Yine film izledim ve son izlediklerimden kısaca bahsedip kaçacağım :). Son izlediklerim desem de yayınlayana kadar hep sondakilerden bir önce oluyor :).
Etkileyici bir film. Savaş fotoğrafçısı depresif bir annenin ölümünün ardından çocuklarının ve eşinin yaşamlarına odaklanırız. Geçmiş ile şimdi filmde iç içe. Isabelle Hubert'ı neden bu kadar övdüklerini anlamak zor değil, iyi bir performans sergilemiş ve çok cool bir kadın ya, "mrs. asalet". Pianist ve Elle filmleri başta olmak üzere filmlerini merak ediyorum. Ve her izlenilesi yapımda karşıma çıkmak zorunda olan Keira Knightley dışında bir isim varsa o da Jesse Eisenberg (gerçi Kristen Stewart ile de yarışırlar hani). Hiç sevmiyorum adamı hangi rolde oynarsa oynasın, o yüzden objektif olamıyorum pek. Bu filmde ama karakterini çok uygun buldum kendisine nedense :).
Üç bölümden oluşuyor film. Baş karakterin yaşamının üç hali. Buna istinaden yapılan film afişine de bayıldım. Film de güzel. Bence de La La Land'den daha iyi :) (La La Land cilerle kapışırmışız yorumlarda :), yok yok o da iyi de bu daha iyi bence, evde de sürekli City of Stars'ı söylemiyorum zaten :/). Bu arada bir video gördüm Moonlight ile Wong Kar Wai filmlerinin karşılaştırmasını ve tek bir şey diyeceğim Wong Kar Wai'den esinlenmeyen film mi var :). Adam yaşayan efsane :).
Beklentilerim yüksekti ama tam karşılayamasa da güzel bir filmdi. Her zaman dediğim gibi potansiyeli yüksek ama tam olarak değerlendirilememiş. Buna rağmen bu içindeki kısa hikayeleri çok sevdim. Oyuncu kadrosu da çok güzel. Şarkıları da :).
Miranda July'nin izlediği ikinci filmi kendisinin ilk uzun metraj filmi. Yazıp yönetmiş. Ben bakış açısını seviyorum bu da eksantrik bir film. Kısa filmlerini de bulursam izlemek isterim. İzlediğim ilk filmin incelemesini de umarım yakın zamanda yayınlayabilirim :). Onu da sevdim. Bu film ayrıca sevdiğim iki festivalden (cannes + sundance) de eli boş dönmemiş.
Ahh Almodovar ahh. Olmamış diyorlardı da yorumlarda duymazlıktan geliyordum. Ben olmamış demeyeceğim. O her zamanki entrikalar, olay içinde olaylar veya türlü türlü hikayeler yok. Var ama çok değil. Fazla şaşırtmıyor. Almodovar filmlerini bilenler öyle şeyler beklemesin. Gayet sıra sıra ilerleyen bir anne kız dramı var ki Almodovar olduğu sadece oradan belli. Bir de o gerçek olmadığı apaçık olan pencereden deniz fırtına görünümü çok moralimi bozdu. İyi bir film ama daha iyi olabilirdi. Belki Antia karakteri daha ön planda olsaydı. Odak noktası yanlış olmuş sanki.
Öneri Makinesini Sosyal Medyada Takip Edin:
https://soundcloud.com/ms-m-5
https://www.tumblr.com/blog/mubblr
https://twitter.com/onerimakinesi
Devamını Oku »
Louder Than Bombs - Joachim Trier (2015)
Etkileyici bir film. Savaş fotoğrafçısı depresif bir annenin ölümünün ardından çocuklarının ve eşinin yaşamlarına odaklanırız. Geçmiş ile şimdi filmde iç içe. Isabelle Hubert'ı neden bu kadar övdüklerini anlamak zor değil, iyi bir performans sergilemiş ve çok cool bir kadın ya, "mrs. asalet". Pianist ve Elle filmleri başta olmak üzere filmlerini merak ediyorum. Ve her izlenilesi yapımda karşıma çıkmak zorunda olan Keira Knightley dışında bir isim varsa o da Jesse Eisenberg (gerçi Kristen Stewart ile de yarışırlar hani). Hiç sevmiyorum adamı hangi rolde oynarsa oynasın, o yüzden objektif olamıyorum pek. Bu filmde ama karakterini çok uygun buldum kendisine nedense :).
Moonlight - Barry Jenkins (2016)
Üç bölümden oluşuyor film. Baş karakterin yaşamının üç hali. Buna istinaden yapılan film afişine de bayıldım. Film de güzel. Bence de La La Land'den daha iyi :) (La La Land cilerle kapışırmışız yorumlarda :), yok yok o da iyi de bu daha iyi bence, evde de sürekli City of Stars'ı söylemiyorum zaten :/). Bu arada bir video gördüm Moonlight ile Wong Kar Wai filmlerinin karşılaştırmasını ve tek bir şey diyeceğim Wong Kar Wai'den esinlenmeyen film mi var :). Adam yaşayan efsane :).
Wiener Dog - Todd Solondz (2016)
Beklentilerim yüksekti ama tam karşılayamasa da güzel bir filmdi. Her zaman dediğim gibi potansiyeli yüksek ama tam olarak değerlendirilememiş. Buna rağmen bu içindeki kısa hikayeleri çok sevdim. Oyuncu kadrosu da çok güzel. Şarkıları da :).
Me and You and Everyone We Know - Miranda July (2005)
Miranda July'nin izlediği ikinci filmi kendisinin ilk uzun metraj filmi. Yazıp yönetmiş. Ben bakış açısını seviyorum bu da eksantrik bir film. Kısa filmlerini de bulursam izlemek isterim. İzlediğim ilk filmin incelemesini de umarım yakın zamanda yayınlayabilirim :). Onu da sevdim. Bu film ayrıca sevdiğim iki festivalden (cannes + sundance) de eli boş dönmemiş.
Julieta - Pedro Almodovar (2016)
Ahh Almodovar ahh. Olmamış diyorlardı da yorumlarda duymazlıktan geliyordum. Ben olmamış demeyeceğim. O her zamanki entrikalar, olay içinde olaylar veya türlü türlü hikayeler yok. Var ama çok değil. Fazla şaşırtmıyor. Almodovar filmlerini bilenler öyle şeyler beklemesin. Gayet sıra sıra ilerleyen bir anne kız dramı var ki Almodovar olduğu sadece oradan belli. Bir de o gerçek olmadığı apaçık olan pencereden deniz fırtına görünümü çok moralimi bozdu. İyi bir film ama daha iyi olabilirdi. Belki Antia karakteri daha ön planda olsaydı. Odak noktası yanlış olmuş sanki.
Öneri Makinesini Sosyal Medyada Takip Edin:
https://soundcloud.com/ms-m-5
https://www.tumblr.com/blog/mubblr
https://twitter.com/onerimakinesi