Matt Haig etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Matt Haig etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

1 Eylül 2024 Pazar

Abur Cubur ( Haziran Ayı Okumalarım)

Merhaba, Haziran ayında okuduklarımı sonunda düzenleyip yayınlıyorum. Diğer aylardaki okumalarımı da yazmak istiyorum hafızamdan silinmeden çünkü sonrasında dönüp okumak ve hatırlamak beni de mutlu ediyor. Güncel okuduklarımı ve puanlarımı takip etmek isterseniz diye de Goodreads ve Tiktok hesaplarımı ekliyorum. Keyifli okumalar :).

Goodreads

Tiktok


Kaynak: Pinterest


Tatilde Tanıştığımız İnsanlar - Emily Henry (4.5/5)

Arkadaşlıktan aşka dönüşen bir hikaye. Çeviriden kaynaklı mı bilmiyorum ama bazı yerlerde çok inside jokelar komik olması gerekirken olmamış gibi bir de bazı olayları bağlama şekli çok sıradan gelse de bazı noktalarda üzerinde düşünmemi sağlayan öyle güzel cümleler vardı ki çıtır çerez bir rom-com kitabından biraz daha fazlasını aldığımı hissettirdi. Az üstünde durulsa da karşımızdakinden çok kendimize odaklanmamızdan da bahsetmesi açısından kitabın değerinin artması oldu. Bu çok az üstünde durulan ama okuma keyfini arttıran bir etken oldu. Kolay okunan çıtır çerez mükemmel bir yaz okuması. Yer yer güldürdü de ama beni kişisel deneyimlerim açısından etkilediğinden ben daha çok ağladım ve gözlerim dolu dolu kapattım kitabı :D. Ben çok sevdim. Yazarın diğer kitaplarını da aldım. Bu kitabın yakında filmini de izleyecekmişiz. Umarım eskiden izleyip sevdiğimiz tarzda bir rom-com olur ve keyifli bir film ortaya çıkar. 

Funny Story - Emily Henry (4.25/5)

Bu kitabı da okuyunca anladım ki Emily Henry formülü bulmuş. Karakterler, kurgu ve hatta karakterlerin hayalleri bile diğer kitapla benzer bile değil aynı. Cümleler bile aynı olabilir birini İngilizce diğerini Türkçe okudum bilemeyeceğim ama işte Emily Henry'nin şöyle bir olayı var sonunda öyle güzel kişisel farkındalığa ve terapiye bağlıyor ve bunu da öyle güzel açılıyor ki evet diyorsun yalnız değilim. Bu duyguları hissederken de bunları yaşarken de yalnız değilim ve bunu eğlenmek için okuduğum kişisel morfinim romantik komedi bir kitaptan alıyorsun. Tüm o klişe diyaloglara ve kurguya, gerçek üstü iyilikteki erkek imajlarına; ki kurgu sonuçta ve ticari kaygılarla yazılmış bir kurgudan bahsediyoruz, çok göremesek de okumak eğlenceli böyle erkekleri :D (kim bilir belki vardır :)) rağmen umut veriyor kendine inanma, sorunun kaynağına inme ve farkına varma adına. Ben Emily Henry'yi seviyorum o yüzden hem eğlenceli yer yer komik özellikle başlardaki eski nişanlımın yeni nişanlısının eski sevgilisiyle sevgili olma durumu ile ama bundan çok arkadaşlığa odaklanıyor ki o da güzel. Keyifli bir okumaydı benim için diğer kitaplarını da aldım bu yaz okurum. Bir de dünyası sizi o izlemeyi sevdiğimiz o eski rom-com filmlerine götürüyor o da tatlı bir his. 

Rahatlama Kitabı - Matt Haig 3/5

Yani doğru ve güzel şeyler söylüyor. Kısa kısa notlardan oluşan ve kaygı bozukluğu ya da öz değerle ilgili sıkıntılarımızda, belki de psikolojik olarak karanlık bir dönemden geçtiğimizde açıp okumak ve yaşadığımız şeyin kafamızın içindeki kadar büyük olmadığına ve her zaman aydınlığın ve umudun olduğunu kendi tecrübelerinden de yola çıkarak anlatmış. Lakin, ben bu söylediklerinin hepsini direkt okumaktansa kurgu içinde okumayı severim. Direkt okumak belki kendimize bunu hatırlatanın iyi yoludur ama ben Gece Yarısı Kütüphanesi'ni okurken de zaten aynı çıkarımları yapmış ve daha çok keyif almıştım. 

Çıplak Ceset - Celal Oker 3/5

Dedektif Remzi Ünal serisinin ilk kitabı. Ben ortalama buldum. Sonunu merak etsem de bir polisiye romandan beklediğim gizem ve macerayı çok fazla alamadım bu kitaptan. Detaylı insanı merak ettiren gizeme sahip bir kitap değildi. Seriye devam etmem herhalde.

Yalan Dolan - Veronica Raimo 4/5

Veronica Raimo'nun öz kurmaca olarak yazdığı Yalan Dolan travmalarla dolu bir geçmişin izinde bize yer yer komik yer yer hüzünlü bir yerden anlatıyor hikayesini ve aile, arkadaş ilişkilerini. Cidden böyle kitaplar yazmak herkesin yapabileceği bir şey değil böyle dürüst ve açıkça hayatının en gizli detaylarını anlatabilmek o yüzden ben ayrı bir hayranlık duyuyorum bu yazarlara. Hatıra, gerçek, yalan hepsi iç içe ve asla bilemeyeceğiz hangileri yaşandı ya da hangileri yanlış hatırlanan bir anı ya da yaşanmamış hayal edilmiş bir geçmiş. 

Olay - Annie Ernaux 

Olay'ı okuyunca ki Annie Ernaux uzun zamandır okumak istediğim bir yazardı Yalan Dolan ile benzeştiğini fark ettim. Hikayeleri anlatma ve ikisinin de erkek egemen bir düzende kadın olma ile alakalı notlarından olsa gerek. Annie Ernaux gerçeği tüm çıplaklığı ile yazmış çok cesur bir kadın. Ben hayran kaldım. Okuru rahatsız ettiriyor ki ettirmesi de gerekiyor yaşadıklarının ciddiyetini aktarma konusunda ve bu çirkin düzende bir şeyleri değiştirmek için kendi katkısını sunması açısından da bunu gerekli görüyor ki katılıyorum. Kısa ama çarpıcı bir roman. Ben çok sevdim, yazarı okumaya devam ederim. 

Arkadaşlarla Sohbetler - Sally Rooney 4/5

En az sevdiğim Sally Rooney kitabı oldu. Genç bir üniversite öğrencisinin kendisinden büyük ve evli bir adamla ilişkisini konu alıyor. Baş karakter Güzel Dünya Neredesin'deki karakterlerden birine benzettim, karakterin dış görünüşü ile alakalı yaptığı yorumlardan ve aslında başka insanların onu nasıl gördüğüne dair yapılan betimlemeler bakımından. Sally Rooney en sevdiğim yazarlardan biri, yeni kitabı Intermezzo da bu ay çıkacak diye umuyorum Türkçe'de de. Kitabın sonu beni tatmin etmedi hatta sinirlendi. El birliğiyle tüm karakterler toksik bir ilişkiye evet demiş gibi hissettirdi ve ondan sanırım çok da sevemedim ama yine de kötü değil puanımdan anlayacağınız üzere :D. 

Sır Tutabilir Misin? - Sophie Kinsella 2/5

Eğer ana karakterin aşık olduğu adam anti feminist ve egoist olursa romantik komedi okumak işkence olabiliyor. Zaten erkek karakter hakkında çok fazla da bir bilgi edinemiyoruz, sadece olmak için var gibi; zengin, seksi ve gizemli ama karakter olarak var olmasına yetecek kadar bilgimiz yok. Uçağın düşeyazmasından kaynaklı oluşan gerginlikle yanında oturan yabancıya tüm sırlarını anlatan bir karakterin, yabancının artık yabancı olmadığını öğrendiğinde başlayan bir kurgu okuyoruz özetle. Kitabın iyi yanları cidden Sophie Kinsella'nın güldürmeyi bilmesi ve ana karakterin aile ilişkisini anlattığı kısımlar. İki puanı da ondan verdim zaten yoksa asla önerdiğim bir kitap değil. Keyifli çıtır çerez bir sahil okuması için bile fazla can sıkıcı yukarıda bahsettiğim nedenlerden. Çevirisi ve baskısı cidden çok kötü bu arada eksik cümleler vardı kitapta :D. 

Sahilde Kafka - Haruki Murakami 3/5

Bu kitap ne anlatıyor amacı mesajı ne ben anlayamadım sanırım. En sevdiğim yazarlardan birinin yine en az sevdiğim kitabını okumuş bulunmaktayım. 15 yaşında genç bir çocuğun bir kehanet üzerine evini terk etmesi sonucu başlayan olayları okuyoruz aslında. Anne ve abla özlemi, gerçeküstü olaylar ve birbirinden gizemli karakterler ile hiçbir şeyin cevabını almadığımız 650 sayfalık bir kitap. Büyülü gerçekçilik akımıyla yazılmış, benim de sevdiğim bir tür aslında ama o kadar anlamadım ki mesajını beni rahatsız etti okurken.  

Devamını Oku »