Ekim 2020 Perşembe

Mini Kitap Alışverişi

Merhabalar! Keyifler nasıl? Ben havadan dolayı çok mutluyum. Güneşli ama neredeyse soğuk :). Sevdiğim yerleri hatırlatıyor. Özellikle evin içi soğuk, koyuyorum yeşil çayımı giyiyorum çoraplarımı hırkalarımı da çıkarırsam bu iş tamam :D. 

Bu aralar kitap okumaya başladım ilginç bir şekilde :). Yaklaşık iki yıldır doğru düzgün kitap okumadım. Şimdi durum biraz daha farklı :). Çok korkuyorum akıcı bir kitap gelmeyecek ve ben yine uzaklaşacağım diye. Sırf benden değil ama akmayan bir kitap olursa da uzaklaşıyorum. Aman yarım bırakmayayım, yeni kitaba o bitmeden başlamayayım duygusuyla bir iki ay okuyamıyorum. Kendi kendime şöyle bir karar aldım, baktım olmuyor sal gitsin :). Aman sonradan açılır ha gayret dişimi sıkayım yok! O sırada seveceğim kitapların ömründen çalıyorum. En iyisi akan kitaplarla yola devam etmek. En azından şimdiki ruh halim bunu destekliyor. 

İki kitap okudum diye bir depresifleşmeler, bir hallere girmeler, sanki kitaplığı bitirdim. Bir de uzun zamandır kitap alışverişi yapmak istiyordum ama okumadığım için yeltenmiyordum. Okumaya başlayınca işin zevkli kısımları yani kitap ve site seçimleri başladı. Aslında bundan önce İdefix'ten sipariş verdim ama uzun süre kargoya vermediler. Bir hevesle sipariş ettiğim alışverişim kaç gündür hazırlanma aşamasındaydı, en sonunda yazdım. Mesajı ilettiklerini söylediler. İki hafta oldu neredeyse yine yazdım ve bu sefer bu gece tam olarak 00:25'te faturası kesildi ve paketlendi mesajıyla cevap verdiler :). Şimdi kargoda :). Geç kargolasalar da hemen cevap vermeleri hoşuma gitti. Görmeyeli kitap siteleri de değişmiş. Mesela bu alışverişimi yaptığım Eganba artık ellerindeki stok sayılarını yazıyorlar kitapların altına. İdefix'ten yaptım sonra Eganba indirimine denk geldim bir de oradan alışveriş yaptım ama minik :D. İstediğim 4 kitabı indirimde görünce kaçırmayayım sonra tükeniyor diye ekledim sepete. Böyle de bir tedirginlik başladı bende. Okumak istediğim kitapların tükendiğini gördükçe hazır stokta varken alayım diyorum sonra üzülmemek için. 

Bu kitaplara gelirsek Marie Kondo izlediğimden beri katlama tarzım değişti. Küçük bir yerde kaldığım için de benim için pratik bilgilere sahip programından oldukça keyif aldım. Küçük ritüelleri de hoşuma gidiyor izlerken :). Artık kullanmayacağın eşyaları hunharca atmak yerine saygıyla katlayıp bugüne kadar sana destek olduğu için teşekkür etmeni önermesi ya da eve önce kendini tanıtıp dilek dilemesi gibi. Amerikalıların bu ritüellere tepkilerini izlemek de komik. Marie Doğu'nun temsili olarak batı yaşam tarzına getirdiği bu farklı kültür özellikleri ile ailelere bir kültür şoku yaratıyor. Kültür farklılıklarını görmek açısından da ilginç bir program. İçinde doddle olarak hangi ürün nasıl katlanmalı onu göstermişler.  

Masterchef izlemeyi seviyorum ama son zamanlarda bıraktım. Yemeklerden çok yarışmacıların kişisel olarak fazla yer almalarından ve fazla fazla uzun olmasını izlemekten sıkıldım. Bazen Survivor izliyor hissi geliyor bana, konseyler eleme yarışları falan fazla gereksiz ve sıkıcı geliyor. Ben bana yeni fikirler katan tarifleri sunumları görmeyi seviyorum. Nitekim mutfağa ilgim var ve bu kitap da merak ettiklerim arasındaydı. Önsözünü de okumaya başladım, şefimizin son düzenlemelerini ve el yazılarını da içeriyormuş. Kendisi biliyorsunuz ki 2018'de maalesef dünyadan ayrılmaya karar verdi :(. 

I'm Thinking Of Ending Things filmini yeni izledim. Kitap tükenmiş ve yayınevi yeniden basacak mı bilmiyorum. Sordum aslında ama cevap gelmedi. Belki yazarlar. Dürüst olayım filmi tam anlamıyla anladığımı düşünmediğimden eksik kısımları birkaç yorum okuyarak tamamladım ve üstünden kaç gün geçmesine rağmen hala aklımın bir köşesinde. Beni etkiledi ve etkilemeye devam ediyor. Karakterle bağ kurdum sanırım :). Kitabını da okumak istiyorum ama tükenmiş her güzel şey gibi :).


Son olarak da sevdiğim yönetmen Miranda July'nin çıktığından beri okumak istediğim öykülerini aldım. Kendisinin bir diğer romanı Birinci Adam'ı sevmedim ama yine de kendisine şans vermek istiyorum :). Onun farklı yerlerden bakmasını seviyorum en azından filmlerini :).

Devamını Oku »

9 Ekim 2020 Cuma

Bukalemunlar Kitabı - Jose Eduardo Agualusa

Coğrafya ve ülkelerin harita üzerindeki yerini bilme konusunda hiçbir zaman başarılı ve bilgi sahibi olmadığımdan kitabın geçtiği yer ve yazarın memleketi olan Angola'ya da internetten baktım. Portekizce'nin konuşulduğu ve Orta Afrika'da yer alan bir ülke olduğu dışında hala pek bir bilgi sahibi değilim fakat gerçekten tropik meyvelerin yendiği bu ülkeye dünyanın adını bildiğim bilmediğim herhangi bir yerine gitmek istediğim kadar gitmek istiyorum. 

Bukalemunlar Kitabı'nı bazen bir kertenkele, bukalemun ya da geko tanımlarıyla adlandırılan ve ev arkadaşının önerisi ile ile bu ada kavuşan Eulalio anlatıyor. Kitaplarla dolu bir evde ev sahibi albino ile yaşayan Eulalio kertenkele doğası gereği yaptığı görevler dışında gün içindeki hobisi Felix'in hayatını izlemek. Felix'in sıra dışı işi de bu işi daha zevkli kılıyor. Geçmiş satan Felix Ventura gelen müşterilerine istedikleri yönde bir şecere, hikaye satıyor. "Çocuğunuza daha iyi bir geçmiş verin" mottosu ile çeşitli meslek gruplarından müşterisi olan Felix'in kapısı bir gün gizemli bir yabancı tarafından çalınır. Kimliğinden bahsetmek istemeyen bu yabancı ve bu yabancı gibi aşk da kapısını çalınca Felix'in yaşamı bu kitabın temelini oluşturur. 

Bukalemun kitapta sadece bir karakter değil birçok şeyin sembolüdür. İnsanlar bazen görünmez olmayı bazen avına ulaşmak için bulunduğu ortamla uyum sağlayıp yokmuş gibi davranırken bukalemunlar gibi kamuflaja sığınır yani yalan söyler. Bu yalanlara gerçeklerden daha çok inanırlar çünkü "Gerçekler kusurlu ve acıdır"(sf.118). 

Rüyalar ve gerçekler, yalanlar ve gerçekler kitapta en çok irdelenen iki konu herhalde. Farklı yazarlardan alıntılanan sözlerle de sıkmadan desteklenince daha etkili bir anlatım olmuş. Bunun için de baş karakterlerin yani iki dost; bir bukalemun ve geçmiş satan adamın yalan ve gerçeğin birbirine karıştığı yaşamlarını anlatmak akıllıca! Edebiyatla kalın efem :).

Devamını Oku »

7 Ekim 2020 Çarşamba

Gönülsüz Köktendinci - Muhsin Hamid

Uzun zaman sonra bir kitap yorumu ile karşınızdayım. Belki aranızda eskilerden benim kitap yorumları, listeleri yaptığım zamanları hatırlayanlar vardır, ne güzel zamanlardı :D. 

öneri makinesi

Bir günde bitirdiğim Gönülsüz Köktendinci kitabından sizlere bahsedeceğim. Pakistan'ın Lahor şehrinde Cengiz adlı genç oraya ait olmadığı her halinden belli yabancı bir adamla sohbete başlar. Cengiz bu yabancı ile yemek öncesi ve sonrası içilen iki leziz çay arasında üniversiteye okumaya gittiği Amerika'daki anılarından bahseder. Monolog şeklinde ilerleyen kitapta yabancıya dair tüm fikirlerimiz Cengiz'in gözlemlerinden gelir. 

18 yaşında Amerika'nın en iyi üniversitelerinden biri Princeton'a kabul edilen ve mezun olur olmaz prestijli bir danışmanlık şirketinde yüksek maaşlı bir iş bulan Pakistanlı Cengiz, Amerikan rüyasını gerçekleştirir. Bundan bir süre memnuniyet de duyan Cengiz hem tavır hem de finansal anlamda da güçlü olunca çevresi tarafından hızlıca kabul görür. Kariyer ve sosyal statü basamaklarını hızla tırmanan Cengiz, hayatının akışına alışmış gibidir, ta ki 11 Eylül olayları olana kadar. Bunca zaman arada aklına gelen ama gerilere ittiği iç çatışması da işte tam burada ortaya çıkar. Bunca zaman alıştığı bu yeni kimliği gördüğü haberler ve yaşadığı tecrübeler ile sarsılmaya başlar. Bu yeni edindiği Amerikan kimliğini ve bakış açısını sorgulamaya başlar. 

Postkolonyal yaklaşıma sahip kitapta Cengiz "mimic man"(mukallit/taklitçi) tanımına cuk diye oturuyor. Cengiz'in kendinde bunu fark etmesiyle başlayan iç çatışma da kaçınılmaz tabi. Doğu ile batının çatışması temel çatışmalardan biri, bunun yanında semboller de dikkat çekici kitapta. Küçük ama çok şey anlatan detaylar var.

Cengiz güzel, varlıklı ve nitelikli bir çevresi olan Erica'ya aşık olur. İsminin Erica olması tesadüf değil tahmin edersiniz ki, bakınız "Am-Erica". Erica; Amerikan rüyasının, batının kanlı canlı bir tasviridir. Cengiz, Erica'nın kalbini kazanmak ister ama asla kendi olarak bunu başaramaz yani Doğu'nun temsili Cengiz Batı'yı fethedemez kitapta. Erica hayalinde mükemmel olan bir beyaz adama aşıktır. Gerisinin yorumu sizde :).

Bir de Cengiz isminin de tesadüf olmadığını düşünüyor ve cahil olmayıp biraz daha tarih bilgim olsa başka başka okumalar da çıkacağını düşünüyorum :).

Daha çok şeyler yazılır kitap ile alakalı çünkü burada pek de bahsetmediğim çarpıcı bir tarafı var. O yüzden bu kitabı öneriyor ve sizin de yorumlarınızı okumayı merakla bekliyorum :). Şu an tükenmiş olsa da belki bir yerlerde denk gelirseniz bir göz atın derim. 

Beni "reading slump"'tan kurtardı diyebilir miyiz zamanla göreceğiz ama bir gerçek var ki şimdi geçmişe üniversiteye ışınlanıp canım hocalarım ve arkadaşlarım ile bu kitabı tartışmak isterdim. 

Benim gibi olmayın, edebiyatla kalın :).

Devamını Oku »

3 Ekim 2020 Cumartesi

Anneanne Tarifi Zahter Salatası Yanında Bir Adet Mektup

Merhabalar, pek yazmıyorum çünkü ne okuyorum ne izliyorum :D. Bir tek Masterchef izliyorum ama onu da yazmayayım artık :D. 

öneri makinesi

Yemek yapmak her zaman hayatımın bir parçası olmuştur. Yeni tarifler denemeyi sevdiğim kadar bizim oraların yemeklerini yapmayı da yemeyi de çok severim. Youtube kanalımda da hem Antakya mutfağı hem de farklı mutfaklardan küçük küçük tarifler paylaşıyorum. Detayı detayına tarif vermiyorum ama kısa kısa hikayeler anlatıyorum. Belki ilginizi çeker. 

Doğduğunuz ve büyüdüğünüz yörenin yemeklerinden yapmayı ve yemeyi en sevdikleriniz hangileri? Mutfak kültürü insanın kişiliğini etkiler mi? Hadi biraz bunlardan konuşalım :).


Devamını Oku »