Sapan 2010 yılında
kurulmuş, bu yıl da güzel mi güzel indie rock türünde bir albüm hazırlamış yeni
bir grup. Daha önce iki Ep' si bulunmasına rağmen benim Anlık İzler albümleri
ile tanıdığım, sonrada dinlemeyi bırakamadığım, albümünü komple sevdiğim nadir
gruplardan. İşte onları sevmek için beş neden
1.Çünkü onlar Türkçe indie yapıyorlar
Biz indie hayranları halen Sakin’ in dağılma şokunu
atlatamamışken ilaç gibi gelen bu albümle mutluluktan uçtuk doğrusu.
2.Ücretsiz dinleme imkanı
Çok güzel şirin mi şirin bir siteleri var ki orada albümü
ücretsiz, tertemiz bir şekilde indirebiliyorsunuz. Bağış yapabilir ya da iTunes’ dan da satın
alınabilirsiniz. Her türlü seçenek var yani.
3.Güzel mi güzel şarkı sözleri
Bilsen, derine insen
Hepsi yalan, hepsi hayal. (Yağmur)
Koyuydu teni rengi
Tuttuğunda istemeden elimi
Durmadı kaçtı yine
Sevmedi zaten hiç beni. (Rüya)
Düşer yavaş yavaş sözlerin
Tutamaz ellerim ahh... (Düşer Sözler)
Güzel müzik, kadifemsi sesle bu sözler.
4.Fransızca şarkılar da var
Grubumuzun solisti yarı Fransız, albümde de Fransızcasını bizden esirgememiş yapmış 2 şarkı koymuşlar albüme. Fransızca
şarkıları genel olarak sevmeme rağmen Sapan’ın
Türkçe şarkılarını daha başarılı buluyorum ama beğenini çok.
5.Klipler
Şimdilik grubun albümden bir klibi var ve ilk klipleri olmasına rağmen kendilerini göremiyoruz. Bu bir risk olsa da kısa film tadındaki bu “Yağmur”
şarkısı hem izlenilesi hem dinlenilesi. Bir de eskilerden ep tanıtım
videoları var ki ben çok beğendim.
İşte sevmek için beş neden. Çok merak ettim hemen dinlemek istiyorum derseniz buraya tıktık.
Evet, son zamanlarda yaklaşık son 4 ayda keşfettiğim, üst üste, bıkmadan dinlediğim şarkıların bir listesi var aşağıda. Çoğunun soundcloud'da yaptığım listelerde aynı tema da dinleyebilirsiniz, beğendiğiniz olursa listeye yönlendiririm, yoksa da yaparız canınız sağolsun :). Yani buradakiler bir nevi tanıtım da diyebiliriz. Biraz videolu uzun bir liste sıkılmayın hemen. Hem belki de aralarında sizinde tiryakisi olacağınız şarkılar vardır, o yüzden dikkat. Hazırsanız başlayalım :)
1. Sondan başlamak gerekirse, Youtube benzer şarkıları yana koyuyor ya o ben de çok işe yarıyor, işte bu da sonuncusu. Bu ara en çok bu şarkıyı dinliyorum. Henüz bir listeye ait değil ama yakında indie pop geliyor :).
2. Bu yaz hiç tv izlemedim desem yeri ama kırk yılda bi açtım, gece e2 ve cnbc-e de kesin güzel bi şey vardır derken karşıma Solange konseri çıktı. Dansına, müziğine bayıldım. İlk şarkıyı bulmamın da sebebidir ayrıca. R&B listesi de yakında.
3. İtalyan bir arkadaşımın önerisiyle.
4. Yeni bir şarkı olmamasına rağmen benim geç sevdiklerimden.
5. Ve işte her dinleyenin istisnasız sevdiği şarkı. Hala dinlemediyseniz tanıştırayım, Another Love - Tom Odell.
6. Çok sevdiğim bir arkadaşımın önerisiyle., Baya aylarca dinledim. Bu remix ama orijinali de remix kadar güzel. Bi bakın derim. Orijinalini aratmayan remix listesi de yakında :)
7. Yine bi Youtube da ordan oraya atlarken keşfedildi, müziği hoş.
8. Çok güzel bir Fransız blogundan dinleyip, beğendiğim bir şarkı. Eminim size de tanıdık gelecektir. Böyle kısacık Fransız şarkılarına da bayılıyorum <3. Önerilere açığım :)
9. Depeche Mode'u çok seviyorum, bu şarkıyı da biliyordum ama Fatih Akın, Duvara Karşı izledikten sonra o dönem sürekli dinledim.
10. Yine youtube meselesi, kısacık bu şarkıyı ve diğer kısa şarkıları buradan dinleyebilirsiniz.
11. Onlar kendini biliyor zaten.
12. Bubituzak yazısı olacak ama onların en çok üst üste dinlediğim şarkısı Bugün Dünya Tersine Dönüyor şarkısı ama bilemediğim nedenle yükleyemedim ben de ikinci en çok dinlediğimi paylaştım, beğenirseniz bu ve bunun gibileri burada.
13. Gaye Su Akyol' un son albümü çok güzel Develerle Yaşıyorum bir de bu şarkı en çok sevdiklerimden. Seni Görmem İmkansız projesi de bitmemiştir umarım.
14. Hala Xavier Dolan izlememiş olmama rağmen, onun sayesinde öğrendiğim bu şarkı gerçekten güzel. Grubun Heartbeats şarkısı güzel, coverı da güzel, coverlar da burada.
15. Yine indie pop, yakında listesi olacak.
16. Süper sözler, müzik ve ses. Benzer sesler ve müzikler için tık tık.
17. Çok sevdiğim Bir Baba İndie sitesinden keşfettiğim grup Half Moon Circle ve en güzel şarkıları Full Circle.
18. Ben yine bağımsız bir film izlerken (Drinking Buddies) kulağıma harika tınılar ulaşır, şu zamana kadar bağımlısı olurum. Bu listenin fikir anasıdır.
19. Youtube meselesinin ürünüdür.Yukarıdaki güzellik başka güzelliklere sebep olmuştur. Bu şarkı gibi.
20. Bbc live lounge sayesinde güzel coverlar keşfettim işte en beğendiklerimden.
21.Buradan da dinleyebileceğiniz, güzel Fleet Foxes şarkısı.
22. Iggy Azalea şu aralar en çok dinlediklerimden. Black Widow güzel ama ben Work'ü paylaşayım. Bütün gün "work,work,work" diye beynimde çınladığı için sesi, ayrıca geç sevdiklerimdendir. Burada da taptaze hip hop playlisti :).
Buraya kadar geldiyseniz önce koca bir alkış ve teşekkür dediğim kadar uzunmuş dimi? :) Sonra da nasıl buldunuz ?
Bu sefer temalı okuma önerilerimin dışına çıkıp genel bir
liste ile karşınızdayım. Bu yaz okuduklarımdan beğendiğim kitapları şöyle
kısaca özet geçip size önereceğim.
Kazuo Ishiguro – Beni Asla Bırakma
Yazarın kısa hikayesini derste okuduktan sonra, hocamızın bu
kitabı okuyun diye önermesiyle ya bunun filmi de vardı sanki diye düşünüp
araştırınca konusu da cezp edince okumalıyım deyip almıştım. İlginç konusu ile
beklentileri karşılıksız bırakmıyor, sıkılmadan ne olacak diye okudum. Bilim
kurgu tarzındaki “Beni Asla Bırakma” üzerinde düşünülecek boş olmayan bir
kitap. Çok sevdiğim Isaac Asimov’ un öykülerinden oluştuğu Dünya Hepimize Yeter
kitabındaki (ki öyküleri ara ara açıp okurum) tadı buldum. Filmini de Keira Knighley'e rağmen , ki kendisinden hiç haz etmem, diğer oyuncular favorim olunca izledim. Kendi içinde o da güzeldi.
Arthur Golden – Bir Geyşa’nın Anıları
Çıktığı zaman büyük yankı uyandırdığını hatırlıyorum. Ta bu
zamana kadar alıp okumamıştım. Kitapçıda gözüme çarpınca hadi oku bakalım nasılmış
dedim ve pişman olmadım. Kitapta hayatın adil davranmadığı küçük bir kızın
hüzünlü öyküsü, kızın gözünden anlatılıyor.
Nicky Pellegrino – İtalyan Düğünü
Başlıkta İtalya kelimesinin geçmesi benim için yeterli bir
kitabı alıp okumak için. Mesela zamanında Ye, Dua Et, Sev i okurken en
katlanılabilir kısmı İtalya bölümüydü benim için. İtalyayı, İtalyancayı, İtalya
ile alakalı her şeyi severim kısaca fazla översem mazur görün. Gitmesem de
görmesem de severim kendisini.
Artık kitaba gelecek olursak İngiltere’de bir İtalyan
ailesinin yaşadığı, küçük kızın evlenmek üzere olduğu bir eve konuk oluyoruz. Annesinin
anılarına geçiş yaptığında tam “İşte yandık” dediğim zaman kitabı tatlandıran,
müthiş bir hikayeye dönüştü benim için. İki hikaye iç içe ilerlerken akıp
gitti. Kitap birkaç tarifte paylaşıyor. Okurken de anlatılan yemekler
iştahınızı açacak söylemedi demeyin.
Neil Gaiman – Yolun Sonundaki Okyanus
Mezarlık Kitabı ile okumaya başladım Neil Gaiman’ı. O asil,
duru anlatımına hayran kalmıştım. Bu da aynen öyle bir kitap. Bir çocuğun
gözünden anlatılan büyülü bir dünya, güzel bir son. Büyüklere masal tadındaki
bu kitap, yazarı sevenleri üzmeyecek.
David Gilmore – Film Kulübü
Bu kitapta okula gitmeyen, işi olmayan oğlunu filmlerle
eğiten bir baba var. Yazarın oğlunun ergenlik anılarını yazdığı bu kitap
gerçekten çok eğlenceli. Film severlerin kesinlikle okuması gerek. İçinde filmler,
yönetmenler, yazarlar ve aktörlerle ilgili ilginç detaylar var. Kitapta geçen
izlemediğim filmleri şimdiden listeye aldım. Anlatım tarzını beğendim. Cazip
gelen konusu sizi yanıltmıyor. Severek okudum.
Patti Smith – Hayalperestler
Bu küçücük fotoğraflarla süslenmiş kitap beni etkiledi.
Keşke orijinalini okusaydım dedim yazarın dil oyunlarını daha iyi anlamak ve
görmek için. Patti Smith şarkılarını sevince kitapları olduğunu keşfedince
seviniyor insan. En yakın zaman “Çoluk Çocuk” da okunacak.
Claudia Carrol - Sana Bir Sır Vereyim Mi? ve Sophie Kinsella
– Pasaklı Tanrıça
İki tane de çıtır edebiyatı okudum. Edebidir, değildir
diyenler var ama ben arada stres atmak, eğlenmek için okumayı seviyorum. Bu
akıcı, kolay okunan kitaplar romantik komedi film tadında. Pasaklı Tanrıça’ yı “Beni Hatırladın Mı?“kadar
sevmesem de güzel ve komikti. İlk kitap da yine akıcı ve komikti.
Not: Bu arada D&R ' ın bu yaz yaptığı Domingo ve Doğan Kitap indirimlerine bayıldım. Kitapların çoğunu indirimden aldım zaten. 3 yazdır Can Yayınları okuyorduk, şimdi de bu yayınevleri. Aynen devam etsin :).
Okuduklarımdan beğendiğim ve önerdiğim romanlar burada, sevdiğim öykü kitaplarını ayrı bir yazıda
toplayacağım için buraya yazmadım. Şimdilik bu kadar J
Hip hop'la büyümesem de, Lana Del Rey' in efsane şarkısı "Blue Jeans" ten başlık yapmak fena olmadı bence bu liste için. Sevdiğim hip hop şarkılarını bu listede topladım. Son zamanlarda Iggy Azalea dinlememin de etkisi olacak heralde, hem de fazla indie ağırlıklı listeler yaptığımı fark edince biraz bloga hareket katmak için eski ve yenilerden oluşan bir liste yaptım. Anladığınız üzere indie seviyorum, ağırlıklı olarak dinliyorum ama her türü severim. Bu aralar da Iggy Azalea ablamızın Rita Ora düetli "Black Widow" klibi çıkınca, beğenince (baya beğendim açıkçası), Kill Bill konseptli (hala izlemedim, ayıp bana) klibi (zaten Iggy seviyor film konsepli klipleri bkz: Fancy), bir toplayım bakalım neler çıkacak dedim ve uzun lafın kısası sonuç bu.
Not: Bu listeyi hazırlarken bir de yakında R&B yapsam fena olmaz gibi geldi. Çok uzak türler olmasalar da, hatta buradaki isimlerin çoğu R&B, Hip Hop türü adı altında geçiyor, burada rap başrolde.
Biraz nostalji yapalım. Ülkecek sevdiğimiz, Yeşilçam'ın dört yapraklı yoncasının ikisinin oynadığı iki nostaljik romantik komedi filmini size önermek isterim. Yıllardan beri en sevdiğim filmlerden olan Tatlı Meleğim' i geçenlerde tekrar izleyince, bir de 60 yapımı "Cici Katibem" in başka yorumu olduğunu öğrenince onu da izleyeyim deyip ona da bayılınca paylaşmak şart oldu. İlk olarak benim ilk göz ağrım Tatlı Meleğim' le başlayayım.
Tatlı Meleğim (1970)
1970 yapımı bu filmde Türkan Şoray'ı herhalde tek çirkin (ne kadar olabilirse) olarak görebileceğimiz bi nevi intikam filmi ki ben bayılırım bu tür hikayelere, bu türde milyon tane film yapsalar izlerim. Bu filmi de az izlemedim doğrusu :). Malum intikam soğuk yenen bir yemektir, burada da Leyla (T.Şoray) iyi daktilo yazabilen ama dış görünüşünden dolayı çapkın patronlar tarafından istenmeyen bir sekreterdir. Ediz Hun nam-ı diğer Murat şirketin sahiplerindendir ve acıdığından kızımızı işe alır. Olaylar da orada başlar, zira Murat'ın üzerine 100 bin lira verseler bile öpmem lafı kendisine pahalıya patlayacaktır. Leyla bu lafı duyunca da tabi üzülür ama zamanını bekler bilmeden. Sonrası da malum. Filmin müzikleri de şahanedir ki zaten benim için önemli bir kıstas. Ediz Hun benim en beğendiğim jöndür. Kendisini bu filmde Hippi olarak görmemiz de mümkün :). Film de tüm sevdiğimiz oyuncular mevcut; Münir Özkul, Suzan Avcı, Süleyman Turan, Leman Akçatepe. Türkan Şoray'ın kıyafetleri ve saçlarının rengi de ayrı güzeldir. Diğer filme göre başrol bir tık daha sert geldi bana. Adeta öncesinde ne kadar kaba olursa sonrasında da bi o kadar dayanılmaz güzelliği olacağının habercisi gibi.
Cici Katibem (1960)
Gelelim ikinci filmimiz Cici Katibem' e. Bu film diğerinin aksine siyah - beyaz. 10 yıl önce çekilmesine rağmen ilkinden altta kalır yanı yok. Yine bir güzelimiz ve jönümüz var, aynı derecede komik. Burada şu ana kadar en tatlı Fatma Girik'i izledim herhalde. Öncesi de sonrası da ayrı bir tatlıydı. Orhan Günşiray'ı daha önce izlemedim herhalde, izlediysem de hatırlamıyorum ama daha da unutmam. Gerçekten yakışıklıymış. O yakışıklılıktan beklenmeyecek mimiklere de sahiptir. Zira filmde epey güldüm. Hikaye az çok aynıdır. Bu filmde ek karakter olarak şirket sahiplerinden Cemil' in (Suphi Kaner) kayınvalidesi de vardır. Rolü Mualla Sürer oynayınca da ayrı bir güzel olmuş. Fatma Girik' in bu kadar komik ve tatlı olabileceğini düşünmemiştim doğrusu, bayıldım. Film de Twist müziği ve dansını görmek mümkün.
Sonuç olarak bu iki güzel Çirkin Betty tarzı filmleri izlerseniz pişman olmazsınız.
Bonus:Tatlı Meleğim' e damgasını vuran müthiş şarkı.
İşte size kitap okurken, yazı yazarken ya da sadece yağmuru izlerken dinleyebileceğiniz, içinizi ısıtacak bir liste. Genellikle indie müzikten ve yabancı şarkılardan oluşan listede kimler var derseniz Grizzly Bear, Kings of Convenience, Band of Horses, Agnes Obel, Choir of Young Believers, Fleet Foxes ve daha fazlası. Yine Vj'liğe bağladım. İşte liste :). Sadece aşağıdaki Mild Tunes yazısına tıklamanız yeterli, zamanla eklemeler olacaktır :).
Aşağıda göreceğiniz kitapların anlatıcısı dışarıda başka
içeride bambaşka bir dünya yaşayan her ne kadar yalnız desek de kimileri sonunda
yuva kurup, mutluluğu bulsa da bizi bu sınırlı sayfa sayısında kendi
düşüncelerine ortak eden adamların yazısı. Kısacası anlatıcısı birinci tekil
kişi olan, yalnız adamların kendini anlattığı birkaç güzel roman önereceğim J
J.D. Salinger – Çavdar
Tarlasında Çocuklar - Holden Caulfield
Bir dönem gençliğini etkilemiş (hatta bazılarını yanlış
etkilemiş), hala çok okunanlar listesinde olan sorunlu genç Holden’ ın hikâyesi
kesinlikle okunmalıdır. Benim de favorilerim arasında olan bu kitapta Holden’ın
düşüncelerini okuyoruz. Hani bazen kitap
okurken dersiniz ya “ Evet ya aynen öyle, ben de öyle düşünmüştüm” diye işte o kitap bu kitap. Bir nevi ilham
kaynağıdır benim için bu listeyi yapmamda da (Her ne kadar 16 yaşında bir çocuk olsa da ).
Yusuf Atılgan – Aylak Adam - C.
Tam olarak birinci tekil şahıs diyemesek de yer yer C.’nin
ağzından anlatılanlara şahit oluyoruz. O yüzden bu güzel roman da listemize
giriyor. Kendisini anlatmaya övmeye de pek gerek yok sanırım. Kitap zaten çoğu
kişinin favorileri arasında. Herkes biliyorsa ne diye listeye aldın aa akılsız
da demeyin. Belki kıyıda köşede hala okumamış, tereddüt edenler vardır. İşte
gençler tereddüt etmeyin alın okuyun. Son uyarıdır J
Robert Silverberg - İçeriden Ölmek - David Selig
Bu kitap aslında normal bir dünyada normal bir şekilde yaşayan
(!) bir adamın öyküsü, David Selig’in öyküsü. Tek bir farkla, kahramanımız
insanların düşüncelerini okuyabiliyor. Aman ne de klasik demeyin. Zavallı
adamcağızın nadir bulunan bu yeteneği gittikçe azalıyor ve biz de bu iki durum
arasındaki geçişi izliyoruz. Yazar o kadar güzel anlatmış ki, kendinizi o
sıkıntılı durumun içinde buluyorsunuz, hatta neredeyse hissediyorsunuz.
Uygar Şirin – Karışık Kaset - Ulaş
Bu şarkılara aşık, kafası karışık İrem'e aşık gencimizin 10
yıllık arayla kendi anlatımıyla hayatına tanık oluyoruz. Bu kitabı benim için güzel yapan beni
güldürmesinin yanı sıra, herhalde her fırsatta karşımıza çıkarılan şarkılar
sevmemin nedenidir. Her duruma Ulaş'ın
şarkı bulması sizi ayrı keyiflendirecek. Bir de mevzu bahis kitabımızın adını
taşıyan karışık kasetler mevcut. Sezen Aksular, MFÖ'ler size benimkilerden güzel
olmasın güzel temalı şarkılar da sunuyor. Bir solukta okuyacağınız zaten film
tadında geçen bu şarkılı, eğlenceli kitap tam yazlık.
Not: Filmini de yapıyorlarmış, bakalım nasıl olacak. Baba
tam olmuşta, Sarp Apak ve Özge Özpirinççi pek olmamış gibi ama bakalım :/.
Hüsnü Arkan – Ölü Kelebeklerin Dansı - Haldun
Yazar, canımız ciğerimiz Hüsnü Arkan. Bizi Haldun’un ölüler dünyasında bir yolculuğa
çıkarıyor. İlginç karaktere sahip,birazcık kasvetli bir roman. Ee ne de olsa ölen insanların yaşadığı bir yer (!).
Bu karışık liste Türkçe Alternatif Müzik yapan gruplar, sanatçılardan oluşuyor. Kimler mi var Çilekeş, Ceylan Ertem, Mor ve Ötesi, Multirap, Neyse ... Türkçe İndie listemize göre biraz daha sert ama seveceksiniz.
Zamanla yine yeni şarkılar eklenecektir, takipte kalın.
Bilen bilir cover merakımı. Şarkının orijinali kadar sever, hatta bazen daha çok severim. Burda da sizin için sevdiklerimi derleyip topladım. En popüler şarkılardan, az bilinenlere her telden şarkı bulmanız mümkün. Emin olun hepsi orijinalini aratmayan coverlar. Sevmeyenler de şans versin listeye bir göz atsın. Zamanla yenileri eklenecektir. Takipte kalın :).
Not: Bu sefer yabancı şarkılar listesi oldu, en yakın zamanda Türkçe coverlar geliyor.
Siz de yazı evde geçirenlerdenseniz bu bölüme dikkat! Ezelden beri dediğim, yaa hayat zaten acı bari filmlerde
gülelim, mantığıyla ne kadar komedi dizisi varsa çoğuna bakmış, izlemişimdir. Bitmiş
dizilere de ayrı bir düşkünlüğüm vardır onlar ayrı bir yazının konusu. Türk dizilerinden başlayayım. Şu aralar kaçırmadan izlediğim iki dizi var üçüncü dizi de arada takip
edebildiğim “über komik” dizi ki zaten fanı çok.
Kardeş Payı
İlk olarak şu aralar popüler olan Kardeş Payı’ndan
başlayayım. Zaten Ahmet Kural - Murat Cemcir - Selçuk Aydemir dinamik bir grup. Bu üçlüyü ben geç izlemeye başladım. Siz yokken biz vardık takımındaki siz yokken kısmında olanım ama bu diziyi hiç kaçırmadım, severek izliyorum. Yaptıkları hiçbir işte kötü olmuyor. İlk başta
izleme sebebim onlar olsa da dizinin yan karakterleri de aldı başını gitti.
Emrah, Feyyza, çıraklar, Yiğit ve babası(Sen neymişsin be Ali İhsan), Hamiyet,
Şerif, Oğuzhan ve Sezai’nin dişleri (ıyyy) diziyi dizi yapan asıl karakterler
olup çıktılar. İnce espriler, A.Kural’ın mimikleri, dans gösterileri, şarkılar,
türküler hepsi var. Size favori sahnemi paylaşayım, ben hala açar arada gülerim.
Ali : Haydar haydarmış ya lan, sabahtan beri yanlış şarkıya girmeye çalışıyom.
Bonus: Eda - Metin - Emrah aşk üçlüsü J
Bir Kadın Bir Erkek
Dizi aslında bitse de Demet Evgar’ın Twitter hesabından bize
güzel haberi vermesiyle oynaya oynaya bu diziyi bu kategoriye alıyoruz. Dizi
yabancı format zaten başarısı bilmem kaç ülkede kanıtlanmış. Ama bizim ülkedeki
başarısı kesinlikle bu güzel, süper yetenekli iki oyuncunun sayesindedir. Demet
Evgar ve Emre Karayel. Sadece onların yüzünü gördüğümüz için mimikler ses tonu
hareketler hepsi ayrı önem kazanıyor haliyle bu iki oyuncu çok önemli.
Zeynep
karakteri Demet Evgar(sizce de Emily Blunt’la çok benzeşmiyorlar mı?) için
biçilmiş kaftan resmen. Onun kıskançlığı, elinden düşürmediği kitapları,
annesi, arkadaşları, aşkı her şeyiyle öyle güzel uyum içindeki bir an bile
yadırgamazsınız.
Emre Karayel tipik bir erkek özelliklerini taşıyan Ozan
karakterini canlandırıyor. Her ne kadar ben Zeynep’in dediği kadar -hadi o
kelimeleri kullanmayalım da- ağaç gövdesinden yapılma veya güzide bir
hayvanımız kadar olmasa da onun da maç varken veya oyun oynarken insanlıktan çıktığı
olmuyor değil. O da Fenerbahçe aşkı, Zeynep’ e olan zaafı, Zeynep’in annesine
olan sevgisi(!), işi ile gönlümüze taht kurmuştur. İkisinin uyumu tartışılmaz
zaten. Kavga da etseler, mutlu da olsalar her daim komikler. Bir an bile
gülmeden duramazsınız.
Yalan Dünya
Gülse Birsel’in mizah anlayışını, kalemini seviyorum.
Karakterleri de her zaman insanların hafızasında yer eden, eğlenceli kişilikler. Her ne
kadar Avrupa Yakası’nın yeri ayrı olsa da bu dizi sırf Füsun Demirel ve Hasibe
Eren, nam-ı diğer Sıdıka ve Safiye Saka, onları yeniden anne-kız olarak görmek için bile izlenir. Tabi ki
Antakyalı Altan Erkekli ( her ne kadar dilini ağır bulsam da), ve Gönül Ülkü için de. Diğer
karakterlerin zaten kendi içinde hayran kitlesi var. Ayrı ayrı anlatmayacağım.
Düzenli olarak izlemiyorum ama arada denk gelince de fena olmuyor.
Gelelim yabancı dizilere :
Modern Family
İşte tam yaz dizisi. Sırf yazın izleyeyim diye son sezonunu
izlemediğim, içinde bir tane bile sevmediğim karakter olmayan nadir dizilerden.
Zaten ilk sezondan hatta bölümden sonra bağımlısı olacaksınız. Bu neşeli ve
birbirine bağlı modern aileyi siz de çok seveceksiniz. Tek tek sevdiğim
karakterleri yazamayacağım çünkü ana karakterlerin hepsini seviyorum, birini
diğerinden ayırt edemiyorum. O yüzden arada bir görünüp kaybolan bazı yan
rollerden favorilerimi söyleyeyim. Dylan var saf mı salak mı anlayamadığım, Sal
var gay çiftimizin kankası, Javier Delgado, Gil Thorpe.. Gördüğünüz gibi yan
rollerinde bile seçim yapamıyorum öyle güzel dizi <3.
Parks and Recreation
İşte çalışkan ama takıntılı, sevimli ama rahatsız edici
derecede arkadaşlarına düşkün, Pawnee ve waffle sevdalısı muhteşem kadın Leslie Knope. Bu kadını sevmemek
imkansız. Dizi de zaten aşırı komik. Ron Swanson, kendi başına dizi yapabilecek
bir abimiz. Ona bayılıyorum. Hele bir de Aubrey Plaza ve Rashida Jones ( diziden ayrılmış olsa da L)var ki dizide tadından yenmiyor. Chris (o da gitti)
ve Andy de en çok güldüklerimden. The Office izleyip sevenler bu diziyi de
seveceklerdir( sadece ilk bölümünü izleyip bırakmıştım, belki bir gün yeniden).
Formatı da aynı zaten yaratıcılarından biri The Office’in yazarlarından Greg
Daniels.
New Girl
Güzel gözlü, dalgalı saçlı, duru tenli canımız Zooey
Deschanel dizi yapar da izlenmez mi? Tabi ki izlenir hele ki ilk bölümü o kadar
güzel olur ki sayısız kez izlenir, en azından ben J. Kızımız üç ev arkadaşının
dördüncüyü almaya niyetlenip internete ilan vermeleri üzerine, Schmidt (ki kendisi
efsanedir) tarafından yazılan ilanı kızlar topluluğu sanıp evi görmeye gelir, erkek
olduğunu görünce de vazgeçmez. Sevgilisinden yeni ayrılmış, aldatılmış(işte
bunlar hep days of summer, Tom laneti) bu güzel arkadaş topluluğuyla kalmak
ister. Velhasıl kabul edilir. İşte komedi de orada başlar. Her ne kadar son
sezonu diğerlerine göre vasat bulsam da, yine de kötü değil,eğlenceli bir
dizidir. Sırf o güzel apartman dairesi için izlenir <3
Not: Neden artık Jess'i olur olmaz yerde şarkı söyletmekten vazgeçirdiler ki, başlı başına diziyi sevme nedenidir.
Baby Daddy
Bileniniz var mı bilmem, Üç adam bir bebek serisi vardı hani
Polis Akademisi’nin Mahoney’i Steve Guttenberg, Tom Selleck ve Ted Danson’ın
oynadığı, evet evet o şeker film. İşte onun modern versiyonu. Tabi farklılıklar
yok değil. Dizinin en önemli artısı herhalde iki kardeşimiz Ben ve Dan’in
anneleri Bonnie Wheeler’dır. Şahsen en çok ona gülüyorum. Tucker, Ben’in ev
arkadaşı ve Riley, Dan’in kankası ( umarım en yakında sevgilisi deriz), ile de dizi
iyice şenleniyor. Eğer izlemediyseniz yine bu yaz eğlenerek izleyeceğiniz güzel
bir dizi.
2 Broke Girls
Güzeller güzeli, bağımsız filmlerin prensesi Kat Dennings ve şimdiden en iyi komedi
oyuncuları arasında yerini alması gereken Beth Behrs’ in yollarının kesiştiği
komedi dizisi. Hem de o kadar güzel cupcake yapıyorlar ki izlemek o kadar da
kolay olmuyor. Ama o gösterdikleri cupcakeler kadar güze olanl bir dizi bu. Yan
rollerdeki Sophie, Oleg, Han Lee, Earl de dizinin diğer güzel yanları.
Sophie’yi Jennifer Coolidge canlandırıyor, başkası oynasa bu kadar sever miydik
bilmiyorum. Ve bu dizideki evcil hayvanımız Chesnut, kendisi at olur efendim.
Evet evet at yanlış okumadınız, izleyince nasıl beslenirmiş öğreneceksiniz.
Bonus: Bu iki güzel kızımız People’s Choice
Awards 2014 sunmuşlardır. Beth Behrs’in komedi oyunculuğunun ne kadar iyi
olduğunun başka bir kanıtıdır. O mimikler, hareketler. Bu kıza dikkat!
The Big Bang Theory
Diziyi izlemeyen, izleyip de beğenmeyen yok zaten. Ben her klasik dizi fanı gibi bu dizinin
hastasıyım. O yüzden sadece birkaç video
paylaşıp bu yazıyı kapatacağım. Yüzünüzden gülücükler eksik olmasın, esen kalın
efendim J
Gençler bilmelisiniz ki Aquaman sucks!
Soft Kitty olsun Smelly Cat bunlar hep yiğidin kamçısı.