8 Aralık 2017 Cuma

Atıştırmalık #32 (Tür Karmaşası)

This Must Be The Place - Paolo Sorrentino (2011)



"Benim Adım Sam" filmini izlediğim günden itibaren Sean Penn'e bir sevgim var, çok iyi oyuncu. Bu role de çok yakışmış ama hikaye sanki tam bir kendini bulup toparlanamamış gibi. "Youth"'da da birçok konu hikaye iç içeydi ama o daha derli toplu çok güzel bir filmken bu filmin dağınıklığı girilen daha az detay filmi biraz aşağı çekmiş ama yine de sevdim, önerilir :).

Eski bir rock starın uzun süreli emekliliği ve can sıkıntısı onu yollara dökecektir.

Meet the Parents - Jay Roach (2000)



Televizyonda denk gelince izledim, güldüm geçti ve bitti :). Serinin devamını izler miyim, izlerim. Önerir miyim, daha iyi filmler bulabilirsiniz. Ancak televizyonda falan denk gelince izlemelik tam bir hafif atıştırmalık :).

Eski CIA ajanı baba rolündeki De Niro'yu komedi filminde izlemek güzel ama sanki arada çakmak çakmak "Taksi Şöförü" bakıyor gibi oluyor bana :). Ben Stiller kendini aileye kabul ettirmeye çalışan damat adayı rolünde. Bu iki erkeğin ortak noktası tabi ki güzel kızımız Teri Polo.

Karışık Aile - Frank Coraci (2014)



Bir diğer mesaj kaygılı Adam Sandler aile komedisi. Yine kendimi DIY işlerime vermişken karşıma çıkan ve değiştirmediğim bir film. Yine hafif atıştırmalık, konusu, komedisi her şeyi tahmin edilebilir, ortalama bir Sandler filmi. Bu adamın filmlerini de eskiden beri izler hatta bazılarını severim. Sizi şaşırtmaz, üzmez, vauv dedirtmez ama izletir, hatta çoğu zaman güldürür. Önerir miyim, önermem. Bu tarz çok film var, hangisine denk geldiğinizi aradaki farkı anlamazsınız bile o yüzden olurda denk gelirse zaten kendinizi izlemiş bulursunuz :).

Adam Sandler'ı daha önce de ekranda çift olarak gördüğümüz Drew Barrymore ile yalnız ebeveynler olarak izleriz. Çocukları için çırpınan bu anne ve babanın yolları yine onları mutlu etmek için keşisecektir.

Serpico - Sidney Lumet (1973)



Al Pacino tatlımın Frank Serpico'yu canlandırdığı biyografik bir film. Polis merkezindeki çürümeyi anlatan bu filmde Pacino'yu hippie olarak izlemek mümkün. Film genel anlamda fena değil ama stereotip suçlu profili siyahiler olup bir de kadın dediğin evi temizler mantığı beni memnun etmedi. Onun dışında bence ortalama bir film. İzlenilebilir, Pacino'yu hippie görmek için bile :).

Devamını Oku »

7 Aralık 2017 Perşembe

Sevgili Güllük #56 (5. Antakya Uluslararası Film Festivali + Başka Sinema)

Merhabalar!! Yine güzel kültür sanat haberlerimle buradayım. Hem bu haberi verdiğim hem 2017'yi böyle bir haberle bitireceğim için (yok son yazı değil, yani umuyorum :)) de çok mutluyum. Başka Sinema artık Antakya'da!!! Bununla da kalmıyor beşincisi düzenlenen bir festivalimiz varmış ki ben şahsen bu sene öğrendim, doğma büyüme buralı olduğum halde.



Yine de önemli olan sevgili Hataylılar bilin ki 7-12 Aralık'ta devam eden bir film festivali ve artık Başka Sinema gösterilen bir sinemamız var :). Festival filmleri dört lira bilginize. Yılların sineması, benim sinemada ilk filmimi izlediğim yer olan Konak Sinema'da. Bir ara kapandı açıldı derken böyle bir dönüş yapması bizi avm sinemalarına mahrum bırakmayıp alternatif filmleri yayınlamasıyla bir kez daha gönlümü kazandı, daha da değerlendi. Siz de lütfen fırsat buldukça gidin ve bu sokak arası sinemamız kapanmasın ve büyük yapımcıların sadece filmlerini oynatabildiği sinemalara mahrum kalmayalım. Zaten o filmlere illa bir yerde denk geliriz ama bu filmler çok ama çok değerli. Ülkemizde güzel filmler çok güzel filmler yapılıyor. Bu fırsat ayağımıza kadar gelmişken destek olalım ve bu sanatı daha yakından takip edelim.




Anlayacağınız ben festivallere gidemiyorum diye üzülürken festival ayağıma geldi :). Sinema artık daha güzel benim için. Her gün plan yapıp filmleri zamanında takip edebileceğim, program yapacağım. Yine yeniden. Artık daha güncel sinema yazıları da olacak ki şimdiden programlar yapıldı, ilk yazı da yolda :). Bu çevrede olan herkesin de en azından haftada bir kere ne var ne yok diye uğramasını canı gönülden isterim. Siz de ne kadar çok paylaşırsanız bu haberi sadece sözlü bile olsa eminim ki daha çok insana ulaşacaktır. Ben önünden geçmesem haberim olmazdı, tanıtımı maalesef yeterli değil ama yine de kulaktan kulağa yayılsa bile daha fazla insana ulaşabilir.

O yüzden Konak Sinema'ya, sinemamıza sahip çıkalım, hem de böyle film seçimleri yapmışken <3.



Aşağıda Instagram hesaplarını takip edebilir, güncel film ve seans bilgilerini öğrenebilirsiniz :). Sinemayla kalın :).

https://www.instagram.com/antakyakonaksinemasi/?hl=tr
Devamını Oku »

3 Aralık 2017 Pazar

Sevgili Güllük #55 (Yeni Çıkan Albümler + Yeni Tema)

Son çıkanlara bir göz atalaım ama öncesinde bu kış temasını nasıl buldunuz :)?? Yorumlarınızı kendinize saklamayın, benimle de paylaşın :). Şimdi gelelim yine yeni çıkan albümlere şarkılara :).




Nil İpek - Döngü


Tuğkan - Sen Benim


Cults - Offering


Meraklısına;

Ed Sheeran + Beyonce Düeti

U2 - Songs of Experience (Deluxe Edition)

Neil Young + Promise of the Real - The Visitor

Devamını Oku »

26 Kasım 2017 Pazar

Sevgili Güllük #54 (Yeni Çıkan Albümler)

Geçen yayındaki (bakınız) albümlerin daha bazılarını dinledim dinlemedim derken yine yeni albüm haberleriyle listem iyice kabardı :). Şikayetçi değilim hele ki güzel albümlerse. Yine daha dinleyemediğim ama beni haberiyle heyecanlandıran albümler (bazıları ep ya da single) aşağıda, keyifli dinlemeler :).


Tuğçe Şenoğul - Gölgelerine


Björk - Utopia


Sufjan Stevens - The Greatest Gift


Nouvelle Vague - Algo Familiar


Dolu Kadehi Ters Tut - Dünyanın En İyi Albümü 


Kim Ki O - Zan


Bir de Melis diye bir kızımız ep çıkarmış kendi halinde Parallels adında, dikkatimi çekti ve dinleme listeme aldım. Meraklısına Ezhel'in İmkasızım şarkısı da yayında :).

Siz bu aralar neler dinliyorsunuz? Hangileri dinleme listenizde, yorumlarınızı merakla bekliyorum :).
Devamını Oku »

23 Kasım 2017 Perşembe

Atıştırmalık #31 (Ortaya Karışık, Dört Farklı Türde Film)

Take Care of Your Scarf, Tatiana - Aki Kaurismaki (1994)



Yine çok tatlı siyah beyaz bir Aki Kaurismaki filmi. Yönetmenin neredeyse izlemediğim filmi kalmadı o yüzden bir sevmek yazısı yolda :). Bu filmde Kaurismaki'nin filmlerinde çok kez gördüğümüz benim de çok sevdiğim oyuncular; Matti Pellonpaa ve Kati Outinen var. Onları "Cennetteki Gölgeler" filminde de beraber görmek mümkün ki bence harika bir çift uyumu var aralarında. Ayrı ayrı da ben çok beğenirim. Bu film kısaca bir yol filmi. Kahve ve içki düşkünü iki adam ile başlayan yolculuğun sonunda biri eve yalnız dönecektir.

My Best Friend's Wedding - P. J. Hogan (1997)



Bu filmi bana öneren arkadaşlar, mutlu musunuz? Çok ağladım ya, ihtiyacım vardı herhalde ama Julia Roberts'a çok üzüldüm ya. Makine daha farklı mutlu son istiyor gençler :). Komik, romantik öyle bir filmdi, hoşuma gitti :). Cameron Diaz'ı da hiç sevmem sonunu da o yüzden pek sevmedim. Yine de çerezlik dediğimiz filmlerden. Adından anlaşıldığı üzere en yakın arkadaşının düğününe gitmesi ve ona aşık olduğunu anlamasıyla gelinle savaşa giren sakar bir Roberts görüyoruz :).

Acı Aşk - A. Taner Elhan (2009)



İlk başta sinir olarak izlediğim sonra Halit Ergenç'in oynadığı Orhan karakterinin Songül Öden (Şule/Ayşe) ile bir restoran sahnesi vardı ki kahkahayı bir kopardım sonrası absürt komedi oldu :). Ergenç'i en sempatik bulduğum işi bu herhalde. Dizilerinde denk geldiğimde pek hoşlaşmadığımdan bu filmde hoşuma gitti, yine de karakter kaynaklı bolca da sinir oldum :). Onur Ünlü'nün senaryosunu yazıp ama yönetmediği bir film. Ünlü'nün işi olduğu absürt komedisinden zaten belli ki ben filmde konusundan dolayı sinir olsam da mizahından dolayı sevdim :). Televizyonda denk gelip izledim, planım yoktu baya sansürlü kesmeli biçmeli oldu tabi film ama yine de izlenilebilir güzel bir film :).

Le Mepris - Jean Luc Godard (1963)

Vayyy be, ne filmdi. İzleyeli kaç gün oldu hala ne güzel film diye düşünüyorum. Çok güzeldi, hiç anlatmak da gelmiyor içimden konusunu, çok güzel filmdi işte. İzleyin, şiddetle önerilir.
Devamını Oku »

21 Kasım 2017 Salı

Sevgili Güllük #53 (Yeni Çıkan Albümler)

Kimler kimler albüm çıkarmış, daha hepsini dinleyemedim ama haberiniz olsun diye ön yayın yaptım :). Ben daha dinlemedim ama haberine bile sevindiğim isimler albüm çıkarmış. Şöyle listeleyeyim, yorumları da sonra gelir umarım :).

Aşağıda yazdıklarım dışında Maroon 5, Sam Smith, Empire of the Sun, Evanescence, Tove Lo, Cem Adrian gibi isimler de yeni şarkılar yayınlamış, bilginize :).



Tame Impala - Current B- Side and Remixes

Angel Olsen - Phases

Kalben - Sonsuza Kadar

Morrissey - Low in High School

Jay Jay Johannson - Bury the Hatchet


Daha hiçbirini doğru dürüst dinleyemedim, olur da aralarında sizin dinledikleriniz varsa bir spoilerınızı alırım :). Keyifli dinlemeler :).
Devamını Oku »

19 Kasım 2017 Pazar

Dünya Çocuk Kitapları Haftası Özel (Pazar 6'lısı)

Ayyyy bu temaya nasıl sevindim bir bilseniz :). Ben okumaya ilkokul son ortaokul başlarında başladım diyebiliriz o yüzden öncesinde pek de çocuk kitapları okuma deneyimim olmadı. Çocuk kitaplarına da pek aşina değilim maalesef :/. Ben de çok isterdim kitaplarla büyümek okuyarak okumayı sökmek ama geç oldu güç olmadı :). Yine ilkokulda en erken okumayı çözenlerden biriydim :).


Her zaman o büyük ciltli harika çizimli çocuk kitaplarına bayılmışımdır. Hele o çizimler yok mu bayılıyorum. Son zamanlarda aşağıda paylaşacağım videoyu izledikten sonra o kadar etkilendim ki hemen araştırmaya başladım 1000 kitap nedir diye :). Düşünün ki bir çocuk anaokulunu gitmeden bir yılda 1000 kitap okuyor doğal olarak siz de ebeveynler olarak :). Ben ebeveyn değilim yanlış anlaşılmasın ben işin okuma kısmındayım, meraklısını yine tecrübelerini paylaşan bu ailemizin anlattığı videoya yönlendiriyorum. En aşağıda da o kaynak liste ve sitenin linkini de vereceğim.

Hep düşünmüşümdür çocuk kitapları okumayı ama bu kitapları bulmak o kadar kolay değil özellikle ülkemizde. İngilizce çocuk kitapları daha geniş bir yelpaze haliyle. Benim de bu konuda okuduklarım var ama çok sınırlı sayıda iki dilde de. O yüzden bu 1000 kitap anlayacağınız bana güzel bir kaynak oldu okumak için. Ben bu kitapların internette belki online olarak bulurum diye arattım ve harika bir şeyle karşılaştım. Hikayeleri okuyan insanlarla!


Bildiğiniz insanlar kitapları sayfa sayfa okumuş, videoya kaydedip yutupa yüklemiş. Resimlere baka baka ben de uyumadan önce her gece bir iki doz alıyorum bunlardan, harika oluyor :). Listeden bulabildiklerimi okuyor ve dinliyor, açığımı kapatıyorum :). O kadar çok zevk alıyorum ki hızımı kesmeden gözümden uyku aka aka listede bulduğum bir diğer kitaba geçiyorum. Resmen yaşayamadığım çocukluğumu yaşıyorum sayelerinde :). Ve her şey aşağıdaki video ile başladı.Normalde Barış Özcan takip eden biri değilim (hala da etmiyorum) ama aşağıdaki videoya youtube da denk gelince başlığı tabi ki ilgimi çekti ve izledim.

Barış Özcan ve eşine ama en çok bana ilham verip 1000 kitap okuyarak hem Türkçe hem İngilizce'de büyük ilerleme kaydeden bu görünüşte küçük ama aklı büyük tatlı insan, Sufi'ye teşekkürlerimi sunarım. Öyle ki ben de az da olsa bildiğim dillerde de bu yöntemi uygulamayı düşünüyorum. Bakalım bende de aynı ilerleme görülecek mi :). Yani çocuk kitapları deyip geçmeyin sayfası az ama işlevi büyük.



Başlığımıza gelirsek ben de son zamanlarda bu vesileyle okuyup çok ama çok sevdiğim çizimlerine hayran kaldığım kitaplardan bazılarının ismini yazacağım :).


1. A Visitor For Bear - Bonny Becker


Arkadaşlığı o kadar güzel anlatıyor ki duygulanmamk elde değil, bence hemen okuyun <3. İçinizi ısıtan hem de komik <3.

2. It's the Bear! - Jez Alborough


Bir serinin ilk kitabı sanırım. Ormana giden ve oyuncak ayısını kaybeden bir çocuk oyuncak ayısını kaybeden bir ayıyla karşılaşırsa ne olur :). Gerisi kitapta.

3. Goldilocks and Three Bear 


Bir ayıdır gidiyor kitaplarda ama bu ayılar çok sevimli <3.

4. How Do I Love You - Marion Dane Bauer


Yaaa yine çok ama çok tatlı bir hikaye <3.

5. Happy Birthday, Moon! - Frank Asch


Ayy yine çok tatlı ve yine bir ayı :). Sanırım 1000 Books Before Kindergarden listeye ayı kahramanlarla başlamış <3.

6. Küçük Kara Balık - Samed Behrengi


Bu kitabı okuyalı çok olmadı bir iki yıl belki ama çok sevdim <3. Sonra da çocuklara göndermek için topladıkları kitapların arasına koydum, asıl sahiplerine ulaşsın diye çünkü ben kitaptan dersimi mesajımı aldım :). Çok güzel bir hikaye, herkese tavsiye olunur.

Dipnot: Fotoğraflar Tumblr'dan alıntıdır ve her zamanki gibi görsellerin kaynaklarına üzerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.

İlgili linkler;

1000 Books Your Child Hear Before Kindergarten
https://1000booksbeforekindergarten.org/
Devamını Oku »

7 Kasım 2017 Salı

Atıştırmalık #30 (İki Film ve Sonunda Bir Kitap)

Pretty Woman - Garry Marshall (1990)




Ben bu filmi küçükken gördüm de bana uygun görmemiş olacaklar ki tam izlememişim. Bu aralar nedense Julia Roberts izleyesim geldi açtım izledim. Ohh iyi geldi, çok sevdim. Pretty Woman walking down the street pretty woman the kind I like to meet pretty womannnnn... Sizin Roberts filmlerinden komedi barındıran varsa lütfen yazın bu aralar bu moddayım sanırım :). Battaniye altında soğuk kış günlerinde christmas havası gibi :). Meg Ryan'ı da severim, onun filmleri de öyledir tarçınlı salep gibi, izlemediğim varsa onun da filmlerinden önerin, izleyeceğim :). Bu arada Julia Roberts ne güzel kadın bee, izlerken hep bunu düşündüm. Richard Gere'e özel bir hayranlığım yok ama olabilirdi de :). Bir de son sahnedeki Robrts'ın ceket-tişört-jean üçlüsüne bayılıyorum <3.

Open Your Eyes - Alejandro Amenabar (1997)



Zamanında tımcrızlı Vanilla Sky'ı izlemiştim ama pek az şey hatırlıyorum. Orijinaline denk gelince bir izleyeyim dedim zira orijinalinin daha güzel olduğunu duymuşluğum vardı. Penelope Cruz İspanyol ve Amerikan versiyonunda oynayan şanslı kızımız. Elim bir kaza sonucu yüzünde deformasyon oluşan Cesar, artık yaşamaktan keyif alamamaktadır. Ta ki bir mucizeye kadar. Psikolojik gerilim, bilim kurgu, dram türünde ve söyleyecek şeyi olan filmlerden biri. Ben çok beğendim; müziği, kurgusu, hikayesi güzeldi.

Dipnot: Soundtrack'i o kadar beğendim ki spotify'da olan şarkılardan liste yaptım. Filmin adıyla arama yaparsanız bulursunuz :). Bazı güzel şarkılar maalesef Spotify yoktu :/.

Suskunlar - İhsan Oktay Anar



Ahh ahh sonunda buraya kitap yazdığım için o kadar mutluyum ki anlatamam. Sahalara geri döndüm diyerek iddialı bir giriş yapmak istemem çünkü bu okuyamama illeti bir geldi mi kalıveriyorsun :). Kitabı sevdim ama nedense bir okuyamama hali geldi ve elime alamadım kaç aydır ama neyse ki sonlarda birazcık atlayarak bitirdim kitabı :). Bence Puslu Kıtalar Atlası daha güzeldi ama Anar'ı severler bu kitabı da sevecektir :). Şimdi gelsin mi yeni kitaplar :).
Devamını Oku »

5 Kasım 2017 Pazar

Sonbaharı Çağrıştıran 6 Kitap (Pazar 6'lısı)

Merhabalar :). Kahveler hazır mı çünkü pazar altılısı kısa bir aradan sonra geri döndü :). Bu kadar ara verilmesin benim de fikirlerim var diyorsanız, Periodic Library'ye bir mesaj atın gari :). İlk Kasım teması çok güzel :). Bana sonbaharı çağrıştıran kitaplardan çok bu aralar okumak istediğim kitaplardan liste yaptım. Bu kitapları bence kışa adapte etsek de olur :). Zaten Aralıkta bol bol kış temaları olur diye umuyorum pazar altılısında ben de hem okuyup hem okumak istediklerimi yazarım :). Şimdilik bu yazarlar son zamanlarda alışveriş listemde :). Malumunuz uzun zamandır kitap okuyamıyorum ve alışveriş de yapmıyorum. Şimdi elimdeki kitap bitmek üzere sonunda ve yeni kitaplara geçiş yapmayı canı gönülden arzu ediyorum. Bu isimler de alışveriş listeme giren kitaplardan :). Keyifli pazarlar :).

1. Ekoköyler - Jonathan Dawson




Sinek Sekiz Yayınlarını ne kadar sevdiğimi ve tükenen kitapları nasıl okumak istediğimi biliyorsunuz :). Bakınız buraya ve buraya olmadı bir de buraya tıklayın :). İrem Çağıl'ın instagramda sıkı takipçilerindenim ve o kitapların yeniden basımı üzerinde çalıştıklarını paylaştıkça ben havalara uçuyorum. Umarım bu kitap da yakın zamanda yeniden basılır ve ben de hemen alıp okurum :). Bu yayının tüm kitaplarını okumak amaçlarımdan biri :)

2. Berlinli Apartmanı - Yaprak Öz




Çok ama çok merak ettiğim kitaplardan biri. Deeptone Yarıyıl Reading Challenge için önermişti (sahi gençler o çelınç ne alemde??) ve ben de Instagram da sürekli görüyordum ki tükenen kitap yeniden basılmış :). Hemen alıp okumalı :).

3. Rüyalar Anlatılmaz - Nermin Yıldırım




Bu kitabı merak ediyorum ama yazarın diğer kitaplarını da merak ediyorum :). Bu kış yine yeni bir yazarla tanışmak için güzel bir mevsim :). Malum kasım yazısı ama kış kapıda :).

4. Antabus - Seray Şahiner




Yazarı ve bu kitabı zaten çok merak ediyordum bir de Şule'nin yazısını görünce kesin yakın zamanda okumalıyım deidm :).

5. Permakültür Bahçeleri - Toby Hemenway




Bu konulara zaten eğilimliyim bildiğiniz gibi :) Yeni İnsan Yayınları da bu alanda yayınlar yapan yeni keşfettiğim yayınevlerinden biri. Bu kitap ve birçoklarını yine okuyup daha çok bilgilenmek ve öğrenmek istiyorum :).

6. Şiirsel Sinema - Andrey Tarkovski




Bir sinema kitabı koymazsam eksik kalırdı :). Kapağıyla da sonbaharı çağrıştıran bir kitap sanki :). Uzun zamandır sinema kitapları okumuyorum, uzun zamandır kitap okumuyorum doğru ama Tarkovski röportajlarını okumak bana iyi gelecektir diye tahmin ediyorum, okuduktan sonra yine konuşuruz :). Listede elimde olan tek kitap :).

İşte benim sonbahar ile yarı alakalı listem :). Özlemiş miyiz pazar altılarını? Yorumlarınızı bekliyor, sizi sevgiyle kucaklıyorum :). Mutluluklar <3.
Devamını Oku »

30 Ekim 2017 Pazartesi

Üç Aromalı Cornetto Üçlemesi - Edgar Wright (Seri Filmler #6)

Edgar Wright'ın adını yazın adından sıkça söz ettiren Baby Driver'dan duymuş olabilirsiniz lakin benim gibi daimi izleyicileri onu muhteşem parodi, fantastik komedi filmleriyle zaten tanıyordu. Kendisi pek neşeli, komik ve eğlenceli filmler yapmasıyla meşhurdur. Benim de yönetmenle tanışmam Shaun of the Dead'i televizyonda izlemem veya Hot Fuzz'ı sinemada izlememle başlamıştır (inanın hangisi önceydi hatırlamıyorum). Ne tesadüftür ki ikisi de bu üç çeşit cornetto üçlemesinin ilk iki filmi. Geçenlerde serinin son halkasını izleyince bu yazıyı yazmak şart oldu. Keyifli vakit geçirmek ve absürdlüğü kendisine görev edinmişlerin kaçırmaması gereken külahta dondurma tadındaki bu birbirinden bağımsız üç filme gelin göz atalım.

Shaun of The Dead (2004)



Zombi filmlerini sevmeyenlerin bile sempati duyacağı komedi zombi filmi :). Absürdlük yine iş başında :). Bol aksiyon, güzel müzik, komedi ve parodi bir arada :). Seriye güzel bir başlangıç :). Shaun liseden arkadaşlarıyla (ki onlardan biri yakın arkadaş rolünü üç filmde de kimseye kaptırmayan Nick Frost yaşayan kız arkadaşından ayrılmak üzere olan evden işe işten bara bardan eve giden bir adamdır. Ta ki zombi istilasına kadar. Aniden gelişen bu olay Shaun'un içindeki liderlik duygularını kabartacak ve arkadaşlarını, ailesini ve sevdiği kızı kurtarmak için zombilerle savaşacaktır :). Bu uğurda çokça kayıp verse de çok şey öğrenecektir :).

Hot Fuzz (2007)



Yine Simon Pegg ve Nick Frost ikilisinden müthiş bir polisiye parodisi :). Fazla başarılı olduğu için Londra'nın hareketli sokaklarından İngiltere'nin "sakin" bir köyüne atanan Çavuş Nicholas Angel'ın ayağını sürüdüğünden midir bilinmez burada da hareket ve aksiyon peşini bırakmaz. Kaza süsü verilen cinayetleri çözmeye çalışırken bir taşla iki kuş vurup ortağının da filmlerde gördüğü polislik hayali gerçek olur :). Bol komediye  ve aksiyona hazır olun.

The World's End (2013)



Gary King memleketindeki altın yolunu (bar yolu da diyebiliriz) dört çılgın arkadaşıyla asla bitiremediğini fark etmesiyle grubu tekrar toplar ve her barda bir bira serüvenini liseden kalma bir hayal uğruna "dünyanın sonu"'na kadar götürmek ister ki bu barın ismidir. Yalnız memleketlerine döndüklerinde birkaç şey değişmiştir, kasaba insanlarının robot olmayan robot yani boş olanlarla yerlerinin değiştirilmesiyle :). 90'lar İngiliz grupları ile şenlenen soundtrack ve Simon Pegg başta olmak üzere Cornetto üçlemesinin vazgeçilmez partneri  Nick Frost ile dünyaca ünlenmiş İngiliz oyuncularının müthiş performanslarıyla eğlenceli bir filme hazırlıklı olun. Absürdlük, bilim kurgu, aksiyon hepsi bu filmde :). İlk filmi andıran sonuyla da yüzümüzde gülümseme moral motivasyonumuz tavan olarak seriyi sonlandırıyoruz :).

Üç filmde de Pegg filmlerin yönetmeni Edgar Wright ile senaristiliği paylaşırken, üç filmin de başrolü olarak başarılı performans sergiliyor. Ve bu baş karakterimizin istisnasız can dostu Nick Frost oluyor. Aksiyon, parodi, komedi dışında tabi ki Cornetto bu filmlerin ortak noktalarından. Bir de çit atlama sahneleri :). Her filmin kendine has harika soundtracke sahip olması ayrı güzelken, üç filmde de Martin Freeman'ı görmek mümkün. İki filmde olup bazılarında olmayan oyuncular da var. Şurası garanti ki küçük büyük tüm roldeki oyuncular harika iş çıkartıyorlar. Bol komedi ve absürdlüğün olduğu bu seriyi güzel vakit geçirmek isteyen herkese öneririm.

Şunu da belirtmeliyim ki ben bu yazıyı hazırlarken şöyle bir haber okudum. Shaun of The Dead'deki karakterlerle başlangıcı aynı ama bu sefer zombi yerine vampirli bir hikaye yazıyorlarmış Pegg - Wright ikilisi. Ee bize de bu habere sevinip filmin hemen çekilmesini beklemek kalıyor çünkü bu ikili bir harika :). Bu bilgiyi de paylaştıktan sonra yazıyı bitirir size keyifli seyirler dilerim :).
Devamını Oku »