etkinlik etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
etkinlik etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

7 Aralık 2025 Pazar

Self Date - Taksim'de Bir Gün - Bale Gösterisi

Ben üniversiteye kadar hatta üniversite de dahil tek başıma sinemaya bile gidemezdim. Bir sürü etkinliğe katılmak isterdim ama benle kimse gelmezse ben de gidemezdim. Sonra o zamanki yakın bir arkadaşım ben tek başıma sinemaya gidiyorum ne var ki gibi bir şey dedi ve ihtiyacım olan motivasyon buymuş gibi o andan sonra film festivalleri, konserler, sergi, tiyatro gitmek istediğim hangi etkinlik varsa kimse gelmese de gitmeye başladım. Hatta artık tek başıma bazı etkinliklerde daha çok keyif aldığımı hissettim ve çoğu zaman tek giderek daha çok zevk alacağımı bildiğimden birini çağırmadım bile. Tek başıma o kadar keyif alıyorum ki bazen de o etkinlikten en az benim kadar zevk almayacak birini çağırıp modumu düşürmesindense tek başıma konsere gidip dans etmek daha çok hoşuma gidiyor mesela. Bir de şunu çok net biliyorum ki bir etkinliğe sırf tek başıma olmayayım diye gitmemektense; tek de olsam o etkinliğe gitmiş olmak beni daha çok mutlu edecek. Ben orada olmak istiyor muyum, evet; her zaman birine muhtaç mıyım, hayır. O yüzden artık bir yere gitmek istiyorsam sorduğum ve fikrini önemsediğim tek kişi kendimim. O zamandan beri hayatım daha renkli ve benim tercihlerimle ilerliyor. 

Bu cumartesi de o günlerden biriydi. Geçen yazımda baleyi sevdiğimi ve tekrar gitmek istediğimi söyledim. Romeo ve Juliet'e de yakın tarihte bilet bulunca hemen biletimi aldım. Taksime doğru yola koyuldum Hava da o kadar güzeldi ki tam bahar havası. Ne terletir ne üşütür apaçık bir gündü. Lakin yerim çok kötüydü, izlerken çok zorlandım. Fotoğraflardan zaten anlarsınız. Bir ara yükseklik korkusu da yaşadım üçüncü katta olunca ama neyse ki çabuk geçti. 

Romeo ve Juliet'i Siyah Kuğu'daki ile aynı balerin ve balet Batur Büklü ve Berfu Elmas yine baş dansçı olarak dans ettiler. Kötü adam karakterinde ise yine Nuri Arkan vardı. Benim favorim ise Matthew Solovieff idi. Çok güzel rol yaptı, çok güldüm. En çok alkışı da o aldı zaten bu fikrimde yalnız olmadığımı düşünüyorum. Bir ay boyunca Romeo rolünde sahne alacakmış. Ben de onun Romeo'suna denk gelmek isterdim. Batur Büklü çok iyi bir balet kendisinin hayranıyım ama daha önce de baş balet olarak izlediğim için Matthew da bu kadar güzel dans etmişken onu izlemek isterdim Romeo olarak.


Genel olarak müzikleri ve hikayeyi beğenmedim. Siyah Kuğu ile karşılaştırdım ister istemez ve orada o kadar çok etkilendim ki hem müziklerden hem de koreografi ve kostümlerden Romeo ve Juliet beni etkilemedi. Yine de yine de bale izlemek güzel, oturup iki saat dans izlemek beni mutlu ediyor, hareketlerini tekniklerini incelemek de. Bu arada ben Shakespeare'in Romeo ve Juliet'ini de sevmem. Bu gösteri de benim için vasattı, ruhu yok gibi geldi. 

Oyun sonrası İstiklal Caddesinde iki metro arası yürüyüp yılbaşı süslerine baktım. Kiliseye girdim, oradaki süslemelere de baktım. Vitrinlerdeki dekorasyonlar içimi açtı. Yeni yıl ruhu gelmiş Taksim'e de. Birkaç işimi hallettim. Benim klasiğim favori balıkçımda midyemi, balığımı yedim. Biraz kitapçıları gezdim, Almanca kitaplar buldum sonunda seviye seviye. Derken keyifli bir gündü benim için. Kalabalık beni rahatsız etmedi; aksine ışıklı cıvıl cıvıl süsler arasında insan sesleriyle yürümek hoştu. Uzun zamandır erteliyordum kendimle date'i ve keyifli bir gün geçirdim kendimle. En az bir buçuk sene olmuştur kendime böyle vakit ayırmayalı. Siz en çok kendinizi nereye götürürsünüz? Dışarıda yalnız yapmaktan hoşlandığınız şeyler neler? En son ne zaman kendinizi date'e çıkardınız? Yorumlarınızı merakla bekliyorum.





Marka görünüyorsa reklam yoktur. 

Devamını Oku »

30 Mayıs 2022 Pazartesi

İstanbul'da Bir Cumartesi! (Sergi+Stand-Up+Drag Show)

30.04.22 gününden notlar:

Havalar her ne kadar biraz ısınmaya yüz tutsa da tüm hafta içinde en soğuk ve rüzgarlı günü için bir cumartesiyi seçmişti, bizim de en etkinlik dolu günümüzü. Öncelikle uzun zamandır merak ettiğim ve sosyal medyada bakmadığım eserini bırakmadığım Esra Gülmen'in Pilevneli'deki sergisine gittik. Eserler net ve açıktı. Kendimden o kadar çok şey buldum ki Esra benim ruh eşim diye düşündüm. Anksiyete, self sabotaj, depresyon, duygular ve duygular. Son zamanlarda özellikle karmaşık bir ruh halinde olduğum düşünülürse bu sergi bana en azından yalnız olmadığımı hissettirdi. Herkese de şiddetle tavsiye ediyorum, mutlaka gidin, fotoğraflar çekilin ve hatta uzun uzun bakın. Ben çok sevdim, aşağıya da birkaç foto bırakıyorum.  

                                  



                   



İkinci etkinliğimiz için Ataşehir'e yola çıktık. Karşıya geç, dolmuş ara derken biraz bir şeyler atıştırıp Dasdas'daki uzun zamandır canlı izlemek istediğim Deniz Göktaş'ın stand up gösterisine yetiştik. Açılışı Ali Fuat Ergüner ve Amansız Övücülerden Tuna Kalınsaz yaptı. Ali Fuat'a güldüm ama bir saat izlemem gibi ama Tuna'yı izlerim :). Deniz Göktaş'ı Youtube'daki mınçıka, Athena Gökhan, sosyal fobi ve kişisel favorim vegan şakasından çok seviyorum. Podcastlerini de dinliyorum arada. Sonuç olarak politik ve kara mizaha doyduk. Ben çok beğendim. Daha da ileri gitmesini istedim çünkü bazı yerlerde seyircinin nabzına göre şakalarını sınırladığını düşündüm ve o anlarda daha da devam etmesini istedim. Bir daha benim yakama tekrar gelirse izlemek isterim, çok keyif aldım. Tekrar izlemekte de hiç sıkıntı görmüyorum. Bir saat kadar sahnede kaldı ve zaman o kadar su gibi akıp geçti ki ben baya üzüldüm bittiğine. O yüzden tavsiye üstüne tavsiye ediyor ve sıradaki etkinliğimize geçiyoruz. 

Ataşehir'den Caferağa'ya Mecra'ya gidiyoruz bu sefer, Almodovar kadınlarını izlemeye. Etkinlik teras kattaydı ve adım atacak yer yok desem yeridir. Çok kalabalıktı. Yakından olmasa da uzaktan bir show izledik ve bayıldım. Çok güzeldi. 3 farklı lip sync izledik ve bu kadar az mı derken biraz dans ettik ve mekandan ayrıldık ve öğrendik ki bir tur daha gösteri olmuş ve biz kaçırmışız :(. Bu bizi üzse de bir dahakine öğrendik deyip bu etkinlikten de mutlu bir şekilde ayrıldık. Sanatla kalın efem!

Devamını Oku »

5 Eylül 2019 Perşembe

One Love Festival 2019


İstanbul'a geldim geleli yaptığım en kayda değer şey konserlere gitmek herhalde. 20 Temmuz tarihinde öğlen Park Orman'da başlayıp gece Volkswagen Arena'da devam eden tek güne sığdırılmış One Love Festival'i Day etkinliğine ben de katıldım.



Gerek programın kötülüğü gerek girişte yaşadığımız sıkıntılar gerekse bazı ihtiyaçların (tuvalet) yetersizliği gibi sıkıntılar olsa da Years and Years konseri için gitmeye değer bir festival oldu. Years and Years sonrası ana sahnede çıkması beklenen The Blaze bir sonraki güne sarktı ama benim özellikle beklediğim bir konser olmadığından gününde kalmadığım gibi ertesi gün de katılmadım.

İstediğim birçok konsere saat uyuşmazlığından gidemedim; misal Oh Land, Hedonutopia, Gaye Su Akyol. Bu yüzden geç gidip erken döndüğümden benim için 3 konser izlemiş biri olarak festival havasından çok konsere gitmişim hissi oldu. In Hoodies, Michael Kiwanuka ve Years & Years konserlerini izledim ve hepsi de birbirinden güzeldi.

Öneri Makinesi

Öneri Makinesi

In Hoodies daha önce adını duyduğum ama hiç dinlemediğim bir gruptu ve enerjilerini sevdim. Bundan sonra açıp dinlerim.

Michael Kiwanuka konsere gittiğim arkadaşlarımın favorisiydi ve onun için ayrıca heyecanlılardı ki gerçekten dedikleri kadar varmış baya sevdim. Son kapanış şarkısı tek bildiğim şarkıydı o yüzden güzel de bir kapanış yapmış olduk.

Öneri Makinesi

Ardından çıkan Years & Years ise beni benden aldı. Solist Olly'nin sahne şovu, dansları ve müthiş enerjisine ba-yıl-dım. Bildiğim bilmediğim tüm şarkılarında dans ettim. Grup üyelerinden klavyeden sorumlu kişi biliyorsunuz ki Emre Türkmen ve Olly kendisine özellikle söz verdi. Diyorum size Olly çok tatlı :).



İlk gittiğimde Jungle By Night vardı. Ben uzaktan bakma fırsatını yakaladım ve insanlar baya eğleniyor gibi görünüyordu.


4 ya da 5 farklı sahnede konserler verildi. Ormanın ortasında her yaşta insan eğlendi, yedi, içti, güldü ve dans etti. Hava da güzel olunca içimiz açıldı. Daha düzenli ve organize bu tarz etkinliklerde görüşmek üzere diyor ve festival gibi günleriniz olmasını diliyorum.


Devamını Oku »

21 Haziran 2019 Cuma

Nil İpek - Can Kazaz Konseri - World Akustik

Öneri Makinesi

Bomontiada yazlarımızı harika açık hava sinema ve konser etkinlikleriyle şenlendirmeye geliyor hatta geldi. Etkinliklerde ikinci hafta bitti bile. Yapıkredi Bomontiada her Çarşamba Başka Sinema ile filmleri izlemeye, hep Perşembe ise World Akustik sahnesinde alternatif isimleri dinlemeye bizleri davet ediyor. Bu iki etkinliğin de Eylül ayına kadar her hafta tekrarlanacağını ve ücretsiz olduğunu belirteyim.

Öneri Makinesi

Bu Perşembe World Akustik sahnesinin konuğu daha önce Nilipek Sevmek ve Can Kazaz - Sürsün Bahar gibi yazıları başta olmak üzere birçok şarkılarını kaç Abur Cubur yazısında önerdiğimi hatırlamadığım iki ismi arka arkaya dinlemek gerçekten güzel bir tesadüf oldu. Hele bir de mekan olarak güzel olunca tadından yenmedi tabi.

Öneri Makinesi

İlk önce sahneye Nilipek çıktı. Hatta şöyle bir güzellik oldu ki erken gittiğimizden provasının sonuna da denk gelip öncesinden bir doz aldık. Daha sonra saatler dokuzu geçe Nil Hanım sahnede arz-ı endam ederken biz de en önde yerimizi aldık. Nilipek sahnede pek bir işveli cilveli sanki evimize şarkı söylemeye gelmişçesine iki şarkı arasına güzel sohbetler eklemeyi ihmal etmedi. Gayet neşeli güzel ve dolu dolu bir konser geçirdik. Albümlerinden tatlı tatlı şarkılar söyledi. Dans etti ve hatta ettik. Güzel bir konser oldu.

Öneri Makinesi

Öneri Makinesi

Sonrasında sahneye Can Kazaz beyler geldi ki o ne gelmek. Albüm kaydı gibi şarkılar söylemeler, ıslık şovlar, seyirciyi de işin içine katıp bir coşmalar... Can Bey'in konser performansı da pek başarılıymış. Ben gerçekten çok sevdim. Birçok şarkıyı herkes ezbere bildiğinden daha da keyifli oldu. Daha ilk notalardan başlayan iç çekişler ve eşlikler çok güzeldi. Biraz daha konsere devam edip sonra elveda edeceğiz demesi biraz üzse de küçük bir ara olacağını ummayı seçiyorum.

Tabi beklenen Can Bey akustik gitarı eline aldığında gerçekleşti. Nil Hanım sahneye geldi ve "Kendi Halimde" düeti ile bizi çok mutlu ettiler.

Öneri Makinesi

Bomonti dinleyicisi de çok güzeldi gerçekten, birkaç gereksiz insan tipi dışında. Konser alanında bir kısım yerlere puflara yayılmışken bir kısım ayakta salına salına (mesela ben) şarkılara eşlik etti. Akustik konser değildi baya bildiğiniz ekipmanlı bir konserdi.

Sonuç olarak süper bir konser oldu. Siz de Bomontiada etkinliklerini Instagram hesaplarından takip edebilirsiniz. Görüşmek üzere, müzikle kalın <3.

Bomontiada Instagram
Devamını Oku »

5 Mayıs 2019 Pazar

Yönetmen Sineması - Meydan Okuma

Öneri Makinesi Challenge

Merhabalar, uzun zaman oldu bir meydan okuma hazırlamayalı. Bu yılın kendim hazırladığım ilk meydan okumayı sizlerle paylaşmaktan mutluluk duyarım. Bugün sinema severleri memnun edecek bir meydan okuma ile karşınızdayım. Sibel İnceler blogunun sahibesi Sibel'in şu yazımdaki yorumu ben de ışıkları yaktı ve neden olmasın diyerek bir aylık bir meydan okuma hazırladım. Hepimizin izlemek istediği yönetmenler ve filmler var ama bir türlü vakit bulamıyoruz ya da önceliğimiz farklı filmler oluyor. Neden bir meydan okuma vasıtasıyla hem yeni yönetmenler keşfedip hem de birbirimize yeni keşif imkanları sunmayalım ki?  Elimden geldiğince basit tutmaya da çalıştım ki isteyen herkes zorlanmadan katılabilsin. Malum herkesin okulu, işi gücü var; zaman bulmakta zorlanabiliriz. İşte meydan okuma kuralı;

Her hafta seçtiğimiz bir yönetmenin en az 2 filmini izliyoruz ve o haftayı o yönetmene ayırıyoruz. 


İşte meydan okuma bu kadar basit. Bir ay boyunca 4 farklı yönetmenin dünyasını keşfetmiş olacağız ve sonunda da hep izlemek istediğimiz yönetmenlerin en az 2 filmiyle meydan okumamızı bitireceğiz. Bir de şöyle bir güzellik yapalım; ay sonunda sonuç yazılarında toplamda en çok film izleyen arkadaşımıza ben bir tebrik kartı atayım, sinema sevgisinden ötürü :). Katılan arkadaşlar yukarıdaki fotoğrafla bir yazı paylaşıp aşağıda yorum bırakırlarsa çok sevinirim. Ee kimler benimle?

Benim seçtiğim yönetmenler: 

6 - 12 Mayıs : Federico Fellini


Sinemanın unutulmaz yönetmeni Fellini'yi izlememeyi ayıp bellediğimden ilk hafta onun filmlerine odaklanmayı seçtim. La Dolce Vita, La Strada, 8 1/2 gibi filmleri ile sinema tarihinde önemli bir yere sahip yönetmenin izleyebildiğim kadar filmini izleyeceğim. Önce izlememi izlediğiniz filmi varsa her zaman önerebilirsiniz :). 

13 - 19 Mayıs: Claire Denis


En son High Life filmiyle vizyonda gördüğümüz yönetmenin filmografisi oldukça geniş. White Material, 24 Rhums, Trouble Every Day gibi birçok ses getiren filme imza atan yönetmenin filmlerini ise ikinci hafta izleyeceğim.

20 - 26 Mayıs: Sang Soo Hong/Asghar Farhadi/Niceleri


Daha karar veremedim,, seçenekler çok :). O haftaki moduma göre bir yönetmen seçip izleyeceğim :).

27 Mayıs - 2 Haziran: Susanne Bier 


Deeptone'un bana sürekli izle dediği ama benim bir türlü izleyemediğim yönetmen Susanne Bier ile de kapanışı yapayım diyorum. En son Bird Box filmiyle her youtube videosunda fragmanını görüp ezberlediğimiz yönetmenin ilk işleri önceliğim olacak :).
Devamını Oku »

20 Nisan 2019 Cumartesi

Jakuzi "Hata Payı" İlk Konser

Öneri Makinesi

Tarihler 17 Nisan'ı gösterdiğinde Salon İKSV'de Türkçe sözlü synth pop ve dark wave müziği ile kulaklarımızı bayram çocuklarına çeviren Jakuzi'nin son albümü "Hata Payı"'nı dinleyicileriyle paylaştığı harika bir konser gerçekleşti. İlk albümü "Fantezi Müzik" ile gönüllerimize taht kuran Jakuzi, müzikal olarak değil ama söz yazımı bakımından fantezi arabesk olabilecek kadar karamsar sözlere sahip yine güzel bir albüm yapmış. Sözler karamsar olsa da müziği ile içimizi kıpır kıpır etmeyi de ihmal etmiyor tabi; zira konser boyunca sallanmadan edemedik.


"Hata Payı" albümünden hemen hemen tüm şarkıları çalmalarına rağmen ilk albümden favorilerimiz ve Jakuzi denince akla gelen Koca Bir Saçmalık, İstediğin Gibi Kullan, Hiç Mi Yok gibi şarkılarla bizi coşturmayı da ihmal etmediler. Gördüğüm en güzel konserlerden biriydi. Kutay Soyocak'ın enerjisi, kendine has dansları ve sahne şovuyla bence canlı canlı dinlemeniz gereken bir grup Jakuzi. Synth ve gitarda Ahmetcan Gökçeer, bas gitarda Meriç Erseçgen ve davulda Can Kalyoncu harika bir iş çıkardılar.

Mikrofon ve ses kalitesi daha iyi olabilirdi çünkü bazı şarkıların ne olduğunu nakarata gelince ancak anlayabildim. Bir de yanılıyorsam biri düzeltsin bana alttan kayıt ile destek geliyormuş gibi geldi ama o da bazen gerekebiliyor tabi. Onun dışında gerçekten harika bir konserdi, hem ilk albüm hem de ikinci albümden harika şarkılar dinledik.


Ben tüm albümü gitmeden 155 kez dinlediğim için en öne kuruldum :). Şarkılara sesimle ve dansımla eşlik ettim. Öyle ki tadı damağımda kaldı, hala Jakuzi dinliyorum. En kısa zamanda yine izlemek isterim kendilerini çünkü sahne performansları da albümleri kadar başarılı. Bir ara Kutay beyin synthin üstüne başını koyup şarkı söylemesi akıllara Hande Yener'in piyano üstündeki "unutulmaz" performansını getirmedi değil :). O anın fotoğrafını çekemedim, bulamadım da ama temsilen Hande Yener'in videosunu buraya koyuyorum :).

Öneri Makinesi
Bu "ilahi" fotoğrafı çeken Yonca'ya teşekkürler!

Jakuzi'yi hala dinlemediyseniz hemen dinleyin; hatta yetmez her gittikleri yerde peşlerine takılın ve konserlerine gidin. Şahsen ben bundan sonra aynısını yapmayı düşünüyorum, müzikle kalın :).



Yakın Tarihteki Konserler

Drab Majesty/Jakuzi/Elz and The Cult - Zorlu PSM Studio 28 Mayıs 2019 

Sosyal Medya Hesapları 

Jakuzi Instagram

Jakuzi Bandcamp

Jakuzi Twitter

Jakuzi Facebook

Jakuzi Youtube
Devamını Oku »

22 Ocak 2019 Salı

Sevgili Güllük #3 (Fesleğen, Kitaplar, Tetanoz ve Bir Etkinlik)

Fesleğenimi ekemedim, hala her türlü yardım fikrine açığım :(.

Yine kitaplardan uzak olduğum günler devam ediyor, iki yarım kitap var elimde; Ağır Roman ve Dans Ediyor Bir Hane. Onları bitirmeden yeni kitaba geçmeyeceğim.

8-9 ay önce topuğumdan Aşil gibi vurulduktan sonra tetanoz aşısı vurulduğumu hatırlayanlar vardır belki. Bugün de saçma ama derin bir şekilde bıçakla parmağımı kestiğimden öncekinin de tek doz aşı olmasından kaynaklı artık işe yaramadığını söyleyip yeniden ömür boyu bana yetecek kadar 5 aşılık bir program yaptılar. İkincisi bir ay sonra, ondan sonraki 6 ay sonraymış. Sürekli bir yerlerimi kesme eğilimindeyim de hadi hayırlısı.

Geçen sene yapılan ve benim de çok severek katıldığım bir etkinliğin ikincisi geldi. Hediyeleri ne kadar çok sevdiğimi biliyorsunuz ve bu etkinlik hem hediye alma hem de verme içeriyor :). Hediyeler de kart ve kitap olunca tadından yenmiyor tabi :). İncirli Kurabiye bloğunun yazarıyla bu etkinliği ara ara konuşuyorduk ve kendisi yeniden başlattı. Ne kadar kalabalık o kadar güzel. Yazısı ve yapmanız gerekenler aşağıdaki linkte. Süre biraz az o yüzden acele edin :).

https://ikurabiye.blogspot.com/2019/01/1kart-1kitap-etkinligi.html

Öneri Makinesi
İncirli Kurabiye'nin etkinlik yazısından alıntıdır.
Devamını Oku »

5 Mayıs 2018 Cumartesi

2. Hatay Kitap Fuarı Günlüğü

Öneri Makinesi

Bir fuar günlüğünden herkese merhabalar :). 20- 29 Nisan tarihleri arasında olan fuar genel anlamda hayal kırıklığı olsa da olan güzellikleri es geçmek olmaz. Bu fuarda bir ilk yaşadım ve çok mutlu olduğum anlar yaşadım. Onun dışında üç kere ziyaret ettiğim fuarda gün gün neler yaşadım hepsini aşağıda yazdım. Uzun bir yazıya uzun bir giriş olmasın, aşağıda görüşmek üzere :).

21.04


Merhabalar, hemen sıcağı sıcağına bir fuar yazısı yazmak istedim ama maalesef çok mutlu bir yazı olmayacak çünkü ne Alper Canıgüz geldi ne de fuar dolu dolu bol kitaplı indirimli bir fuardı. Fuara gittiğimde cumartesi olmasına rağmen kalabalık normaldi. Hafta içini düşünemiyorum. Yine de ben gideceğim bir kez daha. Geçen seneye göre hem yayınevi az hem de hiç sahaf yok :(. Geçen seferki sahaflar öyle memnun kalmamışlar ki tercihlerini sanırım diğer fuarlardan yana kullandılar, haklı olarak. Onun dışında yayınevleri de çok az ve indirimler %25'i geçmedi maalesef :(. Bu sefer kuzenim bana eşlik etti fuarda ve en çok onun için gezdik çünkü ben bir daha gideceğim ama yine de bir iki kitap aldım.

Fuardan hiç fotoğraf çekmedim, o yüzden sadece kitap fotoğraflarını paylaşacağım.

İş Bankası modern klasikler dizisinden merak ettiğim iki kitabı fuar vesilesiyle aldım. Özellikle Dr. Jekyll ve Mr. Hyde en merak ettiğim.

Öneri Makinesi

Doğan Kitap standında merak ettiğim bir diğer kitap Muhterem Nur'un kitabını da 10 lira standında görünce alıverdim. Bu tarz biyografi/anı kitapları okumayı seviyorum. Kitapta Muhterem Nur'un ağzından değil bir hikaye gibi hayatlarını Müslüm Gürses ile beraber okuyoruz. Bu kitabı da merak ediyordum, "Müslüm" filmini de merak ediyorum. Kitap 5. baskıyı yapmış. Dün okuyup bitirdim bile, çok akıcı bir kitaptı.

Öneri Makinesi


Fuarı ilk ziyaretimden aldığım kitaplar ve izlenimlerim bunlardı.

23.04


Fuardaki ikinci günümde bana arkadaşım eşlik etti. Beraber gezelim dedik ama dediğim gibi pek bir yayınevi ya da sahaf olmadığı, indirimler de pek iç açmadığından gezimiz yine kısa sürdü. Lakin bu sefer şöyle bir güzellik oldu.

Yanlış hatırlamıyorsam Ankara'daki bir fuarda Aylak Adam Yayınları genel yayın yönetmeni ve kurucularından Erkan Aslan ile dolaylı olarak tanışmıştık. Dolaylı olmasının sebebi ilk başta adının söylemeyişi daha sonra bana önerdiği kitaplardan biri Minimalist Öyküler'de öyküsünden adını keşfetmemdi :). Ben o kitabı okudum bitirdim, içindeki öyküsünü okudum ve yarım kalan o öyküyü ve diğer öyküleri okumak için yazarın kitabını sipariş ettim ki siz şu yazılardan (yazı 1, yazı 2, yazı 3) nasıl kitabı aldığımı biliyorsunuz :).

Öneri Makinesi


Peki bunları neden anlattım? Çünkü kendisi Hatay Kitap Fuarındaydı ve ben de kitabını alıp okumaya başladığımdan bahsettim ve çok mutlu oldu. Ben de mutlu oldum, sohbet ettik ve kendisi beş güzel öykü kitabı hediye etti <3. Hiç beklemiyordum o yüzden benim için güzel bir sürpriz oldu. Kitaplardan birine başladım bile tabi yazarın öykülerini de bitirdim. Fuar bitmeden bir kez daha gidip bu sefer kitabı imzalatacağım umarım :). Şurada söz verdiğim gibi size zaten kitabı inceleyeceğim.

Öneri Makinesi

Fuarın bu büyük sürprizi dışında İş Bankası'ndan uzun zamandır okumadığım Moliere'in Hastalık Hastası'nı (daha önce okumuşum ama yine okudum :)) da son zamanlarda özellikle okuduğun oyunlara bir yenisi eklemiş oldum. Eğer gelirse serinin okumadığım tek kitabı Oedipus Kolonus'tayı da bir daha ki sefere alacağım :).

Öneri Makinesi

Fuarda maalesef tatil olmasına rağmen talep çok azdı. Azalarak bitecek gibi bir hava var bu fuarda ve bu hiç hoşuma gitmiyor. Umarım bu hafta sonu gerçekten yoğun bir fuar olur. Ben bu güzel etkinliğin her sene bol katılımlı olmasını her iki taraftan da yürekten istiyorum.

29.04


Fuarın son günü de canım kardeşim ile oradaydık. Maalesef yukarıda bahsettiğim kitabı imzalattıramadım çünkü Erkan bey gitmişti :( ama burada söyleyeyim kitabı çok sevdim. İnceleme yazısını da yazdım zaten. Ben de yayınevinin beş ve on liralık bölümlerinden aşağıdaki kitapları aldım. Fuarda en eli yüzü düzgün indirimde tabi ki her zaman olduğu gibi Aylak Adam Yayınları'ndaydı bu arada. Ankara'da da indirimler düşükken, geçen sene Hatay'da da hep Aylak Adam en güzel indirimleri yapan yayınevi oluyor, not düşeyim.

Öneri Makinesi

Onun dışında hiç kitabını okumadığım ama okumak istediğim Doğu Yücel de fuardaydı ama maalesef bir kişi dışında kimse yoktu yazarla iletişime geçen. Keşke bir kitabını okusaydım da sohbet etseydim :(. Bir daha gelmez de kesin :(.  Tabi asıl sıra benim hiç duymadığım yazarların önündeki o uzuunn sıralardı. O sıraları Doğu Yücel'in önünde görmek isterdim :/.

Yazarlardan kaynaklı çok kalabalık bir gündü ve herkes ufaktan toparlanma sürecindeydi. Bu ikisi beni gerdi ve hemen Aylak Adam'dan kitapları aldım, ikinci gidişimde aldığım ayraçlardan biraz daha almayı unutarak oradan çabucak ayrıldık. Çok ama çok sıcak bir gün olduğunu da belirteyim. Diğer günlerin aksine son gün baya kalabalıktı keşke hep böyle olsaydı.

Seneye sahafların katıldığı, insanların test kitaplarından çok okumak için kitap aldığı, birçok yazarın imzaya geldiği, çok çok yayınevinin katıldığı, bol indirimlerin olduğu ve her günün dolu dolu birçok okurla buluştuğu bir fuar olmasını dileyerek bu seneki fuar anılarımı bitiriyorum. Buraya kadar hala sıkılmadan okuyanlara teşekkür ediyor, en azından bir "selam" yazıp okuduğunu belirtmesini rica ediyorum :). Bol kitaplı çok okumalı günlere, edebiyatla kalın :).
Devamını Oku »