Eskiciyan'ın mayıs ayında Sel Yayıncılık'tan çıkan son kitabı Konteyner Zaafı'nı yazdığımı şuradan hatırlıyorsunuz. Bugüne kadar bir roman, bir şiir ve üç öykü kitabı bulunan yazarın Aşağıdan Seveceğim Ülkeyi adlı şiir kitabıyla 2013'te Arkadaş Z. Özger İlk Kitap Ödülü, Metropol Ninnisi adlı öykü kitabıyla 2015 Selçuk Baran Öykü ödülünü almıştır. Konteyner Zaafı ise şimdiden ikinci baskıya girmiş. Eğer hala okumadıysanız ve öykü severseniz Konteyner Zaafı'nı sizlere öneririm. Lafı da fazla uzatmadan, yazara tekrar teşekkür ediyorum ve sizi onun sözleriyle baş başa bırakıyorum. Keyifli okumalar, edebiyatla kalın :).
Görmek.
Saramago’nun Körlük adlı romanı bu kez Işık Ergüden çevirisiyle bir süre önce
Kırmızı Kedi Kitap’tan yayınlandı. Görmek
romanının da Ergüden çevirisiyle tekrar yayına hazırlandığının haberini direkt
çevirmeninden aldım. Bu haberi sizlerle kitabı hatırlatacak bir kısa metin
eşliğinde paylaşmak istedim. Bu şekilde ben de romanı bir kez daha hatırlamış
olacağım. Son zamanlarda seçimlerin ne denli saçma bir hâl aldığını malumunuz.
Vekillerin, belediye başkanların, siyasetçilerin, gazetecilerin, yazarların
tutuklu olduğu bir ülkede seçimlerde hile yapmasını da “en iyi biz biliriz.”
Peki ya seçmenin gücü? Onu da Saramago işlemiş.
Nobel ödüllü yazar José Saramago’nun Görmek romanında adı bilinmeyen bir
ülkenin adı bilinmeyen başkentinde yapılan seçimlerde halk sözleşmişçesine saat
dörtte oy kullanmaya gider. Sandıklar açılıp oylar sayılmaya başlanınca oyların
çoğunun “beyaz oy” yani herhangi bir parti ve adaydan yana tercih
kullanmadıklarını okuruz kitaptan.
“Şurada
burada gezip duran sözcükleri nasıl bir araya getireceğimizi bilebilseydik
dünya belki daha yaşanabilir bir yer olurdu. Hor görülen sözcüklerin günün
birinde bir araya gelebileceğine dair kuşkularım var, Benim de, ama düş kurmak
bedava,[1]”
(Son zamanların alıntı çılgınlığından dolayı kitaptan bir alıntı yapma
konusunda kararsız kaldığımı itiraf ediyorum. Ama oldu işte.)
Yukarıdaki diyalog ise Görmek romanından. Saramago’nun 1994’te
kaleme aldığı ve 1998’de yazara verilecek Nobel Edebiyat Ödülü’nün yolunu açan Körlük romanındaki “beyaz körlük”
salgınından etkilenmeyen tek kişi olan doktorun karısı bu sefer Görmek romanında karşımıza çıkıyor
diyalog ise komiserle aralarında geçiyor. Sandıklar açılıp oyların büyük bir
kısmının beyaz oy olduğu ortaya çıkınca seçim bir hafta sonra yinelenir. Ama bu
sefer beyaz oy oranı yüzde seksen üçe kadar yükselir. Hükümet yetkilileri,
diğer partiler, bunu anarşist bir eylem olarak görür ve başkentin yerini
değiştirmek, savunma ve emniyet güçlerini şehirden çekerek olası bir kaosla
halkı cezalandırmak isterler ama sonuç tahmin ettikleri gibi olmaz. Devlet
tarafından terk edilmiş eski başkent ülkenin en huzurlu ve olaysız yerine
dönüşür. Romanın tamamında Saramago’nun büyük bir haz veren diliyle demokrasi,
seçim, halk, hükümet eleştirini görürüz.
Portekizce aslından ilk defa çevrileceğini de eklemem gerekir.
[1]
Görmek, José Saramago, s. 280, Can Yayınları, 2008, Çeviri: Aykut Derman
Eleştirileri çok mu sert diye düşündüm.Çevrilsin bakalım :))
YanıtlaSilElçiye zeval olmaz :). Teşekkürler yorumun için :).
SilAynen benim de, yazarın sadece Ölüm Bir Varmış Bir Yokmuş'u okudum yıllar önce :). Bu iki kitabı da merak ediyorum.
YanıtlaSilKörlük filmini izlemiştim. Gerçekten etkileyiciydi. Görmek ve Körlük'ü ben de okumak istiyorum. Yazarın Çatıdaki Pencere kitabı elimde var. Onunla başlarım artık :-)
YanıtlaSilBen de o iki kitabı merak ediyorum, elindeki kitabı da daha önce duymadım herhalde. Yazarsan yorumlarını okurum ben de :).
SilMerhaba
YanıtlaSilJose Saramago'nun "Körlük" kitabı muhteşem bir başyapıt.Toplumsal normlrdan kurtulan insanın, içindeki vahşetin dışavurumunu ,yeni toplumsal norm ve rollerinin oluşumu sürecini ,irkiltici ama etkileyici bir şekilde anlatıyor.Kesinlikle okunması gerekir diye düşünüyorum.
"Bütün İsimler" kitabını da okudum ama çok sarmadı açıkçası."Görmek" romanı eh işte ! biraz zor ilerliyor.Sanırım çevirisi çok başarılı değil.Ya da ,benim o zamanki duygu durumum sebebiyle ,bana öyle geldi.Sosyal psikolojiye ilgisi olanların muhakkak okumasını tavsiye edebileceğim iki kitap "Körlük" ve "Görmek"
Ben yazarın bir tek Ölüm Bir Varmış Bir Yokmuş'u okudum, baya da oldu. Bu iki kitabı da merak ediyorum. Sen de ne güzel anlatmışsın daha da merak ettim :). Çok teşekkürler güzel yorumun için :). Sanırım bu iki kitap ilk tercihim olacak yazarı okumak istersem :). Sevgiler.
SilYaa bende merak ettim şimdi ☺ Okunacaklar listeme yazdım
YanıtlaSilSüper süper :).
SilYok artık ben nasıl görmedim bu yazıyı yahu.
YanıtlaSilİsahag Uygar Eskiciyan'ı konuk yazar almak, fiuuv harikaymış.
"Son zamanlarda seçimlerin ne denli saçma bir hal aldığı malumunuz". Günümüzde de geçerli bu durum. Yorum bu bakımdan güncelimizi çok ilgilendiriyor. Yazıyı geç gördüm ama yine ülkede değişen bir şey yok...
Körlük'ü çok çok severim, Işık Ergüden çevirilerini de öyle. Görmek'i henüz okumadım ama yine Ergüden tarafından çevrilmiş olması haberine sevindim.
Keşke Kırmızı Kedi şu sarı kapaklarından vazgeçse, rafta görünce dönüp bakasım bile gelmiyor. Kim bilir bu yazıyı okumasam yeni çeviriden haberim bile olmayacaktı. Sarı sayfalar gibi, gazeteden çıkmış kalitesiz kitaplar gibi, sevemedim bir türlü :/
konuk yazar serisi devam eder umarım, çok keyifli olmuş.
O kadar tatlı bir insan ki kırmadı beni ve böyle güzel bir yazı yazdı. Ben de o yüzden yeri ayrıdır, ayrı kalacaktır <3.
SilKonuk yazar serisini ben de devam ettirmek isterim :). Umarım yine tatlı sürprizler olur yakında :).
Ne güzel bir yorum bu ya, kendimi iki ortak zevki olan insanı tanıştırıp hoş bir sohbet etmelerine vesile olmuş gibi hissediyorum. Güzel düşüncelerine yüreğine sağlık, mutlu ettin beni yine <3.