3 Şubat 2018 Cumartesi

Abur Cubur #42 (Yeni Çıkanlar)

Çok sevdiğimiz isimler bu aralar single, ep ya da albüm çıkarmış ama nedense en çok single :). Ben de beğendiklerimden bir derleme yaptım, bakalım hangileri sizin favoriniz olacak, yorumlarınızı merakla bekliyorum :).

Justin Timberlake de albüm çıkarmış, şöyle bir göz attım sadece, tam dinleyemedim.  Lykke Li'nin yeni teklisinde nakarattaki hamle pek hoşuma gitmedi, başlangıç hoşuma gitse de. Müzikle kalın :).

1. Mabel Matiz - Öyle Kolaysa


2. Rhye - Song For You


3. James Blake - If The Car Beside You Moves Ahead


4. Sevdaliza - Soul Syncable


5. Belle and Sebastian - Cornflakes (son epde favorim bu  ama videosu yok The Same Star da iyi.)



6. MGMT - Hand It Over


7. Soko - Diabolo Menthe


8. Hibou - Fall Into


9. Rosemary and Garlic - The Kingfisher


10. Burcu Tatlıses - Geyikli Masallar

Devamını Oku »

1 Şubat 2018 Perşembe

Atıştırmalık #33 (Lady Bird, Call Me By Your Name, The Shape of Water)

Lady Bird - Greta Gerwig (2017)




Greta Gerwig severim, kalemini de severim. Güzel bir film yazıp yönetmiş ama çok çok beğenip açıp açıp izleyeceğim bir film değil açıkcası. Yine de izlemesi keyifli, sıkılmadan izleniyor lakin sanki biraz abartılmış :/. Yine de Gerwig bence güzel bir film yapmış, severek izledim :). Kendisini zaten çok sevdiğimden kredisi çoktur ben de :).

Call Me By Your Name - Luca Guadagnino (2017)




Nasıl güzel bir filmdi, abartıldığı kadar varmış. En merak ettiğim filmlerden biriydi yorumlarından ve her yerde görmemden kaynaklı. Çok sevdim, bayıldım. Hele o Timothée yok mu o Timothée nasıl bir rol kesmektir öyle, aşık oldum. Harikaydı. Kendisinin "Lady Bird"'de de küçük bir rolü olduğunu hatırlatayım ama bu filmde ışıldayan bir karaktere bürünmüş. Filmde Sufjan Stevens ve "Love My Way" detayları çok hoşuma gitse de müziğin kullanımında bana göre yönetmenin yanlış tercihleri mevcuttu. Onu da görmezden geldim çünkü harika bir film olmuş. Bana "Carol" ve "Weekend"'i hatırlattı bazı sahnelerde. Sonuç olarak bildiğimiz bir hikayenin güzel bir yorumu. Bir şans verin :).

Bu filmi izlerken film boyunca sizin de aklınızdan sürekli Ege'den Yaz Aşkım çalmadı mı? Şahsen ben filmi o şarkıyla resmen özdeşleştirdim :).

The Shape of Water - Guillermo del Toro (2017)




Sıkılmadan izledim mi? İzledim. Beğendim mi? İşte ona karar veremiyorum. Bana konu ya da işleyiş bakımından ya da herhangi bir bakımdan daha ilgi çekici ya da orijinal gelmedi. Büyülenmedim de. Sadece sıkılmadan iyi bir film izledim. Nedense adından kaynaklı daha farklı bir şey bekliyordum çünkü bence adı çok güzel :).

Şimdi şu üç film arasında şöyle bir ilişki kuracağım ve beni sadece bu üç filmi izleyen ya da araştıran anlayacak. Sırasıyla;

Timothee Chalamet ve Michael Stuhlbarg

Ne gereği vardı, yoktu ama okudunuz artık yapacak bir şey yok :).

Filmler her yerde karşıma çıkınca yorumlardan geri kalmamak amaçlı öncelik verdim :). Sonuçta kambersiz düğün olmaz :). Çoğunu da sıkılmadan izledim açıkçası. Ben bu atıştırmalığın üstüne iki atıştırmalık daha izledim onlar da gelir yakında. Sinemayla kalın :).
Devamını Oku »

Çağlar Boyunca Etkisini Kaybetmeyen Bir Tragedya: Antigone - Sophokles

Öneri Makinesi


Yıllar boyunca birçok kitaba filme konu olan hatta bir komplekse adı verilen Oidipus'un tragedyasının devamı niteliğinde kızlarından Antigone'un tragedyası Theban oyunlarından biri Antigone. Oidipus'un babasını Laios'u öldürüp kral olarak onun yerine ülkenin başına geçip annesi ile evlenmesi ile iki kızı iki oğlu olur. Bu gerçeğin açığa çıkmasıyla annesi ve karısı olan Jokaste intihar eder ve Oidipus iki gözünü oyarak kör olur.

Eğer Kral Oidipus'u okuduysanız bunları zaten biliyorsunuzdur, okumadıysanız şiddetle tavsiyemdir. Antigone'da, Oidipus'un kızlarından Antigone'nun iki erkek kardeşinin ölümü sonrası tahta geçen dayıları Kreon'un kibri ile ailesinin sınanmasını okuyoruz. 

Oidipus'un yerine tahta geçen kardeşlerden Eteokles kardeşiyle yaptığı anlaşmayı bozar ve tahtı bırakmak istemez. Bunun üzerine kızgın kardeş Polyneikes, kardeşi Eteokles'e savaş açar ve ikisi de bu savaştan birbirinin katili olarak çıkarlar. Boşalan tahta dayıları Kreon geçer ve kardeşlerden Eteokles'ın krallara layık bir şekilde gömülmesini sağlarken diğer kardeş Polyneikes'in gömülmesine bile izin vermez, vahşi hayvanlara yem olması için kırlara atılmasını emreder. Antigone kardeşinin ölüsüne ve Tanrılara olan saygısından kralın emrine itaat etmez ve Kreon ile Antigone'nun çatışması daha büyük çatışmalara ve adının hakkını veren bir tragedyaya dönüşür. Bu tragedyada kaçınılmaz sona yaklaşılırken bize birçok mesaj vermekten de geri durmaz. Oidipus'un işlediği günah ve lanetinden çocukları da nasibini alır. 

İzlediğim birçok filmde ve kitapta referans olarak verilen bu çağlar boyunca etkisini kaybetmeyen oyunu mutlaka okumanızı öneririm. Şimdi değerli gördüğüm birkaç alıntıyı paylaşmak isterim. Edebiyatla kalın :). 


Alıntılar;

"Nefret etmek için değil, sevmek için yaratıldım."

"Kötü iyi görünür, tanrının felakete sürüklemek istediklerinin gözünde"

"Yanlış konuşuyorsun demeyeceğim, ama bazen başkaları da doğruyu bilebilir."

"Utanmıyor musun çoğunluktan farklı olmaya?"

"Nasıl emirler vereceğimi halk mı öğretecek bana?"

"Yaşlarına değil yaptıklarına bakılmalı insanların."

"Öbür dünyada kim bilir nasıldır 'iyi'nin tanımı!"



Dipnot: Fotoğraf bana aittir.
Devamını Oku »

29 Ocak 2018 Pazartesi

Kedi - Ceyda Torun (2016)


Bir köpek insanı olarak söylemeliyim ki kedilerin baş rolde olduğu bu belgesel filmi mutlaka izleyin!

Kediler ilginç hayvanlar, anlaması zor ve karmaşık. Ceyda Torun da bu kedileri daha dar bir alanda İstanbul'un sokak kedilerini incelemeye almış ve ortaya İstanbul gezisi eşlinde harika bir playlistten oluşan sürekli yüzünüzde tebessümle izleyeceğiniz çok tatlı bir film çıkmış ortaya.



Filmde birçok kedinin hikayesini onların peşinde bir öğleden sonra geçirerek takip ederek öğreniyoruz ve onların doğasını biraz da olsa anlamaya çalışarak. Hepsi ayrı bir karakter ve hepsinin hikayesi farklı. Kedi deyip geçmeyin hepsinin huyu da farklı :). Kediler üzerinden konuşulan konular yapılan sohbetler bu kedilere yaptığımız eşlikte bizi çokça düşündürecek; sadece kedi olmak hakkında değil insan olmak hakkında da.


Kediler ilginç yaratıklar ve bize çok şey öğretiyorlar. Kendimiz hakkında, sevmek hakkında. Bu filmi izledikten sonra her sokak kedisini gördüğünüzde aklınıza filmdeki Bengü, psikopat veya gamsız gelecek. Belki bir yerlerde yavruları vardır diye düşünecek bu yaşına gelene kadar neler yaşadığını düşünerek üzüleceksiniz. Belki bir yere yerleşmiştir deyip umutlanacaksınızdır. Kesin bir şey var ki asla eskisi gibi sokak kedilerine aynı gözle bakmayacağınız ve empati gücünüzün biraz daha artıp kedilere saygı duyacağınız :). Kedi filmini izleyin, izlettirin <3.

Devamını Oku »

28 Ocak 2018 Pazar

Sevgili Güllük #2 (Kelebekler - Tolga Karaçelik)



Bağımsız yapımların gösterildiği Sundance Film Festivali'nde "Kelebekler" filmiyle Dünya Sineması büyük jüri ödülünü (drama) alan Tolga Karaçelik'i tebrik ediyor ve filmi merakla bekliyorum.

Bundan önceki Sarmaşık filmiyle de birçok ödülü kucaklayan Karaçelik, yine bu filmle festivalde yerine almıştı. Bu sefer ödülle dönen Karaçelik'in Ethan Hawke ile olan kutlama hikayesini görmek isterseniz aşağıda instagram hesabını bırakıyorum zira görülmeye değer bir fotoğraf olduğu kanaatindeyim.

Sanatla kalın :).

https://www.instagram.com/tolgakaracelik/
https://www.instagram.com/kelebeklerfilmi/ 




Devamını Oku »

27 Ocak 2018 Cumartesi

Bu Soğuk Kış Günlerinde İçinizi Daha Da Üşütecek Film Listesi

Malum havalar soğudu. Battaniye, terlik ve pijama üçlüsüne ek çeşit çeşit kahve ve çaylarımız eşlik ederken sizin içinizi ısıtacak filmler tabi ki önermeyeceğim. Ben sizi ruh emiciler çarpmış gibi içinizin soğumasını ve sonunda sizden kutuda bile son kalan umudunuzu sizden esirgeyecek filmlerle buradayım. Keyifli pardon huzursuz seyirler dilerim :).

1. 1984 - Michael Radford (1984)




Gelecekte geçen bir distopya. Artık ne kadarı distopik ne kadarı gerçek tartışılır. Kurulmuş robot gibi sorgulamadan her şeyi uygulayan ve ne denirse itiraz etmeden gerçekleştiren bir toplum ve bu dünyada yalnız olduğunu düşünme lüksüne sahip bir adam. Herkes okumalı izlemeli, yalnız unutmayın big brother is watching you (Büyük birader sizi izliyor).

2. Tarafsız Bölge - Danis Tanovic (2001)




Konusuyla ve konuyu işleyişiyle harika bir savaş karşıtı film. O kadar etkileyici bir film ki tek söyleyebileceğim izleyin. Sonunda ise içinize bir şeyler oturacak ve etkisinden kolayca çıkamayacaksınız.

3. Beni Asla Bırakma -  Mark Romanek (2010)




Yine bir distopya ve yine bir bilim kurgu. Ya bencil amaçlarla ürettiğin insanların duyguları olursa? Canı acır, aşık olursa? Kazuo Ishiguro'nun harika kitabından uyarlama güzel bir distopya. Kaçınılmaz son değişmese de o zamana kadar sahip olduğumuz zamanı en iyi şekilde değerlendirmek elimizde. Biraz umut verir gibi oldum o yüzden diğer filme geçiyorum :).

4. Çoğunluk - Seren Yüce (2010)




Bireyin değil çoğunluğun düşünüp uyguladığı hayatlar ve bu düzene karşı koyamayan bir genç. Babasının gölgesinde yaşayamayan ama o gölgeden de çıkamayan Mertkan sonunda kendi kararlarını alıp birey olmayı mı seçecek yoksa çoğunluğun yanında güvenli bölgesinde mi kalacak?

5. Nightcrawler - Dan Gilroy (2014)




Jake Gyllenhaal sizi oldukça rahatsız eden bir rol ile arzı endam ederken bir adamın hırsını ve bu hırs için neler yapabileceğini ağzımız açık izleyeceğiz.

6. Aç Gözünü - Alejandro Amenabar (1997)




Rüyalarda buluşuruz diyen film. Orijinali ve tomcruzlu versiyonu olmak üzere iki versiyonu olan bu filmde tam hayatının aşkını bulmuşken kötü bir kaza sonucu yakışıklılığını eski sevgilisi yüzünden kaybeden bir adamın dramı ama nasıl dram. Penolope Cruz iki versiyonunda aynı rolü oynarken sıkılmadı mı acaba diye düşünürken iki filmi de sıkılmadan izleyebilirsiniz :).

7. Sarı Sıcak - Fikret Reyhan (2017)


Sarı Sıcak, o yazın sıcağına rağmen size mesafeli duruşuyla içinizi üşütmeye yetecek bir atmosfere sahip. İbrahim'in değişen düzen karşısındaki duruşu ve hayalleri için verdiği uğraşı en minimalist haliyle bu filmde görmek mümkün.


Bunu seven bunlara da baktı;

Rahat Battı Biraz Diken Üstünde Oturayım Diyenler İçin Film Listesi
Bu Sonbahar da Kasımda Aşk Başkadır İzlemeyin Diye Hazırlanmış Liste
Renklerin Beyaz Perdeden Silemediği Bir Klasik: Siyah Beyaz Filmler
En Çatlağından 10 Tatlı/Komik Film
Başka Aşk
İlk Aşk/Ergen Aşkları
Queer Sinema
Devamını Oku »

25 Ocak 2018 Perşembe

#Mim Sinema ve Ben

Merhabalar :). Nasılsınız? Bakıyorum uzun zamandır bloglarda mim yazısı yok ve hemen bir tane yapayım dedim :):). Daha önce müzikli bir mim yapmıştım (bknz.) bu sefer sinema ile alakalı hiç ya da seyrek film izleyenlerin bile cevaplamaktan hoşlanacağı sinema ile ilgili anılarımızdan konuşurken biraz nostalji yaşayacağımız, film izleme alışkanlıklarımızdan bahsedeceğimiz bir mim hazırladım :). Sorular altında sinema hakkında sohbet edeceğiz anlayacağınız. Eğleneceğiz biraz :). Cevaplarınızı merak ettiğim sorular var, bakalım beğenecek misiniz? <3

Sorular iki bölümden oluşuyor. Üç ana soru ve 5 tane çıtır çerezlik sorular :).



1. Sinemada izlediğin ilk film :)?


Ben vcd çocuğuyum, o jenerasyondan gelmeyim. O yüzden evde çokça film izledim. Hani şu haftalık cd kiraladığımız dönemler :). Evde çokca film izlemişimdir bu sayede ama sinemada ilk izlediğim film hala defalarca severek izlediğim Harry Potter ve Felsefe Taşı filmidir. Hiç unutmam cuma okuldan eve geldiğimde apar topar annem beni hazırlayıp amcamla sinemaya göndermişti. O zaman Antakya'da tek sinema var o da Konak. Hani şurada yazdığım :). Orada mavi salonda (o zaman ki en büyük salondu sonra genişlettiler :)) ilk sinema deneyimimi Harry Potter ile yaşadım ve harika bir deneyimdi :). (Zaten ondan sonra serideki tüm filmleri de sinemada izledim, gelmesini sabırsızlıkla bekledim :)). Film izlemeyi zaten severim de sinemada ayrı sevmeye başladım. O gün bugündür sinemaya giderim anlayacağınız :).

2. Film en güzel ..............'de/a izlenir.


Valla bana göre film güzelse her yerde izlenir :). Ev, sinema, sınıf, açık hava, bilgisayar ekranı, televizyon ya da projeksiyon aletiyle gösterilmiş olması fark etmez. Ortamın sessiz olması ve herkesin filme odaklanmış olması yeterli :). Benim film zevkim zaman mekan tanımaz yani :).

3. Film izlerken olmazsa olmazın var mı? Varsa neler?


Film izlerken istediğim şey sessizlik aslında. Dikkatimin dağılmasını istemem. Bir de filmi en başından izlemeyi severim, ortasından başlamayı pek sevmem. Onun dışında olmazsa olmazım dediğim bir şey yok herhalde :).

Gelelim çerezlik anket sorularına :).

a. Tek başına mı kalabalık mı?


İkisi de, zaman mekan fark etmez dedik ya :):):). (kendim soruları hazırlamamış gibi cevaplıyorum, kişilik bölünmesini göze alarak :)).

b. Mısır mı cips mi?


Yani şimdi ben de Isabelle Huppert gibi cool olup sadece film demek isterdim ama bazı filmler tam atıştırmalık o yüzden ikisi de :).

c. İki boyutlu mu üç boyutlu mu?


Şimdiye kadar iki, sonrasına bakarız.

d. Avm sineması mı sokak sineması mı?


Tercihim her zaman sokak sineması olur ama yeri geldi mi diğerine de gidiyorum.

e.  Filmden önce filmin fragmanını izlemek mi, yorumlarını okumak mı?


Yani yerine filmine göre değişir ama  filmden önce konusu dışında fazla bir şey öğrenmek istemem o yüzden fragmanını bile bazen izlemem fazla ipucu olmasın diye ki yorumlarını da çok okumam kafama koymuşsam izleyeceğim diye :). Filmden sonra film hakkında çok okurum ama :).

Sorularımız bunlar umarım mimden ve cevaplardan keyif almışsınızdır. Bir sinema sever olarak ben cevaplarken (kendi mimim diye söylemiyorum:')) zevk aldım :). Bakalım sizler ne cevaplar vereceksiniz :).

Blogunda film yorumu yayınlayan arkadaşlarımı öncelikli olarak mimledim ama herkes bu mime davetlidir :). Siz de en az üç arkadaşınızı mimlemeyi unutmayın, sinemayla kalın :).

Yorum Atölyesi 
Entel Karınca
Okuyan Muggle
Sinemarquez
Mariposa
Umut Durakları
Blue Things/Aysel
Mavera
Dr. Coffee
Leylak Dalı
Arif Öztürk
Berke Kocademir
Maydanoz


Dipnot: Mimi yapan arkadaşların linklerine adlarına tıklayarak ulaşabilirsiniz. Aşırı eğlenceli ve okumasına doyulmayan yazılar hepsi benden söylemesi :).
Devamını Oku »

23 Ocak 2018 Salı

Loving Vincent - Dorota Kobiela, Hugh Welchman (2017)


100 ressam tarafından çizilen gözlere şenlik müzikleri kulaklarınızın pasını silecek Van Gogh'u sevmeseniz ilginiz olmasa bile filmine hayran kalıp resimlerinize başka bir gözle bakmanızı sağlayacak harika bir film, Loving Vincent.

İçe kapanık ve psikolojik sorunları olan henüz tanınmamış bir ressam, Von Gogh olmadan önceki Vincent bu filmde izlediğimiz. Ölümünün ardından ellerine geçen mektubu sahibine ulaştırmak isteyen bir postacının oğluna verdiği görev ile Vincent'ın intiharına kadar olan zamanı ve onu intihara sürükleyen sebepleri açıklamaya çalışan Armand, Vincent'ı başkalarının gözünden yeniden yazıp çizecektir.


Film boyunca Van Gogh'un eserlerine bir saygı duruşu var ve ana renk tabi ki sarı ve mavi. Gogh'un resimleri film ile yaşıyor ve siz buna karşı koyamıyorsunuz. Bir yandan hikayenin akışını merakla takip ederken bir yandan da çizimlerin güzelliğini hayranlıkla izliyorsunuz. Bir de buna harika müzikler eklenince gözlere kulaklara şenlik bir film çıkmış ortaya. Hala izlemediyseniz veya izlemeye karar veremediyseniz zaman kaybetmeden hemen izleyin Loving Vincent'ı :).
Devamını Oku »

Seri Okuyoruz Kitap Listem


Tatlı blog arkadaşımız Şule'nin hazırladığı bir okuma etkinliği ve seçtiğim kitaplarla bu etkinlikte ben de varım :). Bu etkinliklerde pek başarılı olduğu söylenmez ama okuduğum kadarını okurum bu etkinlik de sebebi olsun :). Zaten yarım bıraktığım seriler de var bir türlü başlamaya cesaret edemediklerim, okumak istediklerim de :). Hepsini birleştirirsek karşımıza seri okumak isteyen bir Öneri Makinesi çıkıyor :).

Ben sanırım eskiden daha çok seri okuyordum şöyle bir düşününce. Bir de seri kitapları tamamlamadan çok zor başlıyorum seriye, eğer tamamı elimde yoksa daha çok erteliyorum okumayı. Tabi tamamını almak da sıkıntı beğenmeme ihtimalin de var çünkü. Tamamını almazsan da alana kadar kitabın o büyüsü  de kaçıyor gibi ya da az da olsa unutuyorsun biraz. Serisi tamamlanmamış serileri okumayı da sevmiyorum mesela. Eğer seversem art arda okuyayım istiyorum. Seri okumak emek istiyor anlayacağınız :).

Bu etkinlikle bakalım eski formuma kavuşabilecek miyim :). Ne kadarını okurum bilinmez ama seçmesi liste hazırlaması bedava :). O yüzden ben de varım :). Hadi başlayalım.

Otostopçunun Galaksi Rehberi - Dougles Adams


Yarıyıl Reading Challenge için de seçtim okuyamadım bu etkinlik için de seçiyorum ama kesin bitireceğim bu sene çünkü yarım kitap bırakmayı sevmiyorum ve kitap fena da gitmiyordu. Bu seriyi bitirmeliyim :). 

Ripley Serisi - Patricia Highsmith 


Bu seriyi bayadır ama bayadır okumak istiyorum ve ilk iki kitap ve beşincisi elimde. Bir başlar ve seversem seriyi hemen tamamlayıp bitiririm diye umuyorum. Bu sene de ummakla kalmam umarım çünkü üşengeçlik zor zanaat :).

Üçleme - Samuel Beckett


Canım Beckett, güzel Beckett'in bu üçlemesi de en merak ettiklerimden. Geçenlerde almayı bile düşünüyordum da sonraya kaldı.

Ölüm Kapısı Serisi -


Daha önce bahsetmişimdir, senelerdir elimde ve her seneidevriyesinde okuyamadım adı altında kutlama yapıyoruz. İlk iki kitap elimde, okumaya başlasam artık diye düşünüyorum da belki o sene bu senedir :).

Yeni Yalan Zamanlar - İnci Aral


Fuar zamanı alıp bir kere okumaya çalışıp okuyamayınca bir daha geri dönmedim. Bu sefer olur umarım :).

Karanlık Zihinler Serisi


Fuardan aldığımız kitaplardan biri. İlki şu an elimde, çok da iyi yorumlar okudum hakkında. Bakalım, akıcı ve güzel mi öyleyse devam ederim :).

Harry Hole Serisi


Esma'nın çok severek okuduğu bir seri ve sayesinde benim de çok merak ettiğim bir seri oldu. Seri tamamlandı mı bilmiyorum çünkü karışık basmışlar ama bir ara okumalıyım.

Şimdilik aklımda olan seriler burada bakalım zaman neler gösterecek ve hangilerini okuyabileceğim. Sizin aralarında okuduklarınız ve önerdiğiniz bir seri var mı? Yorumlarınızı merakla bekliyorum.

Devamını Oku »

22 Ocak 2018 Pazartesi

The City of Lost Children - Marc Caro - Jean Pierre Jeunet (1995)


Şarküteri filminin yönetmenlerinden, o filmdeki şehrin diğer tarafından başka bir hikaye hissi veren bir bilim kurgu filmi. Distopik atmosferine rağmen umudu cebinize koymayı ihmal etmeyen ve en umutsuz zamanlarda bile sevgi vardır diyen umut tazeleyen filmlerden Kayıp Çocuklar Şehri. Canım Dumby ne demiş, mutluluk en karanlık zamanlarda bile bulunabilir sadece ışıkları açmayı unutma. İşte o durumlarda bile sevgiyle açılan bu ışıkla bir kimsesiz çocuk aile bulabilir ve küçük kardeşini arayan bir dev başka bir kardeş bulabilir.

Çılgın bir canavarın rüya görmek için küçük çocukları kaçırdığı, cüce bir kraliçenin ona birbirinin kopyası 6 oğluyla yardım ettiği ve filmin önemli karakterlerinden her şeyi bilen beynin önderliğinde bu canavar çocukların rüyalarını çalmaya çalışır. Yalnız ne kadar uğraşırsa uğraşsın elde ettiği tek şey kabuslar olur.



Bu çocukların çalındığı şehirde kelimelerle arası pek iyi olmayan ama çok güçlü One'ın çocuk hırsızlarından sakladığı boğazına oldukça düşkün kardeşi çalındığında kardeşini almak için girdiği mücadeleyi ve ona hırsızlık yaparak hayatta kalmaya çalışan bir çocuğun yardımıyla kardeşini bulmaya çalışmalarını izleriz. O obur küçük kardeş filmdeki her sahnesinde gülümsemeye sebep olacak, öyle sevimli. Ara ara devreye giren kara mizah da sizi yine gülümsetecek unsurlardan.

One ile Miette'nin ilişkisinin Leon'u (1994) anımsatan bir yanı var lakin yine de en karanlık ve distopik mekanlarda bile sevgiyi gösterdiği için bu filme göz atmalı. Ve unutmayın ki en pahalı mücevherler bile sevginin yerini alamaz ve sevginin olmadığı yerde ne yaparsan yap elde edeceğin tek şey sadece kabustur. O yüzden çok sevin ve sevilin :). Mutlu günler, sevgiyle kalın  <3.

Devamını Oku »