Yenilesi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Yenilesi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

27 Ekim 2025 Pazartesi

Kuğu Gölü Bale Gösterisi, Çorba Mevsimi ve Kitap Kulübü

Öneri Makinesi

Öneri Makinesi

Çorba mevsimi geldi. Gerçekten özlemişim. Sabahları kalktığımda mercimek çorbası içmek bana ayrı keyif veriyor. Mahluta ya da süzme mercimek şeklinde haftada bir yapıp içiyorum sanırım. Kara lahana ve beyran da en sevdiğim çorbalardan. Domates, brokoli ve ezogelinden bahsetmezsek olmaz, onları da çok seviyorum. Erişteli mercimek, yüksük çorbası da yine en çok yaptığım ve severek içtiğim çorbalardan. Ekşili köfte sulu yemek mi çorba mı emin değilim ama yine de çok güzel. E bi de ekşi aşı çorbası var onu da annem anneannem yaparsa yerim çünkü kendim içli köfte yapamıyorum. 

Aynı çorbaları içmekten sıkılınca mevsimin gözbebeği balkabakları ilişti gözüme. İlk kez balkabağı çorbası ve kahve sosu yaptım balkabağından. Hemen tarifler araştırıldı ve bol baharatlı elmalı zencefilli boğazı tatlı tatlı yakan ama tatlı kabağın tadını damakta bitiren o çorbayı yapmaya başladım. En az lifli olan butternut kabağın bu çorbaya uygun olduğunu öğrendiğimden onu tercih ettim. Kesince öyle güzel bir kokusu çıkıyor ki daha yaparken heyecanlandım. Butternut hazır almışken bir kısmı ile de pumpkin spice sosumu da yaptım. Çok sevdim. Yine bol baharat az şeker ile maksimum lezzet. İnsanın içini bir sıcaklık kaplıyor süt ve kahve ile birleşince. Muhteşem de bir koku sarıyor etrafı tam sonbahar gibi. 

Yeni çorbalar denemeye devam ettim. Mevsiminde olunca pırasa aldım ve hemen tarif araştırmaya başladım. Tiktokta gördüğüm tavukla ve makarnayla yapılan bir tarifi merak ettim ve hemen işe koyuldum. Sizle de paylaşıyorum merak eden olursa diye. Bence pırasanın o lezzetli tadını ortaya çıkaran ve peynirle mükemmel ikili olduklarını gösteren çok katmanlı güzel bir çorba. Eğer siz de klasik çorbalardan sıkıldıysanız bir bakın derim.

Tavuklu Pırasa Çorbası

Bir ilk daha yaşandı. Hayatımda ilk kez bale gösterisi izledim. Orkestra eşliğinde müthiş yetenekli insanları izlemek olağanüstüydü. P.İ.Çaykovski'nin müziği eşliğinde bu gösteriyi izlemek de ayrıca çok güzeldi. Çıktıktan sonra yol boyunca mırıldandım. Dört perdeden oluşuyor gösteri. Ben özellikle beyaz kuğuları ve o kostümleri izlemeye bayıldım bayıldım. Çok güzellerdi. Beyaz kostümlere özellikle bayıldım. Üstü ışıl ışıldı ve o kadar güzel estetik duruyordu ki gözlerimi alamadım. Keşke ben de beyaz kuğu olsam...

Hikaye şu şekilde;

Prenses Odette’e aşık olan genç Prens Siegfried’in hikâyesini konu alır. Kötü kalpli büyücü Baron von Rothbart, yaptığı büyüyle Odette ve arkadaşlarını kuğuya dönüştürür. Gündüzleri hep birlikte bir gölde yüzerek zaman geçirir ve sadece geceleri insan formuna geri dönerler. Yalnızca gerçek aşk bu büyüyü bozabilecektir ve Rothbart bunu engellemek için tüm gücünü kullanacaktır. 

Alıntıdır.

Bir haberde başrollerin dönüşümlü olarak farklı dansçıların canlandıracağını okudum. Uzun araştırmalar sonunda da 25.10.2025 tarihindeki gösteride de yazacağım sanatçıların olduğunu öğrendim. 

Odette ve Odile rolünde Berfu Elmas çok güzel bir gösteri sundu. Beyaz ve siyah kuğunun tezatlığını çok güzel bir şekilde yansıttı. Batur Büklü ise Prens rolünde özellikle ilk perdeden sonraki bölümlerin birinde çok güzel dans etti. Büyücü ve soytarı da yine seyirciyi mutlu etti zaten en çok alkış alan karakterlerdendi onlar da. Tabi diğer dansçıların senkronları ve dansları da muazzamdı. Hepsi biblo gibi öyle zarif ve güzellerdi ki çok keyifle izledim. Teknikleri zaten çok başarılı, hayran hayran o esnekliği ve gücü en estetik haliyle izledik. Böyle canlı bir şekilde orkestrayı dinlemek de çok keyifliydi. 

Balenin büyüleyici bir yanı var. Daha ilk izlediğim gösteri karşılaştırma yapamıyorum lakin bundan sonra takipçisi olacağım. 


Koreograf:  Ricardo AMARANTE (M.PETIPA ve L.IVANOV’dan sonra)

Orkestra Şefi : İbrahim YAZICI

Dekor Tasarımı: Ferhat KARAKAYA

Kostüm Tasarımı: Serdar BAŞBUĞ

Işık Tasarımı:  Ahmet DEFNE

Ve bir diğer ilkim de bu ay ilk kez bir kitap kulübüne katılmış olmam. Çok keyifliydi. Farklı görüşleri duymak ve göremediğin ayrıntıları görmek kolektif biçimde bir kitabı yorumlamak bana çok iyi geldi. Frankenstein kitabını okuduk ve kesinlikle tavsiye ediyorum. Adı bile olmayan bu canavarın hikayesini okuduğunuzda asıl canavarın kim olduğunu da fark ediyorsunuz. Klasik olmanın hakkını veren çok güzel bir kitap, herkese de tavsiye ederim. Benim kitapla alakalı eleştirim yaratıcı yani Victor'ın karakterinin zayıf betimlenmesi ve birçok konuda onu ve kararlarını anlamlandıramam oldu. Aynı şekilde ırkçı, kolonyalist ya da soy üstünlüğü yorumları hoşuma gitmedi. Onun dışında Mary Shelley çok başarılı bir yazar. Canavarı anlamak ve empati yapabilmemiz bence çok güzeldi. Çağının ötesinde ve ilk bilim kurgu kitabı olarak kabul ediliyor zaten. 

Şimdi merak ettiğim tek hatta iki soru var. En sevdiğiniz çorbalar neler?  Bana hangi çorba tarifi verirdiniz? Tabi kitabı okuduysanız ya da bu gösteriyi izlediyseniz ya da bale izleme deneyimlerinizi duymak da çok istiyorum. 

Yorumlarınızı okumayı merakla bekliyor ve görüşmek üzere diyorum. Kendinizi sevin. 

Devamını Oku »

24 Şubat 2019 Pazar

28 Day Blog Challenge: Day 24


24. Bulunduğun şehir ile ilgili öneri listesi hazırla.

Şimdi aklıma canım Şule geldi, Antakya'ya sadece yemek gezisi yapmak istiyorum dedi ki çok haklıydı çünkü Antakya'nın tarihi ve turistik yerleri bir yana bir de yemek kültürü var ki bir gün değil günler yetmez. Zaten Antakya'ya gelmeye karar verdiyseniz mide fesadı geçirmeye gönüllü olmuşsunuzdur diye tahmin ediyorum, öyle bir düşünceniz yoksa da olsun çünkü sırf bu yazıyı okuyarak 3500 kalori alacağınıza garanti veriyorum. Ben ortaya karışık bir liste yapacağım, o zaman hazırsak Antakya turuna başlayalım :).

Sabah Antakya'daki otele çevrilen eski taş evlerin birinde uyandınız, turistiz ya öyle samimi tatlı bir evde kalmışız. Sonra içimize güzel bir Antakya havası çektikten sonra almışız yolu serpme kahvaltı veren güzel bir yerde. Bildiğiniz kahvaltının yanına; humus, bakla, zahter salatası, cevizli biber, tuzlu yoğurt,  küflü çökelek (sürk), kırma yeşil zeytin salatası, kahvaltılık zahter, daha önce yememiş olabileceğiniz en az iki çeşit peynir, çökelek salatası, biberli ekmek, ıspanaklı ekmek, külçe gibi gibi birçok yöresel lezzeti ekleyin çünkü Antakya'dasınız ve en az 20 kilo almaya geldiniz. Eğer geldiğiniz ağırlıkta gideceğinizi sanıyorsanız çok yanılıyorsunuz. Merhaba likralı kotlar, merhaba eşofmanlar, salaş tişörtler :).

Bu kahvaltının yanına ancak sizi soda kurtarır bir de çay bardağında yani süvari dediğimiz Türk kahvesi. Kahvemizi içelim ki rehavet çökmesin, daha çok gezeceğiz.

Aldığımız bu enerji ve en az 3 kiloyla hemen kapalı çarşıya gidiyoruz. Kadayıflar nasıl yapılıyor izliyoruz, taş sokaklarda yürüyüp ayakkabı çarşısından geçip baharatçılar çarşısına çıkıyoruz. Her adımınız baharat ve fırından çıkmış Antakya simidi ve kahke kokacak. Eğer hala yeriniz varsa ikisinden de birer tane alıp kimyon ve tuz karışımını, kahkenin arasına koyuyor bir güzel yiyorsunuz; Antakya simini de lokmalık koparıp karışıma batırıp yiyorsunuz. Bu arada o ara sokaklarda gezip peynirciler, künefeciler, ayakkabıcılar, baharatçılar, bakırcılar arasında yol alıyor gözünüze kestirdiğiniz bir yerde kendinize hemen zeytinyağlı defne sabunu alıyorsunuz. Saç dökülmesine çok iyi gelen bu doğal sabununu el örmesi lifinizle köpürterek vücut sabunu olarak da kullanabileceğinizi unutmayın çünkü yine çok yararlı ve doğal.

Ehh alacaklarımızı aldık artık biraz meydana çıkma zamanı. Şanslı gününüzde iseniz Asi kurumamış ve etrafa kötü kokular saçmamışken köprüden geçip Asi'nin "gürül gürül" akan suyuna baka baka herhangi bir araçla şehrin uzağına gidiyoruz çünkü Antakya'nın sembollerinden biri mozaikleri görmeye gideceğiz :). O arada gitmeden hazır eski evlerin oralardayken bir haytalı attırırsınız artık :).

Geldik mi Hatay'ın tek müzesi Hatay Arkeoloji Müzesi'ne, başlıyoruz en baştan gezmeye, Roman mitolojisinin tanrı ve tanrıçalarını ziyarete. Sadece onlar da değil bu yörede bulunan birçok tarihi esere de. En son arkadaşlarımıza hatıra olarak göndereceğimiz kartpostalları almayı unutmuyoruz çünkü tüm günümüzü özetleyerek onların da burayı bir gün ziyaret etmesini dileyeceğiz :). Oraya kadar gitmişken St. Pierre kilisesini görmeden dönmek olmaz, oraya tırmanıp bu mağara içindeki kiliseye görüp soluklanıp tekrar aşağıya iniyoruz.

Oradan çıktık ve biraz şelale görmek istiyoruz, döndürdük rotamızı Harbiye'ye. Orada da gezip en son bir yerde oturup çayımızın yanına odun ateşinde yapılmış katıklı ekmeklerimizi söylüyor "ufak" bir atıştırmalıkla dinleniyoruz. Oradan Çevlik taraflarına Titus Tüneli ve Beşikli Mağara'yı  görmeye gideceğiz çünkü ben de daha görmedim (shame on me) :'). Denize de bir bakış atarız hem güzel olur ama girmeyin denize çok tehlikeli olabiliyor, sonra Arsuz'a gidersiniz :).

Eee biz iki saattir yemek yemiyoruz, Antakya'ya hakaret edercesine hemen Harbiye yolunda bir restoranda kebap siparişi veriyoruz. Kağıda kebap mı olur tepsiye kebap mı olur mangal kebap mı olur tuzda tavuk mu olur artık paşa gönlünüz ne isterse söylüyorsunuz ve önden yöresel mezeler geliyor. Tek tek saymayacağım ama eminim çok seveceksiniz, yanında küncülü açık ekmek sıcacık; sonra aşur, çiğ köfte ve oruk geliyor çünkü o mide patlayacak bugün. Daha sonra ince kebap ekmeğiyle kebabınız geliyor çünkü onlar ana yemek değildi. Artık tatlı zamanı çünkü mideniz ve ağzınız yeme olayına o kadar alıştı ki durduramıyorsunuz ve son olarak sıcacık künefe ile günün kapanışını yapıyorsunuz :).

Bitti mi bitmedi, yolluk olarak yanımıza kete, külçe, kerebiç, kömbe gibi tatlı ve tuzlu atıştırmalıklarımızı alıyoruz ki olur da gece acıkırız falan hazır bulunsun, yolluk da olur.

Sadece okuyarak bile 5 kilo aldığınızın farkındayım ama hiç sıkıntı değil iki katını bir günde almanız garanti zaten :). Benden bu kadar şehir bitmedi de gün bitti, yarın görüşürüz :).

Devamını Oku »

16 Şubat 2019 Cumartesi

Süksesi Çok Yapımı Kolay 10 Meze/Salata: Day 16


16. Herhangi bir konuda 10 maddelik bir liste hazırla.

Merhabalar :). Umarım herkes iyi ve hoştur :). Benim hala ayaklarım şiş, yarına kadar normal boyutlarına döner diye umuyorum :). Üç günlük bu kısa ziyarette her şey çok güzel geçti. Ben sizin samimiyetinize o kadar inanıyorum ki iki kere bol şans dileyin dedim ve gerçekten işlerim kolay bir şekilde halloldu  <3. Çok teşekkür ederim hepinizin güzel dilekleri için. Yorum yazmak istedim telefondan ama bir türlü yapamadım gelince yazarım dedim ve yavaştan yorumlarını yanıtlamaya başladım. Yeni haberlerim ve sürprizlerim olacak ama onları meydan okumanın başka maddesine saklayacağım :). Hepinize teşekkür ederim tekrardan, şimdi yine güzel bir haber bekliyorum en acilinden o yüzden şansımın sınırlarını zorlayıp sizden bana yine şans dilemenizi rica edeceğim :). Hepinizi seviyorum <3.

Bugünkü madde için bloğumun konsepti dışında bir liste hazırlamak istiyorum. Benim en sevdiğim şeylerden biri yemek yemek sonra da yapmak :). Bugün sizlerle yemeklerinizin yanına yakışacak biraz alışılmışın dışına çıkacağımız 10 tane basit ama aşırı leziz meze ve salata fikirleri vereceğim. Emir Yargın'ın Çakal Lezzetleri tadında fiyakalı ama basit bu tariflerle sükseniz bol ağzınız tatlı kalacak.


1. Humus

Antakya'nın meşhur mezelerinden biri. Her kebap sofrasının vazgeçilmezi ve kebap öncesi verilen 10 küsur çeşit meze içinde mutlaka olur. Burada hem hazır olanını humusçularda bulabilir hem de tozunu alarak evde kendiniz yapabilirsiniz. Haşlanmış nohutla da yapmak mümkün elinizden geldiğince pürüzsüz yapmak şartıyla. Humus tarifine göre hazırlandıktan sonra en eğlenceli kısmı üzerini turşu, maydonoz, yeşil biber, domates, turp ve zeytinyağı ile süslemektir herhalde. Sonrası sıcak ekmek ve keyfinize bakmaktır zaten :).

2. Avokadolu humus

Humus gibi yapılır ama nohut yerine avokado kullanılır ve avokado sevmeyen insanları bile kendine hayran bırakır :). Üzerine biraz zeytinyağı gezdirmeniz yeterlidir :). Yarım avokadoyla bile yapabilirsiniz, çok bereketli oluyor zaten. Kalan avokado için başka bir tarifim olacak :).

3. Abugannuş

Közlenmiş sebze severler buraya çünkü bu Antakya mezesi nar ekşisi ve zeytinyağı ikilisinin en çok yakıştığı mezelerden biri. Patlıcan, biber, soğan, sarımsak közlenir, incecik kıyılır, baharatlandırdıktan ve sosunu ekledikten sonra üzerini bir tutam maydanozla süsler; hem renk hem lezzet cümbüşü yakalanır.

4. Guacamole

Hep yöresel hep yöresel biraz dünyaya açılalım. Avakadolu salsa sosu diyebileceğimiz bu sosun hem tadı hem de süksesi en bol olanlardan. Siz onun sos olarak geçtiğine bakmayın, kendisi kurtarıcı basit ama lezzetli ve sofranızı bir anda üst seviyeye taşıyan bir meze kıvamındadır.

5. Pancar Mezesi

Yoğurtlu tahinli bu kırmızı meze görüntüsüyle sanki ünlü bir aşçı yemeğinizi yapmış izlenimi verenlerden. Biraz mutfağınızın belli köşelerinde oluşabilecek kırmızılıklara da açıksanız bu tarifi davet sofralarınızdan eksik etmemeniz önerilir.



6. Ispanak Salatası

Çiğ ıspanak salatası yemediyseniz hemen deneyin çünkü nar, ceviz, nar ekşisi ve zeytinyağı ile mükemmel oluyor. Et yemeklerinin yanına ya da bugün de farklı bir yeşil salata yapayım diyenlere kesinlikle öneririm. denemekten çekinmeyin ve evde ne varsa ıspanağın yanını başka yeşillikler ekleyerek salatanızın lezzetini arttırın.

7. Coleslaw

İşte bu tam bir çakal lezzet o yüzden sizi müthiş tarifi için Emir Yargın'a yönlendiriyorum. Herkese hitap etmediği bir gerçek ama sevenlerin sadece tavuğun yanında yemediği güzel yoğun mayonez ve yoğurtlu lahana ve havuç salatası.

8. Zerzavat (Soğan Salatası)

Kebabın yanında olmazsa olmaz bir sebze, soğan. Soğan salatasını bu kadar güzelleştiren şey de içine konulan ince kıyılmış acı biber ve maydanozun yanındaki sümaktır herhalde. Soğanı, tuz ve sümakla ovarsanız soğanın aroması ve sümağın ekşisinin muhteşem uyumu iyice kendini gösteriyor ve biber; benim acımı da tat ki iştahın açılsın derken ortaya harika bir salata çıkıyor.

9. Yoğurtlu Kereviz

Sevmeyenin kokusunu dayanamadığı sevenin kokusuna doyamadığı bir sebze, kereviz. İçine bol ceviz üzerine nane, pul biber ve zeytinyağı üçlüsü ile bayılacaksınız. Sevenlerin yanına bir şey istemeyeceği harika bir lezzet, yoğurtlu kereviz.

10. Brokoli Salatası

Brokoli sevmeyenlerin bile güzelmiş bu diyeceği güzel bir salata tarifi veriyorum ve ihtiyacınız olan şeyler; nar ekşisi, ezilmiş sarımsak ve zeytinyağı. Tuzu da unutmamak gerek bir de üzerine pul biber. Müthiş bir lezzet, özellikle brokoli sevmeyenler bir de böyle denesin.

Bende salata tarifi bitmez de bugünlük bu kadar :). Afiyetle ve şansla kalın :).

Dipnot: İllüstrasyonların kaynağına resimlere tıklayarak ulaşabilirsiniz. 


Devamını Oku »

5 Ocak 2019 Cumartesi

Sevgili Güllük #2 (Basilico, Guacamole ve Hediyeler)

Her yerde görürüz şu fesleğeni, harika koku yaydığı yetmez gibi bir de paylaşır bizimle o kokuyu ona sevgimizi gösterdiğimizde. Hemen hemen her İtalyan yemeğine aromasını eksik etmeyen harika bir taze ot. Lakin gel gör ki her yapmak istediğim tarifte adı geçen harika soslar yapılan bu otun yaşadığım yerde iri yapraklısı yok. İtalyan mektup arkadaşım tesadüfen öğrendiğinde bana tohumunu yollamayı teklif etti. Ne kadar harika değil mi, ülkeler arası yolculuk eden iri yapraklı fesleğen, basilico tohumları; lakin öyle değerliler ki doğru zamanda doğru şekilde doğru yere ekmek istiyorum. Eğer bilgisi olan varsa ki eminim aranızda harika bitki severler var, bana yardımcı olmak ister belki. Elbet internetten araştıracağım ama birinci elden böyle bir tecrübesi olan varsa çekinmesin ki ben de en doğru zamanda kavuşayım güzel tarifler denemek için kullanacağım iri yapraklı güzel fesleğenlerime <3.


Bu aralar taktığım şeylerden biri yapmam;  adını tek seferde düşünmeden söyleyebilmemden daha kısa süren Guacamole (artık tek seferde düşünmeden söyleyebiliyorum, antrenmanlıyım). Aşırı lezzetli kızarmış veya kızarmamış ekmekle sabah akşam tüketilebilecek bir şey oldu. Cipsle ya da güzel bir Meksika yemeğiyle denemek isterdim lakin böyle bile çok güzel. 


Çekiliş hediyesini paketledim, dün de gönderdim. Sağ salim ulaşır umarım. 


Dipnot: Fotoğrafların hepsi bana aittir, izinsiz kullanmayınız.
Devamını Oku »