The IT Crowd'u sevgili
Sibelynka'nın blogunda görüp yazısını okuyunca tam benlik dizi deyip çeşitli sebeplerden ötürü geç başladığım ama bir çırpıda bitirdiğim bu dizi en sevdiklerimde yerini aldı bile :).
Komedi türünde geek tayfasından eğlenceli mini bir dizi. Dizi 2010'da bitmiş, 5. sezon kararlaştırılmasına rağmen dizi devam etmeyip 45 dakikalık bir bölümle üç yıl aradan sonra özel bölüm yayınlanmış. Amerikan versiyonu için Moss karakterini oynayan Richard Ayoade de o dizinin kadrosundaymış ama senaryo yazıldığı, reklamları yapıldığı halde bu dizi tutmaz diye zamanın NBC başkanı tarafından yayınlanmamış bir dizi. Bir şirketin unutulan bir katında sadece ihtiyaç olununca aranan IT (Bilgi Teknolojileri) departmanının başlı başına komik iki geek çalışanının yanına iletişim müdürü atanınca ortaya nefis bir ofis komedisi çıkmış.
Bayıldım. Zaman geçmesine rağmen hala repliklerinin kullanıldığı unutulmaz bir İngiliz dizisi olmasından belli zaten. Karakterler abartılı, dizi genelde abartılı ama iki bölüm sonra hemen ısınıyorsunuz (zaten onun da bir amacı var aslında bakarsak :)). İlk başlarda pek ısınamadığım Reynholmları bile iki bölüm sonra sevmeye başladım.
Minimalist, dekoru ve kostümü de başarılı güzel bir dizi. Benim gibi geek tayfa dizilerini seviyorsanız bu diziyi de çok seveceksiniz.
Roy'un her bölüm mesajlı resimli tişörtleri beni benden aldı. Oynayan
Chris O'Down ise kalbimi çoktan kazandı :).
Moss'u oynayan en sevdiğim filmlerden "Submarine"'nin yönetmeni
Richard Ayoade bu karakterle beni oldukça güldürdü, kendisi filmiyle zaten kalbimdeydi bu karakterle yeri büyüdü. Saçları zaten olay :).
Jen karakteri ise güzelliğinin arkasına sığınmayıp iyi bir komedyen olarak karşımıza çıkan
Katherine Parkinson ile hayat bulurken yine dizinin vazgeçilmez bir karakteri.
Tanıtımı ve müziği de çok ama çok iyi. Aralarında en çok Moss benziyor saçlarıyla gördünüz mü direkt tanıyorsunuz ve Roy'da yine manalı tişörtü, düşük omzu ve kıvırcık saçlarıyla tanınırken, Jen takım elbisesi ve kızıl saçlarıyla dizinin genel temasına uygun güzel bir müzik de ekleyerek hoş bir tanıtım yapmışlar. Sadece her bölüm başında oynatılan tanıtımında değil tüm dizi boyunca karakterlerinin benzer kıyafetlerini taşıyorlar (bknz:üstteki resim:)).
Tabi dizimiz bu üç karakter üzerinde yoğunlaşsa da bir de Reynholmlar var. Şirketin sahibi baba
Denholm Reynholm'un (
Christopher Morris) ölmesi ve yerine oğul
Douglas Reynholm'un (
Matt Berry) gelmesiyle dizi yeni absürt bir başka karaktere ev sahipliği yapıyor. Başlarda antipatik gelen bu karakterler zamanla sizi güldüren karakterlerin yanında yerini alıyor. Sanırım baba Reynholm'dan daha çok da rolü oluyor ilerleyen bölümlerde oğul Dougles'ın.
Bir diğer yan karakterimiz yıllar sonra keşfedilen departmanın bir diğer elemanı gotik
Richmond'u canlandıran beni geldiği her sahnede güldüren
Noel Fielding ile kadro tamamlanır. Unutulan departmanın unutulan elemanı dizide müthiş bir tat. Yalnız o bölümde bir kapıdan çıkan Richmond'un bir başka kapı gösterilip kapının gizemini koruması beni meraklandırdı, keşke o kapı da açılsaydı :).
Dizinin üç yıl sonra çekilen bölümünde herkes değişmiş ama Chris O'Dowd baya yıllanmış :). Yaşlanmış dersem çarpılırım, karizma olmuş. O geek kimliğe sığmamış taşmış :). Zaten İngiltere'den çıkıp en çok adını duyuran isimlerden biri de o. İlk bölümlerde daha çok geek olarak rol verilse de daha sonraları o rolünün birazını Moss'a devrederek daha çok sürekli sevgilisi olan ama aradığı mutluluğu bulamayan durumu ile beni şaşırtsa da bu duruma adapte oldum. Başta Moss ve Roy daha benzerken ilerleyen bölümlerde Roy aradığı aşkı bulamayan romantik daha az absürt bir geeke dönüştü. Başta ikisi de absürt yalnız kendi hallerinde geeklerdi :).
Dizinin en güzel yanı bu stereotip ve klişe gibi duran karakterlere rağmen sözünü esirgememesi ve dönemin yeniliklerine ya da gündemine getirdiği eleştirileri mizahla anlatması diziyi başka bir boyuta taşımış. Zaman zaman sosyal medya, zaman zaman kapitalizm ile mekanı itibariyle ofis ortamını ve şirket çalışanlarını başladığı andan itibaren tiye alan bu dizinin en çok mizahını yaptığı şey tabi ki Londra yani İngiltere idi. Bu da dizinin bir diğer güzel yanlarından biri.
4 sezonu 6 bölümden oluşan ve 5. sezonda 45 dakikalık bölüm ile kapanışı yapan bu ekip umarım ilerde yeniden bir reunion yapar ve bize yeni güzel bölümler sunar çünkü benim ara ara açıp izleyeceğim ve güleceğim bir dizi oldu. Kaliteli, eğlenceli ve çok da uzun sürmeyen bir dizi arıyorsanız bu diziyi kesinlikle izleyin. Hala güncelliğini koruyan konularla mizahını yapması yeni izleyenler için pek de yabancı olmayacaktır.
Devamını Oku »