19 Ağustos 2014 Salı

Nostaljik Filmler vol #1

Biraz nostalji yapalım. Ülkecek sevdiğimiz, Yeşilçam'ın dört yapraklı yoncasının ikisinin oynadığı iki nostaljik romantik komedi filmini size önermek isterim. Yıllardan beri en sevdiğim filmlerden olan Tatlı Meleğim' i geçenlerde tekrar izleyince, bir de 60 yapımı "Cici Katibem" in başka yorumu olduğunu öğrenince onu da izleyeyim deyip ona da bayılınca paylaşmak şart oldu. İlk olarak benim ilk göz ağrım Tatlı Meleğim' le başlayayım.

Tatlı Meleğim (1970)




1970 yapımı bu filmde Türkan Şoray'ı herhalde tek çirkin (ne kadar olabilirse) olarak görebileceğimiz bi nevi intikam filmi ki ben bayılırım bu tür hikayelere, bu türde milyon tane film yapsalar izlerim. Bu filmi de az izlemedim doğrusu :). Malum intikam soğuk yenen bir yemektir, burada da Leyla (T.Şoray) iyi daktilo yazabilen ama dış görünüşünden dolayı çapkın patronlar tarafından istenmeyen bir sekreterdir. Ediz Hun nam-ı diğer Murat şirketin sahiplerindendir ve acıdığından kızımızı işe alır. Olaylar da orada başlar, zira Murat'ın üzerine 100 bin lira verseler bile öpmem lafı kendisine pahalıya patlayacaktır. Leyla bu lafı duyunca da tabi üzülür ama zamanını bekler bilmeden. Sonrası da malum. Filmin müzikleri de şahanedir ki zaten benim için önemli bir kıstas. Ediz Hun benim en beğendiğim jöndür. Kendisini bu filmde Hippi olarak görmemiz de mümkün :). Film de tüm sevdiğimiz oyuncular mevcut; Münir Özkul, Suzan Avcı, Süleyman Turan, Leman Akçatepe. Türkan Şoray'ın kıyafetleri ve saçlarının rengi de ayrı güzeldir. Diğer filme göre başrol bir tık daha sert geldi bana. Adeta öncesinde ne kadar kaba olursa sonrasında da bi o kadar dayanılmaz güzelliği olacağının habercisi gibi.

Cici Katibem (1960)





Gelelim ikinci filmimiz Cici Katibem' e. Bu film diğerinin aksine siyah - beyaz. 10 yıl önce çekilmesine rağmen ilkinden altta kalır yanı yok. Yine bir güzelimiz ve jönümüz var, aynı derecede komik. Burada şu ana kadar en tatlı Fatma Girik'i izledim herhalde. Öncesi de sonrası da ayrı bir tatlıydı. Orhan Günşiray'ı daha önce izlemedim herhalde, izlediysem de hatırlamıyorum ama daha da unutmam. Gerçekten yakışıklıymış. O yakışıklılıktan beklenmeyecek mimiklere de sahiptir. Zira filmde epey güldüm. Hikaye az çok aynıdır. Bu filmde ek karakter olarak şirket sahiplerinden Cemil' in (Suphi Kaner) kayınvalidesi de vardır. Rolü Mualla Sürer oynayınca da ayrı bir güzel olmuş. Fatma Girik' in bu kadar komik ve tatlı olabileceğini düşünmemiştim doğrusu, bayıldım. Film de Twist müziği ve dansını görmek mümkün.

Sonuç olarak bu iki güzel Çirkin Betty tarzı filmleri izlerseniz pişman olmazsınız.

Bonus: Tatlı Meleğim' e damgasını vuran müthiş şarkı.

Modern Folk Üçlüsü - Deriko


Devamını Oku »

8 Ağustos 2014 Cuma

Mild Tunes

İşte size kitap okurken, yazı yazarken ya da sadece yağmuru izlerken dinleyebileceğiniz, içinizi ısıtacak bir liste. Genellikle indie müzikten ve yabancı şarkılardan oluşan listede kimler var derseniz Grizzly Bear, Kings of Convenience, Band of Horses, Agnes Obel, Choir of Young Believers, Fleet Foxes ve daha fazlası. Yine Vj'liğe bağladım. İşte liste :). Sadece aşağıdaki Mild Tunes yazısına tıklamanız yeterli, zamanla eklemeler olacaktır :).

                                                              Mild Tunes

Devamını Oku »

Yalnız Adamlar Senfonisi

Aşağıda göreceğiniz kitapların anlatıcısı dışarıda başka içeride bambaşka bir dünya yaşayan her ne kadar yalnız desek de kimileri sonunda yuva kurup, mutluluğu bulsa da bizi bu sınırlı sayfa sayısında kendi düşüncelerine ortak eden adamların yazısı. Kısacası anlatıcısı birinci tekil kişi olan, yalnız adamların kendini anlattığı birkaç güzel roman önereceğim J

J.D. Salinger –  Çavdar Tarlasında Çocuklar - Holden Caulfield




Bir dönem gençliğini etkilemiş (hatta bazılarını yanlış etkilemiş), hala çok okunanlar listesinde olan sorunlu genç Holden’ ın hikâyesi kesinlikle okunmalıdır. Benim de favorilerim arasında olan bu kitapta Holden’ın düşüncelerini okuyoruz. Hani bazen kitap okurken dersiniz ya “ Evet ya aynen öyle, ben de öyle düşünmüştüm”  diye işte o kitap bu kitap. Bir nevi ilham kaynağıdır benim için bu listeyi yapmamda da (Her ne kadar 16 yaşında bir çocuk olsa da ).

Yusuf Atılgan – Aylak Adam - C.




Tam olarak birinci tekil şahıs diyemesek de yer yer C.’nin ağzından anlatılanlara şahit oluyoruz. O yüzden bu güzel roman da listemize giriyor. Kendisini anlatmaya övmeye de pek gerek yok sanırım. Kitap zaten çoğu kişinin favorileri arasında. Herkes biliyorsa ne diye listeye aldın aa akılsız da demeyin. Belki kıyıda köşede hala okumamış, tereddüt edenler vardır. İşte gençler tereddüt etmeyin alın okuyun. Son uyarıdır J

Robert Silverberg - İçeriden Ölmek - David Selig




Bu kitap aslında normal bir dünyada normal bir şekilde yaşayan (!) bir adamın öyküsü, David Selig’in öyküsü. Tek bir farkla, kahramanımız insanların düşüncelerini okuyabiliyor. Aman ne de klasik demeyin. Zavallı adamcağızın nadir bulunan bu yeteneği gittikçe azalıyor ve biz de bu iki durum arasındaki geçişi izliyoruz. Yazar o kadar güzel anlatmış ki, kendinizi o sıkıntılı durumun içinde buluyorsunuz, hatta neredeyse hissediyorsunuz.

Uygar Şirin – Karışık Kaset - Ulaş




Bu şarkılara aşık, kafası karışık İrem'e aşık gencimizin 10 yıllık arayla kendi anlatımıyla hayatına tanık oluyoruz.  Bu kitabı benim için güzel yapan beni güldürmesinin yanı sıra, herhalde her fırsatta karşımıza çıkarılan şarkılar sevmemin nedenidir. Her  duruma Ulaş'ın şarkı bulması sizi ayrı keyiflendirecek. Bir de mevzu bahis kitabımızın adını taşıyan karışık kasetler mevcut. Sezen Aksular, MFÖ'ler size benimkilerden güzel olmasın güzel temalı şarkılar da sunuyor. Bir solukta okuyacağınız zaten film tadında geçen bu şarkılı, eğlenceli kitap tam yazlık.

Not: Filmini de yapıyorlarmış, bakalım nasıl olacak. Baba tam olmuşta, Sarp Apak ve Özge Özpirinççi pek olmamış gibi ama bakalım :/.

Hüsnü Arkan – Ölü Kelebeklerin Dansı - Haldun




Yazar, canımız ciğerimiz Hüsnü Arkan.  Bizi Haldun’un ölüler dünyasında bir yolculuğa çıkarıyor. İlginç karaktere sahip,birazcık kasvetli bir roman. Ee ne de olsa ölen insanların yaşadığı bir yer (!).

Devamını Oku »

5 Ağustos 2014 Salı

Türkçe Alternatif Müzik

Bu karışık liste Türkçe Alternatif Müzik yapan gruplar, sanatçılardan oluşuyor. Kimler mi var Çilekeş, Ceylan Ertem, Mor ve Ötesi, Multirap, Neyse ...  Türkçe İndie listemize göre biraz daha sert ama seveceksiniz.

 Zamanla yine yeni şarkılar eklenecektir, takipte kalın.

                                                             

                                                           Türkçe Alternatif Müzik
Devamını Oku »

1 Ağustos 2014 Cuma

Cover Canavarı

Bilen bilir cover merakımı. Şarkının orijinali kadar sever, hatta bazen daha çok severim. Burda da sizin için sevdiklerimi derleyip topladım. En popüler şarkılardan,  az bilinenlere her telden şarkı bulmanız mümkün. Emin olun hepsi orijinalini aratmayan coverlar. Sevmeyenler de şans versin listeye bir göz atsın. Zamanla yenileri eklenecektir. Takipte kalın :).

Not: Bu sefer yabancı şarkılar listesi oldu, en yakın zamanda Türkçe coverlar geliyor.



                                                              Cover Monster

Devamını Oku »

Halihazırda devam eden komedi dizileri


Siz de yazı evde geçirenlerdenseniz bu bölüme dikkat! Ezelden beri dediğim, yaa hayat zaten acı bari filmlerde gülelim, mantığıyla ne kadar komedi dizisi varsa çoğuna bakmış, izlemişimdir. Bitmiş dizilere de ayrı bir düşkünlüğüm vardır onlar ayrı bir yazının konusu. Türk dizilerinden başlayayım. Şu aralar kaçırmadan izlediğim iki dizi var üçüncü dizi de arada takip edebildiğim “über komik” dizi ki zaten fanı çok.


Kardeş Payı

İlk olarak şu aralar popüler olan Kardeş Payı’ndan başlayayım. Zaten Ahmet Kural - Murat Cemcir - Selçuk Aydemir dinamik bir grup. Bu üçlüyü ben geç izlemeye başladım. Siz yokken biz vardık takımındaki siz yokken kısmında olanım ama bu diziyi hiç kaçırmadım, severek izliyorum. Yaptıkları hiçbir işte kötü olmuyor. İlk başta izleme sebebim onlar olsa da dizinin yan karakterleri de aldı başını gitti. Emrah, Feyyza, çıraklar, Yiğit ve babası(Sen neymişsin be Ali İhsan), Hamiyet, Şerif, Oğuzhan ve Sezai’nin dişleri (ıyyy) diziyi dizi yapan asıl karakterler olup çıktılar. İnce espriler, A.Kural’ın mimikleri, dans gösterileri, şarkılar, türküler hepsi var. Size favori sahnemi paylaşayım, ben hala açar arada gülerim.

Ali : Haydar haydarmış ya lan, sabahtan beri yanlış şarkıya girmeye çalışıyom.


Bonus: Eda - Metin - Emrah aşk üçlüsü J



Bir Kadın Bir Erkek




Dizi aslında bitse de Demet Evgar’ın Twitter hesabından bize güzel haberi vermesiyle oynaya oynaya bu diziyi bu kategoriye alıyoruz. Dizi yabancı format zaten başarısı bilmem kaç ülkede kanıtlanmış. Ama bizim ülkedeki başarısı kesinlikle bu güzel, süper yetenekli iki oyuncunun sayesindedir. Demet Evgar ve Emre Karayel. Sadece onların yüzünü gördüğümüz için mimikler ses tonu hareketler hepsi ayrı önem kazanıyor haliyle bu iki oyuncu çok önemli. 


Zeynep karakteri Demet Evgar(sizce de Emily Blunt’la çok benzeşmiyorlar mı?) için biçilmiş kaftan resmen. Onun kıskançlığı, elinden düşürmediği kitapları, annesi, arkadaşları, aşkı her şeyiyle öyle güzel uyum içindeki bir an bile yadırgamazsınız. 



Emre Karayel tipik bir erkek özelliklerini taşıyan Ozan karakterini canlandırıyor. Her ne kadar ben Zeynep’in dediği kadar -hadi o kelimeleri kullanmayalım da- ağaç gövdesinden yapılma veya güzide bir hayvanımız kadar olmasa da onun da maç varken veya oyun oynarken insanlıktan çıktığı olmuyor değil. O da Fenerbahçe aşkı, Zeynep’ e olan zaafı, Zeynep’in annesine olan sevgisi(!), işi ile gönlümüze taht kurmuştur. İkisinin uyumu tartışılmaz zaten. Kavga da etseler, mutlu da olsalar her daim komikler. Bir an bile gülmeden duramazsınız.

Yalan Dünya


Gülse Birsel’in mizah anlayışını, kalemini seviyorum. Karakterleri de her zaman insanların hafızasında yer eden, eğlenceli kişilikler. Her ne kadar Avrupa Yakası’nın yeri ayrı olsa da bu dizi sırf Füsun Demirel ve Hasibe Eren, nam-ı diğer Sıdıka ve Safiye Saka, onları yeniden anne-kız olarak görmek için bile izlenir. Tabi ki Antakyalı Altan Erkekli ( her ne kadar dilini ağır bulsam da), ve Gönül Ülkü için de. Diğer karakterlerin zaten kendi içinde hayran kitlesi var. Ayrı ayrı anlatmayacağım. Düzenli olarak izlemiyorum ama arada denk gelince de fena olmuyor.

Gelelim yabancı dizilere :

Modern Family





İşte tam yaz dizisi. Sırf yazın izleyeyim diye son sezonunu izlemediğim, içinde bir tane bile sevmediğim karakter olmayan nadir dizilerden. Zaten ilk sezondan hatta bölümden sonra bağımlısı olacaksınız. Bu neşeli ve birbirine bağlı modern aileyi siz de çok seveceksiniz. Tek tek sevdiğim karakterleri yazamayacağım çünkü ana karakterlerin hepsini seviyorum, birini diğerinden ayırt edemiyorum. O yüzden arada bir görünüp kaybolan bazı yan rollerden favorilerimi söyleyeyim. Dylan var saf mı salak mı anlayamadığım, Sal var gay çiftimizin kankası, Javier Delgado, Gil Thorpe.. Gördüğünüz gibi yan rollerinde bile seçim yapamıyorum öyle güzel dizi <3.

Parks and Recreation



İşte çalışkan ama takıntılı, sevimli ama rahatsız edici derecede arkadaşlarına düşkün, Pawnee ve waffle sevdalısı muhteşem kadın Leslie Knope. Bu kadını sevmemek imkansız. Dizi de zaten aşırı komik. Ron Swanson, kendi başına dizi yapabilecek bir abimiz. Ona bayılıyorum. Hele bir de Aubrey Plaza  ve Rashida Jones ( diziden ayrılmış olsa da L)var ki  dizide tadından yenmiyor. Chris (o da gitti) ve Andy de en çok güldüklerimden. The Office izleyip sevenler bu diziyi de seveceklerdir( sadece ilk bölümünü izleyip bırakmıştım, belki bir gün yeniden). Formatı da aynı zaten yaratıcılarından biri The Office’in yazarlarından Greg Daniels. 

New Girl




Güzel gözlü, dalgalı saçlı, duru tenli canımız Zooey Deschanel dizi yapar da izlenmez mi? Tabi ki izlenir hele ki ilk bölümü o kadar güzel olur ki sayısız kez izlenir, en azından ben J. Kızımız üç ev arkadaşının dördüncüyü almaya niyetlenip internete ilan vermeleri üzerine, Schmidt (ki kendisi efsanedir) tarafından yazılan ilanı kızlar topluluğu sanıp evi görmeye gelir, erkek olduğunu görünce de vazgeçmez. Sevgilisinden yeni ayrılmış, aldatılmış(işte bunlar hep days of summer, Tom laneti) bu güzel arkadaş topluluğuyla kalmak ister. Velhasıl kabul edilir. İşte komedi de orada başlar. Her ne kadar son sezonu diğerlerine göre vasat bulsam da, yine de kötü değil,eğlenceli bir dizidir. Sırf o güzel apartman dairesi için izlenir <3

Not: Neden artık Jess'i olur olmaz yerde şarkı söyletmekten vazgeçirdiler ki, başlı başına diziyi sevme nedenidir.

Baby Daddy




Bileniniz var mı bilmem, Üç adam bir bebek serisi vardı hani Polis Akademisi’nin Mahoney’i Steve Guttenberg, Tom Selleck ve Ted Danson’ın oynadığı, evet evet o şeker film. İşte onun modern versiyonu. Tabi farklılıklar yok değil. Dizinin en önemli artısı herhalde iki kardeşimiz Ben ve Dan’in anneleri Bonnie Wheeler’dır. Şahsen en çok ona gülüyorum. Tucker, Ben’in ev arkadaşı ve Riley, Dan’in kankası ( umarım en yakında sevgilisi deriz), ile de dizi iyice şenleniyor. Eğer izlemediyseniz yine bu yaz eğlenerek izleyeceğiniz güzel bir dizi.


2 Broke Girls



Güzeller güzeli, bağımsız filmlerin prensesi  Kat Dennings ve şimdiden en iyi komedi oyuncuları arasında yerini alması gereken Beth Behrs’ in yollarının kesiştiği komedi dizisi. Hem de o kadar güzel cupcake yapıyorlar ki izlemek o kadar da kolay olmuyor. Ama o gösterdikleri cupcakeler kadar güze olanl bir dizi bu. Yan rollerdeki Sophie, Oleg, Han Lee, Earl de dizinin diğer güzel yanları. Sophie’yi Jennifer Coolidge canlandırıyor, başkası oynasa bu kadar sever miydik bilmiyorum. Ve bu dizideki evcil hayvanımız Chesnut, kendisi at olur efendim. Evet evet at yanlış okumadınız, izleyince nasıl beslenirmiş öğreneceksiniz. 

Bonus: Bu iki güzel kızımız People’s Choice Awards 2014 sunmuşlardır. Beth Behrs’in komedi oyunculuğunun ne kadar iyi olduğunun başka bir kanıtıdır. O mimikler, hareketler. Bu kıza dikkat!



The Big Bang Theory




Diziyi izlemeyen, izleyip de beğenmeyen yok zaten.  Ben her klasik dizi fanı gibi bu dizinin hastasıyım.  O yüzden sadece birkaç video paylaşıp bu yazıyı kapatacağım. Yüzünüzden gülücükler eksik olmasın, esen kalın efendim J

Gençler bilmelisiniz ki Aquaman sucks!



Soft Kitty olsun Smelly Cat bunlar hep yiğidin kamçısı.



Bazinga !




Devamını Oku »

30 Temmuz 2014 Çarşamba

Bittersweet deyince...

Bittersweet kelimesinin sadece güzel olmadığı şarkıları da güzelleştirdiğine kanıt 5 şarkı :


5. The Verve - Bittersweet Symphony



Bittersweet denilince direkt aklımıza gelen, klibiyle şenlendiren şarkı, cause it's a bittersweet symphony, this life.

4. R.E.M - Bittersweet me



Bir dağıldılar bir tekrar bir araya geldiler derken hala devam mı tamam mı anlayamadığım R.E.M şarkısı. Onlar karar veremeye dursun biz eski güzel şarkılarıyla idare edelim.

3.Radiohead - Reckoner



Şarkının adı "Bittersweet" olmasa da, biz Tom Yorke' un sesinden "bittersweet distractors" diye duyarsak bu listeye alırız çünkü biz Radiohead severiz <3.

2. Apocalyptica feat Ville Valo And Lauri Ylonen - Bittersweet 




H.I.M grubunun canımız ciğerimiz solisti Ville Valo ve The Rasmus grubunun solisti Lauri Ylonen çello ustalarıyla düet yapacak, hem adı bittersweet olacak.Bu Finlandiya fırtınası bizi de etkisi altına almadan bırakmayacak tabi ki.

1.Sophie Ellis Bexter - Bittersweet




Son olarak da "Bittersweet" şarkılarındaki sweet kısmı ağır basan son şarkımızı paylaşalım. Kendisi şeker, şarkısı şeker, klibi şeker. Seviyorum bu kızı.  O zaman kapanışı hep beraber yapalım. " Your love is biiiitt - tersweet..." :)

Devamını Oku »

29 Temmuz 2014 Salı

Rockçı mı dedin?


Sizlere bayılarak izlediğimiz konserlerinde kafa salladığımız, rockçı ağır abilerimizin aslında o kadar da ağır olmadıkları, kop kop müziğe yaptıkları katkıları paylaşmak istedim. Tamam hepsi öyle çok sert müzik yapmıyor ama kulüplerde de dinlemiyoruz yani. Birbirinden güzel bu on şarkılık listeyi ben sizin için derledim, topladım. Keyifli dinlemeler. Müzikle kalın, esen kalın (hep demek istemişimdir) :).



                                                            Rockçı mı dedin? 


Devamını Oku »

Yalçın Tosun Sevmek



Kimdir? 1977 Ankara doğumlu Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu, İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde öğretim üyesi; Anne, Baba ve Diğer Ölümcül Şeyler, Peruk Gibi Hüzünlü ve Dokunma Dersleri kitaplarının sahibi; Notre Dame de Sion ve Sait Faik Hikâye Armağanı ödüllerine sahip güzide bir abimiz.


Neden seviyorum? Yukarıdaki bilgiler kitabın ilk sayfasından edindiğim bilgiler. Asıl konuya gelirsek neden Yalçın Tosun okumayı sevdiğime dair size özetle birkaç sebep vereyim. Bir kere kitapların adı çok güzel ve orijinal.  Hiçbir bilginiz olmasa bile kitabı elinize aldığınızda Anne, Baba ve Diğer Ölümcül Şeyler adını gördüğünüzde bu neymiş diye bakmadan geçemezsiniz. İkinci sebep herhalde yazarın kendisinin dediği gibi “utangaç, kenarda kalmış, sesi az çıkan çocuklara hayatın vermediği söz hakkını öykülerinde vermek istemesi” (söz konusu alıntıyı içeren röportajın linki aşağıda). Yani bir nevi Robin Hood J.  Sanılmasın ki mutlu sonlar var bu kitaplarda. Kitaplara genel olarak bir hüzün hâkim. Dediğimiz gibi karakterler hayatın onlara iyi davranmadığı, klişelere uymayan kişiler. Doğal olarak toplum tarafından hoş görülmeyen, dışlanan kişiler. Öyle güzel anlatır ki hikayelerin gerçekliği sizi rahatsız eder. Anlatım dili güzel ve akıcıdır bir an bile sıkılmazsınız. Öyküler kısa, kitaplar ince o yüzden okumalara doyamıyorsunuz ve öykülerin sonunda her zaman düşünmek için zamana ihtiyacınız oluyor. Benden bu kadar biraz da kitaplardan alıntılarla Yalçın Tosun anlatsın öykülerini.

Anne, Baba ve Diğer Ölümcül Şeyler





-          “Akıl hastanesinde yattım ben Tülin. Aşk yüzünden delirdim. Bir insanın daha büyük bir başarısı olabilir mi? “ (Kale Direği)

Peruk Gibi Hüzünlü



-          “Her şey her zaman olduğu gibi insanın kendisiyle ilgiliydi işte, kendisiyle ve hissedip söyledikleriyle. “ (Beyaz Sabun)

-          “Birden çocukken en sevdiği rengin sarı olduğu aklına geldi. Bu hatırlayış şaşırttı onu. Nasıl da değişiyordu insan zamanla. Uzun zamandır kendini solgun gösterdiğini düşündüğü sarıdan hiç hoşlanmıyor ve bu rengi üzerinde taşımak istemiyordu. Çocukken böyle şeyler düşünmüyordu insan ne de olsa. Güdüleri ve beğenileri üçüncü kişilerin gözüyle kirletilmiş olmuyordu henüz. Mutluluğun aranan bir şey haline henüz dönüşmediği zamanlardı onlar.” (Bir Gök Bakımlık)

Dokunma Dersleri



-          “Dersimdin çalıştım, parmak uçlarına kadar ezberledim seni.”(Damdaki)

-          “Sözcükleri tozlanmasın diye özenle paketleyerek rafa kaldırma sanatıdır evlilik.”(Bir Kocanın Gizli Defterinden)
      
     Bonus :  Yazarı Mabel Matiz sayesinde tanıdım, Peruk Gibi Hüzünlü kitabındaki aynı adlı şiiri bestelemiştir. İşte sözler, işte şarkı.


çocuklar tekinsizdir
annelerse uçurum
olur olmaz,olur olmaz düşürür
bitmemiş her sevişme
paslı bir iğne gibi

doğrudan, doğrudan kalbe yürür
söz bitimi gibidir
odanın her köşesi
bi kuşatma büyütür
gece sona ermeden
peruk takan birini öpmezsem
yaram büyür
gece sona ermeden
peruk takan birini öpmezsem
yaram büyür




İlgili link : http://www.okuryazar.tv/yalcin-tosun-dokunma-derslerini-anlatiyor/
Devamını Oku »

28 Temmuz 2014 Pazartesi

Neydi o filmin müziği?



Benim gibi neydi o çalan, aaa bak burdaki şarkı çok güzel deyip film kadar çalan şarkılara da önem veriyorsanız işte size benim sevdiklerimden oluşan güzel bir liste. Sırf şarkı güzel diye oturup filmi nasılmış diye izlediğimi bilirim. Filmin konusu, oyuncuları vs kadar önem veririm. Hatta bazen şarkı güzel olur film yetersiz kalır. Burada da karma bir liste göreceksiniz. Filmlerin hepsine garanti veremem ama şarkılar güzel. Zamanla gelişecek olanlardan. Şimdilik sizi başta Days of Summer, The Closer, Once, Naked, Uzak İhtimal gibi filmlerinin unutulmaz müzikleri ile baş başa bırakıyorum :)


                                                    Soundtrack

Devamını Oku »

Before Serisi (Seri Filmler #1)

 (az çok spoiler içerir ^^)

Bu filmleri izlemekte neden geç kaldım bilmiyorum, puanları yüksek, kötü yorum yok falan filan derken 3 gün art arda izleyivermişim tüm seriyi. Zaten çoğu yerde görmüş okumuşsunuzdur ama benim favorilerimden tam da mevsiminden olduğundan bu blogda olmazsa olmazdı.

Before Sunrise (1995)



Serinin ilk filmi,tanışırlar görüşürler sözleşirler falan. Ethan Hawke ile Julie Delpy henüz gençliklerinin baharındayken bir delilik yapıp (bence öyle tanımadığın insanla sen kalk Viyana sokaklarında gez, hırlısı var hırsızı var, sapığı var neyse) trende oturup 15 dk konuştuktan sonra tüm gün gezerler, süre de adından anlaşılacağı gibi güneş doğmadan önceye kadar. Ve Viyana bu iki gence mekan olur ve biz onların spontane gelişen konuşmalarını dinleriz. Sıkıcı gibi görünse de bu güzel çiftin diyalogları sizi alıp götürecek zamanın nasıl geçtiğini anlamayacaksınız. Serideki ikinci favori filmim olur J

Before Sunset (2004)


İşte benim favorim. İlk tanışmanın verdiği acemilik, birbirini hiç bilmemezlik yok ya da tam tersi. Biraz pişmanlık filmi aslında. Sevgili Lütfi Akad' ın "Vesikalı Yarim" filminin unutulmaz repliği “Çok önceden rastlaşacaktık” bu film için bence uygun. Neden, ee bunlar zaten tanışıyor, sonu da mutsuz değil derseniz aradan 9 yıl geçmiştir. Zaman durmaz akar, gençlik. Ethan Hawke abimiz de boş durmamış evlenip çoluk çocuğa karışmıştır. Zaten diyaloglarda da demiştir kendisi “neden gelmedin neden gelmedin yarim yarim diye.”(bakınız abartılı çeviri :P) En çok alıntıda bu filmden olur bence. Bu filmlerde önemli olan sonunu öğrenmek değil, bize, bu iki gencin hayatından bir iki saat içinde sunulan güzel diyaloglarıdır. O yüzden sonunu öğrenince üzülüp filmdeki asıl meseleyi kaçırmayın ;).Bir de bu filmin bonusu vardır ki ayrıca bunun için sevilir. Julie Delpy’ nin Little Jesse için yazdığı o güzel vals.

Bonus I :



 Bonus II : Son sahne



Céline : Baby, you're gonna miss that plane

Ve Jesse'den ibretlik cevap

Jesse : I know :)














Before Midnight (2013)


Vee mutlu son. Hayır hayır geriye sar. Evlenince film bitmez aksine asıl hikaye o zaman başlar diye bir yerde görmüştüm (Bu arada kim demişse güzel demiş, ağzına sağlık). Daha uygun bir durum yok. Burada da evlenince hikaye bitmiyor başka bir hikaye başlıyor. Ve bu filmde bütün diyaloglar mutlu, tamamen özgür veya hayalsi değil. Bu filmde gerçek hayat var. Çocuklar, sorunlar, içe atılmışlıklar, küçük mutsuzluklar var. Ki zaten aksini gösterse bu kadar etkili olmazdı nitekim bu film gerçeğe bir o kadar yakın. Bir ara filmde kendimi onların çocuğu gibi hissedip onlar kavga edince gerilsem de J bu film(ler) size o aile sıcaklığını veriyor. 



Not : Her ne kadar alıntı yapmak istesem de paylaşmayacağım zaten her bi şeyini söyledim asıl mesele o dedim tadını iyice kaçırmayayım :D 


Devamını Oku »

Az bilinen çok sevilen şarkılar

Sizler için şimdi şöyle hafif tınılı bir müzik olsa ama aynı zamanda Türkçe de olsa dediğinizde açıp dinleyebileceğiniz; Sakin, Sapan, Yüzyüzeyken Konuşuruz gibi grupların başını çektiği arşiv niteliğinde bir liste yaptım. Nerede mi hemen aşağıda :).





Güncellendi.


Devamını Oku »

27 Temmuz 2014 Pazar

Alper Canıgüz Sevmek


Kimdir? 1969 yılında İstanbul’ da doğmuştur. Okuma sevgisini babasına, yazma tutkusunu müzik kabiliyetinin olmayışına borçludur. Kahkahalarla ağlatan ve hıçkırıklarla güldüren kitapların yazarı olarak anılmayı isteyen Canıgüz, politik açıdan kendisini narsisizme yakın bulmaktadır. (Kitaplarındaki tanıtım, bu bile Alper Canıgüz’ ün mizah anlayışını yansıtıyor J) Boğaziçi Üniversitesi Psikoloji Bölümü mezunudur. Ayrıca kendisi bir Afili Filintadır.


Neden seviyorum? Ee absürdlüğün kitabını yazdı. Eğlenceli, bol genel kültürlü, akıcı romanları var. Elinize aldınız mı bırakasınız gelmiyor. Ha bir de Alper Kamu (duymayan yoktur herhalde) diye bir karakteri var, pek yaman, pek bilmiş, evimizin dedektifi. Dostoyevski, Oğuz Atay okur. Yaşının gerektirdiklerini hep saçma bulur. Alper Canıgüz’de öyle güzel anlatır ki bunları gülmeden duramazsınız. Hikâyeleri akıcıdır, hep bir merak unsuru vardır. Bazen de öyle bir an gelir ki bir şeyler boğazınızda düğümlenir kalakalırsınız. Hikâyelerdeki en küçük ayrıntıyı atlanmaz, sonunda anlarsınız önemini. Merak edilen soruların cevaplarını hep alırsınız. En iyi giriş cümlelerine sahiptir. Dört kitapta da bu özellik değişmez, kanıt olarak işte kitapların ilk paragrafları J

Tatlı Rüyalar




“HAYATIMI SATIYORUM!
25 yaşında, iyi eğilimli, iki yabancı dil bilen sağlıklı gene, geri kalanını temin edebilmek                          amacıyla hayatının bir bölümünü satıyor.                                                                   
   İlgilenenler aşağıdaki telefon numarasına başvurarak randevu alabilir.”


Oğullar ve Rencide Ruhlar



"Beş yaş insanın en olgun çağıdır; sonra çürüme başlar.
Ben Alper Kamu, birkaç ay önce beş yaşına bastım. Doğum günüm yaklaşırken vaktimin büyük kısmını pencerenin önünde, dışarıdaki insanları izleyerek geçiriyordum. Hızlanarak, yavaşlayarak, türlü sesler çıkararak ve bir yerlere bakarak yaşayıp gidiyorlardı. Bir gün onlardan biri haline geleceğimi düşünmek beni hasta ediyordu. Ne yazık ki bundan kaçış yoktu. Zaman acımasızdı ve ben hızla yaşlanıyordum.”


Gizli Ajans



“Borges ve Kemalettin Tuğcu’nun aynı kişi olduğunu öğrendiğimde hayatta bundan daha korkunç bir gerçekle karşılaşamayacağımı düşünmüştüm. Heyhat, ne kadar da yanılmışım.”

Cehennem Çiçeği



“Bilirsiniz insanlar, doğar, ölür ve sonra büyür.”


İlk paragraftan merak ettiren, tempoyu düşürmeyen kitaplar. Tek kötü yanı kitaplar arası en az dört yıl olması benim gibi Alper Canıgüz okumayı seviyorsanız bu çok uzun bir süre L

Bonus: Söylemesi ayıp, Onur Ünlü ile yakın arkadaş olduklarını bildiğimden (ki kendileri en sevdiğim Türk yönetmenlerdendir, absürdlükte sınır tanımayanlardan) bir ön gösterim sırasında, Alper Canıgüz kitaplarını film projesi olarak düşünür müsünüz diye sormuştum. Zaten böyle bir şeyi düşündüklerini söylemişti. Yakın zamanda bu güzel kitapları sinemada da görmek dileğiyle J




Devamını Oku »

Beni bu iki dakikalık şarkılar mahvetti

Evet çok mutlu olduk ya hemen hüzünlenmemiz gerek. Bu sefer süresi iki dakikayı geçmeyen ama anamızdan emdiğimiz sütü burnumuza getirmeye yeten, oyy dağlar, taşlar dedirten şarkılar var. Gel vatandaş gel hüzün var sevgi var ama hepsi iki dakika!


                                                            2 dakikalık ölümcül şarkılar

Devamını Oku »

Tim Burton Sevmek

Henüz genç iken :)

Favori yönetmenlerimden olan bu güzel adamı yazmasam olmaz. Hem filmlerindeki o fantastik, gotik havasını ve anormalliğini kim sevmez ki.  Johnny Depp’le kanka, Helene Bonham Carter’la evli(idi) olması da bizim için ayrı güzellikler tabiJ.Tüm filmleri olmasa da çoğu filmlerini izlemiş bulunmaktayım.  Size de sondan başa doğru kısa (!) bir liste yaptım.

Frankenweenie


Şu üç boyutlu film izleyen ailenin şekerliğine bakar mısınız :)

Siyah beyaz animasyon şeklinde çekilen ve baş karakterin sevimli köpecik ve onu çok seven sahibini konu alan film tabi ki Frankenstein' dan esinleniliyor adından da anlaşılacağı gibi. Favori karakterim Weird Girl olabilir ve tabiî ki kedisi :D

                         İkinci favorim Edgar 'E' Gore.
Bonus: O filmin sonundaki kulaklarınızı şenlendirecek şarkı.



Dark Shadows




Duygusal vampirimiz Johnny Depp olunca sevmemek olmaz. Muhteşem soundtracki ve efsane oyuncuları bir araya toplamasıyla da gönlümüze taht kurmuştur. Favori karakterim de (her ne kadar J. D varken başkasını seçmem zor olsa da) yine de Johnny Depp'in oynadığı Barnabas CollinsJ.

Şu ailenin sevimliliğine (!) bakar mısınız

Alice Harikalar Diyarında



Diğer filmlere göre biraz sıkıcı bulsam da Burton'dır deyip alır başımın üstüne koyarım ki zaten başta Oscar ve Bafta olmak üzere bir çok ödül almıştır en iyi kostüm ,en iyi sanat yönetmeni dalında. Yani film ödüllü bir görsel şölen. İzleyince o “ follow the white rabbit” dünyasına hayran kalmamak elde değil (Donnie’ ye selam olsun) Favori karakterim muhteşem cümlelerin sahibi şapkacı ve şansa bak ki yine Johnny Depp oynamış.

Sweeney Todd: Fleet Sokağının Şeytani Berberi


T.Burton dünyasında başka türlü güneşlenemezsiniz tabii

İşte bu Tim ‘i Tim Burton yapan filmlerden. Orijinal konusu, Johnny- Helena demirbaşının yanı sıra Alan Rickman ve Sasha Baron Cohen ile tadından yenmeyen bu film gayet başarılı. Favori karakterim, her ne kadar gönlüm Johnny dese de, Alan Rickman' ın canlandırdığı Judge Turpin. Onun karşısında boynumuz kıldan ince.

Ölü Gelin


Dancing with myself

Bu mavi saçlı hüzünlü gelinimizin olduğu animasyon filmini kim sevmez ki L Hem de o değil midir  “Evet bir ölüyüm fakat hala dökecek gözyaşım var “ deyip bizi buhranlardan buhranlara sürükleyen, yüreğimizi yakan. Yok, daha fazla devam edemiyyciğim.

Büyük Balık


Sarı sarı kimin yarı en güzeli benim sarı alternatif klip

Ewan McGregor (nam-ı diğer Obi -wan Kenobi, may the force be with you, genç) abimizin oradan oraya çekirge misali sıçradığı, imdb yüksek puanlı klasikleşmiş T.B filmi. Yine güzel oyuncular, muhteşem replikler. Tim Burton abimiz yapmış yapacağını.

Hayalet Süvari

Tatlı gotik sevimli bir suç polisiye fantastik gerilim filmi. 18. yüzyılın bitip 19. yüzyıldan gün aldığı bir zamanda adli tıp ile ilgilenen Ichabod Crane suçluyu cezalandırmadan önce yenilikçi yöntemlerini şehirde kabul ettiremeyince Sleepy Hollow'a gönderilir. Orada kendi yöntemleriyle cinayetleri aydınlatacak ve aşkı bulacaktır. Komedi ile harmanlamış güzel bir Depp Burton işbirliği, kaçırmayın!

Ed Wood 

Burton'ın en başarılı filmlerinden biri. 50'li yılların Hollywood'unda başarısız bir yönetmenin trajikomik hikayesini izlediğimiz bu filmde o zamanlara gidip Ed ile beraber biz de siyah beyaz film çekeriz. Orson Welles hayranı ve onun gibi senarist, yapımcı ve yönetmen Ed Wood bütçe sıkıntısına rağmen hayallerinden vazgeçmez. Başarılı oyunculuklarla öne çıkan bu biyografi hem güldürüp hem hüzünlendirenlerden. Unutulmaya yüz tutmuş eski bir Hollywood yıldızının Hollywood için yaptığı şu yorum ise bu dünyayı bir cümlede güzel özetler. Bu filmi Burton sevmeseniz bile kaçırmayın.

"Bu meslek, bu kasaba seni çiğneyip sonra da tükürür."

Makas Eller



Ve yine yüreğimizi dağlayan bir film. Bu filmde zavallı Johnny'' nin, Winona aşkına çekmediği dertle çile kalmamıştır (Adını dağlara yazdım yarim, koluma dövme yaptırdım). En sonunda da... Hayır, bu ciddi bir öneri blogudur, okuyucuyu merak ettirir ve ona sonunu söylemez. Favorimi sormadınız herhalde, çekmediğim dert çile kalmadı - Johnny varken istesem de başkasını seçemem.

Bonus: O meşhur diyalog

Kim: Hold me.

Edward: I can't. (Adını dağlara yaz... Tamam tamam sustum.)

Beetlejuice 



Miley Cyrus' tan önce de klasik olan, bilinen bir Tim B. filmi. Eğlencelidir, içinizde üç kere Beetlejuice deme isteği uyandırır..İzlenmediyse hemen izlenmeli, Alec Baldwin’in gençliğinden ve yakışıklılığından yararlanılmalıdır.

Benim izlediğim T.Burton filmleri şimdilik bu kadar. Her ne kadar bazı temel taşlar eksik olsa da (nerde Batman, Ed Wood, Maymunlar Cehennemi dediğinizi duyar gibiyim) bunlar TB sevmeme yeter de artar bile. Hala izlemediyseniz hemen izlemenizi önereceğim nadir yönetmenlerdendir(o kadar sever,değer veririm ki sırf ilk onun Batman'ininden başlayayım diye diğer favori yönetmenim C .Nolan Batman'ine bakamamışımdır)

Bonus: Vincent kısa filmi, sevilir.




Devamını Oku »

Because i'm happy

İlk işitsel ( laflara da bak) paylaşımımız şöyle güzel olsun, mutsuzken neşenizi yerine getiren, içinizi kıpır kıpır eden yerinizde duramayacağınız şarkılardan oluşan, eski yeni demeden dinleyebileceğiniz güzel bir liste. Kimler mi var, Bruno Mars, Mika, Pharrell (şapkasını sevdiğim) hepsi ve daha fazlası bu blogda. Yok çok iddialı oldu, onlar var işte. Eklemeler olacak, takipte kalın :)


                                                                 Happy Songs

Devamını Oku »