26 Aralık 2015 Cumartesi

Xavier Dolan Sevmek

Ve ve ve canım canım, çok sevdiğim izlemekte geç kaldığım ama bir başlayınca hepsini izlemeliyim dediğim birçoğunuzun bildiği Xavier Dolan filmlerinden bahsedeceğim. Kendine has tarzı olan, son zamanların en başarılı yönetmenlerinden sayılan, film yapsa da izlesek artık dediğimiz bir yönetmendir kendisi. Yazmakta geç kaldığım gibi, hazırlaması da zahmetli olunca biraz paylaşmam uzun sürdü ama umarım değmiştir. Tüm fotoğrafları ve gifleri tek tek kendim hazırladım bu sefer. Daha önce belirttiğim gibi diğer yazılarda fotoğrafları genelde Google hazretlerinden alıyordum. Baya uzun gibi görünse de çoğu fotoğraf. Umarım sıkılmazsınız ve izlemediyseniz bir fikriniz olur siz de Dolan filmlerine bir göz atarsınız :).

Ben kronolojik olarak izledim filmleri (Bir tek Laurance Anyways'i en son izlemiş olabilirim), ve hep daha fazlasını izlemek istedim. Hepsini izlemem bir haftamı almamıştır herhalde. Velhasıl bu genç yönetmene ben de hayran kaldım. İlk filmi I Killed My Mother ile güzel şeyler yapacağının sinyallerini veren Dolan, Mommy ile zirveye ulaşır, en azından benim gözümde :). Aslında sadece benim gözümde değil Cannes Film Festivali'nde de jüri özel ödülü başta olmak üzere bir çok ödülü yazıyor hanesine. Tabi bu ilk Cannes ödülü değil. Daha önce de Laurence Anyways ile Queer Palm ödülünü alıyor. Kanadalı yönetmenin hemen hemen her filminde gördüğümüz kareler, teknikler, bazı ufak detaylar mevcut. Filmlerin ona ait olduğunu söylemek için adının yazmasına gerek yok bundan dolayı. Benim gözüme çarpan bazı detayları tek tek paylaşacağım, filmleri incelemek yerine. Belki başka bir gün ayrıca incelenebilir tabi ama şimdilik bu güzel detaylarla Dolan filmlerine bir göz atalım. 

1. Oyuncu olarak Dolan


Oyuncu olan ve ses dublajı da yapan Dolan beş filminin üçünde başrolü kimselere vermiyor. İyi de yapıyor aslında hele ki otobiyografik özellikler de içeren ilk filminde kendisinin oynaması gayet iyi de olmuş. 



Ve en sevdiğim film sıralamamda ikinci sırayı Annemi Öldürdüm ile paylaşan, Heartbeats'de yine kendisini görüyoruz. 



Ve bir diğer filmi, bir tiyatro oyunundan uyarlama ki benim sıralamam da en altta kalıyor ama asla kötü değil Tom Çiftlikte'de de yine kendisini başrolde görüyoruz. En alt sırada yer almasının sebebi şu saman saçları da olabilir tabi :).


Ve sadece bir görüneyim de benim filmim olduğu belli olsun dediği, Laurence Anyways'de sigarasıyla bir görünüp kaybolur.


2. Anneler, annelerimiz


Dolan'ın her filminde küçük de olsa büyük de olsa anneler ve anne-oğul ilişkisi önemli yer taşır. filmlerinin üçünde anne karakterini vazgeçemediği oyunculardan biri olan ve oynadığı her filmde bu rolü canlandıran öyle bir kadın var ki, müthiş oyunculuğuyla her filmde yok artık dedirtir. Ve hepsinin karakter olarak ortak özellikleri olsa da asla ben aynı kişiyim demez. Ufak da olsa başrol de olsa hepsinin altından ustalıkla kalkar. Bu güzel oyuncunun ismi ise Anne Dorval.

İlk filmde isminden de anlaşıldığı üzere, anne oğul ilişkisi ön planda olan bu filmde, Anne Dorval ustalıkla bu rolün hakkını veriyor.


Heartbeats'deki ufacık rolüyle bile ben buradayım diyor.



Ve ve en sevdiğim, müthiş Mommy filmindeki anne karakterini tabi ki bu kadar referanstan sonra başkası oynayamazdı herhalde.



Tom Çiftlikte filminde de yine önemli bir role sahip bir diğer Dolan annesi ise Lise Roy.


Ve son olarak Laurance Anyways filminde anne rolü Nathalie Baye'nin ellerine teslim ediliyor.


3. Eller ve sigaralar


Sanırım her filminde sigaranın göz önünde olmasının açıklaması Heartbeats filmindeki Marie'den dinlediğimiz bu müthiş replik olsa gerek.

I love to smoke. Smoking a cigarette is like... forgetting. When I hit rock bottom, it's all I have. Light up, smoke up, shut the fuck up. It hides the shit. The smoke... hides... the shit. There's menthol and vanilla. Some people like 'em. Menthol cigarette. Vanilla cigarette. Chocolate cigarette. Cigarette cigarette. Cigarettes clearly keep me from going crazy. Keeps me alive. It keeps me alive until I die.

Sigara içmeyi seviyorum. Sigara içmek sanki... unutmak gibi. Dibe vurduğumda sahip olduğum tek şey odur. Yak, içine çek ve sesini kes. Her şeyi saklar. Mentollü ve vanilyalı sigaralar var. Bazı insanlar sever. Mentollü sigaralar. Vanilyalı sigaralar. Çikolatalı sigaralar. Sigaralar sigaralar. Sigara kafayı yememi engeller. Beni hayatta tutar. Beni hayatta tutar, ta ki ölene kadar.












4. Aynalar


Her filminde bir ayna metaforu görürsünüz. Özellikle dikiz aynalarından yakaladığımız bakışlar önemlidir. Laurence Anyways filminde iki kişinin yüzünü kamerada direkt görmek yerine, gerçeği öğrenen Fred karakterinin yüzünü dikiz aynasından görmek etkileyicidir.

I Killed My Mother

Heartbeats
Hearbeats
Mommy

Tom at the Farm


   


                                                     







5. Vazgeçemediği Oyuncular


Dört filminde de boy gösteren Anne Dorval birinciliği kimselere kaptırmıyor, Dolan'ın kendisinden bile daha çok filmlerinde var ama tabi ki tek vazgeçemediği oyuncu o değil :). Hepsi birbirinden başarılı bu oyuncuları en az iki filminde konuk oyuncu olarak olsa bile görmek mümkün.

Niels Schneider



Monia Chokri 


Suzanne Clément



Antoine-Olivier Pilon


6. Resimler, Tablolar


Karakterleri çekerken arkalarında bir resim, tablo görmek mümkün. Özellikle I Killed My Mother filminde bolca tablolar görmek mümkün. Bazen oyunculardan çok o resimlere odaklanırız.

I Killed My Mother

Heartbeats

Resimlere bakınca anlıyoruz ki çığlık da önemli :). Karakterlerin çığlık atmak isteyip bir sigara yaktığı anlar yerine olsa gerek :).




Ve bol resimli ilk filminde en sonunda karakterlerin doğayla beraber bir resim, tablo oluşturması da paha biçilemez :).






7. O Zaman Renk O Zaman Dans

Her filminde bir club havası olmadı bir evde veya işte yapılan bir dans hep mevcuttur.





8.Su Metaforu


Su bildiğiniz gibi arınmayı, temizlenmeyi temsil eder. Her filminde de yine ıslanan karakterler görebiliriz. Kimi zaman yağmurda kimi zaman duşta ıslanan karakterler var.

Heartbeats

Mommy

Tom at the Farm

I Killed My Mother

Laurence Anyways
Mommy

9. Mutfak, Sofralar


Bir nevi ailenin temsilidir. Tüm ailenin yemek için toplandığı, sohbet ettiği (ki genelde tartışıyorlar :)), beraberliği temsil eden sofralar ve mutfak görmek mümkün.











10. Müzikler


Ve işte bir yönetmeni gösteren en güzel şeylerden biri olan müzik seçiminde Dolan her zaman tam puan alır. Aşık olur, film bittikten sonra filmin de etkisiyle tekrar tekrar dinlersiniz. Filmlerindeki dans sahneleri dışında da efsane müzikler yer alır onlardan birkaçı. 






Devamını Oku »

23 Aralık 2015 Çarşamba

Abur Cubur #20

Birazcık Türkçe alternatif ve indie müzik dinleyenler Sofar'ı duymuşsunuzdur. Açılımı Songs from a Room. Dünyada da yapılan bir olay ve ülkemizde İstanbul da yapılıyor, onun dışında Ankara'yı da gördüm. Başka bir şehirde de oluyor mu pek bilmiyorum. Amaç bir evde davetlilere müzik yapmak. Kimler kimler müzik yapmamış ki; Nilipek, Yüzyüzeyken Konuşuruz, Biz, Cihan Mürtezaoğlu, Son Feci Bisiklet, Yok Öyle Kararlı Şeyler, Can Kazaz, Neyse, Meriva, Kalben vs. Anlayacağınız tüm bu tarz grupların, isimlerin yolu düşmüş Sofar İstanbul'a. Tabi benim daha önce dinleme fırsatı bulmadığım bazı grupları tanımama da vesile oldu. Sofar sayesinde dinlemeye başladığım ve önerebileceğim isimleri yine yedi şarkılık bir listeyle paylaşacağım. Boşuna demiyoruz Sofar sen ne güzel şeysin diye :).

1. İtiraf edelim, O Ses Türkiye sayesinde çoğu kişiye ulaştı şarkıları Koca Yaşlı Şişko Dünya. İyi de oldu. Hem söyleyenler iyiydi hem şarkı. Ama taa bu şarkıdan önce Sofar videoları sayesinde sevdiğim bu şarkılarıyla Adamlar, benim gönlüme taht kurmuştu  :).



2. O nasıl müzik, o nasıl sözler ve o nasıl bir ses. Ben bayıldım. Kesinlikle EP'lerine göz atmanızda fayda var. Hem de iki dakikalık <3


3. Deniz Tekin baya tanınıyor sanırım ben geç gördüm. Ama hiç görmemekten iyidir :). Başarılı şarkıları ve coverları ile dikkat çeken bu genç arkadaşımızın geniş kitlelere ulaşması yakındır. Onun Sofar London kaydını koyayım da cool dursun :).



4. Müzik güçlü sözler minimalist. İşte muhteşem şarkının anahtarları. Onlardan biri "Gel".





5. Ya o kadar eğlenceli ve tatlı ki şu performansları herhalde konserleri bundan çok daha güzel oluyordur diye düşündürtmüyor değiller. 






6. Ve sizi yumuşacık sesli ve naif şarkıları olan biriyle tanıştıracağım. Bağımlısı olmamak en azından başka neler söylemiş diye bakmamak neredeyse imkansız. 





7. Ve son olarak; yine bol müzik az söz ile kapanışı yapıyorum. Bu Sofar çok güzel bişi. Böyle devam :).


Devamını Oku »

19 Aralık 2015 Cumartesi

Abur Cubur #19

O kadar güzel gruplar keşfediyorum ki ağzım açık kalıyor. Hangisini dinlesem (full albümden bahsediyorum) şaşırmış bulunmaktayım. Tabi bu heyecan verici bir olay. O kadar güzel kayıtlar, sözler, müzikler ortaya çıkıyor ki birinden diğerine atlamamak imkansız. Bencil davranmayıp sizi de bu gruplardan mahrum bırakmayacağım. Bu indie, akustik, alternatif vs. türdeki gruplara, sanatçılara siz de bir göz atın.

1. Nilipek şu aralar en çok dinlediğim albüm herhalde. Öyle sakin öyle güzel anlatıyor ki derdini "Gömülür" ile başlayan bağımlılığım tüm albüme yayıldı. Tehlikeli yani ama çok güzel. Albüm incelemesi yapmak isterim yakın zamanda fırsat bulursam.


2. Ars Longa indie seven şu küçük grubumuza nasıl da iyi geldi. Ben çok umutlu ve mutlu oluyorum böyle müzikler yapan insanları dinleyince.


3. Dünyanın en tatlı şarkılarından biri olmasının yanı sıra bir de böyle bir tatlı klibi olmasını kaldıramayacağım. O yüzden susuyor ve "Sana demiştim dünya büküldü bana verdiğin tek şey hüzündü" diyorum, Nilipek ile olan diğer versiyonunu da buraya bırakıyorum. (Sofar sen ne güzel şeysin be).



4. Ve geç keşfim. Şarkı o kadar güzel ki kaç kere üst üste dinledim bilmiyorum. ListeList'ten video koyuyorum ki şarkının hikayesini de dinleyin :).


5. Ve bir diğer bu yıl en çok dinlediğim albüm herhalde "Silik Düşler" dir. Nasıl güzel nasıl naif. Tabi ki bir albüm incelemesi olacak ama şimdilik bir tanesini buraya koyuyorum.


6. Yeni yeni keşfim. Müziklerine ayrı adlarına ayrı bayıldım :).



7. Bu liste bu kadarla sınırlı kalmıyor ama yapacak bir şey yok. Yine bu yaz en çok dinlediğim albümlerden biri Burcu Tatlıses ablamıza ait. Nasıl sözler ama nasıl. Yürek dağlar. Tabi Cihan (Mürtezaoğlu) abimizin de bu şarkıya dokunuşunu hissetmemek imkansız.



Devamını Oku »

10 Aralık 2015 Perşembe

Başka Aşk

Aşkın yaşı, cinsiyeti, dini, dili, ırkı yok. Olmasında zaten. Hele ki öyle bir şey varsa ve siz de bulma şansına eriştiyseniz sakın bırakmayın. İnsan olun yeter :).

Bir Xavier Dolan Sevmek yazısı yolda. Günlerdir hazırlamaya çalışıyorum, beklemede kalın :).

Listeye bakarken dinlemeniz önerilir :)





1. Aşk karşılık beklemez ve bazen "konsepte" aşık olursun :)
.
Heartbeats - Xavier Dolan (2010)



2. Aşkın yaşı yok. Kara komedi severler buraya, Cat Stevens eşliğinde :). (Müthis bir film, bayıldım.)

Harold and Maude - Hal Ashby (1971)



3. Aşkın cinsiyeti yok.

Blue is the Warmest Colour - Abdellatif Kechiche (2013)




4. Onlar efsaneydi. Aşkın, sevginin sınırı yok.

Leon -  Luc Besson (1994)



5. Sevdiğiniz kişi belki gerçekten de melektir :). Aşkın melek hali :)

Angel A - Luc Besson (2005)



6. Birinizin hala kalbi atarken eşinizin ölü olması da aşka engel değil :). İnsan ölü olsa bile aşk asla ölü olmuyor demek ki :).

Ölü Gelin - Tim Burton (2005)



7. Aşkın dini yok. (En sevdiğim filmlerden. Nadir Sarıbacak efsanesiyle)

Uzak İhtimal - Mahmut Fazıl Coşkun (2009)



8. Aşk engel bilmez.

Başka Dilde Aşk - İlksen Başarır (2009)



9. Aşık olmak için kana cana ihtiyaç da yok, ses de yeterli olabiliyor bazen :). (Film güzel ama fazla abartıldığını düşünüyorum halen :).)

Her - Spike Jonze (2013)


10. Dünyanın en cool çifti. Ve yaşamak için kana ihtiyaç duysanız bir de sonsuza kadar yaşasanız bile aşk oradadır :).

Only Lovers Left Alive - Jim Jarmusch (2013)



Bonus: Aşk engel tanımaz :).


Bu film Paris'te geçen, ünlü yönetmenler tarafından çekilen kısa filmlerden oluşmaktadır. Bir de New York'ta geçen versiyonu da vardır ki filmlerden biri Fatih Akın'a aittir, başrolüde Uğur Yücel'in olduğu.
Devamını Oku »

2 Aralık 2015 Çarşamba

Ceylan Ertem - Düetlerin Kraliçesi

Ceylan Ertem'in kendi şarkıları, coverları hepsi çok güzeldir. Çünkü sesi güzeldir, yorumu güzeldir. Canlı kayıtlarından herhangi birini izlediyseniz (konserine bedava biletim olduğu halde gidemedim, üzgünüm :( ) bilirsiniz ki şarkıları söylemez yaşar. Tabi bunlarla kalmıyor, onun düetleri de çok güzel. Şarkıları her seferinde bir üst seviyeye çıkarıyor ve ister kendi şarkıları ister cover olsun hepsinin hakkını veriyor. Burada da bazıları resmi bazıları resmi olmayan videolar paylaşacağım. Keyifli dinlemeler :).

1. En bilinen Mabel Matiz'le olan düetidir herhalde. Zaten arkadaş olan bu ikili iyi ki böyle bir şarkı yapmışlar. Devamını bekliyoruz.



2. Ve çok sevdiğim grup Sen Yağmur Dök'ten, kendi solo albümü de olan Cihan Mürtezaoğlu ile yaptığı müthiş şarkı. (Hayır öyle bir şarkı ki düetin dışında sadece Cihan abimizin yorumunu da ardından dinleyiveriyorum hemen, kaç kez böyle dinledim bilinmez :))


3. Ve bir diğer sesine, sözlerine aşık olduğum adamla beraber yaptıkları düet. Bu naif sesli adamların şarkılarını da dinlemek pek keyifli hani :).



4. Ve ve resmen düetlerin düeti efsane kadroyla beraber söylediği bu muhteşem kayıt, az dinlemedik zamanında :).



5. Ve yine bir diğer güzel kadın Jehan Barbur'la beraber söyledikleri güzel şarkı "Gidersen  bana da bir dengini yolla".


6. Ve Nükhet Duru'yla.


7. Normalde Mehmet Erdem dinlemem ama bu düetleri çok güzel olmuş. Ceylan el atınca her türlü güzel oluyor sanıyorum :). (Hehehe youtube dışından video yükleyemedim idare edin :)).


http://www.dailymotion.com/video/x1xmbs4_mehmet-erdem-ben-olmeden-once-feat-ceylan-ertem_music

Bonus 1: Yine harika olmuş. Siz şarkının sahibi Mehmet Güreli'nden de dinleyin o da ayrı güzel.


Bonus 2: Aşk Yok Olmaktır kamera arkası :))) ( Ve videoda kimler yok ki :)).


Devamını Oku »

27 Kasım 2015 Cuma

Abur Cubur #18 Bölüm 2

Dediğim gibi bu iki bölümden oluşan listemizin elektronik müzik ağırlıklı şarkılarını bu bölümde listeleyelim. Yine nedensiz bir şekilde alfabetik olarak sıralayacağım :).

1. Efsane müzikler yapan Blue Hawaii'nin bu şarkısıyla sınırlı kalmayın.



2. Grubu bilen biliyordur çok güzel şarkıları var ama buraya hangisini koyacağım diye pek düşünmeme gerek kalmadı çünkü bu aralar en çok dinlediğim şarkılardan biri olur kendisi.


3. Daft Punkkk, herkes biliyor, seviyor. Son albümleriyle baya birkaç yazı geçirdik sağolsunlar. Şarkıların hepsi güzel falan da ben Pharrell abimizi Happy'den önce de prodüktör olarak da dinler severdim ki zaten o da bu düeti olsun son albümü olsun yine baya dinletti kendisini. O yüzden bu ikiliye eşlik ederek her yerde dinlediğiniz Get Lucky şarkısını bir de burada dinleyelim.



4. Türkiye'ye ben tanıttım, ben getirdim itirazı olan varsa bıraksın burada listeyi (Blogger çıldırdı). Neyse efenim Hurts sevgim bilinir herhalde artık, hele buralara kadar teşrif edip gidememe olan isyanım daha çok bilinir. Olmazsa olmazdı bu listeden o yüzden "and it feels better than love" diyoruz. 



5. Yine efsane müzikler yapan bir ikiliyle devam edelim, özellikle Robyn'le yaptıkları düetleri dinlemenizi tavsiye ederim. Ben de istisnasız en sevdiğim, "No one's singing songs for me" gibi güzel sözleri de barındıran şarkılarını burada paylaşayım. 



6. The Knife iki kardeşten oluşan ikililerimizden biri. Sizde bu grubu "I'm in love with your brother, What's his name?" gibi sözleriyle ünlü şarkısı "Pass this on" ya da Xavier Dolan filmlerinden hatırlayacaksınızdır. Ayrıca kardeşlerimizden hatun olanın solo albümü Fever Ray'den de bilenler olacaktır (Vikings desem:)), Hatta Röyksopp grubuyla da güzel bir düeti vardır. Su götürmez gerçek İsveçliler anlıyor bu müzik işinden hele ki elektronik ise değmeyin keyfimize. Ben de sevdiğim Dolan filmlerinden biri eşliğinde Pass This On'u paylaşayım.



7. Ve Xavier Dolan'ın en sevdiğim özelliklerinden biri müzik zevkinin güzel olması ve filmlere güzel adapte etmesi olabilir. En başarılı soundtracklere yer veren yönetmenlerden biri ve onu sevmem için yeten de artan bir şey ama tabi tek iyi özelliği bu değil (Dolan sevmek mi yazsam ya :)). Ama sırf bu güzel Fransız grubu tanıttığı için bile sevilebilir. İyi ki varsın Dolan <3.



Dip not: Eğer yeterli sayıya ulaşabilirsem bu temanın Türk versiyonu da olabilir :).
Devamını Oku »

Abur Cubur #18 Bölüm 1

Merhabalar :). Bu listemde sizlere grup olmak için aslında çok da elemana ihtiyaç olmadığını yanına kardeşini, arkadaşını alıp çok da etliye sütlüye karışmadan kendi müziklerini yapan müthiş iki kişiden oluşan grupları tanıtacağım. Aslında çok fazla var o yüzden bu iki kişiden oluşan grupları iki bölüm halinde paylaşmak güzel olur. O yüzden bu biraz daha indie, slow, yumuşak tonlu şarkılar bölümün ilkini oluştursun, elektronik ağırlıklı ikinci listeyi de hemen şuradan dinleyebilirsiniz :).

Not: Listeyi saçma bir şekilde alfabetik olarak sıralayacağım.


1. Bu tatlı mı tatlı şarkıyla başlamış olduk, fena mı oldu :).


2. C harfiyle başlayan ilk grubumuz Capital Cities'ten en sevdiğim şarkıları Safe and Sound.



3. "I once fell in love with you just because the sky turned from grey into blue" sözü olan ve başka söze ihtiyaç bile duymayan (ama var), Cocorosie'nin en güzel şarkısının bu olduğu konusunda bir anlaşalım önce.




4. Ve yine içimizi parçalayan son C harfiyle başlayan grubumuz Cults'ün efsane şarkısı Abducted.



5. Bağğyan (Ankaralı ego kullanıcıları bilir) ağırlıklı bu ikili gruplardan bir tanesi, Frank & Derol'ın yine belki de en başarılı şarkısı Barely love you too.



6. Jack and Eliza ikilisinin en güzel şarkılarından Quarter past the hour.



7. Ve son olarak en güzel şarkılardan ve klibi de kısa film tadında olan güzel grup Rhye'la bitirelim listeyi.


Devamını Oku »

26 Ekim 2015 Pazartesi

Abur Cubur #17

Merhabalar yine kitap listesi değil abur cubur ile burdayım :). Üşengeçlikte bir dünya markası olduğumu anlamışsınızdır artık. Neden mi? Şöyle ki aylardır telefondaki fotoğrafları bloga aktarmadığımdan Reading Challenge'ımı paylaşamıyorum :).Hem de yazılar hazır ve nazırken tek aktarma işlemi yapamadığımdan erteliyorum. Ama çok güzel bir liste hazırladım sizler için eminim çok seveceksiniz ve bu 7 şarkıyla kalmayıp aa bu da o da vardı diyerek bir sürü şarkı dinleyeceksiniz. Temayı söylemedim yine gevezeliğimden :). Yağmur efenim yağmur. Ben şahsen sevmem yağmuru sıcacık evimde camdan bakmıyorsam. Tabi bu demek değil ki şarkılarını sevmiyorum. Zaten adı yağmur olup da kötü bir şarkı var mıdır? Ben bulamadım. Şimdilik yedi tane paylaşıyorum ama devamı neden gelmesin değil mi :). Siz de bu niye yok diye yorum yazabilirsiniz ben de seve seve dinlerim :).

1. Yağmur deyince aklınıza ilk bu şarkı gelmiyorsa gidin bir check up falan yaptırın nolur nolmaz. Gençliğimin güzide şarkısı (55 yaşında olduğum için zaten :P). Eminim herkes gibi sizin de anılarınız vardır bu şarkıyla güzelim Şebo'dan gelsin.



2. Ahh ahh ben senden sonra hiçbir Ezginin Günlüğü albümü dinlemedim be Hüsnü. Neyse ki solo albümler yaptın da bizi sensiz bırakmadın. Bu da yine eski EG solistlerinden Feyza Erenmemiş'le beraber yaptıkları efsane zamansız şarkılardan biri.



3. Sapan'ı sevdiğim artık bilinen bir gerçek. Hayır, ah bir de şuralara konsere gelseler, neyse. Kendilerini daha yakından tanımak isteyenleri şu yazıma davet ediyorum.



4. Valla şarkı çok, seçmek zor ama şimdi Şebo koyduk Teo koymasak olmaz.



5. Diyorum işte diyorum adı "Yağmur" olup da kötü olan şarkı yok. Bülent abimiz de en güzel şekilde icra etmiş.


6. Bu da çok bilinmeyen bir "Yağmur" ama yine güzel yine güzel.



7. Zamanında bu şarkıya eşlik ederken aauu'lamadıysanız gençliğinizi yaşayamamışsınız demektir çünküü bu "Yağmur"u dinlemek bunu gerektirir :). Tamam laubaliliğin lüzumu yok. Sevdiğim nadir Cem Adrian şarkılarından biridir. Hatta Cem Adrian'ı sevme nedenlerinden biri kesinlikle Ankara aşığı olması olabilir. Acaba Tunalı'da konserinin olduğu gün gördüğüm o muydu ki? Neyse kafamda deli sorularla siz bu şarkıları dinlerken ben taverna müzikleriyle kendimden geçiyor olacağım şimdilik sizi burada bırakıyorum ve yeni listelerle görüşmek dileğiyle esen kalın efendim :).


Devamını Oku »

19 Ekim 2015 Pazartesi

Abur Cubur #16

Merhabalar :). Bu seferki abur cuburun teması biraz nostaljik ve bolca hüzünlü bu yakışıklı beylerin şarkılarından oluşuyor. Bir göz atarsanız pişman olmazsınız zaten öyle efsane isimler ve şarkılar ki bir başlayınca diğer şarkılarını dinlememek elde değil. Şunu belirteyim ki o güzel şarkılarından seçmek kolay değil birini şimdilik bunlar var listede, Başka bir listede diğerlerini de paylaşmak dileğiyle. O yüzden buyurun, yorum bile yapmama gerek yok. Siz sırayla oynat tuşuna basın ve hiç benim gevezeliğimle yormayın kafanızı :).

1. Barış Manço - Geçti Dost Kervanı (Barış Manço için ayrı bir liste mi yapsaydım ki :/)



2. Cem Karaca - Sende Başını Alıp Gitme



3. Mehmet Güreli - Sen ve Ben



4. Fikret Kızılok - Yeter ki



5. Erkin Koray - Seni Her Gördüğümde



6. Bülent Ortaçgil - Yağmur


7. Tanju Okan - Kadınım





Devamını Oku »

4 Ekim 2015 Pazar

Abur Cubur #15

Upuzun bir aradan sonra merhabalar. Umarım özlemişsinizdir :). Şarkılarla (yine ordan burdan) bir giriş yapalım Reading Challenge listemden okuduklarımı yakın zamanda paylaşacağım umarım :). Şu şarkılarla özlem giderelim sonrasına bakarız :).

1. Şöyle bir alternatifi de var.



2. Bağımlılık yapabilir şahsen bir süredir en çok dinlediğim şarkıdır kendisi.



3. Benim gibi hala Gary Jules'un "Mad World" unun etkisinden hala çıkamayanlardansanız güzel bir alternatif olabilir :).


4. Ben de isterdim Filmekimi'nde izlemek istediğim 9 filme gidip burada afili afili yazmayı ama izleyemedim, bilet bulamadım. İnsanlar yağmalamış, almış da almış bize de bilet kalmamış. Biz kim mi? Tabi ki olayların insanları Özge ve ben. Bu blogu okuyan herkesin artık aşina olduğu bir Özge var tabi, ama zaten herkesin bir Özge diye arkadaşı vardır :). Neyse bu fazla uzadı. Gittiğimiz 3 filmden (Evet 3 tanesine anca bulabildik. On bir film için bilet alan Ayşe hanım ve kocasına sevgiler). İlk gün izlediğimiz en merak ettiğim filmlerden "Ben, Earl ve Ölen Kız"a nasıl olduysa bilet bulup izleyip bayıldık. Bağımsız film severler kesin izlesin. Misal ben bayıldım. Zaten Sundance ödüllü. Oradan bir şarkı paylaşayım. Not: Parks and Recreation'dan aşina olduğumuz kendi hayran kitlesine sahip Ron'u yani Nick Offerman'ı esas oğlanın babası olarak izleyebilirsiniz:).




5. Arkadaşlarım sağolsun :).


6. Bu şarkıyı nerden nasıl dinledim buldum hiçbir fikrim yok umarım daha önce paylaşmamışımdır ama yine de güzel olduğu gerçeğini değiştirmiyor tabi ki :).


7. Veee en ama en sevdiğim filmlerden olan, buralarda dvdsini bulamadığım, her şeyiyle güzel olan hatta ve hatta soundtrack olaylarını Alex Turner abimize bırakan "Submarine" filminin bence istisnasız en güzel şarkısı "Hiding Tonight" ile kapanışı yapıyorum. Yakında görüşmek üzere :).


Devamını Oku »

30 Temmuz 2015 Perşembe

Abur Cubur #14

Kilo yapmayan tek Abur Cubur'u Öneri Makinesi gururla sunar :). Bugün sizlere güzel mi güzel benim dinlemekten müthiş keyif aldığım bazı Fransızca şarkıları paylaşacağım. Hatta aralarında Fransızca öğrenmek istememe sebep olacak şarkılar da var. Ama maalesef bu dinlediğim türlerde şarkılar bulmakta zorlanıyorum eğer siz de böyle güzel Fransızca şarkılar dinliyor iseniz ve paylaşmıyorsunuz açık söyleyeyim ayıp ediyorsunuz. O yüzden bu tatta şarkı dinleyenler hemen buraya yorum yazsınlar, bizle de paylaşsınlar. Ne demişler paylaştıkça çoğalır güzellikler (ya da öyle bir şey tam bilmiyorum, ama ana fikir alındı sanırım:)) o yüzden ben şimdi yedi şarkıyla sizin kulakları mest etmeye koyuluyorum ve her zamanki gibi şarkılar zamansız. Sıra sizde. Pamuk eller klavyelere  :).

1. Bildiğim tek ama çok güzel şarkısı, Days of Summer'da da duymuşsunuzdur (canım hani yok mu; Tom'un ilişkilerini sorguladığı, Summer'ın da çipil gözleriyle çocuğu arabadayken kandırdığı sahne, hah işte o 😄)



2. Güzel klibiyle de kalbimizi fethetmemesi imkansız, diğer şarkılarına da göz atın derim.


3. O bir ikon, bilenler bilir. Hem de iki dakikalık :).




4. Yine güzel bir animasyon kliple beraber çok güzel bir şarkı, eşlik etmemek işten değil☺️





5. Zamanında böyle güzel Fransızca şarkılar dinleyen ve benimle paylaşan güzel bir arkadaşım vardı o kendini biliyor :). Devamını istiyoruz.



6. Enerjik hem de iki dakikacık o da yetmezmiş gibi 60'lardan. Daha ne olsun <3.





7. Yine iki dakika ve 60'lardan. Şarkıya çok da yabancı olmadığınızı düşünüyorum.






Dipnot: 6. şarkının neden bahsettiği hakkında hiçbir fikrim yok ama müziği çok güzel :).





Devamını Oku »

6 Temmuz 2015 Pazartesi

Alvvays - Alvvays (2014)

En yeni keşiflerimden, müthiş güzel, eğlenceli bir albüm tanıtacağım. Kendi adlarını taşıyan, 2014 yılında çıkarttıkları ilk ve şimdilik tek albümleri ile Kanadalı grup Alvvays'i Youtube'da Grimes - Go dinlerken keşfettim. O şarkıyı da daha önce aburcubur da paylaşmıştım. Benim en sevdiğim dizilerden Orphan Black'te çalıyordu. Dizinin daha sonraki bölümünü izlediğimde Alvvays'in orada da çaldığını gördüm ve ben önceden keşfetmiş oluverdim :). Niye anlatıyor bu bunu şimdi derseniz de artık buraya kadar okumuş oldunuz yapacak bir şey yok :). Gelelim albüme.

Samimi sözleriyle kalbimizi çalan Alvvays albümü en sevdiğim şarkısı "Adult Diversion" ile başlıyor. Hareketli, güzel müziğiyle direkt şarkıya eşlik etmeye başlamamak işten değil. Dokuz şarkıdan oluşan albüm, coşmalık şarkıların(nasıl bir tabirse) dışında Dives, The Agency Group ve Red Planet gibi slow sayılabilecek şarkıları da var :). Ama bence grubu en iyi yansıtan şarkılar "Next of Kin", "Adult Diversion" ve "Archie, marry me" gibi derdini capcanlı müziklerle anlatan şarkılar. Grubun enerjisini eğlenceli ama bir o kadar da umutsuz sözleriyle bu şarkılar ile olduğu gibi hissederiz. "Party Police" bu slow sayılabilecek şarkılardan en başarılısı.

Kesinlikle daha çok şarkı yapmaları gerek. Indie pop türüne getirdikleri bu güzel örneği ben çok sevdim. Şirin solisti, tatlı klipleriyle de tam bir indie pop grubu olan Alvvays'i yakın zamanda birçok bağımsız filmin soundtrack'inde de göreceğimizi düşünüyorum.

Bir fikir olsun diye adettendir paylaşacağım bazılarını :).








Devamını Oku »

14 Haziran 2015 Pazar

Locke - Steven Knight (2013)

Web'ten alınmıştır

Spoiler içerir.

"Eğer bir hata yaparsan tüm dünya başına yıkılır" - Locke

Tom Hardy (Nasıl bir isimdir bu ya adam zaten İngiliz bir de böyle bir ada sahip, resmen ünlü olmak için doğmuş)'nin tek başına müthiş bir oyunculuk sergilediği Locke, insanın kendiyle, başkalarıyla yaşadığı çatışmayı yansıtan güzel bir dram. Ivan Locke aniden gelen bir telefonla bir anda işini ve ailesini arkada bırakarak bir buçuk saatlik yola çıkar ve biz de onun hayatının bu bir buçuk saatine ortak oluruz. Tek başına arabasıyla bu yolu giderken, 'tarih yazacak' kendisinin sorumluluğunda olan bir binanın temelinin atılacağı günün öncesinde ve ailesi onu heyecanla evde maç izlemek için beklerken gelen bu ani telefonla her şeyi geride bırakır. Bunlara engel olacak şey, onun  bu çok değer verdiği iki şey, ailesi ve işi, onları kaybetmesine de sebep olacaktır. Peki bu çok önemli olan şey tüm bunlara değer mi göreceğiz.

Ivan işinden alelacele çıkarak arabasına atlar ve yola çıkar. İzledikçe anlarız ki telefon tek gecelik ilişki yaşadığı bir kadından gelir. Kadın doğum yapmak üzeredir ve Ivan doğumda yanında olmak için her şeyini arkada bırakarak yola çıkar. Bu sırada inşaatına başlanacak binanın temeli ertesi gün atılacaktır ve Ivan'ın sorumluluğunda olan bu projeyi de ardında bırakır, işten kovulacağını bile bile. En değer verdiği şeylerden biridir binalar Ivan'ın. Ve tabi ki sembol olarak binaların seçilmesi tesadüf değildir. Filmde de Ivan'ın hayatıyla ve binalarla film boyunca yakın ilişki kurulur. İş arkadaşı Donal ile binanın temeli hakkında konuşurken one "Eğer bir hata yaparsan tüm dünya başına yıkılır"der. Aynı Ivan'ın hatası gibi. O da tek bir hata yapmıştır ve geri dönülmez yola girmiştir. Eşini, evini ve işini kaybetmiştir. Yani onun da dünyası başına yıkılmıştır.

"Eğer bir binanın temelinin betonu doğru olmazsa, bir santim bile kayarsa çatlaklar oluşur.eğer çatlaklar oluşursa zaman geçtikçe büyürler ve tüm bina yıkılır."- Locke

Peki ya Locke'un temeli. Filmde kendiyle hesaplaşmasıyla anladığımız kadarıyla Ivan'ın babasıyla sorunları vardır hatta belirli bir yaşına gelene kadar görüşememişlerdir. Babasının onu terk etmesi yüzünden Ivan'ın pek de sağlam bir temeli olduğunu söyleyemeyiz çünkü ölen babasıyla hayattayken hesaplaşamaması onun şimdiki hayatında hala problemlere sebep oluyordur. Film de kendi kendine konuşurken hitap ettiği kişi hep babasıdır. Onu suçlar, ona içini döker aynı zamanda ona hesap sorar. Bu hata olarak gördüğü bebeğin peşinden gitmesi aslında babasının kendisi için yapmadığı babalığı o çocuktan esirgememektir. Ona soyadını vermek, onu kabul edip ilk anında yanında olmak, onu sevmediği bir kadından olmasına rağmen çocuğu olarak kabul etmesi, bu kendi içinde tamamlayamadığı baba boşluğunu o çocuğa yaşatmak istememesidir. Bu evini, işini ve eşini kaybetmek pahasına da olsa. Yani onun da Ivan gibi temeli sağlam olmayan kendi binasının, yani kendi hayatının; çatlakları gittikçe büyümüş ve en sonunda yıkılmış bir hayatının olmasındansa onun yanında olmak ve çocuğunda kendi gibi olmasını önlemek için çıktığı bir yolculuktur. Ivan'ın bu bir buçuk saatte arkada bıraktığı sadece yollar değil ailesi ve çok sevdiği işidir de. Ama filmin sonunda her şeye rağmen bir hayat, bir ömür başlar. O bebeğe sahip çıkarak bebeğin hayatında oluşabilecek olası çatlakların önüne geçmek ister. Bu yüzden Ivan gibi kendi hayatının, kendi binasının yıkılma olasılığını yok eder. Bu bebek, hem Ivan'ın yenilenmesi hem de kendi babasından farklı olarak bebeğin yanında olması bu döngünün kırılması için bir umuttur.

Steven Knight'ın yazıp yönettiği, başka sinemanın örneklerinden bu film Tom Hardy'nin güzel oyunculuğuyla ve güzel konusuyla kendini öne çıkarır. Filmde mekan yollardır. Ve arabayı kullanan Ivan'ın yanına Knight seyirciyi oturtuverir ve onunla beraber biz de Ivan ile yola koyuluruz.

Bu filmi seven bunlara da göz atsın :).

1.Telefon Kulubesi (2002) - Joel Schumacher
2. Looper (2012) - Rian Johnson (Çünkü bazen bu döngüleri kırmak için fedakarlık yapman gerekir)
3. Next (2007) - Lee Tamahori (Ve binalar yıkılmadan öngörmek gerekir olacakları, ona göre davranmak için.)

Muhtemel Soundtrack ile de bitireyim.

1. Bonny M - Daddy Cool (Dram dram nereye kadar :))
2. Glasvegas - Daddy's Gone (Chuck dizisinden hatırlayanlar olacaktır.)
3. Radiohead - No Surprises
4. Muse - Unintended
5. The Beatles - Yesterday (Ivan'ı ve filmi anlatan en iyi şarkı herhalde gerçi hangimizi anlatmıyor ki, güzel şarkı yapacak bir şey yok :/)

Bonus : Carly Rae Jepsen - Call Me Maybe Tom Hardy belki bizi de bir gün ararsın :))

Devamını Oku »

6 Haziran 2015 Cumartesi

Akustikhane

Benim en çok dinlediğim kayıtlardan ve onların sahibi Akustikhane'den bahsedeceğim bugün. Akustikhane, internet üzerinden yayın yapan, Zafer Yılmaz'ın sunduğu, bol müzikli bir program. Daha önce televizyon da yayınlanıyordu ama şimdi youtube üzerinden yüksek kalite izleyip, dinleyebilirsiniz. Gelen konukların canlı performans sergiledikleri bu programa katılan isimlerden bazıları; Birsen Tezer, Bedük, Son Feci Bisiklet, Deniz Sipahi, Jehan Barbur, Gaye Su Akyol, Aylin Aslım, Yüzyüzeyken Konuşuruz, Melis Danişmend ve nicesi. Benim de arada listelerde o canlı kayıtları paylaştığımı görüyorsunuzdur. Eğer siz de sevdiğiniz sanatçıların tam bölümlerini izlemek isterseniz aşağıdaki linklere bakmanız önerilir. Bu tam bölümlerde sanatçılarla sohbet ve sonunda güzel bir hikaye de oluyor :). Ben örnek olması açısından birkaç cover ve şarkı bırakacağım ve her zamanki gibi en aşağıda ilgili linkleri bulabilirsiniz :).







https://www.youtube.com/channel/UCW_z77cpA_Dj8yjQfs1Z6Xg

https://www.facebook.com/akustikhaneperformansevi

https://twitter.com/akustikhane
Devamını Oku »

5 Haziran 2015 Cuma

Abur Cubur #13

Yine bir "Girl Power" listesi yapalım ama bu sefer Türkçe :) Daha önce şarkılarını çok paylaşmadığım isimleri koymaya çalıştım ve eski yeni ayırt etmedim :). Bu listeyi yapmakta neden geç kaldım ben de bilmiyorum ama eğer siz de bu birbirinden yetenekli kadınları hala dinlemediyseniz çok şey kaçırdınız :).


1. Sertab Erener'in eski albümleri değerlidir, güzeldir. Bu da onlardan biri. Ara ara yine paylaşmalı. Ve tabi Levent Yüksel'in vokaliyle şarkı mükemmelliyete ulaşır.



2. Birsen Tezer'in adı yeter. Olmazsa olmaz.



3. Deniz Sipahi de üretken sanatçılardan biri. Sözü müziği kendisine ait şarkıların yanı sıra (misal "Kırmızı") çok güzel coverları da vardır.



4. Ajda Pekkan'ın da mükemmel eski şarkılarından biri.



5. Six Pack yine çok güzel coverlar yapan, kendi şarkıları da olan cici mi cici bir grup.


6. Sesi güzel, şarkıları ayrı güzel güçlü bir kadın ses Jehan Barbur'un en sevdiğim şarkılarından biri "Leyla", hem güzel hem de çok tatlı bir klibi var. "Seni Seviyorum" ve "Gidersen" gibi bir sürü bilinen sevilen şarkıları var ama ben az bilinen ilk çıkış şarkısını paylaşmak istedim. Bu arada Jehan Barbur'u keşfetmem yine bir gün Dream Tv izlemem ile gerçekleşmiştir :).




7. Ve benim en güzel, en asil kadınlardan biri olarak gördüğüm ve en sevdiklerim listesinde yerini alan Zuhal Olcay ile şimdilik bu listeyi bitiriyorum :).


Devamını Oku »

4 Haziran 2015 Perşembe

Kalben - If Performance Hall

       
       Yine bir konser anımla sizlerleyim. Önceki konser anımı, çektiğimiz dertleri şurdan okuduysanız ne kadar şanslı bir insan olduğumu hatırlayacaksınızdır. Yine Morrissey konserine beraber gittiğimiz arkadaşım Özge'yle, Twitter'dan kazandığım çift kişilik biletlerimizle If Performance Hall'a gittik. Tabi konser Ankara'da olduğu için öyle yol maceralarımız falan olmadı :). İşin ilginci final dönemi de benim için bitti sayıldığı için sınav stresimiz falan da olmadı :). Tek sıkıntımız ülke genelinde gelmek bilmeyen yaz sayesinde şakır şakır yağan yağmur altında; saç, üst baş perişan halde konser alanına gitmemiz oldu ki bunlar bize koymaz :). Kışın ortasında şehir değiştirip Morrissey peşinde koşmuşluğumuz vardır (Orada da yağmur yağıyordu!) :).

Web'ten alınmıştır.

             Benim ilk Kalben konserimdi ve çok güzeldi. Daha önce videolardan konserlerini izlemiştim ve hep gülen seyirciler vardı. Gerçekten çok eğlenceli birisi bizi de güldürdü. Dinleyiciyle iletişim kurmayı seviyor. Bu da onu daha da sempatik yapıyor :). Tek başına çıktığı sahneyi doldurdu ve güzel müzikli bir gece geçirdik. Şarkılarını bilmeyenler için aşağıda linkleri vereceğim ama bilenler zaten sözlerinin ne kadar güzel olduğunu, sesinin güzelliğini bilirler. "Haydi Söyle" gibi çok güzel bir coverını da söyledi. Onu da soundcloud hesabından dinleyebilirsiniz. Videolardan hiçbir farkı yok. yine öyleydi. Sempatik tavırları, hoş sohbetiyle evinde bizi ağırlarken hadi bir de şarkı söyleyelim havasında şarkılarını söyledi ve aramızdan geçip gitti :).

           Burada da benim en sevdiğim şarkılarından bazılarını paylaşayım, en altta da linkleri bulabilirsiniz. Hala dinlemeyenler varsa hemen dinlesin, dinleyenler de en yakın konser tarihlerine baksın zira canlı dinlemedikleri için pişman olacaklar :).








https://soundcloud.com/kalbenben

https://www.facebook.com/kalbenden



Devamını Oku »

29 Mayıs 2015 Cuma

Abur Cubur #12

Merhabalar :). Bu sene gerçekten One Love Müzik Festivali efsane olacağa benziyor. Ben gidemiyorum ama gelen isimlerden en sevdiğim grupların, sanatçıların en güzel parçalarını burada paylaşmak isterim :). Bu sefer liste biraz uzun :).

1. James Blake - Overgrown


2. Metronomy - The Bay


3. Everything Everything - Final Form


4. Sapan - Rüya


5. Tom Odell - Another Love


6. Little Dragon - Twice


7. Jose Gonzalez - Heartbeats


8. Ceylan Ertem - Acımasız Şarkı



9. 123 - Binalar


10. Can Güngör - Silik Düşler



Festivale gidenler bu şarkılarla bizim yerimize de çoşsunlar diyor, ilgili iletişim adreslerini de buraya bırakıyorum :).

 https://www.facebook.com/onelovefest
https://twitter.com/oneloveistanbul

Devamını Oku »

22 Mayıs 2015 Cuma

Abur Cubur #11

Yine biraz ordan biraz burdan :). Yeni şarkılar keşfetmek isteyenler için ;).

1. Camera Obscura - French Navy




2. The Stone Roses - I wanna be adored. Alternatif olarak şunu da koyayım :).


3. A Place to Bury Strangers - You are the one


4. Tortoise - Glass Museum

5. Alvvays - Next to kin


6. The White Birch - Breathe


7. Spiritualized Ladies and Gentleman - We are floating in space



Devamını Oku »

7 Mayıs 2015 Perşembe

Abur Cubur #10

Bir şeyler paylaşmayalı uzun zaman oldu ama güzel bir abur cubur listesi sizi bekliyor. Ortak bir teması yok bu sefer. Biraz ordan biraz burdan :).

1. Thieves Like Us - Shyness



2. Orphan Black'in yeni sezonunda duyduğum Grimes şarkısı "Go".



3. Kendi adlarını taşıyan şahane bir albüme sahip Kanadalı Alvvays grubunun en güzel şarkılarından biri "Adult Diversion".



4. You+Me - You and me



5. Hologram - Walking in the air



6. Chromatics - Cherry



7. Low - Monkey


Devamını Oku »

22 Nisan 2015 Çarşamba

Stranger Than Fiction – Lütfen Beni Öldürme


      Merhabalar :). Bayadır buraları ihmal ettim farkındayım. O yüzden size bölümümüzün dergisi İdebiyat'ta yayınlanan uzun bir bir film incelemesi yazımı paylaşayım dedim. Buyrun yazıya :).




       Biri size hayatınızı anlatsaydı ne hissederdiniz? Ya da bir romanın başkarakteri olsaydınız? İşte Harold Crick’in başa çıkmaya çalıştığı sorular. Zavallı adamcağız kendi hayatını dinlediği yetmezmiş gibi bir de öleceğini öğrendiğinde ne yapacak bir düşünün.  Bu güzel fantastik filmlere yeni bir bakış açısı getiren ve son zamanlarda çok popüler olan bir akım diyebiliriz. 2012 yapımı “Ruby Sparks” ve 2013 yapımı “About Time” da yine bu yarı fantastik filmlerden sayabiliriz sanırım. Ülkemizde de “Sen Aydınlatırsın Geceyi” yine fantastik türün bir çeşidi olan bu akıma göz kırpmıştır. Ki kendisi filmin söyleşisinde şöyle bir söz sarf etmiştir, karakterlerin özel güçleri olmasa da hikâye yine aynı olacaktı. Tabi bizim filmimizde karakterlerimizin fantastik güçleri yok. İkisinin ortak noktası normal, içinde yaşadığımız dünyada geçmesi ama birkaç olağandışı eklemeyle hikâyeyi daha ilginç kılması. Stranger Than Fiction bunu fazlasıyla başarıyor.

        Şu ana kadar izlediğim en orijinal senaryolardan birine sahip. Harold Crick şirkette çalışan bir hesap uzmanıdır. Kol saatinin söylediğinden bir dakika bile şaşmaz. Aşırı düzenli hayatı hikâyesinin üçüncü şahıs tarafından anlatılmasıyla alt üst olur. Tabi hayatına Ana Pascal’ın da girmesiyle dünyası ikinci kez sarsılır. Ama hayatını dönülmez bir yola sokacak asıl önemli olay kendisine bir şeyler anlatmaya çalışan saatinin bozulması. Kendi halinde yaşayan bu yalnız adamın sıra dışı olaylarla hayatı yeniden şekillenir. Hayatında yeni bir döneme giren Harold Crick oradan oraya ölmemek için koştururken kitabın yazarı da boş durmayacak ve harıl harıl Harold Crick’i öldürmenin yollarını arayacaktır.

          Gelelim filme genel bakışa. Film orijinal konusuyla bir kere sizin dikkatinizi çekiyor. Güçlü ve sinemanın değerli oyuncularıyla hikâye sağlam bir temele konuluyor. Isınma turlarından sonra hikâyenin absürtlükle gelen komikliği sizi içine alıyor. Yerinde dram ve romantizm ile yine başarılı bir iş çıkarıyor. Oyunculuklara gelirsek, 2004 yapımı bir Eternal Sunshine of the Spotless Mind durumu yok değil. Komedi filmleriyle ünlenen aktörlerin hafif dram ve romantizm içerikli aman birazda dünya dışılık olsun diyen filmlerde oynatılmasına örnek Jim Carrey’den sonra Will Ferrel’a da aynı görev layık görülmüş. Jim Carrey’i daha başarılı bulsam da Will Ferrel da kötü değil. Bazen aşırı mimiksiz ifadesi, karakterinden ötürü olsa da, botoks mu var etkisi uyandırmıyor değil ama dram sahnelerindeki oyunculuğunun güzelliği de yadsınamaz. Ana Pascal’ı oynayan soyadı illallah ettiren Gyllenhaal kardeşlerin Maggi’si. Filmde en itici bulduğum karakter olsa gerek. Kızın iticiliği mi karakterinki mi bilinmez, off keşke başkası olsaydı demeden edemiyor insan. Kendisi, bu dakik adamı kendine âşık eden önemli bir karakter ama aşırı ağdalı oyunculuğuyla bir olmamışlık var. Ve benim rolüne en çok yakıştırdığım, asosyal, çılgın yazar rolündeki Emma Thompson. Kendisini birçok filmden hatırlayabilirsiniz ama kendisine şimdiye kadar izlediğim filmlerinden en çok bu role yakıştırdım. Dustin Hoffman’a laf etmek nerden düşmüş haddimize. Sevilen, sinemanın demirbaş oyuncularından biri zaten. Bu “sanat yanlısı” edebiyatçı profesör olarak görmek ayrı bir zevkti. Aynı senaristin bir diğer filmi, yine fantastik bir film olan “Sihirli Oyuncakçı”yı izlemenizi öneririm. Aile filmidir, öyle bir Nolan olayı beklemeyin. Ama aman bu da çocuk filmi demeyin, Natalie Portman ve Jason Bateman’lı bu filme bir şans verin. Son olarak kendine güveniyle aklımıza kazınan yazarımızın asistanı Penny Escher rolüyle Queen Latifah’ı izliyoruz. Grammy ödüllü rapçi ve Altın Küre sahibi oyuncu, burada yine küçük rolünün hakkını veriyor.

          Filmi film yapan şey müziktir dimi? Filmin en akılda kalan anlarından biri Will Ferrell’ın şarkı söylediği andır herhalde.  Wreckless Eric şarkısı “Wholewide World” şarkısı başkarakterimiz Harold Crick’ten dinlenmeli.  Genelde Spoon şarkılarından oluşan liste filmde de enstrümantal halleriyle karşımıza çıkıyor. Onun dışında yine bu müziklerden benim en sevdiğim Vangelis’ten “La Petite Fille De La Mer”dir. Genelde indie ve alternatif rock türüne eğilimli güzel bir şarkı listesi hazırlamışlar ama ben bunlarla yetinmeyip size muhtemel soundtrack listesi oluşturdum. Dinleyip dinlememek size kalmış J.

1. Gnarls Barkley – Crazy
2. Elvis Costello – I want you
3. Coldplay – In my place
4. Matthew Corbett – Just standing
5. Rihanna – We found love (Bu şarkılardan sonra bu ne alaka demeyin, adamı aşk mahvetti)

          Muhtemel listemizden sonra size Imdb tadında bir benzer filmler listesi paylaşayım. Bu filmi sevenleri buraya alalım.

*Midnight in Paris ( Woody Allen klasiği, hiç bitmese dedirten film)
*Ruby Sparks (Hemen hemen aynı tonda, bir yazar ve gerçek hayatta var olan karakteri)
*Angel- A (Canım Luc Besson filmi, bu sefer Fransız, fantastik ve siyah beyaz  J)
*Wristcutters ( Diğerlerine göre daha fantastik ama kapak fotoğrafınız anlam kazanacak)
*Scott Pilgrim vs the World (Fazla fantastik, bol komedi)

          Sonuç olarak biraz orijinal senaryo arayıp, eğlenmek isteyenlere şiddetle bu filme bakmanızı öneriyorum zira pişman olmayacaksınız.


Dip not: Bu filmin içindeki hikâye kitap olsaydı, yine en sevdiğim kitaplardan olurdu. 
Devamını Oku »

15 Mart 2015 Pazar

Abur cubur #9

Biraz ordan biraz burdan :)

1. The Do - Slippery Slope



2. Shura - Touch


3.  Mo - Waste of Time



4. Son zamanlarda çıkan en güzel şarkı sanırım Woodkid ve Lykke Li  düeti "Never Let You Down".


5. Arkadaşımın tavsiyesiyle dinlediğim, Türk bir üyeye de sahip Years&Years.


6. Bruno Mars'ın kötü iş yaptığı nerde görülmüş :).


7. Bu listenin tek Türkçe şarkısı, Baba Zula'dan "Bir Sana Bir de Bana".


Devamını Oku »

7 Mart 2015 Cumartesi

Gaye Su Akyol Sevmek

Bu bölümün bu sefer ki konuğu Gaye Su Akyol. Onu sevmek için nedene ihtiyacımız yok ama yine de adet yerini bulsun ve beş neden yazalım :).



1. Tabi ki güzel mi güzel albümü "Develerle Yaşıyorum".

Kendisinin birçok çalışması, grupları vardır (hatta bu çalışmalardan biri, bir diğer madde konusu olacak) ama bu ilk albümüdür solo olarak. Hemen resmi sitesinden alıntıyla albüm tanıtımını yapayım.

"Gaye Su Akyol'un hiç beklenmedik ilk uzunçaları “Develerle Yaşıyorum” adeta sanat musikisinden uzaya fırlatılmış bir muhtıra. BesteGaye Su Akyol'un hiç beklenmedik ilk uzunçaları “Develerle Yaşıyorum” adeta sanat musikisinden uzaya fırlatılmış bir muhtıra. Bestesi ve güftesi kendine ait olan 9 eşsiz eseriyle Gaye Su Akyol'un müziği, rakınıza meze mi başınıza bela mı oluyor siz karar verin.si ve güftesi kendine ait olan 9 eşsiz eseriyle Gaye Su Akyol'un müziği, rakınıza meze mi başınıza bela mı oluyor siz karar verin."






2. Seni Görmem İmkansız gibi müthiş bir grubun üyelerinden olması.

Tuğçe Şenoğul ile beraber çalıp söyledikleri, adı güzel, şarkıları daha da güzel müthiş bir oluşum. Devam etmesini, daha çok şarkılarını dinlemek istediğim bir grup sahi ne oldu, bitti mi tamamen?

Buraya birkaç örnek bırakayım.




3. Müziğin yanında ressam olması.

Sesi güzel, müzik aletleri çalıyor bir de ressam. Yetenekli doğan şanslı insanlardan. Ayrıca ünlü ressam Muzaffer Akyol'un kızıdır, genlerde varsa demek. Beraber sergileri de olmuştur.

4. Bubituzak gibi güzel bir grupla beraber çalışması.

En son Akustikhane'de yine beraber gördük. Albüm kayıtlarında da yine Ali Güçlü Şimşek ve Görkem Karabudak'ı da görüyoruz.

5. Ya o uzaya gidilecek, ya o uzaya gidilecek.

İlham kaynağı şarkı sözleri, yine güzel mi güzel albüm kapağı, duru sesi, nağmeleri... Dedik ya sevmek için nedene gerek yok diye.  Kapanışı belki de albümün  en güzel şarkısı olan Biliyorum ile yapalım.

Rakıyı sensiz içeyim diye,
Köprüyü yalnız geçeyim diye,
Küllenip biteyim diye,
Sevdirdin kendini biliyorum.


Bonus: Akustikhane performansı, kısacık röportajlar da var ara ara :).


Devamını Oku »