Sen Aydınlatırsın Geceyi - Onur Ünlü (2013)
Sondan başa gidersek benim de sevdiğim ödüllü yönetmenlerden Onur Ünlü'nün bol ödüllü filmi "Sen Aydınlatırsın Geceyi" filmi adını Shakepeare'den alır. Euripides'ın "İnsan endişeden yaratılmıştır" sözüyle başlayan film sıradan insanların süper güçleri olduğu bir kasabada geçmektedir. Kara mizah ve dram türlerinde olan bu filmin başrollerinde Demet Evgar, Ali Atay, Ercan Kesal ve Serkan Keskin gibi önemli oyuncular yer alır. Süper güçlerin hayatı kolaylaştırmadığı kimseyi de kahraman yapmadığı bu siyah beyaz film sıradan insanların sıradışı güçleriyle sizi izledikten sonra da fazlasıyla düşündürecek.
İlgili şiir
" Yarayla alay eder yaralanmamış olan,
Bak nasıl da sararıp soluvermiş tanrıça kederlerden,
Sen çok daha parlaksın çünkü,
Sen tüm göklerdeki yıldızın ilki,
Sen aydınlatırsın geceyi"
Frances Ha - Noah Baumbach (2012)
Eğlenceli, komik, bir türlü büyüyememiş bir kadın Frances Ha. Yeteneği olmasa da, fiziği elvermese de dans etmeyi seven Frances'in en yakın aynı zamanda aynı evi paylaştıkları arkadaşı onu bırakıp başka bir eve taşınınca Frances'in kendine yeni bir düzen kurması gerekecektir. Siyah beyaz olup da bu kadar renkli bir film olmayı başaran az film vardır, bu hafta sonu bu filme bir şans verin :).
A Coffee in Berlin - Jan Ole Gerster (2012)
Angel A - Luc Besson (2005)
Fransa'da bir köprüden atlamayı kafasına koymuş bir adama göklerden 2 metre boyunda bir melek gelirse işler biraz karışacaktır :). Komik, eğlenceli ve fantastik ögelere sahip bu Angel-A size keyifli bir zaman geçirten güzel bir Luc Besson filmi.
Coffee and Cigarettes - Jim Jarmusch (2003)
Jim Jarmusch'un renklerle arası iyi ama siyah beyaz filmler de ondan sorulur. Bu film dışında da birçok siyah beyaz film yapan yönetmenin bu filmi, kısa hikayelerden oluşan bir kitap gibi. Birçok ünlü oyuncunun bu kahve sohbetine katıldığı film size keyifli dakikalar geçirtecek. Güzel haber Jim Jarmusch da kahve insanı :). Hepsi birbirinden eğlenceli karakterleri olan bu film hakkında daha fazla bilgi için tıktık.
The Man Who Wasn't There - Joel Coen/Ethan Coen (2001)
Coen kardeşlerin de bu güzellikten eksik kalmayıp onlar da siyah beyaza yakışan bir kara film, suç filmi çekmişlerdir. Bir berberin trajikomik hikayesi bizi geçmişe götürüp nostalji tadı verirken bir yandan da absürd olayların birbirini izlemesini seyreder, baş karakterimiz "the barber" gibi kaçınılmaz sonu bekleriz.
25 Watts - Pablo Stoll/Juan Pablo Rebella (2001)
Girl on the Bridge - Patrice Leconte (1999)
Ünlü Fransız oyuncular Vanessa Paradise ve Daniel Auteuil başrolde oynadığı bu siyah beyaz aşk hikayesinin replikleri paylaşımlarınızın altına yazacağınız cinsten :). Ayrıca filmin bize çok da uzak olmayan ezgilerle Fransa'da bir köprüde başlayıp İstanbul'da bir köprüde yine tanıdık ezgilerle bittiğini hatırlatalım :).
Kasaba - Nuri Bilge Ceylan (1997)
Nuri Bilge Ceylan'ın Cannes öncesi filmlerinden Kasaba'da akla gelebilecek her türlü çatışmayı; insanın kendisiyle, insanla ve doğayla, izleyebiliriz. Kasaba'da kendini sıkışmış hisseden, ne giden ne de kalan baş karakterimizin ormanın içinde ailesiyle olan sohbeti herhalde filmin doruk noktası. İzlediğim en kısa NBC filmi olabilir şu ana kadar. Yönetmenin filmlerini severlerdenseniz bir de siyah ve beyazla neler yaptığını görün :).
Ed Wood - Tim Burton (1994)
Tim Burton bizi 50'li yılların Hollywood'una, başarısız bir yönetmenin trajikomik hikayesini anlatmak için sanki o dönemde film izliyormuşçasına siyah beyazla o zamana götürüyor. Ed Wood, başarısız bilim kurgu ve korku filmleri çeken, zor şartlar altında filmine bütçe sağlayan ama asla vazgeçmeyen, Orson Welles hayranı yapımcı, senarist ve yönetmendir. Biyografik olan bu film başta Johnny Depp ve Martin Landau olmak üzere müthiş oyunculuklarıyla sizi gülmekten kırıp geçirecektir :). Ed Wood ile beraber film yapmak isteyecek, Bela Lugosi ile yeniden Dracula olacaksınız. Başından sonuna temposu düşmeyen en güzel Depp-Burton işbirliklerinden, Burton'ın bu başarısız yönetmenin hayatını çektiği en başarılı işlerinden biri olan bu filmi izlerken keşke yine bu tatta daha çok film yapsa diyeceksiniz.
Film özellikle şu sözüyle de Feud'u ciddi anlamda anımsattı;
"Bu meslek, bu kasaba seni çiğneyip sonra da tükürür"
Berlin Üzerindeki Gökyüzü - Wim Wenders (1987)
Wim Wenders'ın ustalığını konuşturduğu bir film. Şiirsel Gerçekçilik ve Alman Dışavurumculuk akımlarının etkilediği yarı siyah beyaz bu film ikinci yarısında renklere geçiş yaparak siyah beyazın estetik görünümün yanı sıra işlevselliğini de kullanarak bizi şaşırarak filmden alacağımız keyfi de arttırıyor. Siyah beyazın ve renklerin güzelliklerini ayrı ayrı vuguluyor. Zülfi Livaneli ve Nick Cave'i bir arada dinleyebileceğiniz enfes bir soundtracke sahip bu film özellikle sinema aşıkları için nefis bir seyirlik :).
Clerks. - Kevin Smith (1994)
Sundance'ten ödülle dönen Clerks, izin gününde çalışmak zorunda kalan markette satış sorumlusu Dante'nin ve yakın arkadaşı, kendisi film kiralamak için başka dükkana giden ama aslında Dante'nin hemen yan dükkanında müşterilerine film kiralayan Randal'ın bu tek günlük siyah beyaz maceraları; arkadaşları, müşteri tipleri ve müşteri satıcı ilişkileri ile size güzel bir seyirlik sunacak :). Bu siyah beyaz filmi renklendiren anlar ise sizi güldürürken çizimleri ile de hoşnut edecek animasyon olarak çekilen sahneler olacak :).
Psycho - Alfred Hitchcock (1960)
Renkli sinemanın çok da eski olmadığı bir dönemde, yine de bu film öncesi renkli filmler de çeken, "Psycho" ile siyah beyaz bir klasik yapan Hitchcock'un düşük bütçe gibi nedeni olmasına rağmen o ünlü banyo sahnesinin de renklerle fazla kanlı olacağını düşünmesi de filmi siyah beyaz çekmesinde etkili olduğu söyleniyor. Güzel bir film yapmak için ne renklere ne de yüksek bütçelere gerek olmadığını yine de korku/gerilim filmi çekileceğini gösteren Hitchcock; aynı zamanda bugüne kadar güncelliğini korumuş bir klasik bizlere sunmuştur. Film dezavantaj gibi görünen siyah ve beyaz çekimin işlevselliğini ve avantajlarını öyle güzel kullanmıştır ki ortaya zamansız, hala yönetmenlere esin kaynağı olan bir film çıkmıştır. Siyah beyazın kullanımına en güzel örneklerden biri olan "Psycho", siyah beyaz film yapacaklara ders niteliğinde ve bize harika bir seyirlik sunmakta :). Keyifli seyirler, bol sanatlı günler :).
Öneri Makinesi'ni Sosyal Medyada Takip Edin
Goodreads
Tumblr
Soundcloud
Öyle çok çok sevdiğim siyah beyaz film var ki. Onların renkli hallerini o kadar beğenebilir miydim, emin değilim :)
YanıtlaSilSiyah beyaz filmin tadı ayrı :).
SilÇok müthiş filmler bunlar.. Onur Ünlü'yü severim ama Sen Aydınlatırsın Geceyi izlemeye fırsat olmadı. Bir de Psycho izlemedim. Ama harika seçimler :)
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim :), ikisini de öneririm güzel filmler :).
SilTam sevdiğim türden filmler. Bağımsız sinema daha bir ayrı gözümde. Çoğunluğun beğenisini kazanamasa da izledikten sonra sarsıyor insanı. En azından beni :)
YanıtlaSilBağımsız filmlere ben de bayılıyorum :). Çok güzel işler çıkıyor.
SilCoffee & Cigarettes ve A Coffee In Berlin'i izlemedim ama çok merak ettim özellikle ikincisini
YanıtlaSilJim Jarmusch'un bu filmi efsanedir,çok eğlenceli :). Diğer film de güzel, hatta yönetmenin tez projesiymiş wikipedianın yalancısıyım :).
Silsiyah beyaz film izlemenin tadı bile başka sanki
YanıtlaSilyazın izlemek için birkaç tanesini not aldım bile,
sevgiler....
Umarım severek izlersin, sevgiler :).
SilSiyah beyaz filmlere karşı özel bir ilgim yok ama bir film de ben önermek istiyorum. 1957 tarihli 12 Kızgın Adam, birçok kişiye hitap eden harika bir film.
YanıtlaSilİzledim o filmi, güzeldir gerçekten :).
SilMerhaba. Delikiz a yazdiginiz yorum çok güldürdü. Hiç merak etmeyin bilmeyen çok kisi var çünkü o keyif blogum oldugu için pek reklamini da yapmiyorum. Bohcadan ne çikarsa bir blog iste 😄😄😄. Sevgiler.
YanıtlaSil:). Ne mutlu bana güldürdüysem :). Spor pek yapmadığım için o bohça daha çok ilgimi çekti ne yalan söyleyeyim. Sporu sevmediğimden değil, şu aralar yapamadığım için özellikle :).
SilSevgiler :).
Çok keyifli bir yazı olmuş elinize sağlık
YanıtlaSilTeşekkür ederim :).
SilSapık filmi en sevdiğim klasiklerden biri. Anthony Perkins'in oyunculuğundan büyülenmiştim. Sanki rol, onun için yazılmış gibiydi.
YanıtlaSilSiyah beyaz deyince aklıma Fil Adam geldi. O da çok etkileyici bir filmdir.
Gerçekten çok iyi oynadı, çok güzel de bir film.
SilO filmi bilmiyorum bakayım :).