Okunulası etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Okunulası etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

15 Ağustos 2016 Pazartesi

Mimlendim #BloggerLife2


Merhaba arkadaşlar J. Bugün sizlere ilk kez bir şey önermek dışında konser anılarımı saymazsak bir yazı yayınlayacağım çünkü mimlendim hem de ilk kez hem de bir yorumda. Yeni bir blog takip ediyordum ve her sevdiğim bloga yaptığım gibi dayanamayıp bir yazısına yorum bıraktım. Kendisi şu tatlı blogun sahibi olur. Ve beni cevaplarken demez mi üstteki yayına bak mimlendin diye. Yaa bir anda mimlenmiş oldum ve ilk kez mimlendim. Bu mim bloggerlık ve blog hayatı ile alakalı kısacık bir mim. Sahibine beni mimlediği için teşekkür ediyorum ve sorulara geçiyorum.

1. Blogger denilince aklınıza gelen ilk şey nedir?

Şimdi şöyle, ben de bir blogger olduğumu ara ara yorumlarda veya yayınlarda bahsederken daha yeni yeni fark ediyorum aslında ucundan kıyısından bir bloggerım diye ama aklıma gelen blogger denilince sen ben o değil de yabancı moda bloggerlar geliyor instagramda falan gördüğümüz. Güzel cici bicilerini giymiş güzel hatunlar, meslek olarak bu işi yapanlar lakin bu sürekli bize gösterilen olduğu için öyle bir yer edinmiş olabilir aklımda. Halbuki birçok alanda çok güzel yazarlar var ki moda blogları dahil instagramda olan olmayan fakat nedense ben de öyle bir algı oluşmuş. Biraz durup düşünce ise aklıma belli başlı bloggerlar geliyor bildiğimiz sevdiğimiz takip ettiğimiz insanlar. Okumayı sevdiğim, takip ettiğim bloggerlar bir diğer deyişle. Ve son olarak ise aklıma ben geliyorum J. Yani tabi bu alanda kendini kanıtlamış, yıllardır blogunu bırakmamış, emek vermiş, ciddiye almış çok yazar var ki onların yanında kendimi düşünmem saçmalık belki de ama arada böyle olduğunu bilmek güzel hissettiriyor J.

2.  Her temadan (kişisel, gezi, kozmetik, kitap vs.) yazılarını en çok beğendiğiniz bloglardan örnek verin desem?

Hımmm çok zor soru açıkcası. O kadar çok sevdiğim, takip ettiğim yazsa da okusam dediğim blog var ki seçim yapıp da buraya yazamam ama bir tanesi benim blogumu açmamda öyle etkili ki onu yazsam kimse gücenmez herhalde J. Ben hep blog açmak istiyordum senelerdir ama tabi ki üşengeç olmak kolay değil hep erteliyordum ve blog açmak isterken örnek aldığım, çok özendiğim bir blog vardı resmen onlar blog açma sebeplerimden biriydi. O kadar seviyordum ki eski yazılarını açıp okuyordum sevdiğim yazıları tekrar tekrar dönüp okuyordum. Aşırı seviyordum anlayacağınız taa blog açmadan önce. Onlar kim diye merak ettiniz dimi? Birçoğunuzun sevip takip ettiği Kediler ve Kitaplar. İşte benim blog açmama vesile şeylerden biri bu güzel blogdur. Hala yazı yazıyorlar fakat eskisi kadar değil ve bu çok üzücü. Onun dışında bloglarının görünüşünden yazılarına her şeyiyle sevdiğim nadir bloglardan ve yeri de ayrı J

3. Yeni blog yazmaya başlayan arkadaşlara verebileceğin öneriler nelerdir?

Valla pek kendimi bu konumda gördüğümü söyleyemem tecrübeli, kendini bu alanda kanıtlamış bloggerlara sormak daha mantıklı geliyor J. Ben sadece diyebilirim ki bir okuyucu olarak bloggerlara yazılarınıza özen gösterin, yorumlarınıza zahmet edip yorum yapan izleyicilerinizi görmezden gelmeyin, yayınlayıp cevapsız bırakmayın, daha fazla blogla iletişim halinde olun ki biz de yeni bloglar tanıyıp sevelim. Öyle yani ben bunları yapan bloguna özen gösteren emek veren ilgi alanıma giren her blogu daha bir severek okuyorum.

Ve mimin sonuna geldik. Başka mimlerde görüşmek üzere J.

Devamını Oku »

7 Ağustos 2016 Pazar

Bir Yayınevi Beş Yazar/Kitap (İş Bankası Kültür Yayınları)

Merhaba arkadaşlar, bomba gibi bir geri dönüşten sonra yine bomba gibi yazılarla geri döndüm. Bomba gibi geri dönüş için tıkla :). Uzun bir aradan sonra ilk öneri listemi başlıktan da anlaşıldığı üzere artık sevginizden emin olduğum ve ilginizden yorum olsun, tıklanma olsun çok çok mutlu olduğum bu bölümle başlamak istiyorum. Sıradaki yayınevi Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları. Kendileri klasiklerin vazgeçilmez adresi olan ve güzel çevirileri ve kapaklarıyla bizi sevindiren yayınevlerinden.  Benimde seçimlerim sizin hep aşina olduğunuz kitaplardan oldu çünkü kesinlikle bu kitaplar  herkes tarafından okunmasını istediğim kitaplar. Bence siz de hala okumadıysanız ve çekiniyorsanız hiç çekinmeyin ve hemen alıp okuyun. Kendimden biliyorum bazen çok yorum görmek, yorum olmasa bile fazlaca adlarını görmek bile sizi soğutup okumadan ön yargı oluşturabilir ama gelin biz hep beraber bu ön yargılarımızı kıralım ve ufaktan kitaplara bir giriş yapalım. Bu sefer fotoğrafların hepsi benim tarafımdan çekilmiştir J. Yakında konseptleri arttırıp güzel fotoğraflar çekerek buraları şenlendireyim istiyorum ne dersiniz?

Bunun dışında ben bir iki kere mağazasına gittim ve eğer arada yakalarsanız sadece iş bankası kartı olanlara değil herkese indirim yapıyorlar. Bu fırsatlar klasikleri okumak için güzel bir fırsat oluyor. Yine online alışverişlerde indirimleri takip ederek de kitapları indirimli alıp ayırdığınız bütçeyle daha fazla kitap alabilirsiniz J. Aynı benim sürekli daha fazla kitap almak için yaptığım gibi J. Gelelim sizlere önerdiğim klasiklere J.




1.       Satranç – Stephan Zweig



İncecik ama çok etkileyici bir kitap. Eminim ki bu kitabı okuyan birçok blog arkadaşımın yayınlarına yorum yapmışımdır. Yorum alıp burayı okuyanlar el kaldırsın J. Zaten kitap ince ufak ufak ayrıntı verip iyice tadını kaçırmak istemediğimden siz kesinlikle alın okuyun canım okuyucularım. Bana gelirsek ben çoktan okunacak listeme diğer kitaplarını ekledim.

2.       Sineklerin Tanrısı – William Golding




Bir çocuk kitabının distopyası olarak yazılmış müthiş bir roman. Ağzınız açık kalarak okuyacaksınız. Ben okurken çok etkilendim. Distopya da sevdiğim bir tür olduğundan dolayı da beni ekstra memnun etti. Filmi de güzelmiş biliyorum çok duydum ama cesaret edip izleyebilir miyim bilmiyorum. Eminim bir gün izlerim belki de yakın zamanda fakat şu aralar hayır J. Yalnız kitabın sonlarına doğru bir cümle var ki beni yine derinden etkiledi ama söylemek istemiyorum tadı kaçmasın. Lakin şunu söylesem pek de büyü bozulmaz;

“Biliyorum. Çok hoştu herhalde. Tıpkı Mercan Adası kitabı gibi.”

İşte distopyamızın kaynağı bu kitaptır. Dayanamadım yine alıntı verdim ama dediğim yeri yazmadım yine de J.

3.       Otomatik Portakal – Anthony Burgess




Yine bir distopya hem de en şiddetlisinden. Yine filmi olan kitaplardan hem de Kubrick amcamızdan. Ve ben kitabı geç okuduğum gibi filmi izlemeye hala cesaret edemiyorum. Hayır, kitabın şiddeti yetmezmiş gibi bir de Kubrick’ten izleyip psikolojimin iyiden iyiye bozulmasından korkuyorum. Kişisel korkularımı bitirip kitaba dönecek olursam, etkileyici ve çarpıcı bir kitap. Okuması kolay değil. Şahsen ben metroda okuduğumda eminim çeşitli yüz ifadelerimle kitap hakkında gerekli fikri bana olur da o an bakan varsa verdim. Sonrasında hep kapalı mekanlarda okudum sanırım zaten hemen de bitti. Bu kadar sayıp sayıp yine de öneriyor muyum? Kesinlikle, alın okuyun.

4.       Vahşetin Çağrısı - Jack London




Yani ben bu yayınevinden töbebillah iyi bir şey okumamışım. Hep bir acı hep bir hüzün. Valla yazarken benim içim çıktı siz okurken ne düşüneceksiniz merak ediyorum. Ara vererek yazdım öyle diyeyim. Neyse kendine gel, sen ciddi bir kültür sanat blogusun. Şimdi bu romanda natüralizm akımının özelliklerini ve bundan kaynaklı Darwin’in ‘survival of the fittist’ını yani en güçlü olanın hayatta kalmasını somut şekilde görmek mümkün. Bir köpeğin gözünden bize aktarılan hikayede London’ın usta anlatımını güzel bir çeviriyle okumak isterseniz bu kitabı alın, okuyun sevgili elit okuyucularım. Siz bu yorumları okurken ben de elitliğime elitlik katarak ne kadar sanat filmi varsa izleyip yukarıdaki yazımı telafi edecek bunu düşünmeme sebep beyin fonksiyonlarımı yeniden komuta etmeme yardım edecek filmlere kendimi adarken sizlere huzurlu günler diliyorum. Sağlıcakla kalın J.

5.       Muhteşem Gatsby – Scott F. Fitzgerald




Yukarıda yetirince saçmaladığımı düşünüp yeni önerime geçiyorum fakat sanmayın biraz daha umut dolu bir kitap olacak. Tabi ki hayır. Bu kitapta dönemin Amerika’sındaki gösterişi ve şaşalı hayatın aslında ne kadar içi boş olduğu anlatılıyor. Bu yorum benim değil bir kitapta okudum hatta siz de eminim birçok yerde görmüşsünüzdür hele ki biraz Amerikan Tarihi'ne aşinaysanız. Zamanında aldığım kısacık Amerikan Tarihi dersinde bu dönemin anlatılışına denk gelmiştim. Onun dışında bu kitaba yine çok sevdiğim bir teorilerin anlatıldığı kitapta örnek olarak seçilen romandı bundan dolayı bu kitap yapı bozuma mı uğramadı, yapısalcılığa mı maruz kalmadı, psikanalitik olarak incelenmedi mi J, baya irdelendi kitap anlayacağınız. Neyse ben yine daldım anılarıma. Güzel kitap ya alın okuyun. Yine filmi var ve sormanıza gerek yok izlemedim.
Sizin de bu yayınevinden önerdikleriniz var mı? Varsa yorum olarak yazın yeni yazarlar keşfedelim nasıl olur? Güzel güzel J. Kendinize iyi davranın, mutlu kalın.



Devamını Oku »

4 Ağustos 2016 Perşembe

Öneri Makinesi 2 Yaşında! (Kapandı)

Merhaba arkadaşlar J. Biliyorsunuz ki uzun zamandır yokum. Twitter’dan da bildirdiğim gibi blogda kısa bir ara oldu  (Öneri Makinesi Twitter hesabını takip için tıktık) ve bu arada paylaşımlar durmak zorunda kaldı. Bu arada çok şey oldu ama çok güzel şeyler de oldu. Hem kendi hayatımda hem de blogda. Severek takip ettiğim Sade ve Derin blogunun sahibi Deeptone Öneri Makinesi'ni kendi sayfasında önerdi ve olanlar oldu J. Sayesinde siz bazı mini mini bir takipçilerimle tanıştım. Çok mutlu oldum. Kendisine buradan tekrar teşekkür etmek istiyorum çünkü sayesinde birçok takipçi Öneri Makinesi’nden haberdar oldu. Hatta muhteşem bir şey oldu ve gelip sevdiler. Ben tabi bu durumdan çok memnun kaldım. Çok mutlu oldum.

Ve gelelim bu yazının amacına. Hediye vermek dünyanın en güzel duygularından biri. Almak da yine bir o kadar güzel 😄. Eğer siz de bu ailenizin bloggerına hediye göndermek isterseniz lütfen çekinmeyin😄. Hediye verirken nasıl konuyu almaya getirdim ama 😂. Alkışlar bana. Konumuza dönersek bomba gibi dönüş olacak dedim ve hediye vermek de enfes bir şey. Bu yüzden sözümü tutmanın zamanı geldi. Başlıktan da anlaşılacağı gibi ikinci çekilişi bugün itibari ile başlatıyorum arkadaşlar :). Bu arada Öneri Makinesi de ikinci yaşını doldurdu, yani bu çekilişi birazda bu yaş kutlaması sayabiliriz; ikinci yıla özel iki kitap :) ve  bir tebriğinizi alırım hani :). Lafı uzatmadan kısaca bu hediyelerden bahsetmem gerekirse sizlere daha önce blogda önerdiğim isimlerden seçtim. Ve aşağıda gördüğünüz her şey sizin. Ola ki biraz benimle sohbet etmek isterseniz devamını okuyun. Ya yok bir aydır kafamız rahat ne dinleyeceğim seni diyenler aşağıdaki kırmızı başlığa geçsinler hemen, hiçbir kural kaçırmayacaklar çekilişle alakalı 😄. 




Gelelim çenesi düşük beni okumayı özleyen ya da dur bakalım ne diyor bu geveze diyenlere. Efenim kitaplarımızdan ilki Yalçın Tosun. Beni baştan beri takip edenler aşinadır ama yeni gelenlere de bilgi vermek gerekirse şöyle ki ben iflah olmaz bir Yalçın Tosun hayranıyım. Son kitabı çıktığında YKY'de daha koliden çıkarken alıp hemencecik okumuşluğum vardır. Hatta geçmiş yıllarda yazdığım Yalçın Tosun Sevmek adlı yazımı da okuyabilirsiniz. Blogda bu kadar yer vermişken hala henüz okumayan varsa umarım benim vesilemle bir kişi daha bu güzel yazarı kütüphanesine katar. Herhalde artık fahri Yalçın Tosun promotörü falan oldum denilebilir 😂. Kendi arkadaşlarıma da önerdiğim hatta hediye ettiğim yazarlardan biri oldu.



Diğer kitap seçimi ise komik oldu. Tabi ki kitap komik değil. Gayet sevdiğimiz bir yazar kendisi fakat nedense şiir düşkünü olmadığımı bastıra bastıra söyleyip yazmama rağmen hep şiirle bu blogda iç içe olup bir de utanmadan hediye ediyorum. Galiba inkar etmenin manası yok, ben içimde seviyorum şiiri. Fotoğraflardan da gördüğünüz üzre diğer hediye kitap Cemal Süreya'dan seçme şiirler. Bu kitabı yine takipçilerim bilir ki benim iki yıldır bitiremediğim, etinden sütünden yararlandığım Reading Challenge'ım 😄 vasıtasıyla okuduğum nadir kitaplardan biridir kendisi. Sevdim de. Zaten YKY'nin bu basımlarını sevdiğimi de söylemiştim benim gibi hangi kitabı alacağını seçemeyenler için ideal olmuş. Misal bu kitap resmen Cemal Süreya şiirine giriş 101.Tabi ki bunların yanında alet edevatsız olmaz. 




Diğer çekilişte de olduğu gibi defter ve benim yaptığım el emeği göz nuru iki ayraç da çekilişimize dahil. İstanbul manzaralı bu güzel defteri severek aldım. Bende de birçok İstanbul manzaralı olanı var çünkü ben tam bir defter aşığıyım. Bu ayraçlardan biri size diğerini de lütfen kitap okuyan güzel arkadaşlarınızdan birine blog hatırası olarak hediye verin ☺️. Çok mutlu olurum bir de ikinizin de kullanıp beraber çekilmiş fotoğrafı olursa tadından yenmez hani. İşte böyle. Nasıl olmuş mu güzel dönüş? Valla olmuş bence😄. Yukarıda da dediğim gibi buralar hep sohbet muhabbet ee özledim de sizleri ondan. Siz de buralara kadar gelip okuyup bana katlandı iseniz ne mutlu bana.




Sen heyecanlı okuyucu bu tarafa... Şimdi gelelim kurallara. Yine değişen bir şey yok. Blogumu takip edip yorum bırakmanız eğer zaten takip ediyorsanız çekilişe katıldığınıza dair yorum bırakmanız yeterli. İşte bu kadar kolay. 

Tabi ki ekstra hak kazanabilir, şansınızı arttırmak isteyebilirsiniz. Bu sefer işi büyütmek istiyorum. Nasıl mı? Önceki çekilişte Öneri Makinesi'nin sadece twitter hesabı olduğundan (takip için buraya) başka mecralarda ek hak olmuyordu. Bu sefer twitter, facebook, instagram veya blogunuzdan istediklerinizden herhangilerinde bu yayını paylaşabilirsiniz, hepsi +1 hak olacaktır. En azından çekiliş bitene  kadar görebileceğim şekilde bu yayını paylaşıp çekilişi duyurur ve tabi ki aşağıda yorumlarda bu linki koyarsanız ek haklarınız sayılacaktır. Instagram paylaşımı için hediyelerin fotoğrafını çekiliş linkiyle paylaşmanız benim için yeterli. Dediğim gibi lütfen çekiliş sonuna kadar en azından görünür olsun ki ben de paylaşımlarınızı görebileyim ve size ek hak yazayım. Mutlu mesut sonra da çekilişi bekleyelim. Yorumunuzda da paylaştığınız linkleri vermeyi unutmayın :).

Bu sefer her ne kadar çabucak sizlere hediye etmek istesem de bir ay sabredeceğim :( ve 4 Eylül 2016 saat 23.59 (hihi) çekilişin bitiş zamanı. Çekiliş sonucunu kısa bir süre sonra da sizlerle paylaşırım. Sonucu random.org'dan mı yapsam elden mi hala karar veremedim onun için de yorumlarınızda hangisini tercih ettiğinizi yazabilirsiniz. Karar sizin. Benim tek derdim bu güzel kitapları bir an önce size ulaştırmak. Kargo ücreti tabi ki bana ait merak edenlere. Yurt dışı maalesef imkan dışı. Sanırım hepsi bu kadar baya uzattım artık şimdi sıra sizde. Umarım siz de Öneri Makinesi'ni çokça özlediniz bu kısacık arada ama merak etmeyin yeni öneriler artık başlıyor, takipte kalın. Sizleri seviyorum 😘😘😘.
Devamını Oku »

26 Haziran 2016 Pazar

Bir Yayınevi Beş Yazar/Kitap (Sel Yayıncılık)

Merhaba arkadaşlar, nasılsınız? Ben bu ilginizden memnunum aslında bu bölüme her ne kadar yorum olmasa da popüler yazılarda en üstlerde ve ben de bu gazla devam ediyorum :). Bu sefer ki konuk güzel Sel Yayıncılık. Barındırığı kitapların güzelliği yetmiyormuş gibi her fuarda bir beş lira bölümü oluyor ve indirim konusunda da genelde toleranslılar ki bu bizim açımızdan güzel bir şey. Ne kadar indirim o kadar çok kitap :). Kitap fuarları sayesinde yayınevleriyle veya temsilcileriyle iletişime geçmek gerçekten çok güzel ki fuarın iyi yanlarından biri bu ama bu her zaman iyi sonuçlanmıyor maalesef. Ben genelde sene içinde olan kitap fuarlarını kaçırmam o yüzden de az çok yayınevlerine ve onların fuar politikalarına aşinayım. Sel Yayınları hakkında kötü bir anımı hatırlamıyorum, güler yüzlü, yardımsever ve yukarıda da dediğim gibi güzel indirim yapan yayınevlerinden. Bunun dışında buraya yazmamı asıl tetikleyen şey son yaptıkları indirimdi ki başka yayınevinde böyle bir kampanya görmedim (ne üzücü hele ki kadın araştırmaları veya teori kitapları olan yayınevlerinde böyle bir farkındalık yoktu.). Ben zaten yukarıdaki verdiğim sebeplerden artı genelde okuduğum yazarları beğenmem yönünden yayınevini severdim ve yine bu yazıyı yazıyordum ama son yaptıkları kampanya ile baya bir takdir ettim ve en öne aldım. Bu kampanya ne der iseniz onur haftası nedeniyle ilgili kitaplarda %45'e varan indirim yapmış olmalarıdır ki 1 Temmuz'a kadar da devam edecek idefixte, bakabilirsiniz. Ben de almayı düşünüyorum. İndirim tabi ki güzel ama bu konuda araştırmalar yapmış akademisyen, teorisyen veya yazarları yayınevinde barındırıp ve onur haftasına özel indirim yapması kesinlikle takdire değer. Buradan kendilerini tebrik ediyorum ve kesinlikle böyle devam etmelerini diliyorum. Gelelim benim önereceğim beş kitaba.

1. Fareler ve İnsanlar - John Steinbeck


Yine bir klasik ile başlayalım. Ben yıllar sonra bile hala gözlerim dolu dolu bu romanı hatırlıyorsam listede olmak zorunda :).

2.İntihar Dükkanı - Jean Teule


Bu kitabın o güzel kırmızı kapaklı olanı ben de yok :(. Hem kapağı güzel hem içi güzel olan kitaplardan. Adı bile sizce de çok orijinal değil mi?

3.Yüz Doksan Dokuz Basamak - Michel Faber


Benim hoşuma giden kısacık bir romandı, Sizi sıkmayacak ve özellikle bu yaz aylarına çok güzel gidecek bir kitap. Kitaplık Kedisi'nin blogunda da yazarın "Cesaret Beşlisi" kitabının incelemesini okudum ve o da beğenmiş. Ve bu cesaretle yazarın diğer kitaplarını okumaya çalışacağım.

4.Kadın Öykülerinde Ankara - Efnan Dervişoğlu


Eğer siz de benim gibi Ankara aşığıysanız bu öykülere bir bakın. Bazı öykülerde sıkıldığımı hatırlıyorum ama genel olarak okumak güzeldi. Bu kitaplar İzmir, İstanbul, Karadeniz diye devam ediyor :). Ben Ankara ile başladım diğerlerine de okumak isterim.

5. Hakkari'de Bir Mevsim - Ferit Edgü




Bu kitabı okuduktan sonra anladım ki Ferit Edgü'ye boşuna iyi yazar demiyorlar. Bir kere bu kitabı beğeneceğimi okuduğum yorumlar olsun, Ferit Edgü'ye olan güzel tanımlamalardan olsun düşünüyordum ama bir günde bitirebileceğimi düşünmedim. Aslında okumadan önce çekindiğim kitaplardan biriydi ya sevmezsem diye ama edilen bütün güzel yorumları hak eden bir kitap. Sanırım Edgü modernist bir yazar olarak geçiyor ama ben farklı anlatım türlerinin kullanılması olsun, okuyucunun farkında olması olsun postmoderne yakın buldum. Dili çok güzel, akıcı. Okurken bir anda siz de o köyde, okulda öğretmenle beraber oluyorsunuz. Gerçeküstü ögeler, düşle gerçeğin karışması belki de bir olması, metaforlarla süslü ama okurken sizi yormayan sade bir dil, sizi etkilememesi imkansız.


Sadece son kitap yanımda olduğu için onun fotoğrafını paylaşabildim. Kendi kalemlerimi kaybedip, unutup her arkadaşımdan bir tane aldığım, evlerimizin vazgeçilmez ösym kalemlerden biri :) ve suyum :). Kahveli fotoğraflar da bu yaz bol bol olacaktır zira çok severim :).
Devamını Oku »

16 Haziran 2016 Perşembe

Bir Yayınevi Beş Yazar/Kitap (Can Yayınları)

Bu bölümümüzün bir diğer konuğu sevgili Can Yayınları. Kendilerini çok severim. Yine YKY'de olduğu gibi Can Yayınlarında da hem klasikleri hem yeni yazarları okumak büyük bir zevk. Söz konusu klasikler olunca güvendiğim yayınevlerindendir bu ikisi. Can Yayınlarının özellikle son birkaç yıldır yazları D&R ile anlaşmalı olarak yaptıkları 5 Lira kampanyası dolayısıyla birçok yazar keşfettim. Onları sonuna kadar destekliyor ve böyle daha çok kampanya yapmalarını diliyorum. Çok güzel yazarları içinde barındırıyor. Biz de bundan ne kadar yararlansak o kadar iyi. Aslında önermek istediğim çok yazar var ama şimdilik gelelim seçtiğim beş yazar ve kitaba.

1. 1984 - George Orwell




Her yerde görmüşsünüzdür eminim hepiniz de okudunuz ama bu listede olmazsa olmazdı. Kitap hakkında ekstra bir yorum yapmayacağım ama kesinkes herkesin ama herkesin okuması gereken bir kitap. Hayvan Çiftliği de güzeldir ama bu kitap bence en iyisidir. Lütfen okuyun, okutturun.

2. Şans Müziği - Paul Auster




Paul Auster bilinen postmodern yazarlardan. Bu kitabı da beni en çok etkileyen kitaplarından. "Görünmeyen" kitabı da güzeldir. New York Üçlemesi benim sıradaki Paul Auster kitabım. Eğer sizde postmodern okumayı seviyor iseniz Paul Auster'a şans verin.

3. Güvercin - Patrick Süskind




Koku kitabının yazarı Süskind'in yine etkileyici kısacık bir romanı. Karakterin iç çatışmaları, çekişmeleri okumaya değer. "Koku" en bilinen kitabı, onu da hem okuyup hem izlemenizi öneririm çünkü hem kitap hem filmi iyi olan nadir uyarlamalardan.

4. Simyacı - Paulo Coelho




Brezilyalı yazarla tanışmam bu kitaba dayanır. Birden fazla okuduğum nadir kitaplardan. Yine okumam gerektiğini hissediyorum şu aralar. Bu kitap dolayısıyla birkaç kitabını daha okudum ama "Simyacı" kadar etkileyeni olmadı. Sadece Elif kitabını çok vasat buldum. Onun dışında göz atmanız gereken bir yazar.

5. Yüreğinin Götürdüğü Yere Git - Susanna Tamaro




Çok istesemde klişelerden kaçamadım :). Hep duyulan, bildiğiniz yazarları listeledim. Eğer bir daha bu yayınevinin listesini yaparsam ki şüphesiz yaparım, daha az duyulan yazarları seçmeye çalışacağım :). Susanna Tamaro İtalyan bir yazar. Dili yumuşacık, akıp gidiyor kitap. Bir diğer kitabı "Sonsuza Kadar" da yine aynı şekilde. Birazcık dinlenmek isterseniz yanınızda bulunsun bu yazar. Özellikle bu mevsimlerde tek solukta okumak için güzel kitaplardan.


Not: Fotoğraflar yine babil.com'dan alınmıştır. Sitede seçili kitaplarda indirim var bakmanızı öneririm :). Alışverişlerinizde çok tatlı başkuşlu ayraçlar ve bez çanta gönderiyorlar <3.
Devamını Oku »

11 Haziran 2016 Cumartesi

Bir Yayınevi Beş Yazar/Kitap (Yapı Kredi Yayınları)

Merhaba arkadaşlar, bugün sizlerle yeni bir bölüme merhaba diyeceğiz. Bir yayınevi beş kitapta düzenli olarak daha önce üstünde durmadığım yazarlar, yayınevleri ve kitaplarından bahsetmeye çalışacağım. Böylece sizlerle daha çok kitap öneri alışverişinde bulunacağımızı düşünüyorum. Bu haftanın konuğu benim kitaplığımda kitaplarının bolca bulunduğu Yapı Kredi Yayınları. Bunun tabi ki birkaç sebebi var. Bunlardan ilki çok güzel ama çok güzel yazarları barındırması (hem klasikler hem yeniler), ikincisi ise Ankara'daki bayisinde her zaman %25 indirim olması. Yani öyle bir şey ki öylesine bir bakayım diye girsem bile elimde en az iki kitapla çıkıyorum bir de kitap alacağım diye gittiğimde düşünün :). Baya bütçe düşmanı bu indirimle. Kapaklarının güzelliği de cabası. Elimden geldiğince blogda daha önce bahsetmediğim yazarlardan, kitaplardan bu listeyi oluşturmaya çalıştım. Umarım seversiniz. Lütfen yorum yapıp yeni yazarlar kitaplar önermeyi unutmayın. Bir daha ki listeyi beraber oluşturalım :).


1. Hoşgör Köftecisi - Orhan Veli Kanık




Yazarı ortaokul ve lise dönemlerinizden hatırlamanız muhtemel :). Melih Cevdet, Oktay Rıfat gibi isimlerin yanında görmeniz ve Garip akımının kurucularından olduğunu hatırlamanız da mümkün :). Bu kısacık kitapta hemencecik okursunuz. Bence bir göz atın. Yıllar önce okumama rağmen hala aklımda kalan hikayeleri var.

2. Bütün Şiirler - Sabahattin Ali




Bu bloggerda hem şiir sevmem diyor habire de şiir kitabı öneriyor (blogger kendi güvenirliliğini kendi yitirtti) diyor olabilirsiniz ama çok sevmiyoruz diye de okumuyor değiliz yani (dengesiz blogger). Sabahattin Ali'nin üç romanını okudum ama neden bunu önerdim? (yazıyı bırakırsanız hakkınız var artık) Çünkü okuduğum üç romanı da artık çok bilinen sevilen romanlar. Ben her ne kadar birine pek düşkün olmasam da genel anlamda hepsi güzel. Şu aralar hikayelerini merak ediyorum ve o da okunacak listemde fakat buradaki şiirlere de bir bakın derim. Özellikle daha önce şurada ve şurada da paylaştığım gibi şiirleri çokça bestelenmiş şairlerden. Benim de en sevdiğim şiirlerden biri olan "Ben sana vurgunum" bu kitaptadır tabi ki. Her ne kadar artık "Grinin Elli Tonu" (izlemedim şarkı da fena değil merak edenler buraya) filmi ile bu şarkı dolayısıyla şiir anılsa da yine güzel en güzel şiiri olabilir benim için. Bu ve bunun gibi birçok güzel şiiri içinde barındıran bu kitabı listeye almamı açıkladım herhalde. Hem klişeden de biraz da olsa kaçmak istedim, dur bakalım oldu mu :).

3. Tek Başına Bir Adam - Christopher Isherwood




Hala filmini izlemediğim güzel kitap. A Single Man, A Serious Man sinemada seviyor hani bu başlıkları. Ahh ah çok şey yazılır da şimdi uzatmayacağım. Malum üşengeçlik kolay iş değil. Kısacık kitap alın okuyun kendi fikriniz olsun (okuyucusunu azarlayan blogger da görülmüş şey değil hani, üşengeçlik zor zanaat).

4. Dokuz Öykü - J. D. Salinger




Daha önce "Çavdar Tarlasında Çocuklar"'dan bahsetmiştim bu sefer de bu öykü kitabından bahsedeceğim. Neden mi? Çünkü en sevdiğim kitaplardan birinin yazarı (Tabi ki ÇTÇ) bu kitabı da yazmış. Adından anlaşılacağı üzere dokuz öykü içeriyor. Yine diğer kitaptan aldığınız tadı bulabilirsiniz az çok (öbürü en sevdiklerimden anlayın işte :)).

5. Kapan - Vüs'at O. Bener




Geldik son kitabımıza. Bu kitabı Özge'yi yine bir sınavda beklerken bitirdim. Kısacık, soğuk Ankara havalarına müthiş giden, içinize işleyen, altını çok çizdiğiniz yani yine bir okuyun, okutturun kitaplarından.

Not: Kitapların resimleri YKY'nin sitesinden alınmıştır bilginize :).

Devamını Oku »

9 Haziran 2016 Perşembe

Kitaplık Kedisi Reading Challenge 2015 (2/4)

İyi ki bir reading challenge'a katılmışım sene olmuş 201878446 ben hala 2015 challenge'ımı paylaşıyorum :). İyi bari ben böyle böyle iki üç sene meydan okuma yapmam, bu beni idare eder :). Buradan Kitaplık Kedisine selamlarımı yolluyorum :), ne güzel liste yapmış ki seneye de okuyalım diye :). Tabi ki bunun benim üşengeçliğimle çokça alakası var, liste gayet yerinde ve çok güzel. Kendisinin 2016 yılı için hazırladığı güzel meydan okuması için buraya tıktık.  Ee dostlar, dünyanın önde gelen üşengeç markası kolay olunmuyor. Emek, azim, kararlılık işte bunlar yol haritam :). Listemdeki kitapların beşini önceden paylaştım şuradan bakıverin :). Tamamı için ise buraya tıklayın.

9. Cemal Süreya - Üstü Kalsın





Daha önce de bangır bangır dediğim gibi pek şiir insanı değilim ama arada gelir öyle. Liste dolayısıyla da bu kitabı okudum. Daha önceden birkaç şiirini okuyup sevdiğim şairlerdendir Süreya. Bu kitapta seçme şiirlerden oluşturulmuş bir kitap. Böyle benim gibi çok bilgili değilseniz şiir kitabı seçmede YKY'nin bu kitaplarına bakmanızı öneririm. Birçok şaire en azından aşina olup diğer kitaplarını da bakmanızı sağlayabilir. Buyurun hatta bu da listesi seçme şiirler.

10. İlhami Algör - Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku




Kitabın şiir gibi adı var ister istemez çekiyor sizi, e filmi de var. Ben önce filmine gittim sanırım sonra da okudum. İncecik bir kitap hiç sıkılmazsınız, hemencecik bitiverir. Öyle aşık oldum kitaba diyemem ama kötü değildi. Güzeldi aslında :). Benim gibi kahve severseniz sizin de şu paragraf dikkatinizi çekebilir.

"Soğuk suya kahve, her babayiğidin harcı değildi. Yüksek hatırlılar ve ağır bitirimler dışında, semte yabancı birinin kahveyi böyle istemesi için bir ayrıcalığı olması lazımdı. Ayrıcalığımı az önce tezgâhın üzerine, ikna edici ölçü- de sermiştim." *

11. Frank Baum - Oz Büyücüsü




Üçüncü gözüm çıktı o yüzden daha fazla yorum yapmak istemiyorum.

14. Ray Bradbury - Fahrenheit 451




İşte benim sevdiğim türlerden biri, distopya örneklerinden. Konusu çok güzel ve orijinal amma anlatımı zayıf. Sıkıcı, dümdüz bir anlatım. Okuyun kesinlikle okuyun ama burası da böyle.

15. Hermann Hesse - Klingsor'un Son Yazı




Daha önce şurada azıcık bahsetmiştim. Ek olarak söyleyebileceğim diğer kitaplarını okumak kesinlikle istiyorum. Bozkırkurdu ve Siddhartha ön sıralarda.

Evettt bu seferlikte bu kadar seneye devamında görüşmek üzere :). İnsanlar bir iki challenge daha bitirsin ben de bunu bitireceğim :). Şaka şaka. Yani umuyorum şaka olur çünkü bende bu üşengeçlik varken olur mu olur. Şimdilik hoşça kalın :).

*Yine kitaplar yanımda değil o yüzden kendi fotoğraflarımı koyamadım. Bu seferde babil.com' u seçtim. Tüm fotoğraflar oradandır. Kendileri çok tatlı bir sitedir bakmadıysanız da öneririm.

* http://www.iletisim.com.tr/images/UserFiles/Documents/Gallery/2093%20MUZEYYEN.pdf

Devamını Oku »

29 Mayıs 2016 Pazar

Son Zamanlarda Okuduğum Okunulmayası Kitaplar

Başlıktan da anlaşılacağı gibi bu sefer tüm yayınlarım boyunca yapmaya çalıştığım şeyin tersini yapıp okunulmayası (tabi ki bence) kitapları paylaşacağım :). Eksik fazla son üç dört ayda ders için okuduklarım dışında okuduğum kitaplardan kısaca bahsedeceğimi düşünüyordum ama dolmuşum baya yazıvermişim :). Önerilerimde bu kadar yorum yazmıyorum :). Bazıları fena olmasa da öyle tekrardan elime alıp okumak istemeyeceğim, hatta çoğunu da elden çıkardığım kitaplardan bahsedeyim sizlere ama müziksiz asla :).







1. Ariel ve Seçme Şiirler - Sylvia Plath



Geçtiğimiz kitap fuarından alarak hayatımın en büyük kitap alma hatalarından birini yaptığım kitaptır. Kırmızı Kedi Yayınları çok sevdiğim bir yayınevi olmasına ve önceki fuarlardaki güler yüzlü ve ekstra indirim yapmaktan kaçınmayan o güzel insanlar yerine; çok da bir şey bilmeyen, gülmekten aciz insanlardan aldığım için ve bir an gaza gelip yazarın şiir kitabının çevirisini aldığımdan dolayı iki kez pişmanım. Nasıl böyle bir hata yaptım bilmiyorum. Gerçekten şiir çevrilmesi çok zor bir iş. Çevrilmesin demiyorum ama her zaman da çevrilmiyor işte. Hiç tat alamadım. İçinde hoşuma giden altını çizdiğim şiirler oldu ama keşke almasaydım :/


2. Ruhi Mücerret - Murat Menteş


İlk çıktığında çok heyecanlanmıştım. Öyle ki hemen almak istiyordum özellikle kapağı nedeniyle amma ve lakin taa bakın bu zamanlar okuyabildim :). Gerçi okumasam bir eksiklik hissetmezdim ama okumadan da böyle düşüneceğimi bilemezdim :). Çıkmaz bir kısır döngü, anlayacağınız okuyun güzel şey okumak :). Kitaba gelecek olursak "Dublörün Dilemması"'nı yıllar önce severek okudum, bu kitap için heyecanlanmamı sağlayan neden o kitaptır. Yalnız anlamadığım bir şey var, acaba ben o zamanlar kitap yine bu tarzdı ve ben okumayı seviyor muydum yoksa bu kitap diğer kitaba göre daha mı vasat. Bir bilen yorumu olan cevaplasın, iki kitabı da okumuş olan :). Belki de benim tarzım değişti bilemiyorum ama bu kitap baya vasattı. Baya zor bitirdim çok akıcılık sorunu olmasa da baya sıkıldım. Daha çok eğlenmeyi beklediğim bir kitaptı ama olmadı. Yine altını çizdiğim yerler olmadı değil ama kitap yine elden çıkarıldı güzel kapağına rağmen :/

3. Bayan Peregrine'in Tuhaf Çocukları - Ransom Riggs


Tim Burton'ın film fragmanını izledikten sonra kitabı olduğunu öğrendiğim bu kitabı, film çıkmadan alıp okumak istedim. Fragman beni o kadar heyecanlandırdı ki kitabın konusunu, kapağını ve içindeki fotoğrafları da görünce baya heyecanlandım ve hemen okumak istedim. Ama maalesef yine ve yine hayal kırıklığına uğradım. Öyle böyle değil. Yine çok sıkıldım. Bazı kitaplar vardır bitirmek için okursunuz bu da onlardan biriydi. İlginç konusunu destekleyen bir içeriği ya da anlatım tarzı yoktu. Heyecanlandırmıyor daha çok düz betimleme demek istemiyorum ama anlatımı vardı. Aslında o fotoğraflardan dolayı biraz daha gotik, karanlık bir kitap beklerdim ama olmadı. Serinin devamı varmış belki iyi devam ediyordur, olaylar gelişiyordur. Bu karakterleri tanımamız içindir falan filan ama benden bu kadar. Eğer bir yerde denk gelirsem ya da müthiş överse güvendiklerim bir bakarım ama pek sanmıyorum.

4. Basit Bir Es - Enis Batur


Kitap çok kısa o yüzden bitirmek için çok çaba sarf etmenize gerek yok. Her ne kadar ilk başlarında postmodern olmasından dolayı heyecanlansam da devamında bu heyecan sürmedi. Sıkıldım ama bir iki metro boyunca merak ediyorsanız hemen okunur, biter. Yine altını çizdiğim yerler oldu ama bana göre vasat :/ Yazarı bu kitapla yargılamayacağım ve kesinlikle bir şans daha vermek istiyorum. Önerilerinizi bekliyorum.

5. Budalalar Takvimi - Ermanno Cavazzoni


Kitabın tanıtım yazısında Ferhan Şensoy'un yazısını okuduktan, yazarın İtalyan olduğunu öğrendikten ve öykü kitabı olduğundan beğenmememin ihtimal dışı olduğunu düşünüyordum lakin yanılmışım. Gerçekten metroda okudum, uyumadan önce okudum, sabah kalktım okudum anlayacağınız okumadığım yer ve zaman kalmadı fakat 171 sayfacık kitabı kaç hafta oldu zar zor bitirdim. Bir de ben bir kitabı sevmeyince çabuk da bitiremiyorum başka kitaplara geçişim zorlaşıyor, okuma hızım düşüyor. Bu kitap da beni birçok kitabı okumamı baya engelledi. Ne yapalım Ferhan Şensoy'la da zevklerimiz uyuşmadı, anlayacağınız bugün de elit olamadım :(.



Devamını Oku »

6 Mayıs 2016 Cuma

Koş Sevim Koş

Merhaba kitap severler, bugün yine sitelerin indirimlerinden bir derleme yaptım. Ankara Uluslararası Film Festivali yazım yolda, filmler bitince gelecek. Bol sanatlı günler :)

http://www.idefix.com/vitrin/ İdefix'in bahar kampanyası devam ediyor.

http://www.babil.com/Main/Home/PageContent/nisan-kampanyasi Babil'de boş durur mu :), nisan kampanyası devam ediyor. Ve seçili kitaplar 9.90. Süper İyi Günler özellikle okumanızı tavsiye ettiğim çok güzel bir kitaptır.

http://www.dr.com.tr/LP_yayinEvleri-mayis D&R da boş durmamış ve mayıs indirimi yaparak bana da bakın demiş.

http://www.eganba.com/ Eganba bu hafta her alışverişinizde şu kitabı hediye ediyor. Ayrıca James Joyce'un Ulysses'i %50 indirimde.

http://www.pandora.com.tr/ Burada da günün fırsatları ilginizi çekebilir.

https://www.ilknokta.com/ Bahar kampanyası için yarın son gün, ayrıca çeşitli temalarla seçilen kitaplarda da ilginizi çekecek kitaplar ve güzel indirimler var.

Devamını Oku »

27 Nisan 2016 Çarşamba

Koş Sevim Koş

Bu bölümde artık hangi kitap sitelerinde indirim olduğunu kısaca yazacağım. Bilgilendirme amaçlı olacak bir listedir.

https://www.ilknokta.com/ - Bahar kitap günleri devam ediyor 4 Nisan - 7 Mayıs arası, birçok yayınevi indirimde başta ithaki olmak üzere

http://www.eganba.com/ - İkinci bahar indirimi devam ediyor ve her alışverişinizde haftalık olarak değişen hediye bir kitap gönderiyorlar.

http://www.babil.com/ - Nisan kampanyasıyla kitaplar indirimde ve Bayan Peregrine'in Çocukları kitabı ise haftanın fırsatı.

http://www.idefix.com/vitrin/ - Bahar kampanyasında son 3 gün. Birçok yayınevi indirimde.

http://www.dr.com.tr/LP_yayinEvleriB - Yine birçok yayınevi indirimde.
Devamını Oku »

22 Nisan 2016 Cuma

Seri Kitaplar

Merhabalar efenim merhabalar, sağlığınız sıhhatiniz yerindedir inşallah :). Bugün sizlere en sevdiğim kitap serilerinden bir liste hazırladım. Kısaca bahsetmeye çalışacağım belki hoşunuza gider ve gözünüzü korkutan bu serilere başlamanız için bir vesile olur.  Zaten eminim çoğunuz bu serilerle büyüdünüz. Benimki sadece bir hatırlatma :). Daha önce lafı geçen kitaplar bu listede de olabilir uyarayım. Okurken müziğiniz de hemen burada, kitaplar kadar büyülü :).




1. Harry Potter - J.K. Rowling


Benim okuduğum Sevin Okyay - Kutlukhan Kutlu çevirisiydi.


Seriyi iki kez bitirip, filmleri sayısız kez izledikten sonra başka seriyle başlamam imkansızdı herhalde. Benim için her zaman yeri ayrıdır. Hiç bu kadar etkilendiğim ve bağımlı olduğum bir seri yok herhalde. İçindeki işlenen temalar, anlatış şekli ve her izlediğimde, okuduğumda başka bir yönünü görmem bu seriyi benim için unutulmaz kılıyor. Kaç yaşında olursanız olun lütfen bu seriyi alın okuyun ya da en azıdan izleyin.

Benim için ilklerin de serisidir. İlk sinema deneyimimdir Felsefe Taşı. Geri kalan tüm seriyi de hep sinemada izledim. Bu büyülü atmosfere Harry Potter'la başladım anlayacağınız. Özge'nin bana ilk doğum günü hediyesidir Felsefe Taşı. İlk iki filmi izledikten sonra gelen bu hediyeyle kitaplara başlamam onun sayesindedir. Ondan sonra aldı yürüdü zaten, okuyuverdim tüm kitapları. Benim için özeldir, değerlidir. Yanımda sakın küçümsemeyin bu seriyi :)).

2.Kara Kule Serisi - Stephen King




Roland Deschain'in yolculuğunu anlatan bu fantastik seri benim favorilerimden olur. Yedi kitaplık bu seride en sevdiklerim 1, 2 ve 7 olabilir. Aslında baya oldu okuyalı ama blog sayesinde biraz hatırlamaya çalışacağım. İkinci kitabı sevmemin nedeni zaman yolculuğu. Zaman yolculuğu olan hemen hemen her filmi, diziyi ve kitabı severim :). Son kitapta her ne kadar Stephan abimiz sonların pek de önemli olmadığını söylese de efsanevi sonuyla beni çok etkilemiştir. Eğer fantastik kitaplar seviyorsanız bu seriye bakmanızı öneririm.

3. Ejderha Dövmeli Kız




Daha önce polisiye, dedektiflik teması dolayısıyla hazırladığım listede de olan bu seriyi bir çırpıda okuyuverdim. Kitapların kalınlığı korkutmasın sizi. Arada kitap okuyan annem bile bu kitapları çabucak bitirdi. Akıcı, zeka kokan polisiyelerden. Keşke devam edebilseydi seri. Hala hem İsveç hem de David Fincher uyarlamalarını izlemediğim de gerçektir :).

4. Açlık Oyunları



İçinde çok güzel göndermelerin olduğu biraz derine inince güzel yorumlar yapılabilinecek bir seri. O yüzden burada alıyor yerini. Filmleri beğenirim ama kitaplar çok güzeldir. Yani bir göz atmanızda fayda var. Benim gibi distopya sevenlerdenseniz öneririm :).

5. Yüzüklerin Efendisi




Ortaokul, lise yıllarımda tümünü okuduğum seri. Yani ne yazabilirim ki. O kadar inceleme, filmler, yorumlar varken bana da pek bir laf düşmez. Sadece ben de okudum ben de sevdim diyebilirim.

Hazır yeri gelmişken buradan Metis Yayınevine sesleniyorum o kadar güzel yazarları, kitapları var ki lütfen ama lütfen %25'ten daha fazla indirim yapın artık. Ne fuarlarda ne de internette daha fazla indirim yapmıyorsunuz, bize birazcık yardımcı olun ve daha fazla kitap alıp okuyalım..

Evet efendim şimdilik bu kadar :) Tabi daha çok okuduğum seri var ama ne buraya yazacak kadar sevdim ne de bazılarını bitirdim.  Bunlar demirbaşlar :).Yenileri birinkince yine burada paylaşacağım. Sizin de öneriniz varsa yorum yapmayı unutmayın, ben seve seve bakar, okurum. Kimbilir belki bir sonraki yazıda madde olur daha çok kişi okur :). Kendinize çok iyi bakın, güneşli günler hep sizinle olsun :).

Dipnot: Fotoğrafların hepsi idefixten alınmıştır, şu aralarda bahar kampanyası devam ediyor bakmanız tavsiye edilir.

Devamını Oku »

5 Nisan 2016 Salı

Abur Cubur #25 Bölüm 1

Merhabalar, nasılsınız? Umarım şu güzel havalar gibi geçen muhteşem günleriniz olur. Bugün sanırım benim en sevdiğim liste olacak bir liste hazırladım. Tabi hepsi benim çocuklarım gibi ayırt yapamam amaashdgfhff :) (Kötü espri mode on:)). Şiirli şarkılar efenim. Evet, şiirli şarkılar. Şiirleri besteleyen ve bunu çok güzel şekilde icra eden şarkılı bir liste yaptım. Bir taşla iki kuş :). Şiir çok sevdiğim bir tür değil ama okuyorum. Tabi ki çok sevdiğim şairler, şiirler var ama kendimi bu konuda çok da bilgili saymam. Şiirlerin bestelenmesi deyince benim aklıma hemen Ezginin Günlüğü ve Yeni Türkü gelir nedense ama listemiz sadece onlardan oluşmuyor tabi ki :).

Listemize gelecek olursak, nostalji, hüzün, kalp kırıklığı hepsi var :). Ama o kadar güzel ki mutlaka şiirlere de bakın. Ben bu listeyi şimdiden o kadar sevdim ki ikincisini de hazır ettim, siz de sevdiyseniz beklemede kalın :).

1. Zuhal Olcay - Ayrılık Sevdaya Dahil


Zuhal Olcay çok severim. Bu şarkıyı da aynı şekilde ve öğrendim ki Atilla İlhan'ın şiirinden bestelenen bir şarkı. Ben de öyle sevdim ki dayanamayıp aynı adı taşıyan kitabı alıp okudum. Hüzünlü efendim bol hüzünlü sözler, satırlar. Uyarmadı demeyin :).



2. Mabel Matiz - Peruk Gibi Hüzünlü


Matiz severim, onun sayesinde tanıştığım Yalçın Tosun'u zaten severim. İkisine de ayrı ayrı yazılmış yazılarım var. Peki bu iki isim böyle bir şarkıda bir araya gelse sevmemem mümkün mü? İmkansız. Yalçın Tosun'un aynı adlı kitabında bölüm bölüm bu şiir vardır, okuyanlar denk gelmiştir. Tosun'u çok seven Matiz abimiz de besteler ve ortaya böyle güzel bir şarkı çıkar. Özellikle de bu kaydı seçtim, keyifli dinlemeler :).



3. Hüznü Arkan - Anıların Yüzünden


Nazım Hikmet'in Bor Oteli şiirinden bestelenmiştir. Arkan'ın ilk solo albümünde yer alır. Nazım Hikmet de en çok şiirleri bestelenen şairlerden özellikle Ezginin Günlüğü grubun da bestelenen şiirlerini dinleyebiliriz.



4. İrem candar - Göğe Bakalım


Turgut Uyar'ın o muhteşem şiirinden esinlenilmiştir. Ben bu yorumu çok seviyorum. Şiiri de aynı şekilde. O zaman göğe bakalım.




5. Nükhet Duru - Ben Yine Sana Vurgunum


Sabahattin Ali'nin en sevdiğim şiirini Nükhet Duru'nun güzel sesinden dinlemek çok güzel. Korhan Futacı coverını da tavsiye etmeden geçmeyelim :).



6. Yeni Türkü - Başka Türlü Bir Şey


"Başka türlü bir şey benim istediğim, ne ağaca benzer ne de buluta... rengi başka, tadı başka". Can Yücel'in yine güzel bir şiirinin efsane yorumu Yeni Türkü'den.



7. Ezginin günlüğü - Bekle Beni


Benim için yine çok özel bir şiir, çok güzel bir yorum. Konstantin Simonov'un savaştayken sevdiğine yazdığı bir şiirdir. Yine yorum yapamayacak kadar sevdiğim, yazılma hikayesinin beni çok etkilediği bir şiirden bestelenen şarkı. Tarifi yok. Mabel Matizin coverı da şurada. Kendinize iyi bakın sevgili okur, hayatınızdan şiirler, şarkılar eksik olmasın #şiirheryerde.


Devamını Oku »

3 Nisan 2016 Pazar

Hikayeler #1

Merhabalar :). Uzun zamandır aklımda olan bir listeydi öykü kitapları listesi ama dünyanın en üşengeç insanı olmak, bu markayı korumak bilirsiniz ki öyle kolay olmuyor. O yüzden bugünlere kaldı. Bu listenin tek kalmasını istemediğim için orada vol1 yazısını görüyorsunuz. Benim sanırım en sevdiğim edebi tür öykü. Meşakkatli bir iştir, her yiğidin harcı da değildir öykü yazmak. Kısa deyip geçmemek lazım. Şimdilik yedi tane kitap önerisi yapacağım ama mutlaka devamı gelecektir. Hem yedi kitap benim beğendiğim öyküler için yetmez hem de yenilerini okudukça bu liste gelişecektir. Sizin de beğendikleriniz varsa yorum yapın, beraber okuyalım :). Ahh!! Tabi ki, fon müziksiz asla :).
(Bir güncelleme yaptım ve daha önce hazırladığım yol şarkıları listemi size fon müziği olarak koydum, keyif alın :))




1. Ömer Seyfettin - Yüksek Ökçeler


Ömer Seyfettin'in en sevdiğim kitabıdır herhalde. Bir kez okulda daha sonra kardeşimin eve okumak için getirip elinden alıp bir kez daha okumamla iki kez okudum kitabı. Getirin yine okurum. Aslında bu kitabı koyma sebebim iki öyküsüdür. Lokanta Esrarı ve Yüksek ökçeler Hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığını kanıtlayan bu öyküler nedense hep hoşuma gitmiştir :).

2. Yalçın Tosun - Anne, Baba ve Diğer Ölümlü Şeyler/ Peruk Gibi Hüzünlü


Zaten daha önce de Yalçın Tosun Sevmek adlı yazımda alıntılarıyla anlatmaya çalıştım. Son kitabı da dahil Tosun'un bütün kitaplarını, tarzını sevsem de bu iki kitabı ayrı seviyorum ama hepsi çok güzel alın okuyun :).

3. Ahmet Ümit - Aşk Köpekliktir


İlk Ahmet Ümit kitabım, polisiyeyi çok sevmeme rağmen yazarın bu kitabıyla başlamam da işin komik yanı. İyi ki başlamışım çünkü çok kısa bir sürede okudum. Akıcı ve çok güzeldi. Hala aklımda kalan, beni etkileyen öyküler vardı içinde. Ben baya olumsuz yorum da okudum kitap hakkında ama ben baya beğendim. 

4. Sevgi Soysal - Tante Rosa


Yani ne desem ne yazsam boş, çok ama çok güzeldi. Roman olarak geçiyor sanırım ama on dört kısa hikayenin birbirine bağlanmasıyla oluşan bir kitap o yüzden bu listede de olmasını istedim. Kısacık bir zamanda bitirdim elimden bırakamadım. Sanırım övmekten başka pek bir şey yazamayacağım o yüzden siz en iyisi alın okuyun.

5. Ahmet Büke - Çiğdem Külahı/ Kumrunun Gördüğü


Ahmet Büke çok ödüllü öykü yazarlarından :). Kendisinin "Rüzgarın Hatıraları" filminin senaryosunda da imzası var, oradan da hatırlayanınız olabilir izlediyseniz. İtiraf ediyorum kitaplarını D&R Can Yayınları kampanyası sırasında aldım :). Ama iyi ki almışım çünkü bu iki kitapta hemencecik bitti. Bir kitabı daha var elimde hala okumadığım o da sırasını bekliyor. Bu kitaplara gelecek olursak deniz tuzunun tadını alabileceğiniz çoğunlukla Ege'de geçen hikayeler. Şu an kitaplar yanımda olmadığı için hangisindeydi hatırlamıyorum ama bir hikayesi var ki tam kısa filmlik. Öyle ki hayallerimden biri o öyküyü kısa filme çekmek. Yani diyorum ki okuyun, okutturun mutlaka şans verin bu yazara :).

6. Yusuf Atılgan - Bütün Öyküleri


Aylak Adam'ın yazarı Yusuf Atılgan'dan bu öyküleri okumanızı tavsiye ediyorum. Eminim "Aylak Adam'ı" severler bu öyküleri de çok sevecektir. Zaten kısacık olan bu kitabı hemen tüketeceksiniz. 

7. Mine Söğüt - Deli Kadın Hikayeleri


Mine Söğüt benim çok çok sevdiğim bir yazar. "Beş Sevim Apartmanı"'da en sevdiğim kitabıdır. O roman diye geçiyor ama içinde (yanlış hatırlamıyorsam sayısı ondu) on kısa hikayeden oluşuyor da diyebiliriz. Bu kitabıda da çok güzel ve rahatsız edici :). Genel olarak kitaplarında rahatsız edicilik vardır ve kolay okunamayabilir. Bu arada madem burası şahsıma münhasır bir blog bir anımı da paylaşmak isterim :).

Mine Söğüt'ün geçmiş yıllarda burada hem söyleşi hem de imza günü oldu ben de aldım elime kitabını gittim koşa koşa :). Güzel bir söyleşiydi ve "Deli Kadın Hikayeleri" kitabıyla alakalı söylediği sözler hala aklımdadır. Eksik veya yanlışım varsa şimdiden affetsin :). Biliyorsunuz ki bu kitapta yazarın eşinin resimleri yer alır her hikayede ve sanki hikayeler için çizilmiştir o resimler. Bununla alakalı şöyle bir şey söylemişti. Planlı olarak o resimler bu hikayeler için çizilmedi. Birbirimizden habersiz aynı zamanlarda; o resimleri çizdi, ben bu hikayeleri yazdım ve o kadar uyumlu oldu ki aslında dertlerimizin, düşüncelerimizin ne kadar aynı olduğunu anladık.

Evet sevgili okur, işin özü bu :). Umarım sizin de aynı dertleri, mutlulukları, heyecanları paylaştığınız insanlar karşınıza çıkar da böyle mutlu olursunuz hep deyip güzel bir mesajla da bu yazıyı bitiriyorum, kendinize iyi bakın ve sevgiyle kalın :).

Devamını Oku »

14 Şubat 2016 Pazar

Kitaplık Kedisi Reading Challenge 2015 (1/4)

Ahhh ahh nasıl utanıyorum bu yayını paylaşırken bir bilseniz. Bu sene biliyorsunuz ki Reading Challenge'a katıldım ama bir türlü yorumlarımı paylaşamadım. Boşuna demiyorum dünyanın önde gelen üşengeç markasıyım diye. Sene oldu 2016 ben hala 2015 reading challenge paylaşıyorum. Bu yayın aylardır duruyor ama son düzenlemeleri yapıp bir türlü paylaşamadım. Devamını paylaşıp paylaşmam biraz da isteğe bağlı aslında. Ama sonuçta öneri öneridir ve yine beğendiklerimi paylaşma durumu olabilir. Bu arada şöyle bir çekilişimiz var katılmak için tıktık :).

Sıralamayı benim listedeki sırayla paylaşacağım. Eğer benim listemin tümüne bakmak isterseniz o da burada :).


1.Bir biyografi ya da anı kitabı
Bir Dinozorun Anıları - Mina Urgan




Mina hocamızın bu güzel anılarını okumak büyük bir zevkti. Kesinlikle sıkılmayacağınız, müthiş samimi bir kitaptı. Gerçekten acısıyla, tatlısıyla güzel bir yaşam yaşamış. Birçok sanatçıyla ve yazarla dostluk kurmuş, gezmiş, okumuş ve neler neler. Anlatımı o kadar içten ki resmen akıp gidiyor.  Bu arada söylemeden edemeyeceğim, kitapta kızından, Zeynep Irgat, bahsederken ve tiyatrocu olduğunu söyleyince internette araştırırken gördüğüm oyuncu karşısında şaşkınlığa uğradım. Belki hatırlarsınız en bilinen rollerinden biri benim en sevdiğim dizilerden Bizimkiler dizisinde, Almanya'dan göç eden ailenin yanında çalışan Ayşe idi. Yok benim yaşım yetmez yaşlı seni der iseniz ise şimdi Kırgın Çiçekler adlı dizide de Hediye rolünde oynamaktadır. Yine saptım konudan, mazur görün artık :). Ben kitabı ve bu "dinozor"un anılarını okumaktan müthiş keyif aldım. Zaten ne kadar baskı yaptığını görünce siz de anlayacaksınız ki bu kitabı okuyanlar azımsanacak gibi değil. en yakın zamanda hocamızın diğer kitabı "Bir Dinozorun Gezileri" kitabını da okumayı düşünüyorum.

2.Kapağında "deniz" olan bir kitap

The Tempest - William Shakespeare



Ve geldik Shakespeare'e. Bu oyunun çevirisi "Fırtına" diye geçiyor bakmak isteyenlere. Yani nasıl desem ne etsem de daha az eleştiri ve kınama alırım bilmiyorum ama ben Shakespeare üstadımızı pek sevmiyorum :(. Yani kesinlikle çok önemli bir yazar ama ben hala pek ısınamadım. Kısaca Hamlet dışında okuduklarımdan çoğunu sevmedim ve bu kitabı da beğenmedim. Ama tabi ki soneleri çok güzeldir. Mutlaka alın okuyun :).

5.En az 20 yaşında olan bir kitap

Ekmek Arası - Charles Bukowski




Veee Bukowski. en merak ettiğim yazarlardan biriydi. Duruyordu kenarda ve nedense çekindim okumaya belki de beklentiler büyüktü diye ama bu liste sayesinde sonunda aldım kitabı başladım okumaya. Ama ne okumak sen 24 saat içinde bitiver ve tadı damağında kalsın. Ben fark ettim ki birinci tekil ağızdan anlatılan bu tür romanları seviyorum. Misal; Çavdar Tarlasında Çocuklar (favori kitaplarımdan), İçeriden Ölmek (yine bir diğer favori kitabım) kısaca şu tarzdaki kitapları severim. Hele bir de böyle asi, herkesin uygun gördüğü yaşamı yaşamayan, "diğerleri" veya "öteki"  dediğimiz kişilerse. Bu kitapta yazarın hayatından bol bol anı içeren, hatta çoğunlukla otobiyografik bir kitap. Ben severek okudum ve diğer kitapları da artık okumak istediklerim arasında.

6.Gitmek istediğiniz ülkede geçen bir kitap

Senin Köylerin- Cesare Pavese




Pavese yine merak ettiğim yazarlardan biriydi. Özellikle kendi yaşamına son verdiği için ve bazı duyduğum alıntılarından ötürü.  Bu kitap benim en çok gitmek istediğim,hatta bir dönem dilini öğrenmeye çalıştığım hala da öğrenmek istediğim ülkede geçiyor. Neden bilmem ama İtalya'nın adı bile beni mutlu ediyor. Ama bu sefer İtalya'da geçen bu öykü beni pek mutlu edemedi. Yaşanan olayların vahimliği, olaylara ses çıkarılmaması ve bunca olayın arasında önemli olan şeyin hasat olması düşündürücü ve biraz da tanıdık maalesef. Pavese'nin en çok okunan ve önerilen diğer kitapları da okuma listeme eklendi.

8.Arkadaşınızın çok sevdiği bir kitap

Grapon Kağıtları - Didem Madak




Biraz şanslıyım aslında. Seçtiğim kitapların çoğunu beğendim ve yazarların diğer kitaplarını da okumaya karar verdim. Didem Madak'ta onlardan biri. Ben çok şiir insanı değilim ancak bazı klasik ve oradan buradan duyduğum şairleri okurum. Mesela bir şarkının sözleri bir şiire aitse ve ben o şarkıyı seviyorsam merak eder ve alır okurum örneğini de diğer bir yazımda da göreceksiniz :). Bu kitabı da arkadaşımın önerisiyle okudum listenin gerektirdiği gibi ve iyi ki okumuşum çok sevdim. İçinde çok güzel sözler var. İnsanın hissettiklerini anlatıyor aslında hatta belki yaramız var ki ona dokunuyor ve gocunuyoruz. Aslında pek de yalnız değiliz ve bu dertleri yaşayan tek kişiler değiliz. Zaten edebiyatın, sanatın önemi burada ortaya çıkıyor.  Hem destekleyici hem üzücü. Diğer kitabı "Pulbiber Mahallesini"'de okumaya başladım ama bazı nedenlerden ötürü yarım kaldı ama tabi ki o da bitecek çünkü Didem Madak okumayı herkes gibi ben de çok seviyorum.

Bu arada yorum yazmayı, sizin düşüncelerinizi paylaşmayı unutmayın :)

Devamını Oku »

13 Şubat 2016 Cumartesi

#çekiliş (kapandı)


Merhabalar efenim :). Uzun zamandır bir şeyler paylaşmamıştım ama geçen gün twitter'dan da belirttiğim üzere Öneri Makinesi (evet Öneri Makinesinin Twitter'ı var ulaşmak için tıktık.) durdurulamıyor :).  Paylaştığım üç öneri yayınından sonra benim en sevdiğim bölüme geldik :). Tabi ki çekiliş bölümü. Bu çekilişe birinci yıl kutlamaları diyemem bir yılı aştık :), yılbaşı diyemem onu geçtik, sevgililer günü diyemem biliyorsunuz ki bu ciddi bir kültür sanat blogu :P (ayrıca hiçbir "-ler gününe" inanmadığımı da belirtmek isterim :)). Yani çekilişin adı, sebebi pek de önemli değil. Siz yine de istediğiniz bir şekilde ad verebilir, tema koyabilirsiniz :) (temalı blog kurup temasız çekiliş yaparak amacından sapan blogger). Ama sizce de hediye alıp vermek dünyanın en güzel şeylerinden biri değil mi <3. Ne gerek var sebebe, siteme, sonuçta hayat paylaşınca güzel :). Sonuç olarak uzun zamandan beri planladığım ancak bu zamana denk gelen bir çekiliş yapıp sağ salim sizlerden şanslı bir kişiye göndermek istiyorum. Bu ilk çekilişim ve umarım güzel bir şekilde atlatırım. Hatta bakarsınız o kadar güzel geçer ki yakın zamanda yine bir çekiliş ayarlarım :). Sizinle paylaşmak istediğim o kadar güzel şey var ki umarım her şey güzel olur ve devamı gelir. Ne gevezesin hediye kısmına gel dediğinizi duyar gibiyim. İşte hediyeler :).

Ankara kitap fuarından Aylak Adam standından aldığım, içinde Freud'un üzerinde düşünülesi, en güzel alıntılarını içeren bu kitabı ve kendi yaptığım bu kalp detaylı, iki yönlü, christmas temalı ayraçla beraber yollayacağım.

Bu vesileyle Aylak Adam yayınlarından bahsetmek isterim sizlere. Fuarda en güzel indirimi yapan ve standa gelenlerle canı gönülden ilgilenen, işini severek yaptıkları her hallerinden belli olan müthiş bir ekipler. Ben de onlara buradan ufacık destek olmak ve sizlerle bu kitabı paylaşmak istedim. Bence tek dikkat etmeleri gereken şey sanıyorum ki basımdan kaynaklı teknik sorunlar ama tabi ki halledilmeyecek şeyler değil :). Severek okuyoruz.




Ama bu kadar mı hayır. Benim gibi defter aşıklarına ve okuduğu kitaplardan alıntılarını yazmayı sevenleri de unutmadım. Benim kendime de bayılarak aldığım, mor olmasıyla ayrıca beni mest eden, her sayfasının alt kısmında alıntılar olan dünyalar tatlısı metis defteri ve kayınvalidesinden geline mor bir kalem :). Bu kalemi hem renginden hem de rahatlığından dolayı seviyorum. Şu aralar en çok kullandığım kalemdir kendisi.



Ve gelelim şartlara :). Aslında -lar fazla oldu tek şartımız var bu güzel hediyeleri kazanmak için.

  • Şu sağ tarafta benim naçizane fikrim olan şarkı adlarıyla sizlere seslendiğim "gel gel gel güzelim gel" kısmından bu siteye görünür olarak katılıp bu yayının altında yorum yaparak belirtmeniz. 

İşte bu kadar tek şartım bu. Zaten takip ediyorsanız da yine bunu yorumlarda belirtmeniz gerekiyor tabi ki :). Yok ben bloga bayılıyorum, her sabah bir kez bakmazsam güne başlayamıyorum, aman hediyelerin de ne güzelmiş diyor ve bu tarz yorumlar yapıyorsanız da ben yok demem :). Ha bir de bana bu kadarı yetmez ben şansımı arttırmak istiyorum diyenlere de iki seçenek yazacağım ama tabi ki bunlar isteğe bağlı.

  • Eğer kendi blogunuzda paylaşıp yorumunuzda link verirseniz +1
  • Eğer Twitter'da da onerimakinesi 'ni etiketleyerek bu yayını paylaşıp yorumunuzda link verirseniz  +1 

Böylece şansınızı üçe katlayabilirsiniz :). Öneri Makinesinin bir tek Twitter adresi olduğundan o sosyal mecrayı çekilişe dahil etmeyi seçtim. Bunun dışında bu şartların hepsini ya da birkaçını yapanlar tek bir yorumda bahsederse sevinirim. Çekiliş hesapları veya türevleri dikkate alınmayacaktır. Bir de yurt dışına gönderme gibi bir olanağım da yok :(. Çekiliş bitmeden bu şartları yapıp silenler veya hesabı gizli olup görünmeyenler yine sayılmayacaktır. Çünkü çekilişin son gününe kadar verdiğiniz linkleri görebileyim ki çekilişe dahil olabilesiniz:).

Şimdi gelelim son gün ne zaman, ne kadar sürecek bu çekiliş diyenlere. Ben sabırsızlıkla hediyeleri hemen verip yollamak istiyorum aslında. Bekletmeyi de beklemeyi de sevmem ama bir şekilde çekiliş yapılacak kadar katılımcı olması da gerekiyor :). O yüzden kendi içimde ki bu çetin çatışmanın orta yolunu bulmaya çalıştım ve üç hafta hiç de fena değil gibi geldi.



Katılımın son günü 5 Mart 2016 23.59 (hehehe 59 dedim:)) Daha sonrasında da ben hepsini tek tek yazacağım (dünyanın önde gelen üşengeç markalarından ben bunu yapacağım, bana inanın) ve random.org dan çekilişi yapacağım. Sonuçlar için takipte kalmayı unutmayın :).

Bu ilk çekilişim, yeterince açıklayıcı olduğumu düşünüyorum ama yine de sorunuz olursa tabi ki cevaplayacağım.

Şimdilik benden bu kadar :). Sevgiyle kalın <3.

Devamını Oku »

5 Mart 2015 Perşembe

Londra Bulvarı/London Boulevard #Ezeli Düşmanlar #vol1

Geçenlerde bilirsiniz belki Ankara'da kitap fuarı oldu ve bitti. Ben de ancak geçen cumartesi gidebildim. Keşke hafta içi gitseymişim. Sahaflar o kadar kalabalıktı ki hiçbir kitaba bakamadım ve bir ilki gerçekleştirdim. İlk bir fuardan sadece ve sadece iki kitap aldım. Ben bile inanamadım ama o kalabalıktan ve organizasyonun kötülüğü nedeniyle maalesef ben bile iki kitapla döndüm. Beni en çok rahatsız eden iki nedeni yazayım da içimde kalmasın. Güzel yetkililer bizi dışarıda uzun bir sıraya aldılar bir de utanmadan bakın ne kadar da çok katılımcımız var (!) diye fotoğraf çektiler. Ve sırf hafta sonu diye öğrenci olmamıza rağmen bizden bir buçuk liraya bilet kestiler ve iki adım sonra o bileti elimizden aldılar (!) evet bunlar en göze batan kusurlardı ama bunları bir kenara bırakacak olursak aldığım o şanslı kitaplardan biri Londra Bulvarı'nı size filmli, kitaplı, hatta karşılaştırmalı mümkün olduğunca az spoiler ile tanıtmak isterim. Sel Yayınlarındaki 5 liralık bölümden aldığım kitap konusu dolayısı ile ve 2010 yılında Colin Farrell'in başrolü oynadığı bir filminin olduğunu öğrenmemle ilgimi çekti.

                                           


Kitabın yazarı İrlandalı Ken Bruen birçok ülkede İngilizce Öğretmenliği yapmış bir öğretmen aslında. Kitap 2010 yılında çok sevdiğim Sel Yayıncılık'tan çıkmış, Kapak başarılı. Renkler, tabancalı bir adam gayet etkileyici. Hatta bana İletişim Yayınlarından çıkan Murat Menteş, Alper Canıgüz kitap kapaklarını anımsatmadı değil. Gelelim içeriğine. Mitchell 3 yıl hapishanede kalmış, delilikle normallik arasında gidip gelen bir kız kardeşe ve bolca suç dünyasına ait arkadaşa sahip biri. Her ne kadar tekrardan suç dünyasına bulaşmak istemese de ister istemez olayların içine çekiliyor. Olaylar esas adamımızın hapishaneden çıkıp arkadaşı Billy'nin onu almaya gelmesi ile başlar. Billy ona içi dışı hatta gardıropları bile dolu bir ev verir. Tabi karşılığını da ister. Onun hapishaneden çıkışının şerefine bir parti düzenler. Ve Mitchell partiye giderken bir kızacağımıza yardım eder. Ve bu iyilik de karşılıksız kalmayacaktır. ama bu iyiliğin iyi mi kötü mü olduğuna da siz karar verin. Mitchell'ın dikkat çeken özelliklerinden biri kitaplara düşkünlüğü ve sürekli alıntılar yapması. Kitapta bolca alıntı okuyabilirsiniz. sonuç olarak kitaptaki karakterleri ve hikayeyi her ne kadar sevsem de yeterince iyi olduğunu düşünmedim. Kitap akıcı, merak ettiriyor ama tekrar okuyacak kadar değil. Sinematografik anlatıma sahip ama klasik olacak kadar değil.. Hikaye yeterince orijinal değil, okuyucuyu şaşırtmıyor. Klasik bir suç/aksiyon türü konusundan öte değil. Çeviriden mi baskıdan mı anlamadım bazı kopukluklar var kitapta. Buna rağmen okuması kolay, biraz rahatlamak için okumalık.



Filme gelirsek arada karakterler ve özellikleri arasında büyük farklar var. Kitapta Mitchell'ın hayatında iki kadın var filmde ikisini birleştirmişler. Jordan karakteri kitaptakinin tam tersi özellikte ve sevdiğimiz oyuncu David Thewlis tarafından oynanmış. Keşke kitaptaki karakteri oynasaydı eminim doktürürdü. Baş karakterimize hayat veren ise Colin Farrell. Bir diğer başrol benim kişisel olarak pek haz etmediğim ama her İngiliz filminde bulunma zorunluluğu olan Keira Knightley. Bir de Mitchell'in kız kardeşi var tabi ki. Kitapta sempatimizi kazanırken film de bize bu imkan sunulmuyor. Bu yeni karakterlerle senaristimiz farklı bir sonu uygun görmüş ki pek sevemedim. Kitaptaki son cümle kitabın belki de en güzel yeriyken senarist filme kendi sonunu yazmak istemiş. Kitaptan bağımsız olarak düşünürsek konu zayıf. Mitchell yine aynı şekilde hapishaneden çıkar, arkadaşı tarafından alınır, partiye davet edilir ve bir şekilde Charlotte ile ben kitaptaki Lillian Palmer ve Aisling birleşimi (Mitchell'ın hayatındaki kadınlar) demek isterim, Keira Knightley'ın tüm iticiliği ile hayat bulur. Charlotte evinden çıkamayan, çok ünlü, her gün evinin önünde gazetecilerin beklediği ünlü bir aktristir. Ve beklenildiği gibi Mitchell'in aktristin evinde işe başlamasıyla birbirlerine aşık olurlar ama Mitchell'ın geçmişi bu aşka pek de izin verecek gibi değildir. Filmin tek güzel yanı müzikleriydi sanırım ve en beğendiğim şarkı filmin hem başında hem de sonunda çalan şu şarkı. tüm şarkılara erişmek isterseniz buyrun.



Biraz daha yazarsam dayanamayıp sonunu yazacağım sanırım. en iyisi burada bırakmak. Çok başarılı bulmadığım bu kitap/film ikilisinden ben kitabı önerirdim. Filmi de özellikle bir oyuncunun hayranıysanız izlemenizi öneririm, izlemezseniz pek de bir şey kaybetmezsiniz :).

Devamını Oku »