12 Şubat 2018 Pazartesi

Atıştırmalık #36 (4:48 Psikoz, Shampoo, Bir Dakikalık Öyküler)



Merhabalar, ben yine atıştırmalıklarımla izninizle yayın akışınıza dahil olacağım :). Umarım keyifli günler geçiriyorsunuzdur ben ise biraz şans istiyorum kendime :). Bu aralar Richard Brautigan'ın toplama şiirlerini okuyorum, instagram hikayelerden izleyenler bilir Sub Press bugüne kadar yayınlanan Brautigan'ın tüm şiirlerini toplamış. Onun dışında drama okumayı çok özlemişim, yine bir kitap alışveriş yaptım, birkaç oyun ekledim. Onun dışında en son keşfettiğim isimler var müzik listemde genelde onları dinliyorum :). Fırsat buldukça da film izlemek en büyük zevkim zaten biliyorsunuz, bir de hoşuma giderse tadına doyum olmuyor hak verirsiniz ki :). Bir de mektup arkadaşlığı maceralarım var sosyal medyada sürekli sizlerle paylaştığım. Hem gelenleri sevmek hem sevgi dolu mektuplar göndermek de vaktimi severek verdiğim en güzel uğraşlarımdan :). Bir şeyler üretmek küçük de olsa mutluluk verici, birilerinin sizin için uğraşması da tabi :). Yeni insanlar tanımak, bir şeyler paylaşmak çoğalmamı sağlıyor, mutlu oluyorum. Üzüldüğüm zamanlar da oluyor ama bardağın dolu kısmını buraya yazmak da iyi geliyor :). Ukulelem ve küçük ailemizin yeni üyesi melodikamla çok ilgilenemedim ama ilk fırsatta yeni şarkılar öğrenmek istiyorum özellikle melodikamla :). Almanca'ya tam çalışmaya başladım derken geri dönemedim, ona da bakmalı tekrardan. Günler böyle geçip gidiyor, ben bazen yoruluyorum, umudum da çokça kırılıyor, üzülüyorum, üzüyorum ama c'est la vie! dostlar, hayat bu, yaşıyoruz, yaşayalım!

4.48 Psikoz - Sarah Kane



Yazarın intihar etmeden önce yazdığı son oyunu. Parçalı bir anlatıma sahip, belirli bir oyuncu listesi yok oyunun. Yazarın ruh halini biz de okurken hissederiz. 4:48'n de onun her gece kalktığı saat olduğunu ve adının buradan geldiği söyleniyor. Kane okuması kolay olmayan bir yazar. Çok çarpıcı ve rahatsız edici. Blasted adlı oyunu da çok başarılıdır ama bu kitap daha da ağır, çok ağır. Sarah Kane herkesin sevebileceği tarzda oyunlar yazmıyor ama biraz rahat ortamından çıkmak isteyenlere önerebileceğim kitaplar.

Shampoo - Hal Ashby (1975)




Ashby'den politik dokundurmalı bir komedi daha. Ashby'i seviyorum adam tam bir hippie :). Kendisi gelmiş geçmiş en sevdiğim filmlerden biri olan Harold and Maude'un yönetmeni. Bu film de eğlenceli, 70'lerdeyiz ve kendi salonunu açmak isteyen bir adamın trajikomik hikayesi var. Sonlara doğru bir dengesini kaybetti sanki film ama yine de ben sevdim. Güzel komediydi.

Bir Dakikalık Öyküler - İstvan Örkeny 




Kara komedi olması, öykü kitabı olması, kısa olması ve tanıtım yazısı bu kitabı almaya ben ittiyse de çeviri olmasından ya da kültürüm yetmediğinden bu kitabı pek anlamadım. Anladıklarım da güzeldi :). Macaristan'da derslerde okutulan bir yazarmış, sanırım ben mizahı anlayacak yeterli bilgiye sahip olmadığımdan pek anlamadım.

Gif Tumblr'dan alıntıdır.
Devamını Oku »

11 Şubat 2018 Pazar

Zaman Asla Ölmez, Çember Yuvarlak Değildir: Yağmurdan Önce - Milcho Manchevski



Filmde kısacık bir an görünen bu duvar yazısını felsefe edinmiş Yağmurdan Önce, hem anlatımı hem hikayesiyle herkesin izlemesi gereken zamansız bir film.

Susma yemini etmiş bir keşiş, kaçak bir kız, aşık bir adam ve kararsız bir kadının zaman sıralamasına uyulmamış "Kelimeler, Yüzler ve Resimler"'den oluşan üç parçalı hikayesi. İnsanların bize kondurduğu etiketleri değil insanlığımızı düşündüren bir film. Birbirinden bağımsız gibi görünse de bir çember gibi hepsi birbiriyle ilişkili ve belki de sebebi üç hikaye. Öyle ki işte bu yüzden çember tamamlandığında biz hikayenin tamamını gördüğümüzde ne izleyici ne de karakterler aynı kişiler olmuyor.

Savaşın etkilerinin görüldüğü Makedonya'da geçen bu hikayede bir manastırda susma yemini etmiş Kiril ile çobanı öldürmekle suçlanan Zamira'nın hikayesi ile başlar film. Kiril, Zamira için yemini bozar ve aşk kelimelere ihtiyaç duyar, suskunluğa galip gelir.

İkinci hikaye Londra'da iki savaş fotoğrafçısını anlatır. İkisi de bu savaştan sağ çıkamamıştır ve birbirlerini seviyordur ama engeller veya kısaca hayat olur.

Son hikayede 16 yıl sonra memleketine dönen ödüllü bir fotoğrafçı ve bıraktığı yerden devam etmek isteyen bir adam vardır. Lakin kendi ne kadar öyle davranmak istese de  hiçbir şey aynı değildir. Dünya daha acımasızdır ve savaş sadece şehirleri değil insanların ruhlarını da harap etmiştir.

Bize insan olmayı, sevmeyi hatırlatan nadir filmlerden biri Yağmurdan Önce, izleyin izlettirin, sevgiyle kalın.
Devamını Oku »

10 Şubat 2018 Cumartesi

Atıştırmalık #35 (Sleepless in Seattle, Diabolo Menthe, Blow-Up)

Sleepless in Seattle - Nora Ephron (1993)



Ayy uykumu getirdi, adı ile tezat olarak. Çok sıkıcıydı ve spoylır veriyorum baş roldeki iki aşık filmin sonunda sadece bir araya geliyorlar. Hiç sevmedim. Meg Ryan filmlerini sevmeme rağmen :/. Cık, sıradaki.

Diabolo Menthe - Diane Kurys (1977)



70'lerde Fransa ve ben bu ikilinin uyumunu çok seviyorum hele bir de işin içine güzel bir mizah girerse. Bu filmde de iki kız kardeşin bir yaz tatilinden diğerine geçen zamanda yaşadıkları var ama mekan, dekor, müzikler falan harika. Çok tatlı film. Lütfen bu tarz filmler biliyorsanız bana önerin. 70'lerde çekilen her komedi içerikli filmi önerebilirsiniz, bayılıyorum :).

Blow Up - Michelangelo Antonioni (1966)



Deeptone'un profil resmi ile özdeşleşmiş film. Orada sürekli görünce izleyeyim izleyeyim diyordum geçen izledim sonunda ve sevdim. Yönetmenin filmlerini izlemişliğim var, zaten tanıyordum. Bu film de güzeldi, önerilir :).

Bir atıştırmalığın daha sonuna geldik, diğeri yolda hem de kitap önerim de olacak onun içinde :). Siz neler atıştırıyorsunuz en çok; kitap, film veya dizi? Benimle paylaşın, sanatla kalın :).
Devamını Oku »

8 Şubat 2018 Perşembe

Atıştırmalık #34 (I, Origins, Minority Report, Gravity)

Bilim kurgu ağırlıklı üç film atıştırmalığımla buradayım :). Eminim birçoğunuz bu filmleri izlemişsinizdir, ben baya geç kaldım :). Siz bu aralar neler atıştırıyorsunuz? Benimle paylaşmayı unutmayın :).

I, Origins - Mike Cahill (2014)



Güzel başlayan ama sonunu getiremeyen bir film. Yine de bilim kurgu severler bir baksın. Sıkılmadan merakla izledim ama sonu hiç tatmin etmedi :/.

Minority Report - Steven Spielberg (2002)



Filmin sonunda yönetmeninin şipilbörg olduğunu fark ettiğim film :). Ben sevdim valla, güzel bir aksiyondu. İrlanda'nın bıçkın delikanlısı Colin Farrell gençliğiyle tomkruza eşlik ediyordu. Yalnız tomkruz da boşuna can yakmamış, bu filmde onu hissettim :). Filmde baş karakter fellik fellik her yerde aranır kaçarken en müdavimi olduğu yerden yetkilerinin alınmayıp hala elini kolunu sallaya sallaya bir değil iki değil girip çıkmasıyla ya biri de kapatmaz mı arandığı an dedirtse de görmezden gelip aksiyona kaptırdım kendimi. Güzeldi :).

Gravity - Alfonso Cuaron (2013)



Bu filmin çok sevildiğini hatırlıyorum çıktığı yıl ama beni maalesef etkilemedi. Hatta yanlış hatırlamıyorsam Sandra Bullock ödül falan aldı da ben beğenemedim, Cuaron'u çok çok başarılı bulsam da Children of Men ve Azkaban Tutsağı'nda, üzgünüm, tek hayırla yolladım :/.
Devamını Oku »

6 Şubat 2018 Salı

Rebel in the Rye/Çavdar Tarlasındaki Asi - Danny Strong (2017)


Bir Çavdar Tarlasında Çocuklar sever olarak söylemeliyim ki, J.D Salinger'ın bu biyografisini merak ediyordum. Filmi sevdim, bence sanatçının bir genç veya asi veya yazar olarak portresini, çelişkilerini, dramını güzel yansıtmış, eksikleri olsa da. Salinger'ın yazar olmak istemesine karar vermesinden başlayarak aşık olduğu Nobel ödüllü Eugene O'neill'in kızı Oona ve onun Salinger savaştayken Charlie Chaplin ile evlenmesi dahil ilişkileri, inancı, dünya çapında üne kavuşan Holden Caulfield karakterini yaratma süreci,  kitabın en sonunda yayımlandıktan sonrasını ve yazmaktan değil ama yayınlamaktan vazgeçişini anlatan ve özellikle Holden üzerinde durulan bir Salinger biyografisi olmuş.

Salinger, Holden karakteri gibi birçok okuldan atılmış lakin en son yazar olmaya karar verip hocası ve arkadaşı Whit Burnett ile dersler vasıtasıyla tanışmasıyla kendini yazar olarak keşfetmeye başlar. Bu dersler sırasında başlayan yazım süreci savaş yıllarında biraz sekteye uğrasa da yazmak onun hem ilacı hem yarası olmaya devam edecek ancak kesin bir şey var ki savaş onu tamamen değiştirecektir. Kitabı yayımladıktan sonraki aşırı ilgi ve şöhret de onun bu psikolojisine iyi gelmeyip kendisini başkaları hakkında daha takıntılı bir insan yapacak ve insanların oluşturduğu bu güven sorunu belki de onun yayımlamayı bırakıp inzivaya çekilmesinin başlıca nedeni de olacaktır. Kitaplarında çoğunlukla gençleri seçmesinin bir nedeni olarak da masumiyeti göstermesi de bundandır. Daha dünya tarafından mahvedilmemesi onu çeken yanıdır çünkü kendisinin de bir yanı masum kalmak isterken bir diğer yanı artık asla masum olamayacağını bilir çünkü masum olamayacak kadar çok şey görmüştür.

Çok da tartışmalı bir kitap olmasının sebebi birçok insanın kendini Holden sanması dışında John Lennon'ın katilinde ve Ronald Reagan'ı öldürmeye çalışan saldırganda da kitabın bulunması ve kitap hakkında acaba suikasta mı teşvik ediyor diye araştırılmasıdır. Bu suikast düzenleyen saldırganların J.D Salinger gibi üç isme sahip olması da başka bir ayrıntı.

Hayatımın kalanını yazarak geçireceğim ve karşılığında hiçbir şey almayacağım diyen Salinger sözüne sadık kalmış ve bu karardan sonra herhangi bir şey yayımlamamıştır.

Çavdar Tarlasında Çocuklar, hiç şüphesiz çok sevilen ve okunan kitaplardan biri. Eğer hala okumadıysanız bir şans verin derim. Üzerine de çerez niyetine bu filmi izleyebilirsiniz. Sayfalarda okuduğunuz karakterin yaratım sürecini kitaptan alıntılarla izlemek keyif verecektir, her ne kadar yazar için zorlu bir süreç olsa da. Sevgiyle kalın :)
Devamını Oku »

3 Şubat 2018 Cumartesi

Abur Cubur #42 (Yeni Çıkanlar)

Çok sevdiğimiz isimler bu aralar single, ep ya da albüm çıkarmış ama nedense en çok single :). Ben de beğendiklerimden bir derleme yaptım, bakalım hangileri sizin favoriniz olacak, yorumlarınızı merakla bekliyorum :).

Justin Timberlake de albüm çıkarmış, şöyle bir göz attım sadece, tam dinleyemedim.  Lykke Li'nin yeni teklisinde nakarattaki hamle pek hoşuma gitmedi, başlangıç hoşuma gitse de. Müzikle kalın :).

1. Mabel Matiz - Öyle Kolaysa


2. Rhye - Song For You


3. James Blake - If The Car Beside You Moves Ahead


4. Sevdaliza - Soul Syncable


5. Belle and Sebastian - Cornflakes (son epde favorim bu  ama videosu yok The Same Star da iyi.)



6. MGMT - Hand It Over


7. Soko - Diabolo Menthe


8. Hibou - Fall Into


9. Rosemary and Garlic - The Kingfisher


10. Burcu Tatlıses - Geyikli Masallar

Devamını Oku »

1 Şubat 2018 Perşembe

Atıştırmalık #33 (Lady Bird, Call Me By Your Name, The Shape of Water)

Lady Bird - Greta Gerwig (2017)




Greta Gerwig severim, kalemini de severim. Güzel bir film yazıp yönetmiş ama çok çok beğenip açıp açıp izleyeceğim bir film değil açıkcası. Yine de izlemesi keyifli, sıkılmadan izleniyor lakin sanki biraz abartılmış :/. Yine de Gerwig bence güzel bir film yapmış, severek izledim :). Kendisini zaten çok sevdiğimden kredisi çoktur ben de :).

Call Me By Your Name - Luca Guadagnino (2017)




Nasıl güzel bir filmdi, abartıldığı kadar varmış. En merak ettiğim filmlerden biriydi yorumlarından ve her yerde görmemden kaynaklı. Çok sevdim, bayıldım. Hele o Timothée yok mu o Timothée nasıl bir rol kesmektir öyle, aşık oldum. Harikaydı. Kendisinin "Lady Bird"'de de küçük bir rolü olduğunu hatırlatayım ama bu filmde ışıldayan bir karaktere bürünmüş. Filmde Sufjan Stevens ve "Love My Way" detayları çok hoşuma gitse de müziğin kullanımında bana göre yönetmenin yanlış tercihleri mevcuttu. Onu da görmezden geldim çünkü harika bir film olmuş. Bana "Carol" ve "Weekend"'i hatırlattı bazı sahnelerde. Sonuç olarak bildiğimiz bir hikayenin güzel bir yorumu. Bir şans verin :).

Bu filmi izlerken film boyunca sizin de aklınızdan sürekli Ege'den Yaz Aşkım çalmadı mı? Şahsen ben filmi o şarkıyla resmen özdeşleştirdim :).

The Shape of Water - Guillermo del Toro (2017)




Sıkılmadan izledim mi? İzledim. Beğendim mi? İşte ona karar veremiyorum. Bana konu ya da işleyiş bakımından ya da herhangi bir bakımdan daha ilgi çekici ya da orijinal gelmedi. Büyülenmedim de. Sadece sıkılmadan iyi bir film izledim. Nedense adından kaynaklı daha farklı bir şey bekliyordum çünkü bence adı çok güzel :).

Şimdi şu üç film arasında şöyle bir ilişki kuracağım ve beni sadece bu üç filmi izleyen ya da araştıran anlayacak. Sırasıyla;

Timothee Chalamet ve Michael Stuhlbarg

Ne gereği vardı, yoktu ama okudunuz artık yapacak bir şey yok :).

Filmler her yerde karşıma çıkınca yorumlardan geri kalmamak amaçlı öncelik verdim :). Sonuçta kambersiz düğün olmaz :). Çoğunu da sıkılmadan izledim açıkçası. Ben bu atıştırmalığın üstüne iki atıştırmalık daha izledim onlar da gelir yakında. Sinemayla kalın :).
Devamını Oku »

Çağlar Boyunca Etkisini Kaybetmeyen Bir Tragedya: Antigone - Sophokles

Öneri Makinesi


Yıllar boyunca birçok kitaba filme konu olan hatta bir komplekse adı verilen Oidipus'un tragedyasının devamı niteliğinde kızlarından Antigone'un tragedyası Theban oyunlarından biri Antigone. Oidipus'un babasını Laios'u öldürüp kral olarak onun yerine ülkenin başına geçip annesi ile evlenmesi ile iki kızı iki oğlu olur. Bu gerçeğin açığa çıkmasıyla annesi ve karısı olan Jokaste intihar eder ve Oidipus iki gözünü oyarak kör olur.

Eğer Kral Oidipus'u okuduysanız bunları zaten biliyorsunuzdur, okumadıysanız şiddetle tavsiyemdir. Antigone'da, Oidipus'un kızlarından Antigone'nun iki erkek kardeşinin ölümü sonrası tahta geçen dayıları Kreon'un kibri ile ailesinin sınanmasını okuyoruz. 

Oidipus'un yerine tahta geçen kardeşlerden Eteokles kardeşiyle yaptığı anlaşmayı bozar ve tahtı bırakmak istemez. Bunun üzerine kızgın kardeş Polyneikes, kardeşi Eteokles'e savaş açar ve ikisi de bu savaştan birbirinin katili olarak çıkarlar. Boşalan tahta dayıları Kreon geçer ve kardeşlerden Eteokles'ın krallara layık bir şekilde gömülmesini sağlarken diğer kardeş Polyneikes'in gömülmesine bile izin vermez, vahşi hayvanlara yem olması için kırlara atılmasını emreder. Antigone kardeşinin ölüsüne ve Tanrılara olan saygısından kralın emrine itaat etmez ve Kreon ile Antigone'nun çatışması daha büyük çatışmalara ve adının hakkını veren bir tragedyaya dönüşür. Bu tragedyada kaçınılmaz sona yaklaşılırken bize birçok mesaj vermekten de geri durmaz. Oidipus'un işlediği günah ve lanetinden çocukları da nasibini alır. 

İzlediğim birçok filmde ve kitapta referans olarak verilen bu çağlar boyunca etkisini kaybetmeyen oyunu mutlaka okumanızı öneririm. Şimdi değerli gördüğüm birkaç alıntıyı paylaşmak isterim. Edebiyatla kalın :). 


Alıntılar;

"Nefret etmek için değil, sevmek için yaratıldım."

"Kötü iyi görünür, tanrının felakete sürüklemek istediklerinin gözünde"

"Yanlış konuşuyorsun demeyeceğim, ama bazen başkaları da doğruyu bilebilir."

"Utanmıyor musun çoğunluktan farklı olmaya?"

"Nasıl emirler vereceğimi halk mı öğretecek bana?"

"Yaşlarına değil yaptıklarına bakılmalı insanların."

"Öbür dünyada kim bilir nasıldır 'iyi'nin tanımı!"



Dipnot: Fotoğraf bana aittir.
Devamını Oku »

29 Ocak 2018 Pazartesi

Kedi - Ceyda Torun (2016)


Bir köpek insanı olarak söylemeliyim ki kedilerin baş rolde olduğu bu belgesel filmi mutlaka izleyin!

Kediler ilginç hayvanlar, anlaması zor ve karmaşık. Ceyda Torun da bu kedileri daha dar bir alanda İstanbul'un sokak kedilerini incelemeye almış ve ortaya İstanbul gezisi eşlinde harika bir playlistten oluşan sürekli yüzünüzde tebessümle izleyeceğiniz çok tatlı bir film çıkmış ortaya.



Filmde birçok kedinin hikayesini onların peşinde bir öğleden sonra geçirerek takip ederek öğreniyoruz ve onların doğasını biraz da olsa anlamaya çalışarak. Hepsi ayrı bir karakter ve hepsinin hikayesi farklı. Kedi deyip geçmeyin hepsinin huyu da farklı :). Kediler üzerinden konuşulan konular yapılan sohbetler bu kedilere yaptığımız eşlikte bizi çokça düşündürecek; sadece kedi olmak hakkında değil insan olmak hakkında da.


Kediler ilginç yaratıklar ve bize çok şey öğretiyorlar. Kendimiz hakkında, sevmek hakkında. Bu filmi izledikten sonra her sokak kedisini gördüğünüzde aklınıza filmdeki Bengü, psikopat veya gamsız gelecek. Belki bir yerlerde yavruları vardır diye düşünecek bu yaşına gelene kadar neler yaşadığını düşünerek üzüleceksiniz. Belki bir yere yerleşmiştir deyip umutlanacaksınızdır. Kesin bir şey var ki asla eskisi gibi sokak kedilerine aynı gözle bakmayacağınız ve empati gücünüzün biraz daha artıp kedilere saygı duyacağınız :). Kedi filmini izleyin, izlettirin <3.

Devamını Oku »

28 Ocak 2018 Pazar

Sevgili Güllük #2 (Kelebekler - Tolga Karaçelik)



Bağımsız yapımların gösterildiği Sundance Film Festivali'nde "Kelebekler" filmiyle Dünya Sineması büyük jüri ödülünü (drama) alan Tolga Karaçelik'i tebrik ediyor ve filmi merakla bekliyorum.

Bundan önceki Sarmaşık filmiyle de birçok ödülü kucaklayan Karaçelik, yine bu filmle festivalde yerine almıştı. Bu sefer ödülle dönen Karaçelik'in Ethan Hawke ile olan kutlama hikayesini görmek isterseniz aşağıda instagram hesabını bırakıyorum zira görülmeye değer bir fotoğraf olduğu kanaatindeyim.

Sanatla kalın :).

https://www.instagram.com/tolgakaracelik/
https://www.instagram.com/kelebeklerfilmi/ 




Devamını Oku »

27 Ocak 2018 Cumartesi

Bu Soğuk Kış Günlerinde İçinizi Daha Da Üşütecek Film Listesi

Malum havalar soğudu. Battaniye, terlik ve pijama üçlüsüne ek çeşit çeşit kahve ve çaylarımız eşlik ederken sizin içinizi ısıtacak filmler tabi ki önermeyeceğim. Ben sizi ruh emiciler çarpmış gibi içinizin soğumasını ve sonunda sizden kutuda bile son kalan umudunuzu sizden esirgeyecek filmlerle buradayım. Keyifli pardon huzursuz seyirler dilerim :).

1. 1984 - Michael Radford (1984)




Gelecekte geçen bir distopya. Artık ne kadarı distopik ne kadarı gerçek tartışılır. Kurulmuş robot gibi sorgulamadan her şeyi uygulayan ve ne denirse itiraz etmeden gerçekleştiren bir toplum ve bu dünyada yalnız olduğunu düşünme lüksüne sahip bir adam. Herkes okumalı izlemeli, yalnız unutmayın big brother is watching you (Büyük birader sizi izliyor).

2. Tarafsız Bölge - Danis Tanovic (2001)




Konusuyla ve konuyu işleyişiyle harika bir savaş karşıtı film. O kadar etkileyici bir film ki tek söyleyebileceğim izleyin. Sonunda ise içinize bir şeyler oturacak ve etkisinden kolayca çıkamayacaksınız.

3. Beni Asla Bırakma -  Mark Romanek (2010)




Yine bir distopya ve yine bir bilim kurgu. Ya bencil amaçlarla ürettiğin insanların duyguları olursa? Canı acır, aşık olursa? Kazuo Ishiguro'nun harika kitabından uyarlama güzel bir distopya. Kaçınılmaz son değişmese de o zamana kadar sahip olduğumuz zamanı en iyi şekilde değerlendirmek elimizde. Biraz umut verir gibi oldum o yüzden diğer filme geçiyorum :).

4. Çoğunluk - Seren Yüce (2010)




Bireyin değil çoğunluğun düşünüp uyguladığı hayatlar ve bu düzene karşı koyamayan bir genç. Babasının gölgesinde yaşayamayan ama o gölgeden de çıkamayan Mertkan sonunda kendi kararlarını alıp birey olmayı mı seçecek yoksa çoğunluğun yanında güvenli bölgesinde mi kalacak?

5. Nightcrawler - Dan Gilroy (2014)




Jake Gyllenhaal sizi oldukça rahatsız eden bir rol ile arzı endam ederken bir adamın hırsını ve bu hırs için neler yapabileceğini ağzımız açık izleyeceğiz.

6. Aç Gözünü - Alejandro Amenabar (1997)




Rüyalarda buluşuruz diyen film. Orijinali ve tomcruzlu versiyonu olmak üzere iki versiyonu olan bu filmde tam hayatının aşkını bulmuşken kötü bir kaza sonucu yakışıklılığını eski sevgilisi yüzünden kaybeden bir adamın dramı ama nasıl dram. Penolope Cruz iki versiyonunda aynı rolü oynarken sıkılmadı mı acaba diye düşünürken iki filmi de sıkılmadan izleyebilirsiniz :).

7. Sarı Sıcak - Fikret Reyhan (2017)


Sarı Sıcak, o yazın sıcağına rağmen size mesafeli duruşuyla içinizi üşütmeye yetecek bir atmosfere sahip. İbrahim'in değişen düzen karşısındaki duruşu ve hayalleri için verdiği uğraşı en minimalist haliyle bu filmde görmek mümkün.


Bunu seven bunlara da baktı;

Rahat Battı Biraz Diken Üstünde Oturayım Diyenler İçin Film Listesi
Bu Sonbahar da Kasımda Aşk Başkadır İzlemeyin Diye Hazırlanmış Liste
Renklerin Beyaz Perdeden Silemediği Bir Klasik: Siyah Beyaz Filmler
En Çatlağından 10 Tatlı/Komik Film
Başka Aşk
İlk Aşk/Ergen Aşkları
Queer Sinema
Devamını Oku »

25 Ocak 2018 Perşembe

#Mim Sinema ve Ben

Merhabalar :). Nasılsınız? Bakıyorum uzun zamandır bloglarda mim yazısı yok ve hemen bir tane yapayım dedim :):). Daha önce müzikli bir mim yapmıştım (bknz.) bu sefer sinema ile alakalı hiç ya da seyrek film izleyenlerin bile cevaplamaktan hoşlanacağı sinema ile ilgili anılarımızdan konuşurken biraz nostalji yaşayacağımız, film izleme alışkanlıklarımızdan bahsedeceğimiz bir mim hazırladım :). Sorular altında sinema hakkında sohbet edeceğiz anlayacağınız. Eğleneceğiz biraz :). Cevaplarınızı merak ettiğim sorular var, bakalım beğenecek misiniz? <3

Sorular iki bölümden oluşuyor. Üç ana soru ve 5 tane çıtır çerezlik sorular :).



1. Sinemada izlediğin ilk film :)?


Ben vcd çocuğuyum, o jenerasyondan gelmeyim. O yüzden evde çokça film izledim. Hani şu haftalık cd kiraladığımız dönemler :). Evde çokca film izlemişimdir bu sayede ama sinemada ilk izlediğim film hala defalarca severek izlediğim Harry Potter ve Felsefe Taşı filmidir. Hiç unutmam cuma okuldan eve geldiğimde apar topar annem beni hazırlayıp amcamla sinemaya göndermişti. O zaman Antakya'da tek sinema var o da Konak. Hani şurada yazdığım :). Orada mavi salonda (o zaman ki en büyük salondu sonra genişlettiler :)) ilk sinema deneyimimi Harry Potter ile yaşadım ve harika bir deneyimdi :). (Zaten ondan sonra serideki tüm filmleri de sinemada izledim, gelmesini sabırsızlıkla bekledim :)). Film izlemeyi zaten severim de sinemada ayrı sevmeye başladım. O gün bugündür sinemaya giderim anlayacağınız :).

2. Film en güzel ..............'de/a izlenir.


Valla bana göre film güzelse her yerde izlenir :). Ev, sinema, sınıf, açık hava, bilgisayar ekranı, televizyon ya da projeksiyon aletiyle gösterilmiş olması fark etmez. Ortamın sessiz olması ve herkesin filme odaklanmış olması yeterli :). Benim film zevkim zaman mekan tanımaz yani :).

3. Film izlerken olmazsa olmazın var mı? Varsa neler?


Film izlerken istediğim şey sessizlik aslında. Dikkatimin dağılmasını istemem. Bir de filmi en başından izlemeyi severim, ortasından başlamayı pek sevmem. Onun dışında olmazsa olmazım dediğim bir şey yok herhalde :).

Gelelim çerezlik anket sorularına :).

a. Tek başına mı kalabalık mı?


İkisi de, zaman mekan fark etmez dedik ya :):):). (kendim soruları hazırlamamış gibi cevaplıyorum, kişilik bölünmesini göze alarak :)).

b. Mısır mı cips mi?


Yani şimdi ben de Isabelle Huppert gibi cool olup sadece film demek isterdim ama bazı filmler tam atıştırmalık o yüzden ikisi de :).

c. İki boyutlu mu üç boyutlu mu?


Şimdiye kadar iki, sonrasına bakarız.

d. Avm sineması mı sokak sineması mı?


Tercihim her zaman sokak sineması olur ama yeri geldi mi diğerine de gidiyorum.

e.  Filmden önce filmin fragmanını izlemek mi, yorumlarını okumak mı?


Yani yerine filmine göre değişir ama  filmden önce konusu dışında fazla bir şey öğrenmek istemem o yüzden fragmanını bile bazen izlemem fazla ipucu olmasın diye ki yorumlarını da çok okumam kafama koymuşsam izleyeceğim diye :). Filmden sonra film hakkında çok okurum ama :).

Sorularımız bunlar umarım mimden ve cevaplardan keyif almışsınızdır. Bir sinema sever olarak ben cevaplarken (kendi mimim diye söylemiyorum:')) zevk aldım :). Bakalım sizler ne cevaplar vereceksiniz :).

Blogunda film yorumu yayınlayan arkadaşlarımı öncelikli olarak mimledim ama herkes bu mime davetlidir :). Siz de en az üç arkadaşınızı mimlemeyi unutmayın, sinemayla kalın :).

Yorum Atölyesi 
Entel Karınca
Okuyan Muggle
Sinemarquez
Mariposa
Umut Durakları
Blue Things/Aysel
Mavera
Dr. Coffee
Leylak Dalı
Arif Öztürk
Berke Kocademir
Maydanoz


Dipnot: Mimi yapan arkadaşların linklerine adlarına tıklayarak ulaşabilirsiniz. Aşırı eğlenceli ve okumasına doyulmayan yazılar hepsi benden söylemesi :).
Devamını Oku »

23 Ocak 2018 Salı

Loving Vincent - Dorota Kobiela, Hugh Welchman (2017)


100 ressam tarafından çizilen gözlere şenlik müzikleri kulaklarınızın pasını silecek Van Gogh'u sevmeseniz ilginiz olmasa bile filmine hayran kalıp resimlerinize başka bir gözle bakmanızı sağlayacak harika bir film, Loving Vincent.

İçe kapanık ve psikolojik sorunları olan henüz tanınmamış bir ressam, Von Gogh olmadan önceki Vincent bu filmde izlediğimiz. Ölümünün ardından ellerine geçen mektubu sahibine ulaştırmak isteyen bir postacının oğluna verdiği görev ile Vincent'ın intiharına kadar olan zamanı ve onu intihara sürükleyen sebepleri açıklamaya çalışan Armand, Vincent'ı başkalarının gözünden yeniden yazıp çizecektir.


Film boyunca Van Gogh'un eserlerine bir saygı duruşu var ve ana renk tabi ki sarı ve mavi. Gogh'un resimleri film ile yaşıyor ve siz buna karşı koyamıyorsunuz. Bir yandan hikayenin akışını merakla takip ederken bir yandan da çizimlerin güzelliğini hayranlıkla izliyorsunuz. Bir de buna harika müzikler eklenince gözlere kulaklara şenlik bir film çıkmış ortaya. Hala izlemediyseniz veya izlemeye karar veremediyseniz zaman kaybetmeden hemen izleyin Loving Vincent'ı :).
Devamını Oku »

Seri Okuyoruz Kitap Listem


Tatlı blog arkadaşımız Şule'nin hazırladığı bir okuma etkinliği ve seçtiğim kitaplarla bu etkinlikte ben de varım :). Bu etkinliklerde pek başarılı olduğu söylenmez ama okuduğum kadarını okurum bu etkinlik de sebebi olsun :). Zaten yarım bıraktığım seriler de var bir türlü başlamaya cesaret edemediklerim, okumak istediklerim de :). Hepsini birleştirirsek karşımıza seri okumak isteyen bir Öneri Makinesi çıkıyor :).

Ben sanırım eskiden daha çok seri okuyordum şöyle bir düşününce. Bir de seri kitapları tamamlamadan çok zor başlıyorum seriye, eğer tamamı elimde yoksa daha çok erteliyorum okumayı. Tabi tamamını almak da sıkıntı beğenmeme ihtimalin de var çünkü. Tamamını almazsan da alana kadar kitabın o büyüsü  de kaçıyor gibi ya da az da olsa unutuyorsun biraz. Serisi tamamlanmamış serileri okumayı da sevmiyorum mesela. Eğer seversem art arda okuyayım istiyorum. Seri okumak emek istiyor anlayacağınız :).

Bu etkinlikle bakalım eski formuma kavuşabilecek miyim :). Ne kadarını okurum bilinmez ama seçmesi liste hazırlaması bedava :). O yüzden ben de varım :). Hadi başlayalım.

Otostopçunun Galaksi Rehberi - Dougles Adams


Yarıyıl Reading Challenge için de seçtim okuyamadım bu etkinlik için de seçiyorum ama kesin bitireceğim bu sene çünkü yarım kitap bırakmayı sevmiyorum ve kitap fena da gitmiyordu. Bu seriyi bitirmeliyim :). 

Ripley Serisi - Patricia Highsmith 


Bu seriyi bayadır ama bayadır okumak istiyorum ve ilk iki kitap ve beşincisi elimde. Bir başlar ve seversem seriyi hemen tamamlayıp bitiririm diye umuyorum. Bu sene de ummakla kalmam umarım çünkü üşengeçlik zor zanaat :).

Üçleme - Samuel Beckett


Canım Beckett, güzel Beckett'in bu üçlemesi de en merak ettiklerimden. Geçenlerde almayı bile düşünüyordum da sonraya kaldı.

Ölüm Kapısı Serisi -


Daha önce bahsetmişimdir, senelerdir elimde ve her seneidevriyesinde okuyamadım adı altında kutlama yapıyoruz. İlk iki kitap elimde, okumaya başlasam artık diye düşünüyorum da belki o sene bu senedir :).

Yeni Yalan Zamanlar - İnci Aral


Fuar zamanı alıp bir kere okumaya çalışıp okuyamayınca bir daha geri dönmedim. Bu sefer olur umarım :).

Karanlık Zihinler Serisi


Fuardan aldığımız kitaplardan biri. İlki şu an elimde, çok da iyi yorumlar okudum hakkında. Bakalım, akıcı ve güzel mi öyleyse devam ederim :).

Harry Hole Serisi


Esma'nın çok severek okuduğu bir seri ve sayesinde benim de çok merak ettiğim bir seri oldu. Seri tamamlandı mı bilmiyorum çünkü karışık basmışlar ama bir ara okumalıyım.

Şimdilik aklımda olan seriler burada bakalım zaman neler gösterecek ve hangilerini okuyabileceğim. Sizin aralarında okuduklarınız ve önerdiğiniz bir seri var mı? Yorumlarınızı merakla bekliyorum.

Devamını Oku »

22 Ocak 2018 Pazartesi

The City of Lost Children - Marc Caro - Jean Pierre Jeunet (1995)


Şarküteri filminin yönetmenlerinden, o filmdeki şehrin diğer tarafından başka bir hikaye hissi veren bir bilim kurgu filmi. Distopik atmosferine rağmen umudu cebinize koymayı ihmal etmeyen ve en umutsuz zamanlarda bile sevgi vardır diyen umut tazeleyen filmlerden Kayıp Çocuklar Şehri. Canım Dumby ne demiş, mutluluk en karanlık zamanlarda bile bulunabilir sadece ışıkları açmayı unutma. İşte o durumlarda bile sevgiyle açılan bu ışıkla bir kimsesiz çocuk aile bulabilir ve küçük kardeşini arayan bir dev başka bir kardeş bulabilir.

Çılgın bir canavarın rüya görmek için küçük çocukları kaçırdığı, cüce bir kraliçenin ona birbirinin kopyası 6 oğluyla yardım ettiği ve filmin önemli karakterlerinden her şeyi bilen beynin önderliğinde bu canavar çocukların rüyalarını çalmaya çalışır. Yalnız ne kadar uğraşırsa uğraşsın elde ettiği tek şey kabuslar olur.



Bu çocukların çalındığı şehirde kelimelerle arası pek iyi olmayan ama çok güçlü One'ın çocuk hırsızlarından sakladığı boğazına oldukça düşkün kardeşi çalındığında kardeşini almak için girdiği mücadeleyi ve ona hırsızlık yaparak hayatta kalmaya çalışan bir çocuğun yardımıyla kardeşini bulmaya çalışmalarını izleriz. O obur küçük kardeş filmdeki her sahnesinde gülümsemeye sebep olacak, öyle sevimli. Ara ara devreye giren kara mizah da sizi yine gülümsetecek unsurlardan.

One ile Miette'nin ilişkisinin Leon'u (1994) anımsatan bir yanı var lakin yine de en karanlık ve distopik mekanlarda bile sevgiyi gösterdiği için bu filme göz atmalı. Ve unutmayın ki en pahalı mücevherler bile sevginin yerini alamaz ve sevginin olmadığı yerde ne yaparsan yap elde edeceğin tek şey sadece kabustur. O yüzden çok sevin ve sevilin :). Mutlu günler, sevgiyle kalın  <3.

Devamını Oku »

21 Ocak 2018 Pazar

Pazar 6'lısı (O Mu Bu Mu?)

Merhabalar :). Pazar altılısının bu haftaki konusu gerçekten çok ilgi çekici ve yazması da okuması da zevkli :). O zaman hemen başlayalım :).



1) Kaldığınız yeri belirlerken sayfanın kenarını kıvırmak mı yoksa ayraç kullanmak mı?

Tabi ki ayraç. Kitaplara verilecek en ufak zarar bile beni üzer. O yüzden ayraç kullanırım ama o kadar çok ayracım olmasına rağmen yine kitap arasına ya kalem ya da elime ne geçerse onu koyuyorum :). Arada ayraçları da kullanıyorum tabi :).

2) Kitap okurken yemek yemek mi yoksa içecek içmek mi?

Kitap okurken başka bir şey yapmakta pek becerikli değilim ama çay ya da kahve içmeyi severim :). 

3) Bir seferde sadece tek bir kitap okumak mi yoksa birden fazla kitap okumak mı?

Tek kitap okumak bana daha iyi geliyor çünkü o kitabı daha çabuk bitirebiliyorum :). 

4) Uzanarak okumak mı yoksa oturarak okumak mı?

Uzanarak yayıla yayıla okumak :). Oturunca belim ve boynum çok ağrıyor :). 

5) Beğendiğiniz alıntının altını çizmek mi yoksa başka bir yere yazmak mı?

Başka bir yere yazmak konusunda da iyi değilim ve son senelere kadar altını da çizmezdim kitapların. Temiz kullanırım kitapları ama artık altını kurşun kalemle çiziyorum.

6) Kitapları internetten almak mı yoksa kitapçıdan almak mı?

İkisi de. Amaç kitap almaksa zaman mekan fark etmez <3. Daha yeni iki sipariş verdim, gelince güzel hikayeler çekmeyi planlıyorum instagramda sürprizlerle, takipte kalın :).

Bonus sorular

1) Yerli edebiyat mı yoksa yabancı edebiyat mı?

Edebiyat.

2) Basılı kitaplar mı yoksa e-kitaplar mı?

Basılı kitaplar her zaman tercihim ama e kitapları da okumuyorum diyemem. Telefondan bazen okuyorum ya da okunan hikayeleri dinliyorum.

Beni cevaplarım bunlar :). Sizler ne düşünüyorsunuz :)? Yorumlarınızı merakla bekliyorum.
Devamını Oku »

15 Ocak 2018 Pazartesi

Çekiliş Sonucu (Yeni Kazanan)

Merhabalar :). Çekilişimizin kazananı bana iletişim adresini göndermediği için yeni bir çekiliş yaptım ve yeni kazananımız 19 numarayla sevgili Elif Çevik. Kendisini tebrik ediyor ve yarın bu saatlere kadar iletişim bilgilerini sağ alt taraftaki iletişim kutusundan bana yollarsa en yakın zamanda yollayacağım. Yine bir ulaşmama durumunda da yeni talihlimiz 2 numara ile sevgili Ezgi :).


Yeni önerilerle ve çekilişlerde görüşmek üzere, sevgiyle kalın :).
Devamını Oku »

12 Ocak 2018 Cuma

Sevgili Güllük #1 (Yeniyıl, Blog Halleri,Çekiliş)

Yeni yılın ilk sevgili güllükkünden herkese merhaba :). Nasılsınız görüşmeyeli? Ben çok yoğun ve yorgunum. O yüzden 2018'de bloga yazı ekleyemedim. Bu yoğunluk bir süre daha devam edecek ama bittiği an bloga hızlı bir giriş yapmayı planlıyorum :). Buralara yazmamam okumadığım izlemediğim anlamına gelmez, aksine yeni filmleri izliyor, kitap okumalarım yavaş olsa da ilerliyor. Bir de bir yeni isimler keşfetmişim ki öff yani :). Müzik yayınları, abur cuburlar geliyor :). Şu an en büyük dileğim çizimli Harry Potter kitaplarını alıp güzel bir keyif yapmak :). Ki o günlere az kaldığını umuyorum :). O çizimlere baka baka dinlenmek ve düşünmemek istiyorum. Instagram hikayelerde de aldığım zaman mutlaka paylaşırım zaten, şuradan takipte kalabilirsiniz :).



Gelelim çekiliş sonucuna. Katılan herkese çok teşekkür ediyorum. Geçen sefere göre katılım yarı yarıya daha azdı, birkaç kişi de katılamadı maalesef takip etmediği ya da takip ettiği adı yazmadığı benim de bulamadığım için. Yukarıdaki sebeplerden dolayı geç açıklayabiliyorum. Kusura bakmadığınızı umuyorum :).

Instagram'dan çekiliş yaptım ve kazanan sevgili canım tatlım Ezgi'm oldu. Onun mektubunu da daha gönderemedim maalesef yoğunluktan ötürü. Bu çekilişle beraber göndereceğim. Instagramda da çekiliş yapmaya devam etmeyi düşünüyorum, takip edebilirsiniz :).

Şimdi gelelim sonuçlara :). Heyecan dorukta :).



Kazanan 21 numarayla Merve Çoğaltay arkadaşımız :) Kendisini tebrik ediyor iki gün içinde sağ alt taraftaki iletişim kutusuna iletişim bilgilerini yazıp gönderirse en yakın zamanda kargolayacağım Bildiğiniz üzere iletişim olmaması halinde yeni bir çekiliş düzenleriz.

Tekrar görüşünceye kadar sanatla ve sevgiyle kalın <3.

Dipnot: Resmin kaynağına üzerine tıklayarak ulaşabilirsiniz :).
Devamını Oku »

31 Aralık 2017 Pazar

Sevgili Güllük #57 (Reading Challenge Sonuç, Yeni yıl ve Çekiliş)

2017'nin son gününden herkese merhabalar. Bu yılın son gününde sizlere bu yılın son Sevgili Güllük'ünden sesleniyorum :). Yarından itibaren tüm Güllükler sıfırlanacak ve ben yeni bir güllük serisine başlayacağım. O yüzden gelin 2017'nin bu son günü ve güllükünde gelin biraz sohbet edelim :).

Kendi başlattığım ama asla bitiremediğim bir meydan okumanın daha sonuna geldik :). 12 maddeli ve kesin okurum kesin bitiririm dediğim yarıyıl meydan okumamızı kitap okusam da uygun maddeler bulamadığımdan bitiremedim :(. Son dönemi de saymazsak kitap okuduğum bir yıl oldu. Goodreads'teki meydan okumamı çoktan bitirdim ve ondan sonra da bir düşüşe geçtim nedense :). Yine de gelin beraber bakalım maddelerden hangilerini okumuşum :).

Öneri Makinesi Yarıyıl Reading Challenge 2017



Diğer arkadaşlarımın meydan okuma sonuçlarını aşağıda bulabilirsiniz :);

Periodic Library
Şule Uzundere

Olur da unuttuğum arkadaşım varsa lütfen yazsın sonuç yazısını hemen ekleyeyim. Katılan herkese çok ama çok teşekkür ederim :). Harika bir meydan okuma oldu sizin sayenizde. Nice meydan okumalara diyelim. Ben çok zevk aldım, umarım siz de sevmişsinizdir. Yeni yılda da birkaç meydan okuma düşüncem var ama bakalım. Siz ne dersiniz gelsin mi devamı :)?













Bu arada Yılbaşı Çekilişimiz devam ediyor. Katılmak için aşağıdaki linke tıktık. GFC(Gel Gel Güzelim)'den takip etmeyi unutmayın, yoksa geçersiz sayılacak. Linkten bir kontrol edin derim :).

Öneri Makinesi Yılbaşı Çekilişi

Ben bu sene sizlerle çok güzel zaman geçirdim, birçok blog tanıdım, okudum, yorum yaptım. Umarım siz de Öneri Makinesi'ni okumaktan mutluluk duymuşsunuzdur :). Hepinize sağlıklı çok mutlu huzurlu bol bloglamalı dileklerinizin gerçek olduğu harika bir yıl diliyorum <3. Hep beraber daha da çoğalarak güzel bloglu nice yıllara <3.



Dipnot: Giflerin kaynaklarına üzerilerine tıklayarak ulaşabilirsiniz :).
Devamını Oku »

26 Aralık 2017 Salı

Sinema Güzeldir #6 (Başka Sinema: İşe Yarar Bir Şey ve Sarı Sıcak)

Başka Sinema sen ne harika şeysin :). Sinema Güzeldir serisine Başka Sinema'yla devam ediyorum, havama, lüksüme bakın <3<3<3. Öncelikle beni çok ama çok heyecanlandıran bir haberi paylaşmak isterim. Şu yazımda şehrime gelmeyecek dedim ve şehrim beni öyle güzel öyle güzel yanılttı ki ... Geldi çünkü. Gönlümün efendisi, çok merak ettiğim, hemen koşup izlemek istediğim "Godard ve Ben" şehrime geldi <3<3<3<3. Planlar yapıldı hemen hafta sonu gidilip izlenilecek <3. Sonra da yorumu sizlerle paylaşılacak :). Bu Başka Sinema çok güzel ya, çok ama çok mutluyum. Antakyalılar siz de bir el atın şu sinemaya böyle güzel filmler geliyorken. Haftada en az bir kez gidin, çok güzel filmler geliyor. Ben de o izlediklerimden ikisini önereceğim şimdi. Hadi bakalım, bir de lütfen Konak Başka Sinema'ya devam et <3.

İşe Yarar Bir Şey - Pelin Esmer (2017)




Harika bir film. Tek kelimeyle harika. Bayıldım, her dakikasını zevkle izledim. Bir tren yolculuğu iki kadın ve bir karar. Edebiyatla iç içe, gizem, kara mizah, gerilim bu filmde. Bir de alıntılar, şiirler var ki en olmadık yerlerde gözlerinizi dolduracak cinsten. Biliyorum geç kaldım yazmak için ama olur da hala oynuyorsa sinemalarda mutlaka gidin izleyin, teşekkür edeceksiniz. Barış Bıçakçı okuma isteği uyandıracak, yazarı severler filmdeki etkisini zaten hissedecek. Teşekkürler Pelin Esmer, teşekkürler Barış Bıçakçı. Başak Köklükaya, Öykü Karayel ve Yiğit Özşener. Çok güzel film çok <3.

Sarı Sıcak - Fikret Reyhan (2017)




Giriş sahnesiyle beni bir güzel geren sonrasında da sırtımızda o sarı sıcağı hissettiren bir film. İbrahim'in hayatına odaklanıyoruz bu filmde. Hayallerini, onlara kavuşmak için uğraşını ama bu arada da güç dengelerini, ataerkil aile düzenini, değişen sistemi de İbrahim dolayısıyla görürüz. Kısa, sade bir film.

Bu iki filmi de ben beğendim ama İşe Yarar Bir Şey tekrar izleme isteği uyandırdı. Çok ama çok sevdim <3. Kitap alıntıları, şiiri, müzikleri, görüntüler, oyunculuk kısaca her şeyiyle ben çok sevdim :). Sonuç olarak ikisini de beğendim. Başka Sinema'ya sevin, sevdirin  <3.
Devamını Oku »

24 Aralık 2017 Pazar

Pazar 6'lısı: 2017'de Tanıştığım 6 Yazar

Merhabalar :). Bir önceki Pazar Altılısı yazımda bahsettiğim gibi bilgisayarımın artık yaşamadığından ve yoğunluğumdan ötürü istemsiz bir ara oldu blogda ama bilgisayar ve zaman buldukça koşup yazacağım :). O yazıya gitmek için tıktık. Onun dışında listeler ve sevmek yazıları da son dokunuşları bekliyor, bana biraz enerji ve gaz takviyesi lazım sanırım bunları tamamlayıp yayınlamam için :).

Gelelim bu haftaki gecikmek zorunda kalmış güzel bir pazar altılısına. 2017'ye genel bir bakış atıp yeni tanıdığımız yazarlardan bahsediyoruz. Hadi kahveler hazırsa başlıyorum :).

Bu yıl Goodreads'te ki hedefimi baya önce tamamladım ve ondan sonra okuma hızım da azaldı, oradaki meydan okuma yüzünden mi bilinmez bu okuma yavaşlığı o da ayrı soru :). Bu yıl çokça yeni yazarla tanıştım; bazılarını sevdim ve birçok kitabını okudum bazıları ile ise mesafeli bir ilişkimiz oldu, ısınamadım. Bu yılda yeni tanıştığım yazarlardan en çok sevdiklerim ve başka kitaplarını da okumak istediğim ya da çoktan okuduğum yazarları seçtim. Bakalım bu yazarlar sizin de sevdiklerinizden mi yoksa tanımak istediklerinizden mi? :).



1. Richard Brautigan


Daha önce yarıyıl okuma mimi vardı orada da en çok sevdiğim yazardı yılın ikinci yarısında da sonuç değişmedi. Brautigan 2017'ime damga vuran bir isim. Piyasadaki tüm kitaplarını okuyup tükenenleri harıl harıl aradığım harika bir yazar. Bu yıl tanıdığıma çok sevindiğim benim için değerli ve önemli bir yazar oluverdi. Hatta bakınız: Richard Brautigan Sevmek. Kendisinin tükenen kitaplarını en yakın zamanda okumak ve Brautigan eserlerini bitirmek isterim. Sadece 2017'de değil genel anlamda da favori yazarlarıma girdi.

2. İsahag Uygar Eskiciyan


Bu yıl blogda bir ilk gerçekleşti. Sizlere ben değil bir konuk yazar bu sefer kitap önerdi hem de son kitabı Konteynır Zaafı ile çok okunan yazarlardan İsahag Uygar Eskiciyan :). Yarıyıl Reading Challenge'da bu yıl çıkan bir kitap için seçtiğim Eskiciyan'ın Konteynır Zaafı'nı sevdim ve kitaplarını okumaya devam edeceğim. Kendisiyle de konuşma fırsatı yakaladığım mütevazi güzel yazar. Kendisi ve kitaplarıyla tanıştığım için çok mutluyum :). Diğer öykülerini de okumak istediğim yazarlardan. Kendisinin Öneri Makinesi için önerdiği kitabı okumak için buraya alalım: İsahag :Uygar Eskiciyan Önerdi: Jose Saramago - Görmek.

3. Birhan Keskin


Şiir insanı değilimdir çok da okumam bilirsiniz ama Birhan Keskin çok güzel yazıyor. Herkese öneririm onun şiirlerini. Şiir sevdirir o derece :). Ben iki kitabını okudum ve çok sevdim. Yeni yılda da tüm şiirleirni okumak isterim :).

4. Aslı Erdoğan


"Kabuk Adam" ile geç de olsa tanıştığım diğer kitaplarını da yakın zamanda okumak istediğim bir yazar. Kabuk Adam çabuk okunan etkileyici bir romandı. Siz de Aslı Erdoğan hiç okumadıysanız bu kitapla başlayabilirsiniz :).

5. Doris Lessing


"Türkü Söylüyor Otlar" uzun zamandır okumak istediğim bir kitaptı ve bu Nobel ödüllü yazarı okumayı ne kadar da geç kaldığımı anlamamı sağlayan bir kitap da oldu. Bence siz de bu postkolonyal edebiyatın güzel örneklerinden biri olan "Türkü Söylüyor Otlar"'ı  hemen okumalısınız.

6. Sezgin Kaymaz


Çok samimi, içten ve su gibi akıp giden öyküler. Çok sevdim "Bugün Bize Kim Geldi"'yi.  Buraya tıklayarak da detaylı  yorumumu okuyabilirsiniz. Yeni yılda diğer öykülerini de okumak isterim :).

Devamını Oku »

Pazar 6'lısı: 2018'de Okumak İstediğim 6 Kitap

Merhabalar, bilgisayarımın bozuk daha doğrusu ölmüş olmasından kaynaklı yılın bu son günlerinde pek aktif olamıyorum fakat Pazar Altılı temaları bu ay o kadar güzel ki hem bu haftanın hem de paylaşamadığım geçen haftanın temalarını paylaşacağım. Bu haftanın teması en sevdiğim temalardan biri, alışveriş sepeti doldurmak gibi okumak istediğim 6 kitap :). Bu ayın ilk temasında da okumak istediğim kitapları yazdım burada da yazacağım :). Çok zevkli çünkü :). Umarım sizin için okumak da öyledir :).

O kadar çok okumak istediğim kitap var ki ben kategorilendirdim :). Bu sefer de kurgu dışı iki tema belirledim okumak istediklerimden :). Biri Yeni İnsan Yayınevi'nin Ekoloji serisinden kitaplar diğeri ise sinema kitapları :).

Hazır ekoloji kitaplarından bahsetmişken Sinek Sekiz Yayınevi Ajanda ile döndü ve yeni yılda tükenen kitapların baskıları ve yeni kitaplarla geliyor <3. Ajanda siparişimi verdim, kitaplar çıksın tükenmeden hemen hepsini edinme niyetindeyim :).

Yeni İnsan Yayınevi'ni Ekoloji kitapları okumak istediğimden denk geldiğim bir yayınevi. Kendileriyle daha tanışamadık ama yeni yılda çok okumak istediğim bir yayınevi, özellikle ekoloji serisi. Umarım istediğim tüm kitaplarını okurum çünkü baya ilgimi çekiyor konuları :). Okumak istediğim çok kitabı var hatta şuradaki yazımda da Permakültür Bahçeleri'ni okumak istediğimi yazdım bu sefer diğer kitaplardan üç tanesini yazacağım.

Sinema da zaten bildiğiniz gibi ilgi alanım, merakım. Hem izlemeyi hem okumayı çok seviyorum. Bu sene de daha fazla okuyup daha çok blogda yazmak detaylı incelemeler yapmak istiyorum. O yüzden son üç kitabı da sinema alanından seçtim.



Küba'da Sürdürülebilir Kent Tarımı - Sinan Kunt


Küba ilgi çekici bir ülke, gezip görmek istediğim bir ülke :). Zamanında bir belgesel izledim Küba hakkında ve ilgim daha çok arttı. O yüzden bu kitabı da okumak isterim :).

Ekoköy Ithaca - Liz Walker 


Böyle bir deneyimi okumak güzel olacak gibi. Öznel deneyimleri zorlukları ve güzellikleriyle okumak baya ilgimi çekiyor.

Ekoköyler: Yeni Rotamız - Julian Rose 


Ekoköyler hakkında daha fazla bilgi sahibi olmak istediğim için merak ettiğim bir kitap :).

Godard Godard'ı Anlatıyor - Jean Luc Godard


Sanırım bu kitaptan daha önce bahsettim (evet baktım bahsetmişim :)) ama Instagram'da hikayelerimi izleyenler fark edecektir bu kitabı aldım ve okumak için sabırsızlanıyorum. Godard'ı çok seviyorum. Godard ve Ben filmi şehrine gelenler kaçırmasın izlesin. Maalesef benim şehrime gelmedi ve gelmeyecek gibi :( ama umarım Başka Sinema ile gelir. Çok merak ediyorum. Ben de o arada kitabımı okur, Godard'ın izlemediğim filmlerini izlerim :).

Almodovar Teoremi - Antoni Casas Ros


Bir diğer sevdiğim yönetmen :). Tam olarak sinema kitabı diyemeyiz belki ama yine de Almodovar var işin içinde :)..

Kitaptan Filme blogu da çok güzel kitap film incelemeleri yapıyor Almodovar demişken. Kendisi de Almodovar sever ve karşılaştırmalı incelemelerini okumak isterseniz ismine tıklayın :). Sadece Almodovar değil birçok kitaptan filme uyarlama yazıyor, Almodovar deyince aklıma geldi :).

Sinema, Benim Memleketim - Fatih Akın


Fatih Akın'ı severim. Bu kitabı da Ezgiciğim önermişti. O önerdikten sonra kitapçıda denk gelince Duvara Karşı filminin anlatıldığı bölümü biraz okuyunca daha da çok okumak istedim. Yakın zamanda alıp okumak isterim :).

Benim bu haftaki kitap seçimlerim bunlardı. Sizin bu kitaplar arasında okumak istedikleriniz var mı? 2018 okuma planlarınız nelerdir? Benimle paylaşın :). Harika bir pazar geçirmeniz dileğiyle, sanatla kalın <3.

Devamını Oku »

19 Aralık 2017 Salı

Yılbaşı Çekilişi #2018 (Kapandı)

Merhabalar :). Gecikmeli olarak sizlere hızlı bir çekiliş sunmak istiyorum :). Teknik aksaklıklardan ötürü tahminimden daha geç oluyor ama her zaman dediğimiz gibi güç olmasın :).


Hayatta en sevdiğim şeylerden biri bu hediye alıp verme olayı. O yüzden elimden geldiğince blogda da bu etkinlikleri yapmak istiyorum. Umarım siz de seviyorsunuzdur çünkü sizler için harika bir kitap seçtim :). Çok severek okuduğum Sevgi Soysal'ın Tante Rosa'sını umarım siz de seversiniz. Onun yanında ise bu tatlı robotlu defteri hediye etmek istiyorum kalemlerle beraber güzel anı, blog notları veya planlarınızı yazın diye :). Tabi yanında sürpriz kırtasiye malzemeleri, stickerlar, kartlar, el yapımı ayraçlar da olabilir :).

Katılmak için yapmanız gereken çok basit blogumu sağ alt köşedeki Gel Gel Gel Güzelim kısmından takip edip izleyicim olmanız ve katıldığınıza dair yorumu bana yeni yıl dileklerinizle yazmanız :). Bu sefer ek hak için paylaşma durumu yok çünkü link paylaşılmıyor ve ben tek tek bakamıyorum. O yüzden paylaşırsanız daha çok kişiye ulaşması için sevinirim ama ek hak bu seferlik yok :). Herkes tek hakla katılacak :). Umarım güzel bol katılımlı bir çekiliş olur ve bana yazdığınız tüm dilekleriniz gerçek olur.

Çekiliş 7 Ocak 2018 23.59'da son bulacak. Hemen açıklayıp göndermeye de çalışacağım :). Maalesef yurt dışından da katılım kabul edemiyorum.

2017 benim için  rahatlıkla söyleyebilirim ki kötü bir yıldı; arkadaş kazığı mı yemedim, yetişkin sorunlarıyla mı uğraşmadım, bilgisayarım telefonum mu bozulmadı, hayallerim mi sarsılmadı ama güzel şeyler olmadı dersem de yalan olur. Yine de sağlığım yerinde, ailem yanımda ki bunlar benim için mutluluk verici. Kültür Sanat etkinlikleri de fena geçmedi sanki. Blogda da son dört yılda en aktif olduğum yıl oldu umarım katlanarak devam eder :). Harika bloglar tanıdım, ilk kez mektup arkadaşlarım oldu ve harika insanlar tanıdım tanıyorum. Umarım 2018 hepimiz için güzel olur ve hayalleriniz bir bir gerçek olur.

Hem güzel bir çekilişe katılmak hem de bu yıldan beklediklerinizi ya da sizin 2017'nizin nasıl geçtiğini bana yazarsanız çok sevinirim, umarım benimkinden çok daha güzel geçmiştir :). Şansınız bol, huzurunuz yerinde, mutluluğunuz daim yeni yılınız kutlu olsun :'):') (resmen otomatik yeni yıl mesajı gibi oldu, ıyyyykkk :):)). Hadi görüşürüz, sanatla kalın <3.
Devamını Oku »